Maliye çalışanlarının sorunları 16 sayfalık raporda toplandı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Mayıs 2009 04:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Büro Memur Sen, Maliye Bakanlığında çalışan personelin sorunlarına ilişkin bir rapor hazırladı. Aşağıda raporun tüm metnine yer veriyoruz.

BÜRO MEMUR-SEN
MALİYE BAKANLIĞI VE GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ÇALIŞANLARININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
RAPORU

ANKARA/2009

İ Ç İ N D E K İ L E R

GİRİŞ. 3

MALİ HİZMETLER SINIFI 6

DENGE TAZMİNATI 6

PERSONEL İHTİYACI 6

MÜDÜR VE MÜDÜR YARDIMCILARI 6

VHKİ KADROSU.. 7

ÖZEL UZMANLIK. 7

EK ÖDEMELERİN ARTIRILMASI VE EMEKLİLİKTE HESABA KATILMASI 9

KADROSUZLUK NEDENİYLE İLERLEYEMEYEN PERSONEL. 9

SAYMANLAR VE YER DEĞİŞTİRMEYE TABİ PERONELİN SORUNLARI 10

İLÇELERDE ÇALIŞAN PERSONEL. 10

GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARI 11

HİZMET BİNALARI, YEMEKHANE, MİSAFİRHANE ve LOJMAN SORUNU.. 11

BÜYÜKŞEHİRLERDE HASTA REFAKATİ SORUNU.. 12

DAİRE DIŞINDA ÇALIŞAN PERSONELİN ÖĞLE YEMEĞİ VE ULAŞIM SORUNU.. 12

ENGELLİ PERSONELİN SORUNLARI 12

HİZMETLİ, ŞOFÖR ve GECE BEKÇİLERİNİN SORUNLARI 13

GİYECEK YARDIMI 14

FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ 14

KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIM EVİ 14

MESLEKİ EĞİTİM KURSLARI 15

VERGİ DAİRESİNDEKİ İŞ VE İŞLEMLER. 15

DİĞER SORUNLAR. 16

GİRİŞ

Maliye Bakanlığı çalışanlarının en büyük sorunlarından birisi; "Eşit işe eşit ücret" sloganı ile yola çıkılarak 2006 yılından beri uygulanmakta olan ve önce "Denge Tazminatı" sonra da "5793 Sayılı Kanuna Göre Verilen Tazminat" adı altında ödenen ek tazminattan Bakanlığımız çalışanlarının belirli ölçüde de olsa yararlanamamasıdır.

Maliye Bakanlığı gibi bu tazminattan yararlanamayan diğer kurumların yararlanamama gerekçesi olarak; almakta oldukları ek ödeme adı altındaki ücretler gösterilmiştir. Bu diğer kurumların çoğunun aldıkları ücretler zaten tatmin edici durumdadır. Mesela, Sağlık Bakanlığı çalışanlarının ek ödemeden çok daha fazla bir yekûn teşkil eden "döner sermaye" adı altında almış oldukları ücretler vardır. Bunun yanında söz konusu tazminattan yararlanan öğretmenlerin 400-500 TL'leri bulan ek dersleri ise ayrı kategoride tutularak ek ödeme sayılmamıştır. Hatta Denge Tazminatından önce Maliye Personelinden çok daha az maaş alan Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin bile maaşı Maliye personeli ile eşitlenmiştir.

Maliye Personelimizin gerek iş yükünün çok fazla oluşu, gerek iş riski ve sorumluluğunun yüksek oluşu ve gerekse hemen hemen bütün kurumlarla mecburen ilişki içinde olması, yapılan ek ödemelerden faydalandırılmamış olması adaleti zedeleyici bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, her gün binlerce, hatta iş yükü yüksek birimlerde milyonlarca değerindeki tahsilât ve ödemeleri gerçekleştiren Maliye Personeli ile diğer kurumların personelinin ücretlerinin eşitlenme çabası "eşit işe eşit ücret" ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Her Maliye çalışanı toplam bazda milyonlarca TL değerindeki evraklara büyük bir risk altında imza atmaktadır. Maliye personelinin, yaptığı görevin her alanında başta para ve menkul-gayrimenkul kıymetler olduğu için azami dikkatli ve azami mevzuata hakim olması gerekmektedir. Yapılacak en ufak bir hatayı bile düzeltmesi çok zor olmakta, bazen karşılanması çok zor zimmetler meydana gelebilmektedir. Bunların yanında bazen en ufak bir hata yüzünden bile aylar hatta yıllar süren mahkemelerle uğraşmak durumunda kalınabilmektedir.

Yapılan araştırmalara göre başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde Maliye çalışanlarının özlük haklan ve maaşlar diğer çalışanlardan çok daha ileri düzeydedir. Mesela, Fransa'da Hakim ve Savcılardan sonra en yüksek maaşı Maliye çalışanları alır. Çünkü Maliye çalışanlarının diğer birçok görevlerinin yanı sıra en önemli görevi, devletin gelirini toplaması ve harcamasını gerçekleştirmesidir. Bu iki ana görev bir ülkenin ekonomisinin can damarlarıdır. Bu görevlerde meydana gelen aksamalar ülke ekonomisini, mali yapısını, sosyal yapısını, velhasıl tüm alanlarını olumsuz yönde etkiler. "Musluğun başı" diye tabir edilen gelir toplama ve harcama gerçekleştirme işlevleri, devletin gözbebeği gibi önem vermesi gereken bir alandır. Bilindiği gibi devlet deyince akla en başta güvenlik, adalet, maliye, eğitim ve sağlık gelir. Bunlardan eğitim ve sağlık özel sektör tarafından da belli ölçülerde sağlanabildiği halde öbür alanlardaki hizmetleri sadece devlet sağlayabilir.

Başta saymanlıklar olmak üzere tüm Maliye birimlerinin hemen hemen bütün kamu ve özel sektör birimleri ile ilişkileri vardır. Kamu kurumlarının harcamaları, hesaplan, ödemeleri, maaşları, taşınır hesapları vs. Saymanlıklarca tutulmakta, vergi ile ilgili işlemleri vergi dairelerince yapılmakta, menkul ve gayrimenkulleri ile ilgili birçok işlemleri de milli emlak müdürlüklerince gerçekleştirilmekte, devletin taraf olduğu davalar da muhakemat müdürlüğü ve servisleri tarafından takip edilmektedir.

Zaten çok geniş olmasına rağmen devamlı değişen ve büyüyen mevzuatımıza yetişmek zor bir hale gelmektedir. Bugün herhangi bir kamu kurumunda çalışan bir personel belli kalıplar içerisinde mevzuat ile belirlenmiş işlemleri gerçekleştirmekte iken bir Maliye personelinin kanun, yönetmelik, tebliğ ve genelgelerden de haberdar olması gerekmektedir.

Bilhassa küçük yerlerde olmak üzere Maliye personelinin sadece kendi değil başka kurumları da ilgilendiren mevzulardan da sorumlu olduğu kanısı hakimdir. Kendi alanlarındaki konuları bile "nasıl olsa maliyecilere sorarız" diye birçok devlet memuru öğrenmez veya öğrenmek istemez. Aynı şekilde harcırah, harcama belgeleri, taşınır işlemleri vb. ile ilgili de kurumlar topu hep Maliyeye atmakta, mevzuatı öğrenmeye çalışmak yerine çoğunlukla sorunları halletmesi için Maliyeye getirmektedirler.

Bunların yanında genellikle ilçelerde Maliye dışındaki personel çoğunlukla yetersiz görülmekte, başta Kaymakamlıklar tarafından birçok angarya iş Maliye personeline ihale edilmektedir. İlçelerde Kaymakamlıkların en öncelikli yardım, danışma ve araştırma kurumu Malmüdürlükleridir. İlçe idare kurullarınca araştırılması gereken 2022 sayılı yasaya göre maaş bağlanması hakkındaki araştırmaların bile bazı ilçelerde Malmüdürlüğünce yapılması istenilmektedir. Bunun yanında Sosyal Yardımlaşma ve Özel İdarelerde birçok ihale, yardım vs. görevleri de kendi personelince yapılması gerekirken Maliye personelince yaptırmaya çalışılmaktadır.

Bütün bu örnekler çoğaltılabilmekte, Maliye personelinin iş yükü, iş riski, sorumluluğu arttıkça artmaktadır. Hemen her iş Maliyeye havale edilmekte ve Maliye personeline kendi görevi dahilinde olmayan meseleleri bile halletmesi için baskı kurulmaktadır. Her ne kadar 5018 sayılı Kamu mali Yönetimi ve Kontrol kanununa göre bilhassa satın almalarda sorumluluk hizmet birimlerine/harcama yetkililerine aktarılmış ise de çıkarılan ek mevzuatlarla ve uygulamada hala birçok sorumluluğun Maliyeye de ait olduğu görülmektedir. Yapılan daha çok yetki daraltılması olmuştur.

Eşit işe eşit ücret sloganı ile kamu personeli arasındaki ücret dengesizliğini, ücret adaletini sağlamak için yola çıkan bürokratlar, ücretleri kıyaslarken iş yüklerini, iş risk ve sorumluluklarını kıyaslamadıkları açıkça ortadadır. Bayramda seyranda, idari tatillerde, yılbaşlarında, dönem sonlarında-dönem başlarında, yaz tatillerinde, gecesinde gündüzünde Maliye personeli çalışmaktadır. Bilhassa idari tatillerde birçok kurumda personelin yerinde yeller eserken, mükellef gelmese dahi Maliye devamlı çalışmakta, ek mesai haricinde dahi işlemleri bitirmeden iş yerini terk edememektedir.

Tabi ki bütün bu adaletsizlik, haksızlık, vurdumduymazlık Maliye personelini derinden yaralamakta; iş verimliliğini düşürmekte, çalışma azim ve kararlılığını köreltmektedir. Bunun sonucu olarak ta; geliri toplamakla görevli memurların gerekli özeni ve çabayı göstermemesinden dolayı gelirlerin yeterli bir şekilde elde edilememesi, ödemeleri kontrol ederek muhasebeleştiren personelin de gerekli dikkati göstermemesi sonucu haksız ödeme ve kayıpların doğması sonuçlarının da meydana gelme ihtimali vardır. Hatta görevini suiistimal etmeye, yolsuzluk yapmaya meyilli olan personelin de fırsatını bulmaları halinde bu gayri meşru yollara başvurmaları ihtimali daha da artacaktır.

Devletin, Maliye personelinin maaşından kısarak yapmak istediği tasarrufun karşılığı olarak kat be kat zarar göreceği kaçınılmazdır. Maliye personelinin özlük haklan ne kadar iyileştirilirse Devlet o kadar daha fazla kazançlı çıkar, o kadar daha fazla vergi toplar, o kadar daha az harcama yapar. Maliye devletin omurgasıdır. Omurga zarar görürse Devletin hareket kabiliyeti o oranda kısıtlanır, omurga kalırsa devlet yerinden kalkamaz. Yetkililerin bütün bunları dikkate alarak bir an önce harekete geçmeleri, on yıllar önce yapılması gerektiği halde bir türlü gerçekleşmeyen Mali Hizmetler Sınıfını bir an önce tesis ederek bu yolla Maliye teşkilatına hakkettiği statü tanınmalı ve ücret oranlarında iyileştirme sağlanmalıdır.

MALİ HİZMETLER SINIFI

Maliye Bakanlığı Personelinin gelir gider ayrımı yapılmaksızın iş yükü, iş riski, mükellef karşısındaki zorlukları aşikârdır. Hem çalışma şartları ve hem de diğer kurumlarla karşılaştırıldığında aradaki çalışma farkları gözle görülür bir şekilde ortada durmaktadır. 657 sayılı Kanun'da gerekli yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle Mali Hizmetler Sınıfı ihdas edilmelidir. Bu düzenleme neticesinde de Maliye personelinin iş güçlüğü, iş riski ve mali sorumluluk durumları da göz önünde bulundurularak mali hakları yeniden düzenlemelidir.

DENGE TAZMİNATI

Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatı personeline ödenen ek tazminat, denge tazminatına adeta ilham kaynağı olmuştur. Giriş bölümünde de izah edildiği üzere Maliye ve Gelir İdaresi personelinin denge tazminatından yararlandırılması sağlanmalıdır.

PERSONEL İHTİYACI

Bakanlığımızın çoğu biriminde personel sayısı hızla azalmaktadır. Bu da çalışan personelin zaten yoğun olan çalışma temposunu daha da arttırmakta, personelde motivasyon ve konsantrasyon eksikliğine yol açmaktadır. Sürekli eksik kadroyla ve yoğun bir iş yükü altında çalışmakta olan çalışanlarımız, iş ve işlemlerdeki muhtemel eksiklik veya hatalardan dolayı sürekli olarak risk altında çalışmaktadır. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi taşra birimlerinin personel ihtiyacı belirlenerek yeni personel alımı yoluyla giderilmeli, aşırı iş yükü altında ezilen ve sürekli hata yapma stresi altında bunalan mevcut personel rahatlatılmalıdır. Boş Hazine Avukatı kadrolarına bir an önce atama yapılmalıdır.

Maliye Bakanlığında özellikle personel sıkıntısı bir an önce giderilmelidir. Gelir İdaresinde 2008 sonu itibariyle toplam kadro 60035 iken dolu kadro sayısı 42995 dir. Taşrada 15172 boş kadro bulunmaktadır. Taşrada birçok birimimizin yükü bir iki kişi tarafından kaldırılmaktadır. Özellikle ilçelerimizde personel sıkıntısı sebebiyle çalışanlar istedikleri yerlere tayin olabilmek için yıllardır beklemektedir.

MÜDÜR VE MÜDÜR YARDIMCILARI

Bakanlığımızın çeşitli kademelerinde görev yapan Müdür ve Müdür Yardımcılarının mali yönden sorumluluklarının ve iş yoğunluklarının fazla olması nedeniyle bu sorumluluklarının altında ekonomik olarak biraz daha rahat etmeleri için Denetim Tazminatından Müdür ve Müdür Yardımcılarının da yararlandırılması gerekmektedir. Müdür yardımcılarının maaşları mahiyetinde çalışanların maaşlarından daha üst seviyeye çıkartılmalıdır. Vergi dairesi Müdür yardımcılarına da inceleme yetkisi verilmesi yönünde VUK 135. maddede gerekli düzenleme yapılamalıdır. 3568 sayılı yasanın 6. maddesine Gelir İdaresinde çalışan müdür yardımcılarının da ilave edilmesi sağlanmalıdır.

VHKİ KADROSU

Bakanlığımızın sorunlarından birisi de VHKİ kadrosunun yeterince tahsis edilmemesi ve kadroyu kazanma şartlarının çok ağır oluşudur. Bakanlığımız haricinde neredeyse bütün kurumlarda bilgisayar kullanan hatta kullanmayan personele bile sınav şartı aranmadan verilen VHKİ kadrosu, Bakanlığımızda maalesef 3-5 yılda bir açılan zor sınavlarla ve kısıtlı bir sayı ile verilmektedir. Bakanlığımızda VHKİ sınavı ilk defa 2004 yılında açılmış, fakat sınav soruları çok zor olduğu için çoğu kişi barajı geçecek puanı alamayarak kazanamamış, tahsis edilen kadroların yarısı bile doldurulamamıştır. Hatta bazı taşra birimlerinde 15 kişilik kadroların ancak 2-3 tanesi doldurulabilmiştir. Daha sonra 2008 yılında yapılan sınavda ise sorular 2004 yılındaki kadar zor olmasa da kadroların dağıtımı dengeli yapılmamış, bilhassa taşrada Defterdarlıklarda görev yapan personelden sınavı kazananların tamamına yakını tahsis edilen kadroların ilçelerde olması ve kaydırılmaması nedeniyle görev yerlerini terk etmek istememişlerdir. Dolayısıyla kazanmış oldukları sınav ile hak ettikleri kadrodan feragat etmek zorunda kalmışlardır. Neticede görev yaptıkları yerleşim biriminde kurulu bir düzeni olan memurlar (eğitim-sağlık-konut-eş-vs.) bu düzenlerini bozmamak için tercih yapmak zorunda kalmışlardır.

Maliye Bakanlığı çalışanları diğer kurumlardan çok daha evvel bilgisayar kullanmaya başlamışlardır. SAYOTO, VEDOP ile başlayan otomasyon süreciyle birlikte halen Say2000i, MEOP, EVDO gibi otomasyon sistemleri istisnasız bütün Maliye memurları devamlı surette bilgisayar kullanarak görevlerini ifa edebilmektedirler. "VHKİ kadrosunu en çok hak eden personel Maliye personelidir" denilse hiç abartı sayılmaz. Bakanlığımız memurlarının hepsine yan ödeme farkından, daha da önemlisi "hususi damgalı pasaport alabilme" hakkından yararlanabilmek için gerekli olan VHKİ kadrosunun sınavsız verilmesi gerekir. Eğer bu mevzuat gereği imkânsız ise daha önce çok kısıtlı sayıda tahsis edilen kadrolar yerine yeterli sayıda kadro tahsis edilmeli, sınav yapılacaksa da zor olmamalı ve kadroların tahsis yerleri kazananların oranına göre değiştirilebilmelidir.

ÖZEL UZMANLIK

Bakanlığımızda kalitenin ve verimliliğin arttırılması gibi amaçlarla uzmanlaşmaya yönelik adımlar atılmaya başlanmış, Muhasebat, Milli Emlak ve Gelir İdaresi Birimlerince özel uzmanlık sınavları açılmıştır. Bu sınavlar ile 4 yıllık ilgili fakülte mezunu olup diğer şartları taşıyan personele uzmanlık hakkı tanınarak kariyer yapma imkânı verilmiş ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak bilhassa Muhasebat Genel Müdürlüğünce yapılan özel uzmanlık sınav sorularının zorluğundan dolayı sınava giren personelin çoğu 70 puan barajını aşamamaktadır. 2009 yılında yapılan Muhasebe Uzmanlığı Özel Sınavına 2000 civarında personel katılmış, fakat sorular çok zor olduğu için 500 kişilik kadro tahsis edildiği halde 70 puan barajını sadece 229 kişi aşabilmiştir. Bu durum, sınav için büyük çaba ve emek sarf eden personeli çok üzmüştür. Üstüne üstlük uzmanlık yazılı ve sözlü sınavlarına gidiş-geliş için harcırah da verilmemektedir. Muhasebe Uzmanı olabilmek için sadece Muhasebe Uzmanlığı Özel sınavına girilmesinin zorunlu olmayıp kariyer meslek sınavları sonucu kurum dışından da sınava girip Muhasebe Uzmanı olma imkânının olduğu gerekçesi ile Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü harcırah verilmeyeceği görüşünde bulunmuştur. Bu görüşe katılmamız mümkün değildir. Kurum bir an önce gerekli düzenlemeyi yaparak, çalışanların bu mağduriyetini gidermelidir.

Görevde yükselmelerde Liyakat ilkesine dikkat edilmesi ve nitelikli, hak eden insanların seçimine dikkat edilmesi gerekir ise de kadroların bu kadar sıkı ve ulaşılması güç olması personel arasında kırgınlığa sebep olmaktadır. Bu durum uzmanlığı kazanan personele karşı diğer personelin bakış açısını da olumsuz yönde etkilemektedir.

Kalite ve verimin attırılması, personel arasındaki işbirliğinin sağlamlaştırılması için yeterli sayıda uzmanlık kadrosu tahsis edilmeli ve sınavların şartları makul ve akılcıl seviyelere çekilmelidir. Böylece diğer personel de uzmanlık sınavına katılabilme şartlarına sahip olabilmek için mücadele edebilecek, ilgili yüksek okulları bitirmeye çalışabilecek, mevzuat bilgilerini arttırabilecek ve işyerinde bir rekabet ortamı oluşabilecektir.

Maliye Bakanlığı bünyesinde bulunan birimlerden Muhasebe, Gelir ve Milli Emlak birimlerinin kurum içerisinden uzmanlık kadrolarının olmasına karşın Personel ve Muhakemat Uzmanlığı kadrosu bulunmamaktadır. Bu Birimlerde de bulunan personele gerek uzmanlık gerek buna eşdeğer bir kadronun tahsis edilmesi şarttır.

Gelir, Milli Emlak ve Muhasebe uzmanlarının statüsü belirlenmelidir. Aynı dairede bir arada çalışan uzmanların birisi müdür yardımcısı, birisi şef, bir diğeri de memur olarak çalıştırılmaktadır.

Muhasebe Uzmanlığında mülakatın kaldırılması gerekmektedir. Çünkü Muhasebe Memuru evrak üzerinde yorum yapar veya bilgisayarda işlem yapar. Üçüncü şahıslarla mükellefle pek işi olmaz. Haliyle hitabet diksiyon gibi artılar muhasebe memuru veya uzmanı için olmazsa olmazlardan biri değildir.

Muhasebe Uzmanlığı sınavlarının ezberden uzak, yorum gerektiren nitelikli sorularla yapılması, tek aşamalı olması, hem adil, şaibeden uzak hem daha amacına uygun olacaktır.

Yapılması planlanan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavının ÖSYM ve MEB aracılığı ile yapılması, Kanunda belirtilen 5 yılda 3 sınava giriş hakkı sınırlamasının kaldırılması için gerekli mevzuat değişikliğinin sağlanması, Gelir Uzmanlarının hiyerarşik olarak konumlarının ve görevlerinin yönetmelikle belirlenmesi

Özel Uzmanlık Sınavlarını kazanan memurlara bir derece verilmesi sağlanmalıdır.

Özel Uzmanlık sınavlarında dört yıllık fakülte mezunu olup, başka kurumlardan Maliye Bakanlığına naklen geçen çalışanların geldiği kurumdaki son üç yılın sicilleri dikkate alınarak bu arkadaşlarımıza da özel uzmanlık sınavlarına girme hakkının verilmesi sağlanmalıdır.

Muhasebe birimlerinde çalışan muhasebe uzmanlarına da muhasebeciler sertifikası eğitimi verilmelidir.

Devlet Muhasebe uzmanlığına geçişlerde Kamu Personeli Dil Sınav şartı kaldırılmalıdır.

Özel Uzmanlık sınavıyla atananlara da inceleme yetkisinin verilmesi sağlanmalı, iç denetçiliğe atanma yolu açılmalıdır.

Maliye Bakanlığında Muhasebat Milli emlak ve Gelir İdaresinde oluşturulan uzmanlıkların personel birimlerinin taşra kadroları için oluşturulması sağlanmalıdır.

Personel birimlerinde çalışan arkadaşlarımızın birçoğu uzman olabilmek için muhasebat ve milli emlak uzmanlıklarına başvurmak durumunda kalıyorlar ki bu konuda alt yapıları olmadığı için rekabet etme şansları da kalmıyor.

EK ÖDEMELERİN ARTIRILMASI VE EMEKLİLİKTE HESABA KATILMASI

Ek ödeme alınıyor olması sebebiyle, yapılan zamlar Maliye çalışanlarına yansıtılmamıştır. Maliye çalışanlarına ödenmekte olan ek ödeme yıllardan beri artmayıp nispi olarak azalmıştır. Ek ödeme ile ilgili olarak yeni bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Ek 13.maddesine göre ödenmekte olan Ek Ödemeler; Son yıllarda çok düşük %lik zamlar ile karşı karşıya bırakılan ve 5793 sayılı kanunla diğer kamu personelinin yararlandığı ek ödemeden yararlanamayan Bakanlık personelinin maaşları erimiş ve yoksulluk sınırının altında kalmıştır. Ek Ödemelerin günün koşulları, yaşanmakta olan ekonomik kriz, enflasyon oranları ve hayat pahalılığı göz önünde tutularak artırılması yönünde çalışma yapılmalıdır.

Anayasa Mahkemesi Kararı ile iptal edilen ek ödemelerin ikame edilmesi amacıyla Yan Ödeme Kararnamesine personeli mağdur etmeyecek ve hatta biraz daha iyileştirilerek devamlı hale gelmesi sağlanmalı, ödemelerin tamamının emekli keseneğine tabi tutularak, emeklilikte önemli bir gelir kaybına uğrayan çalışanlarımızın emekliliklerinin güvence altına alınması gerekmektedir. Ek ödemelerin maaşa katılması ve emekliliğe sayılması halinde binlerce memur emekli olacağından aynı zamanda yeni memurların istihdamına da imkân sağlanmış olacaktır.

KADROSUZLUK NEDENİYLE İLERLEYEMEYEN PERSONEL

Bilindiği gibi 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 67. maddesinde ?Diğer şartları taşımakla birlikte üst derecelerde kadro olmadığı için derece yükselmesi yapamayan memurların kazanılmış hak aylıkları, öğrenim durumları itibariyle yükselebilecekleri dereceyi aşmamak şartıyla işgal etmekte oldukları kadroların üst derecelerine yükseltilir.? denilmektedir.

Aynı kanunun 37. maddesinde ise ?Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev unvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir.? denilmektedir.

190 sayılı Genel Kadro Ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki cetvellerde bazı unvanların kadro dereceleri 5 ve daha altında bulunmaktadır. Yukarıda anılan Yasa hükümlerine istinaden öğrenim durumları itibarıyla yükselebilecekleri dereceden aylıklarını alan personel, kadro unvanına göre tanınan bazı haklardan yararlanamamaktadır. Genel olarak bütçeye mali yük getirmeyeceği aşikar olan kadro derecesi yükseltmesinin yapılarak unvansız memurların da tedavi yatak sınıfı sınırlandırmasının kaldırılması ve yeşil pasaport alınabilmesinin yolu açılmalıdır. 190 sayılı Genel Kadro Ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki cetvellerde gerekli değişikler bir an önce yapılmalıdır.

SAYMANLAR VE YER DEĞİŞTİRMEYE TABİ PERONELİN SORUNLARI

Yer değiştirmeye tabi personel, görevlerine başladıkları andan itibaren rotasyon nedeniyle gitmediği yer kalmamakta, göçebe hayat yaşamaları nedeniyle çocuklarının nerelerde doğduğunu, hangi okullarda okuduğunu hatırlamayacak duruma getirilmekte, her gittiği yerde edindiği dost ve arkadaşlarını geri bırakarak ve başına bir iş geldiği vakit de eski görev yaptığı yerlerdeki dost ve arkadaşlarını doğal olarak yanında bulamamaktadırlar.

Görev bölgelerinin sayısı azaltılmalı, bölge hizmet süresi uzatılarak personelin daha yerleşik, daha düzenli bir sosyal ve aile hayatı kurmaları sağlanmalıdır.

Bilindiği üzere 5018 sayılı yasa ile harcama evraklarının incelenmesi ilgili dairelerin sorumluluğuna verilmesine rağmen, tahakkuk dairelerin de yetişmiş personel bulunmaması, bu işlerlerle görevli personelin yetiştirilmesi eğitim verilmemesi ve denetlenmemeleri nedeniyle hatalı işlemler yapılmakta, saymanlıklarımızca hatalı ve yanlış olduğu belirtilmesi halinde ise sizin bir sorumluğunuz yok vs. gibi sözlerle yetişmiş saymanlık personeli rencide edilmektedir.

5434 sayılı İhale Yasasında Maliye personelinin çıkarılması nedeniyle ihalelerin mevzuata uygunluğu yok edilmiştir.

Tahakkuk daireleri yasalarla kendilerine verilmiş görevleri zamanında ve süresi içerisinde yerine getirmemektedirler. Örneğin kişi borçlarının takip ve tahsili, yönetim dönemi hesaplarının zamanında hazırlamaları, emekli kesenekleri ve fiili hizmet zamlarının hesaplanması gecikmektedir.

İLÇELERDE ÇALIŞAN PERSONEL

İlçelerden il merkezlerine yapılacak atamalarda kıdem ve puan esasına benzer bir sistemin getirilmesi, böylece personelin memuriyet hayatının ilçelerde geçirmesine engel olunması, ilçelerden merkeze yapılan atamalarda keyfiliğin ortadan kaldırılması, ilçede çalışan personelin moral ve motivasyonunu artıracaktır.

İlçelerde personele öğle yemeği yardımı yapılması, ayni yardım yapılamadığı takdirde nakdi yardımın yapılması, ya da öğle yemeği için ilçelerde ihale ile hizmet alımı yapılması uygun olacaktır.

GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARI

Bakanlığımıza bağlı Müdürlükler ve bağlı kuruluşlarda görev yapan personelin görevde yükselme sınavlarının periyodik hale getirilmesinin sağlanması, Görevde Yükselme Sınavlarının uygulanmasında Gelir-Gider ayrımının kaldırılarak Bakanlığın tek bir Görevde Yükselme Sınavı Yönetmeliğinin bulunması ya da birimlerin Görevde Yükselme Sınavlarındaki kriterlerinin birbirine denk hale getirilmesi sağlanmalıdır.

Görevde yükselme sınavlarının sık sık açılması personelin mesleki bilgi yönünden sürekli güncel kalmasının sağlayacaktır. Sınavlara hazırlanan personel bilgilerini yenilemek zorunda kalacaklardır.

Dört yıllık tüm fakülte mezunlarının sınavlarda bölüm şartı aranmaksızın kabul edilmesi sağlanmalıdır.

Gelir İdaresi Başkanlığı Yasasının çıktığı 2005 yılından beri çalışanların adeta huzuru kaçtı. Çalışanların önünde yükselebilecekleri bir pozisyon olmayınca motivasyon adına bir şey kalmıyor ne yazık ki. En kısa zamanda müdür yardımcılığı sınavının açılması sağlanmalıdır.

HİZMET BİNALARI, YEMEKHANE, MİSAFİRHANE ve LOJMAN SORUNU

Birçok ilin hizmet binaları, Maliye gibi bir kurumun hizmet sunumunu karşılayacak yapıda değildir. Çalışma ortamı çalışanların sağlıklarını tehdit edecek boyuttadır. Birçok ildeki hizmet binalarının girişleri, engelli personelin giriş-çıkışına uygun değildir.

Özellikle doğu ve güneydoğu illerindeki hizmet binalarında yemekhane bulunmadığından, çalışanlar yemek ihtiyaçlarını gidermede sıkıntı çekmektedirler. Yemekhane hizmeti sunamayan birimlerde yemek hizmeti satın alma yoluna gidilmek suretiyle giderilebilir.

Hemen hemen tüm illerde öğretmen evi, polis evi, DSİ misafirhaneleri varken, Büyükşehirler hariç birçok ilde Maliye mensuplarına hizmet sunacak misafirhane bulunmamaktadır. Büyükşehirlerdeki misafirhaneler de ihtiyaca cevap verememektedirler. Bakanlıklar arası bir protokol imzalanmak suretiyle tüm kamu çalışanlarının kamuya ait misafirhanelerden eşit şartlarda yararlanmaları sağlanmalıdır.

Özellikle Büyükşehirlerde ve sahil kentlerinde Maliye çalışanlarının en büyük sorunlarından birisi de konut ihtiyacıdır. Bu gibi illerde kiraların çok yüksek oluşu karşısında özellikle tek maaşlı aileleri zor durumda bırakmaktadır.

Toki ile yapılacak protokol çerçevesinde gerek hizmet binaları, gerekse misafirhane ve gerekse de çalışanlar için lojman binaları yaptırmak suretiyle bu ihtiyaçlar giderilebilir.

BÜYÜKŞEHİRLERDE HASTA REFAKATİ SORUNU

Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa olmak üzere birçok büyükşehirde çalışanlar hastalarına refakat ettiklerinde neredeyse tüm günleri gidiyor, hatta İstanbul'da bazen bir gün bile yetmiyor. Bu durumda çalışanlar idare karşısında zor duruma düşüyor. Bu nedenle Büyükşehirlerde çalışan personele hastalarına refakat ettikleri gün idari izin verilmelidir.

DAİRE DIŞINDA ÇALIŞAN PERSONELİN ÖĞLE YEMEĞİ VE ULAŞIM SORUNU

Büyükşehirlerde denetim, yoklama, tebligat gibi görevlerle dışarıda çalışan personelin, öğle yemeği ihtiyacını kendi imkânları ile gidermeye çalışmaları ciddi bir ekonomik yük getirmektedir. Devlet memuru ciddiyetine uygun bir mekânda yemek yiyebilmeleri için 10 ila 20 TL harcamayı göze almaları gerekmektedir. Bu da aylık bütçesini tutturmaya çalışan bir memur için önemli bir meblağ oluşturmaktadır. Öğle vaktini dışarıda görevde geçirecek olan personele yemek yardımı yapılmalıdır. Özel şirketlerin yaygın olarak kullandıkları fiş ya da biletler ihale yoluyla idarece satın alınıp, göreve giden personele günlük ya da haftalık olarak verilmelidir. Daire dışında görev yapan personele toplu taşıma araçlarından ücretsiz faydalanılması için paso vb belge verilmelidir.

ENGELLİ PERSONELİN SORUNLARI

Maliye Bakanlığı 2001 yılında yapmış olduğu sınavla yardımcı hizmetler sınıfında engelli personel almıştır. 2001 yılından önce göreve başlayan yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin çoğunun yükselme sınavı ile kadro değiştirmesi ve emeklilik yaşlarının gelmesi sebebiyle birkaç yıl içinde Maliye Bakanlığı taşra teşkilatının bütün temizlik, koruma gibi hizmetleri tamamen engelli yardımcı hizmetler personelinin üzerine kalacaktır. Zaten birçok Defterdarlıklarda bu sorun baş göstermiş durumdadır. Örneğin, temizlik, evrak taşıma, gece bekçiliği, vb hizmetler tamamen engelli hizmetliler tarafından yürütülmektedir. Ayrıca malmüdürlüklerinde çalışan arkadaşlarımızın durumu içler açısıdır.

Maliye Bakanlığı, Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğini 2006 yılında değiştirerek yardımcı hizmetler sınıfındaki engelli personelini mağdur etmiştir. Şöyle ki, ilgili Yönetmelikte 2006 yılına kadar yardımcı hizmetler personelinden bir üst kadroya geçebilmek için 5 yıl hizmet ve lise mezuniyeti yeterli olurken, 2006 yılında yapılan değişiklikle 2 yıllık yüksekokul mezuniyeti şartı eklenmiştir. Yıllarca önceki şekliyle uygulanan bu Yönetmeliğin 2006 yılında belirtilen şekilde değiştirilmesi özellikle engelli yardımcı hizmetler personelinin yolunu keserek, adeta yükselmelerini engellemek için yapılmış olduğunu düşündürmekte ve engelli yardımcı hizmetler personelini hem mağdur etmekte hem de karamsarlığa itmektedir.

Zaten hareket konusunda birçok kısıtlamalarla mücadele eden engellilerin en ağır işlerde çalıştırılması hem Anayasa'ya hem de 657 sayılı Yasa'da belirtildiği gibi ?sakat memurlar özürlerini artırıcı işlerde çalıştırılamazlar? ilkesine de ters düşmekte ve sakatlıklarını artırıcı durumlar oluşturmaktadır.

Bilindiği gibi, 5378 sayılı Özürlüler Yasası ve 2006/18 sayılı Başbakanlık Genelgesi gereği engelli memur çalıştıran kurum ve kuruluşlar, çalışma yerlerini engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde düzenlemek, gerekli tedbirleri almak ve engellilerin çalışmaları ile ilgili özel yardımcı ve destekleyici araç-gereçleri temin etmek zorundadır. Engelli personelin toplu taşıma araçlarından ücretsiz faydalanmaları sağlanmalıdır.

Asgari Geçim İndirimi uygulamasından önce, Özürlüler Gelir Vergisi İndiriminden faydalanıyorlardı. Ancak Asgari Geçim İndirimi uygulamasıyla beraber özürlüler ile diğer çalışanlar arasında herhangi bir fark kalmamıştır. Özürlü olanlar için GVK'na ek bir madde ile özürlüler bu haklarına tekrar kavuşturulmalıdır.

Özürlüler genellikle 15 yıl çalıştıktan sonra malulen emekli olduklarından dolayı, Lojman tahsislerinde puan usulüne göre kendilerine hiç sıra gelmemektedir. Bu çalışanlarımızın puan hesaplama usulüne tabi tutulmaması ve kendilerine uygun katlarda lojman tahsislerinin yapılması sağlanmalıdır.

HİZMETLİ, ŞOFÖR ve GECE BEKÇİLERİNİN SORUNLARI

Hizmetlilerin ek ücretleri diğer personele göre nerdeyse 100 Tl daha düşüktür. Sayıları az olduğu için idareye fazla mali külfet getirmeyeceğinden, bu farklılığın giderilmesi aynı zamanda hakkaniyete de uygun olacaktır.

Son yıllarda hizmetli kadrosuna alım olmadığından ve emeklilik ve vefat nedeniyle ayrılmalar olduğundan hizmetlilerin iş yükü giderek artmaktadır. Hizmetli sayısının az olması nedeniyle de yıllık izinlerin kullanılmasında sıkıntı yaşanmakta, izinler kısa süreli olarak verilmektedir. Temizlik hizmeti özel sektöre ihale edilerek bu sorun çözülebilir.

Üniversite mezunu olan hizmetliler Gelir Uzmanlığı sınavına girebiliyorken Maliye Kursu Sınavına giremiyorlar. Bu engel kaldırılmalıdır.

Daireye herkesten önce gelip, herkesten sonra giden bu personelin mutlaka motive edilmeleri gerekmektedir.

Bunun için;

Üniversite mezunu şoför ve hizmetlilerin bir defaya mahsus olmak üzere memuriyet kadrosuna atanmaları sağlanmalıdır.

Dairelerde üniversite mezunu olup hizmetli kadrosunda bulunan ancak, bilgisayar kullanabilen, dosyaya bakabilecek olanların değerlendirilmesi gerekir.

Ek göstergeleri arttırılmalıdır.

Kurumdaki tüm araçlar kasko kapsamına alınarak, kaza durumlarında masrafların kasko şirketleri tarafından karşılanması sağlanmış olur. Böylece şoför olarak çalışanlar, kendilerini daha güvenli ve huzurlu hissederek görev yapacaklardır.

GİYECEK YARDIMI

Arazide zor şartlar altında görev yapan Milli Emlak memurları başta olmak üzere Giyecek Yardımından yararlanacak personelin yeniden belirlenerek, giyecek yardımı bedelinin nakdi olarak ilgili personele ödenmesi sağlanmalıdır.

FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ

İlçelerde, il merkezlerine nazaran daha az personel olduğu halde tam tersi uygulama yapılarak ilçe merkezleri için daha az mesai süresi öngörülmektedir. Fazla mesai sürelerinin şehir farkı olmaksızın eşit şekilde belirlenmesi ve fazla mesai ücretlerinin maaşların içerisinde ödenmesi daha uygun olacaktır.

Defterdarlığa bağlı birimler arası fazla mesai ücretlerinin Gelir İdaresinde olduğu gibi eşit hale getirilmesi sağlanmalıdır.

Vergi Dairesi Başkanlığı ve Defterdarlık Hizmet Binasının ortak kullanım alanlarında çalışan elemanların Gelir İdaresinden mesai ücreti almaları sağlanmalıdır.

Hafta sonu fazla çalışma saatleri, hafta içerisine dağıtılmalı veya mesai saat ücreti arttırılmalıdır. Mevcut uygulama sonucu çalışanların sosyal hayat adeta bitmiştir. Bu durum çalışanın motivasyonunu negatif olarak etkilemekte bu da verimli çalışmasını engellemektedir.

Tüm birimlerde çalışanlara her yıl ortalama olarak en az dört ay ilave fazla mesai ücretleri ödenirken, Personel ve Muhakemat Müdürlüklerinde çalışanlara ilave fazla çalışma verilmemektedir. Bu birimde çalışanlara da yılın belli gün ve aylarında ilave fazla çalışma imkânı verilmesi gerekir.

KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIM EVİ

Her biri adeta bir kasaba nüfusu kadar çalışanı olan Maliye komplekslerinde ne yazık ki kreş hizmeti verilmediğinden, çalışanlar çocuklarını kreş veya bakıcılara bırakmak için her gün nerdeyse saat sabahın 6'ında yollara düşmek zorunda kalıyorlar.

Başta büyük şehirler olmak üzere bayan memurların en büyük sorunu olan çocuk bakımı için kreş veya bakımevleri tesis edilmelidir. Kreş ve gündüz bakım evi kurulması mümkün olmayan yerlerde çalışan bayan personele nakdi olarak kreş yardımı yapılması uygun olacaktır. Kreş ihtiyacı olan memurların kreş bulunan semtlerdeki dairelerde görevlendirilmeleri sağlanmalıdır.

MESLEKİ EĞİTİM KURSLARI

Sınavlarda diploma denkliğinin sağlanması, meslekle ilgili-ilgisiz ayrımının kaldırılması sağlanmalıdır.

Mesleki Eğitim Kurslarında, dönem ara ve final sınavlarında gözetmenlik görevinin öncelikle kurs personeline verilmesi sağlanmalıdır.

Mesleki Eğitim Kursunun 24 saat hizmet vermesi nedeniyle eğitim dönemi süresince en az 3 ay, ilave fazla çalışma imkânı verilmelidir.

VERGİ DAİRESİNDEKİ İŞ VE İŞLEMLER

Ödeme Emri Tebliği işleminin Vergi Dairelerine bakan yönünün yeniden yapılandırılması gerekmektedir.. Tahakkuk edilen verginin ödeme tarihi belli. Bu tarihte ödenmeyen vergi direk manuel hale gelsin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle MTV'de olduğu gibi Ödeme Emri Tebliği kaldırılmalıdır.

Vergi daireleri başka kurumlara bilgi sunumu yapan yada noterlik vazifesi görevini yapan bir kurum haline gelmiştir. Her türlü bilgiye internet ortamında ulaşılabildiği halde başta belediye, milli eğitim, odalar, bankalar ve icra müdürlükleri gibi kamu ya da özel kurumlar, her türlü bilgi ve belgeyi vergi dairesinden ister yada mükelleflerden vergi dairesine onaylattırmasını isteyerek dairelerin iş yükünü arttırmakta zaman zaman da mükellef ile personelin karşı karşıya gelmesine neden olmaktadır. V.U.K.'a göre vergi mahremiyeti kapsamına girmeyen bilgilerin internet yoluyla kamuya açık hale getirilmesi sağlanarak dairelerdeki gereksiz yazışma ve mükellef sirkülasyonu azaltılabilir.

İnternetten verilen beyannamelerin tahakkuk fişlerinin internetten alınmasının yada ödevliye e-posta yoluyla gönderilmesinin ödeme emrinin tebliği yerine sayılması ile dairelerdeki çok önemli bir iş yükünün azaltılması sağlanacaktır.

Vergi Dairelerinde yapılan bir çok iş ve işlemin zaman yönünden bir standardı bulunmamaktadır. Örneğin borcuna itiraz eden bir mükellefin yada yapılan işlemin hatalı olduğunu kabul etmeyen bir meslek mensubunun ikna edilmesinin yada onaylı bir dosyanın örneğini isteyen mahkeme yazısının ne kadar zaman alacağı konusunda bir standart tespit etmek oldukça güçtür. Bu nedenle objektif performans ölçülmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle de performansa dayalı bir ücret belirlenmesi adil olmayacaktır.

DİĞER SORUNLAR

Mükeffel Memurlardan yapılan kefalet sandığı kesintileri emekli olduklarında sadece kendilerinden yapılan kesintiler şeklinde ödenmekte, bu miktarlara ilişkin işlemiş olması gereken faiz ve nema benzeri artı değerler kendilerine ödenmediğinden hak kayıpları oluşmaktadır. Konuya dair bir çözüm üretilmesi çalışanların beklentisidir.

Internet erişiminin tüm personelin kullanımına açılması sağlanmalıdır.

Tüm Maliye çalışanları sosyal tesislerden kadro ve unvan ayrımı yapılmaksızın faydalandırılmalıdır.

Memura, amirlerini değerlendirme ve puan verme hakkının tanınması, üst görevlere yükselmede bu puanların da değerlendirmeye tabi tutulması uygun olacaktır.

Çalışanların mevzuata uyumu ve gelişmelerine katkı sağlaması için düzenli ve tüm çalışanları kapsayan eğitim seminerlerinin düzenlenmelidir.

Vergi Haftasında Maliye çalışanlarına bir maaş, ikramiye olarak verilmelidir.

Sınav öncesi eğitim tüm illerde yapılmalı, sınava girecek memura izinlerde kolaylık sağlanmalıdır.

10.02.1954 tarih ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 6. Maddesinde Seminerlere gidiş-gelişlerde uçakla yapılan seferlerin de harcırah hesabında muayyen tarifeli taşıt olarak alınması yönünde değişiklik yapılmalıdır.

Bilgi Edinme Kanunu gereğince verilen sicil notunu öğrenme hakkından sorunsuz yararlanabilmek için sicil notlarının internet ortamına aktarılması sağlanmalıdır. (e-bordro uygulaması gibi)

Vergi Dairelerinde çalışanlar stresli bir ortamda fazla iş yükü altında çalışmakta olup iş yerlerinde aralıklarla psikolojik destek amacıyla psikologların bulundurulması çalışma verimini arttıracaktır.

Merkezden tek bankayla yapılan maaş anlaşması neticesinde, bu bankanın şubesi olmayan ilçelerdeki personeli mağdur etmektedir. Banka promosyonlarının dağıtımında il ve ilçeler arasındaki farklılıklar ortadan kaldırılmalıdır.

Diğer birçok kurumda Sivil Savunma Birimi kurulduğu halde, Maliye Bakanlığında Sivil Savunma Birimi hala bulunmamaktadır. Bir an önce kurulması sağlanmalıdır.

Maliye Bakanlığı'nda çalışan üniversite mezunu memurların, SMM sınavlarında aranan stajyerlik şartından muaf tutulmaları sağlanmalıdır.

Hazine avukatlarının ek göstergeleri 3600'e çıkartılmalıdır.

Özel Yoklama Yetki Belgesi için her yıl seminer düzenlenmesi ve yapılacak sınavlarda başarılı olan personelin belge sahibi yapılması sağlanmalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber