Kaymakam Altınpınar'ın soruşturulması kolay kolay bitmez..

Haber Giriş : 11 Nisan 2005 15:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

"(...) Alınan bilgiye göre, Isparta Valiliği, Kaymakam Altınpınar hakkındaki ön incelemesini dün tamamladı. Isparta Valiliği, İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği inceleme raporunda, Altınpınar'ın yetkisini aştığı ve yasaya aykırı talimat verdiği kanaatine varıldığını bildirdi. Valilik, soruşturma açılmasını önerdi. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı da Kaymakam Mustafa Altınpınar hakkında soruşturma başlattı. Bakanlık, konuyu soruşturmak üzere Sütçüler'e bir mülkiye müfettişi gönderdi. Kitap imha emri veren Altınpınar hakkında yapılacak işlemi müfettişin hazırlayacağı soruşturma raporu belirleyecek."

Peşinen söyleyeyim de yanlış anlaşılmasın: Ortada "soruşturulması" gereken bir olay varsa, tabii ki söz konusu olay ne olursa olsun gerekli soruşturma yapılmalıdır. (Biraz "totoloji" gibi oldu ama neyse..) Dolayısıyla Altınpınar hakkında "soruşturma" başlatılması da gayet tabii bir gelişme...

Ancak, yukarıda aktardığım haber aracılığıyla sizin de şahit olduğunuz gibi, bana öyle geliyor ki, bu "soruşturma" daha epey zaman alacak. "Soruşturma"nın bugüne kadarki seyrini öğrenmiş durumdayız: Önce Isparta Valiliği soruşturdu, şimdi de sıra mülkiye müfettişinin soruşturmasına geldi... Ne dersiniz, bu son soruşturma Altınpınar hakkındaki son soruşturma mı olacak acaba? Ben (isterseniz "kötümser" deyin) sanmıyorum. Ben, Sütçüler'de soruşturmasını sürdüren mülkiye müfettişinin Ankara'ya (yani İçişleri Bakanlığı'na) dönmesinden sonra bir başka mülkiye müfettişinin daha soruşturma ile görevlendirileceğini tahmin ediyorum. Bakalım, inşallah ben yanılırım...

Peki acaba Altınpınar, birisi tamamlanmış ikincisi yolda olan soruşturmasında, soruşturma için görevlendirilen soruşturucunun sorularına acaba ne tür yanıtlar vermektedir? Sizi bilmem ama ben bu soruşturma seanslarında olup biteni gerçekten merak ediyorum. Merak ediyorum, çünkü başta kaymakam Altınpınar, Isparta Valiliği ve mülkiye müfettişi olmak üzere hepimiz biliyoruz ki, söz konusu kaymakam ilçesindeki kamu kurum ve kuruluşlarına içeriği malum bir resmi yazı yollamıştır. Basına yansıyan ve hepimizin bilgi sahibi olduğu bu yazıyı, bugüne kadar, ne kaymakam inkâr etmiştir ne de Isparta Valiliği ya da İçişleri Bakanlığı. İsterseniz önce bu yazıyı tekrar hatırlayalım:

"Son günlerde kamuoyunda tartışılan ve yazar olduğu iddia edilen Orhan Pamuk adlı yazar, yurtdışında verdiği beyanatlarda onurunu her şeyin üzerinde tutan Türk milletini rencide edici asılsız iftiralarda bulunmaktadır. Bu azınlık ırkçısının asılsız iftiralarına karşı Türk milletinin elbette meşru müdafaa hakkı vardır. Bu itibarla, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız kütüphanelerini ve kitaplıklarını tarayacak ve adı geçen şahsa ait kitaplar, ayıklanarak imha edilecektir.

Konunun hassasiyetle takibini rica ederim. Sütlüce Kaymakamı Mustafa Altınpınar) Biliyorum, bu hatırlatma sonucunda sinirleriniz yine bozuldu ama buna mecburduk; mecburduk çünkü şimdi de, Isparta Valiliği ve İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişinin bu resmi yazı hakkında karşılarında bulunan kaymakamı nasıl soruşturdukları-sorguladıkları üzerine (tamamen hayali) bir deneme kaleme almaya çalışacağız.

Soruşturma sırasında kaymakama ilk olarak herhalde şu soru sorulmuştur:

- "Orhan Pamuk'un kitaplarının imhasını isteyen bu resmi yazıyı siz mi yazdınız, yoksa bu yazı ile ilk kez mi karşılaşıyorsunuz?"

Kaymakamın cevabı herhalde (herhalde yani, çünkü kaymakam olayın açığa çıkmasından sonra yaptığı açıklamada da "yazısının" arkasında duruyordu) şöyle olacaktır:

- "Evet. Bu resmi resmi yazıyı ben yazıp, ilgili yerlere ben dağıttım." Güzeeel... Gördüğünüz gibi "soruşturma"da buraya kadar en ufak bir problem yok.. Müfettiş sordu, kaymakam cevapladı. Evet, o resmi yazıyı bu kaymakam yazmış ve dağıtmıştır.... "Soruşturma"da bir adım daha ilerleyebiliriz... İşin bu faslında -tabii olarak- "soruşturulacak" husus daha karmaşık, çünkü artık sıra önümüzde duran üç satırlık resmi yazının "yapıbozumu"na gelmiştir. Yani, resmi yazıyı oluşturan biri diğerlerinden uzun dört cümle "masaya yatırılacak" ve kaymakamdan bu cümleler ile neyi anlatmaya çalıştığının açıklaması istenecektir. Takdir edersiniz ki "soruşturma süreci"nin bu bölümü altından kolaylıkla kalkılabilecek nitelikte değildir... Düşünebiliyor musunuz? Önce müfettişler sorularını formüle edecekler; sonra bu soruları (tabii ki sırasıyla) kaymakama yöneltecekler; daha sonra sıra kaymakamın bu soruları kavramasına ve belki de bu kavrama sürecinin layıkıyla gerçekleşmesi için bir süre talep etmesine gelecektir... Zor, çok zor, meşakkatli bir iş yani... "Soruşturma" deyip geçmeyin, hiç de kolay bir iş değil...

Sonunda tamam diyelim; müfettişler resmi yazıyı oluşturan dört cümleyle ilgili sorularını kaymakama yönelttiler ve kaymakam da makul bir süre düşünüp taşındıktan sonra "Hazırım başlayabiliriz!" dedi.

Peki ya bundan sonrası?

Acele etmeyin lütfen... "Soruşturma"nın soruşturulmasının o kadar kolay olduğunu mu zannediyorsunuz. Yarın devam edelim.

Kürşat Bumin-YENİ ŞAFAK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber