MEB muvafakat vermiyor, üniversiteler istifayı kabul etmiyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Kasım 2005 00:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
İlgili birimlerinizin hazırladıkları dosyalar, Türk kamu çalışanlarının sorunlarının ortaya konulmasında ve çözümleri noktasında zaman zaman önemli ve olumlu sonuçlar doğurabilmektedir.

Bu bağlamda, üniversitelerimizin verdiği ilanlara müracaat eden ve gerekli yasal prosüdürler işletildikten ve başarılı görüldükten sonra göreve başlayabilme yolunda uğraş veren çok sayıda MEB çalışanı vardır. Araştırma Görevlisi, Uzman, Okutman, Öğretim Görevlisi gibi kadrolarda görev yapmak üzere muvafakat almaya çalışan çok sayıda personel, MEB'in 31 Aralık 2005 tarihine kadar geçerli olmak üzere yayımlamış olduğu genelge doğrultusunda kurumlar arası nakil yapamamaktadırlar. Buraya kadar olan bölüm yasal gerekliliktir şüphesiz. Ancak MEB'in önüne gelen ve üniversitelerce gönderilen muvafakat taleplerini 31 Aralık tarihi sonrasını (eğitim-öğretim aralığı) beklemeden olumsuz bir biçimde değerlendirmesi ve dosyaları kapatması çok sayıda akademisyen namzetini mağdur etmektedir.

Sizler de biliyorsunuz ki üniversiteler öğretim elemanı ihtiyaçlarını büyük oranda MEB bünyesindeki personelden karşılamaktadır. Bu da yapılan işin mahiyeti düşünüldüğünde oldukça doğal bir durumdur. Sanayiden çırak veya kalfa alıp çalıştıramayacakları ortadadır.

Ancak MEB'in ara dönemi beklemeden (talepleri beklemeye almadan) olumsuz muvafakatlar yazması açılan akademik personel sınavlarına girmek için maddi ve manevi anlamda büyük fedakarlıklarda bulunan çok sayıda personeli mağdur etmektedir. Zira bazı üniversiteler olumsuz muvafakatlar karşısında istifa ederek geçiş yolunu kapalı tutmaktadırlar. Bu durumda MEB muvafakat vermemekte, Üniversiteler ise istifayı kabullenmemektedir. Bu üniversiteler yeniden MEB'le muvafakat yolunda yazışma sürecine girmek de istememektedirler. "Cevabınız olumsuz gelmiştir göreve başlayamazsınız" tavrını takınmaktadırlar. Konuya esas personel ise ortada ne yapacağını bilmez bir biçimde savrulmaktadır. Türkiyenin zor ekonomik koşulları içinde bu durumda olan bir personelin açılan kadorlara başvurmak ve sınava girmek yolunda yaptığı harcamalar, uzun mesafeli ve günlü yolculuklar, stres ve dahası hak edilmiş bir durumdan faydalanamama yıpratıcı olmakta, YÖK-MEB kavgasının tabana yansıtıldığı düşüncesi vuku bulmaktadır.

MEB'in bu anlaşılmaz tavrına bir de bir kısım üniversitelerin istifa ederek geçiş karşıtı tavrı eklendiğinde konu içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Anayasal bir hak olan istifa ederek üst kuruma geçiş hakkı bazı üniversitelerde muvafakat alamayan personel için uygulanmakta, bazılarında ise uygulanmamaktadır. Böylece MEB'in belki de yapmaya çalıştığı şeyin önü açılmaktadır. Zira MEB, muvafakatları 31 Aralık 2005 tarihinin sonrasına bırakarak, yıl içindeki hak edilmiş kadrolara personelin geçişini engellemeye (çünkü bir kısım üniversiteler, yıl geçmesini mazeret göstererek muvafakat olsa bile elamanı kabul etmemektedir), bu yolla da üniversitelerin öğretim elemanı istihdamının önüne geçmeye çalışmaktadır. Bizi çok da enterese etmeyen bu durum elbette ki yetkili kurumların kendi tasarruflarıdır. Ancak hak edilmişliklerin elde edilememesi yaralayıcı ve duyulan güveni zedeleyici bir mahiyet taşımaktadır.

Sayın Bakan Hüseyin Çelik ve müsteşarı Sayın Nejat Birinci de MEB'den

muvafakat almak suretiyle akademik hayatlarına başlamışlardır. Hatta sayın

Birinci'nin çeşitli platformlarda "MEB'de çalışmayan akademisyenlere

akademisyen demem" dediği de bilinmektedir.

Bu duruma karşın bugün gelinen noktada MEB'den çeşitli devlet

üniversitelerine geçiş konusunda muvafakat bekleyen onlarca kamu

personelinin rektörlerinin insafına terk edilmesi nasıl açıklanmalıdır? Zira

bazı ilanlar spekülatif olsa bile pek çok kadronun Rektörlere "rağmen"

sınavla hakedildiği gerçeği düşünüldüğünde, MEB adeta Rektörlerin işini

kolaylaştımakta, Rektörler, "istedikleri" personeli istifa ile kabul

etmekte, "istemedikleri", daha baştan beri "kabullenemedikleri" personeli

ise MEB'in kucağına atıp "Muvafakat alın gelin" demektedir.

Mail yoluyla bizlere ulaşan: öğretmen

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber