Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in, ilk örgüt geliştirme uzmanlarından biri.

Haber Giriş : 23 Ocak 2004 07:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in, ilk örgüt geliştirme uzmanlarından biri.

1995 yılında yayınladığı bir makalede, 'Cumhuriyet kavramının bizim için fazla bir manası kalmamıştır' dediği ortaya çıkınca, kamuoyunda tepkiye neden olan Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'in, örgüt geliştirme konusunda Türkiye'nin ilk uzmanlarından biri olduğu öğrenildi.

Dinçer, 1984 ve 1988 yıllarındaki doktora ve doçentlik tezlerini birleştirerek 1992'de yayınladığı 'Örgüt Geliştirme-Teori, Uygulama ve Teknikler' isimli kitabında, değişimin bir ihtiyaç olduğunu, Türkiye'de büyük şirketlerin değişen koşullara uyum için örgüt geliştirme tekniklerinden yararlanması gerektiğini belirtiyor. Dinçer'in modern örgütlenme tekniklerini savunduğu kitabında şu ilginç bilgiler yer alıyor:

İnsanlar, beşeri hayatın başlangıcından itibaren bilgi, yetenek, güç ve zamanlarının kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğunu anladılar. Bu nedenle diğer insanlarla işbirliğine gittiler. Bu, aileden devlete, kar amaçlı işletmelerden vakıflara kadar birçok örgütün ortaya çıkmasına yol açtı. Kendilerine hayat veren bir çevre içinde yaşayan örgütlerde, çevredeki değişikliklere paralel olarak 'değişim' bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor.

Örgüt geliştirme, örgütlere ve onların yönetimine yeni bir bakış açısı ve başarılarını artırmaya yönelik bir değişim sürecidir. Örgütlerin yaşadıkları sorunların çözümü için değişim zorunludur. Ancak, her değişim yenilik değildir. Herber Kaufman, değişim konusunda şunları vurgular: 'Evrim niteliğindeki değişim istek dışıdır. Devrim niteliğindeki değişme ise şuurlu ve isteyerek yapılır. Hem dinamiktir hem de örgütün tümünü kapsar. Dinamik olması nedeniyle çevreye uyumu sağlaması kolaylaşır. Planlı değişme, dış etkiler hesaba katılarak sağlam ve geçerli bilgilerle yeni bir dengeye geçiş niteliği taşır.'

Örgüt geliştirme, yukarıdan, örgüt çapında ve örgütün etkinlik ve sağlığını artırmak amacıyla yapılan müdahaleler olarak tanımlanır. Globalleşmeden sıkça söz edildiği bir dönemde çevre değişikliklerine uyum, işletmeler açısından büyük önem taşır, önemli bir ihtiyaçtır. Acil sorunların krize dönüşmemesi, örgütün kendisini yenileme kapasitesine bağlıdır.

Türkiye'de örgüt geliştirme yeni bir kavramdır. Örgüt süreçlerine yönelik müdahale tekniklerini büyük işletmeler kullanabilir. Çünkü Türkiye'de küçük işletmelerin örgüt yapıları kesin olarak tanımlanmamıştır. Örgüt yapısı sadece patron ve tepe yöneticinin kafasında kalmakta, yetki ve sorumlulukların dağılımında eksiklikler bulunmaktadır. Uzun vadeli planlama yoktur. Gerekli bilgi ve veri tabanı yoktur. Muhasebe kayıtları sadece devlete karşı sorumluluğu yerine getirmek için tutulmakta, şirketlerde nitelikli eleman yerine akrabalar çalıştırılmaktadır.Yenilik yapma fikri zayıftır. Türkiye'de küçük işletmelerin karşı karşıya kaldığı sorunlar, henüz örgüt geliştirme tekniğine ihtiyaç hissettirmiyor.

Dinçer'in kitabında ayrıca, örgütün ya da işlerin yapısını değiştirerek, çalışma hayatının niteliğini geliştirme, bu yolla çalışanları tatmin duygusunu artırarak başarılı hale getirme; kuruluşta çalışanların sorumluluklarını da kapsayan temel ilkelerle iş süreçlerinin işleyişini değiştirme ve geliştirmeye yönelik teknikler inceleniyor. Örgütteki grup ve kişiler arası ilişkilere müdahele teknikleri, gruplar arası mücadelenin verimliliği artıran bir rekabete dönüştürülmesi, sorunları çözmek için takımlar oluşturulması, stres yönetimi; duyarlılık eğitimi ile kişiler arasında ilişkileri iyileştirme, süreç danışmanlığı gibi örgüt geliştirme teknikleri de ayrıntılarıyla anlatılıyor.

akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber