Çiçek: Siyasi etik yasası çıkarılmalı

4 eski bakanla ilgili Meclis Genel Kurulu'nda yapılacak Yüce Divan oylamasının bir an önce gerçekleşmesini herkesin istediğini belirten Çiçek, "Türkiye'de yeni bir siyasi etik yasasına ihtiyaç vardır. Siyasetçiler için Batı'da var" dedi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 12 Ocak 2015 11:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Çiçek: Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan'ın yazısı...

TBMM Başbakanı Cemil Çiçek'le dün telefonda sohbet olanağı buldum.

Dünya gündeminin ilk sırasında yer alan Paris'teki terör saldırıları ile Türkiye gündeminin önemli maddesi 4 eski bakanla ilgili Meclis Genel Kurulu'nda yapılacak Yüce Divan oylaması konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Malum, Soruşturma Komisyonu'nun elindeki tapelerin Meclis'te imha edilmesi kararından dönülmüş, bunların ilgili savcılığa gönderilmesinde karar kılınmıştı.

Bu çok tartışmalı konuda Meclis Başkanı Çiçek'in uyarılarının sonuç verdiği konuşuluyor. Olaya hukuk ve kurallar çerçevesinde yaklaşan Çiçek'in, Genel Kurul aşaması geçilmeden tapelerin imha edilmesinin doğru olmadığı, nihai karar verilmeden delillerin yok edilmesinin usül açısından yanlış olduğu yolunda uyarısı olduğunu öğrendik. Sonuçta, Genel Kurul'dan Yüce Divan kararı çıkma ihtimali kağıt üzerinde mümkün olduğuna göre bu uyarının haklılığı ortada.

Bu konudaki sorularıma, "Soruşturma Komisyonu'nun dosyası konusunda tape meselesi çözüldü. Tapeler savcılığa gönderiliyor, Meclis'te imha edilmeyecek" yanıtını vermekle yetinen Çiçek'in açıklamaları şöyle:

* HEMEN GÖRÜŞÜLECEK: Komisyon raporu ve diğer ekleri verdi. Biz şu anda onun dizgisini yapıyoruz. Bugün (dün) ya da yarın (bugün) çıkmış olacak ve hemen, hiç geciktirmeden dağıtacağız. Yarın (bugün) biterse hemen dağıtacağız. Konunun Genel Kurul'da hemen görüşülmesini herkes istiyor. Bu işin zamanı yok. Üç gün evvel, üç gün sonranın bir anlamı yok. Herkes bu işin bir an evvel bitmesini ve bir karara bağlanmasını istiyor. Süresi ben dağıttığım andan itibaren azami 10 gün. Bunu uzatmanın imkanı yok. İçtüzük, anayasa hepsi bağlayıcı. Bunun Genel Kurul'da görüşülme günü Danışma Kurulu kararıyla oluyor. Kurul'un başında ben varım.

* YERE SAĞLAM BASALIM İSTİYORUZ: (Tapeler dışında dosyalardaki imha edilmeyecek görüşmelerin de yer aldığı CD'ler ne olacak?)Varsa imha edilmeyecek olanlar bunlar dosyanın eki olarak bizim arşivimizde kalır. Daha önceki Meclis soruşturmalarında tape yoktu. Yani bu dönem ne geliyorsa başımıza ilk defa geliyor. Onun için emsal var mı diye inceliyoruz. Ceza usul hocalarına, anayasa hocalarına soruyoruz. Sağlam yere basalım diye. İnşallah bir daha Türkiye bu türlü sıkıntıları yaşamasın. Doğru bir emsal oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dosya, birçok yönüyle emsal teşkil edecek bir dosyadır. (Arşivinizde tutulanlar ileride başka siyasi kadrolar tarafından tekrar kullanılabilir mi?) Zaten verilecek karar Yüce Divan'a gitmiyorsa takipsizlik kararıdır. Yeni bir şey çıktığında yeniden açılıyor. Nitekim, açılmış dosya var Ak Parti döneminde.

* YANLIŞ KURALLARI DEĞİŞTİRMELİYİZ: (Geçtiğimiz günlerde 'Kuralları doğru koymazsak daha çok 25, 14 Aralıklar yaşarız' demiştiniz) genel manada söyledim. Benim dönemimde bir çok şey ilk defa gündeme geliyor. Tutuklu milletvekili işi gibi. Kuralları doğru koymaz ya da yanlış kuralları değiştirip doğrusunu getirmezseniz sonuçlarla uğraşmaya devam ederiz. Bugün bir ay, iki ay böyle bir sonuç tartışırız. Sonra başka bir olay olur yine aynı şeyi tartışırız. Halen bir çok konuda kurallar değişmedi. Mesela dokunulmazlıkla ilgili bir şey değişti mi? Tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir değişti mi? Değişmedi. 7 Haziran'da genel seçim olacak. Bazı partilerimiz tutuklu adaylar getirdi koydu. O zaman ne yapacağız? Aynı şeyi bir defa daha yazacaksınız. O kurallar orada duruyor. Partiler bundan bu kadar şikayet etti, '21 ay uzlaşma komisyonunda Anayasa'yı yapacağız' dedik, şikayet eden partilerimizin bu konuyla ilgili anlaştıkları maddeler içerisinde bunlar yok. Niye anlaşmadılar da Türkiye'ye bu kadar meşgul ettik o zaman? Yolsuzluk, usulsüzlük meselesinde de dikkat çekmek istediğim husus, usul hükümleri bakımından doğru kuralların konulmasıdır. Mesela hazırlık soruşturması gizli ise gizli dosyaların iş sonuçlanıncaya kadar Meclis'e gönderilmemesi. Gönderiliyorsa komisyon kuruluncaya kadar yine bir tartışma yapmayalım, bu işleri okuyalım, okumayalım falan. Eğer okumak isteniyorsa CMK 157'yi (soruşturmanın gizliliği) değiştirmeleri lazım.

* SİYASİ ETİK YASASI ÇIKARILMALI: Bir süre evvel partilere yazı yazarak 'Gelin bir siyasi etik komisyonu kurulsun, bununla ilgili kuralları belirleyelim' dedim. Ak Parti'den Sayın Köksal Toptan, CHP'den Sayın Oktay Ekşi, MHP'den Sümer Oral, HDP'den de Sayın Adil Zozani'den oluşan komisyon kuruldu. Geçmişteki tekliflere baktılar, uzmanları dinlediler, başka ülkelerdeki uygulamalara baktılar. Bunların sonucunda siyasi partilere gönderdikleri bir teklif var. Meclis'in yaptığı hazır bir çalışma var. Bu teklif üzerinden yasal bir düzenleme yapılabilir. Türkiye'de yeni bir siyasi etik yasasına ihtiyaç vardır. Böyle bir ihtiyaç olmasaydı ben o komisyonu da kurmazdım. Kamu görevlileri için etik kurul var. Siyasetçiler için Batı'da var ama bizde yok. Olması gerekir. Bu bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı hissettiğim için böyle bir komisyon kurulmasına öncülük etmiştim. Bütün partilere gönderilmiş hazır bir teklif var. Bunu yasalaşması gerekir.

'Başbakan'ın Paris'e gitmesi çok uygun oldu'

Meclis Başkanı Çiçek, Paris saldırısının ardından Türkiye'nin verdiği tepki ve dayanışma mesajlarına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Türkiye bu konuda net bir tavır koydu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, ben, Diyanet İşleri Başkanı, parti başkanları herkes bu işi lanetledi. Sayın Başbakan'ın Paris'teki yürüyüşe gitmesi çok uygun oldu. 'Amasız, fakatsız tavır koymak' ifadesini yıllardır kullanan benim. 'Bir işi kınıyoruz ama' dediğiniz an o ilk ifadeyi zaten götürüyorsunuz. Terör, terördür. Dini, mezhebi, meşrebi, gerekçesi ne olursa olsun. Cebir ve şiddet hiçbir zaman sorun çözme yöntemi olamaz."

Hazreti Musa'nın duası

Saldırıların tetiklediği İslamofobi tartışmasını da değerlendiren Çiçek, şu ifadeleri kullandı:

"İslam karşıtlığı var. Bu karşıtlıktan Müslümanlar da nasibini alacak. 11 Eylül'den sonra da aldı. Ama bu ayrı, o ayrı. Bu da yanlış, o da yanlış. Kuran-ı Kerim'de bir ayet var: 'İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allahım.' Hazreti Musa'nın duasıdır bu. Bunlar İslam dünyası içindeki beyinsizlerdir. Bu tip eylemler nedeniyle tüm Müslümanları karşıya almak doğru değil. Tam tersine bu türlü vahşetlere, barbarlıklara gerekçe hazırlar. Ama kınamak gerektiğinde de hiç önüne, arkasına cümle koymadan keskin olarak 'Bu bir terör suçudur, bütün insanlığa, hepimize karşı yapılmış bir eylemdir' diyebilmeliyiz."

Çiçek, Paris'te market saldırısını gerçekleştiren Amedy Coulibaly'nin imam nikahlı eşi Hayat Boumeddiene'nin, olaydan önce İstanbul'da olduğunun ortaya çıkmasına ilişkin gelişmeleri de, "Ne yapalım ki İstanbul ve Türkiye artık dünyanın dört bir yanına gidecek olanın da gelecek olanın da indiği bir yer oldu. Mühim olan Türkiye'de bağlantısının olup olmaması" diye değerlendirdi. Çiçek, 28 Ocak'ta parlamenter düzeyde bir ziyaret çerçevesinde Paris'e gideceğini de söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber