Başbakan ile YÖK arasındaki söz düellosu devam ediyor

Haber Giriş : 23 Mart 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversiteler hakkında "Parayı ben veriyorum, niye idaresinde söz sahibi olamıyorum" demesi YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'i kızdırdı.

Geçen pazar günü katıldığı bir TV programında Teziç'e yönelik olarak "Herkes haddini bilmeli. Başbakan taraftar sözü ağırıma gitti. Bazı rektörler edep dışı ifadeler kullandı" demesine Teziç'ten yanıt geldi. Cuma günkü Rektörler Komitesi öncesindeki açıklamalarının gayet açık olduğunu belirten Teziç, şöyle konuştu:
"Ben dedim ki; 'Sayın Başbakan eski bir sporcudur. Hakemin kim olup olmayacağını gayet iyi bilir. Kendisine böyle bir talepte bulunulsa bile centilmen bir sporcu olarak bir hakem konumuna kendisini getirmez. Çünkü Başbakan bir taraftır. Konuşmamı bir defa daha izlerse bana yönelttiği eleştirinin cevabı o konuşmada var."
Teziç, "Ben konunun siyasi boyuta taşınmaması için Başbakan'la mutabık kalmıştım. Üç hafta evvel meydanlarda konuşunca cevap vermedim. Ama MEB'in bizi kenara itmesi bardağı taşıran son damla oldu. Bu düzeye indikten sonra tartışmalara cevap vermeyi kendime yakıştıramam" dedi.

Bakanlık emriyle olmaz
Üniversitelerin bakanlık emrinde çalışamayacağını belirten Teziç,
"Bütçedeki para Başbakan'ın ya da Maliye Bakanı'nın kendi parası değildir, devletin parasıdır. Yargıya da yargıçlara da parayı hükümet veriyor. O zaman 'Parayı biz veriyoruz' diye oradan istediği kararı çıkaracak mı? Bu mümkün değil. Muhalefet milletvekilleri de devletin bütçesinden para alıyorlar, Başbakan'dan para almazlar. Başbakan 'Para veriyorum' deyip parlamenterlere istediği kararı aldırabiliyor mu, aldıramıyor. Parlamenterlere, 'Şu kararı alın' diyemeyeceği gibi üniversiteler için de söyleyemez. Söyleme yetkisi yoktur. Bunu da gayet iyi bilir" dedi.

Bir atmosfer sorunu!
Prof. Teziç, seçimin ardından tekrar YÖK yasa taslağı ile ilgili görüşmelerin gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki sorulara, "Bilmiyorum. Ama seçim atmosferinde bir şey konuşulması mümkün değil. Çünkü heyecan dozu yükseldikçe siyasiler seçime karşı duydukları sorumluluk çerçevesinde duygusal şeyler söyleyebiliyor. Seçim sonrası ister istemez daha sorumlu bir platforma otururlar" yanıtını verdi. Erdoğan'a tepki gösteren rektörler de şöyle konuştu:
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran: Seçim öncesi sarf edilen sözlerin fazla düşünülmemesi gerekir.
Üniversiteler tabii bütçeden para alacak. Bütçede vatandaşlardan toplanan vergiler, yine vatandaşın hizmetinde kullanılmak mecburiyetindedir. Hükümet denetleyebilir ancak idareyi elinde tutma isteği denildiği zaman, üniversiteler siyasi kurumlar haline gelir.
Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Nusret Aras: Başbakan eğer dünya sistemini incelerse görecektir. Dünyanın her yerinde böyle. Tabii ki devletin hakkı olacak ama bugün biz cendere içindeyiz. Harcamalar ve kadrolar için herkese yalvarmak zorundayız.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut: Seçime bir hafta kala söylenen bu sözleri düşünmemek lazım. Gerginlik 10-15 gün sonra biter, diye düşünüyorum.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan: Seçim sathından bir kurtulup, bir an evvel anayasal kuruluşların bir araya gelmesi ve meselelerini çözüme kavuşturması gerekiyor. Üniversiteler özerk kuruluşlar. Başbakan'ın sözleri üniversitenin özerkliğini kaldırmaya yönelik faaliyet olarak algılanırsa, bu söylemin yanında olmak mümkün değil.

'Dünyada bir ilk oluruz'
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer: Hükümetin üniversiteler üzerinde idare hakkı zaten var. Devletin YÖK diye bir kurumu var. 21 üyenin yedisi hükümetin temsilcileri. Biz bağımsız, özerk üniversite derken, yönetimi hükümet tarafından atandığı bir uygulama gerçekleştirirsek dünyada bir ilki gerçekleştirmiş oluruz.

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem: "Başbakan sözlerini neye dayandırıyor, anlamıyorum. Mali özerkliği olmayan bir kurumda daha neye müdahale edecek. Her şey Maliye Bakanlığı'nın elinde. Üniversitelerin harcama yetkisi yok. Kadrolar devletin elinde. Bütün bunlar devletin elindeyken 'Söz sahibi olamayacak mıyım' demesi anlaşılır şey değil. O zaman gelsin imtihanları da yapsın, dersleri de versin. Daha ne kadar karışacak. Bu, üniversite yönetimini ele geçirmesi demektir.

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber