'Bunlara 'Türk subayı, Türk askeri' demiyoruz'

Milli Savunma Bakanı Işık: "Bunlara 'asker' demiyoruz. Bunlara 'Türk subayı, Türk astsubayı, Türk askeri' demiyoruz. Bunlara, 'asker elbisesi giymiş teröristler' diyoruz ve asla yaptıklarını o şanlı maziye sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleriyle bağdaştırmıyoruz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Ağustos 2016 18:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Bunlara 'Türk subayı, Türk askeri' demiyoruz'

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 15 Temmuz darbe girişimini asla unutturmayacaklarını belirterek, "İnanıyorum ki 15 Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir milat, dönüm noktası olacaktır." dedi.

Işık, BM'nin Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği hareket ve misyonlar kapsamında, hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tespit edilmek üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışına gönderilmesi ve hükümet tarafından verilecek izinle belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için Anayasa'nın 92. Maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi'nin görüşmelerinde hükümet adına söz aldı.

Bakan Işık, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminden sonra ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden söz aldığını dile getirerek, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında teröristlere kahramanca direnen ve bu uğurda hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, yaralanan ve gazi olanlara acil şifalar ve millete başsağlığı diledi.

- "Bunlara asker demiyoruz"

15 Temmuz gecesinin, ne kadar büyük bir milletin mensupları olunduğunun bir kez daha tescil edildiği bir gece olduğunu vurgulayan Fikri Işık, şöyle devam etti:

"Özellikle çocukluğumda yaşadığım Kıbrıs Barış Harekatı'ndaki o sağcısının, solcusunun, Alevisinin, Sunnisinin, her farklı görüşten insanların milli bir duyguyla bir araya geldiğini gördüğüm, Kıbrıs Harekatı'ndan sonra 15 Temmuz'da da aynı manzarayı, aynı tabloyu görmüş olmak benim için en büyük bahtiyarlıktır.

Bu noktada, bu asil milletin genlerinde bu noktadaki var olan asaleti, bir kez daha 15 Temmuz gecesi gördük. Milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Elbette, bu süreçte, bu hainler, teröristler, maalesef asker elbisesi giymiş bu teröristler, milletimizin üzerine göz kırpmadan bomba yağdırdılar, kurşun sıktılar. Elbette şunu vurgulamak istiyorum: Bunlara 'asker' demiyoruz. Bunlara 'Türk subayı, Türk astsubayı, Türk askeri' demiyoruz. Bunlara, 'asker elbisesi giymiş teröristler' diyoruz ve asla yaptıklarını o şanlı maziye sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleriyle bağdaştırmıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de bu noktada o andan itibaren üzerine düşeni en iyi şekilde yapmanın gayreti içerisinde olduğunu da özellikle ifade etmek istiyorum."

Işık, o akşam milletin gerçekten çok büyük bir dayanışma gösterdiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısından, Başbakan Binali Yıldırım'ın hemen televizyonlara canlı bağlanarak yaptığı çağrıdan sonra, milletin akın akın meydanlara çıktığını anımsattı.

"Burada en çok sevindiğimiz noktalardan biri de milletimiz de bu çağrıya uyanlar sadece AK Partililer, Cumhuriyet Halk Partililer, Milliyetçi Hareket Partililer değildi. Millet bir bütün olarak bu çağrıya uydu ve o zor zamanların milleti olduğunu bir kez daha gösterdi." diyen Işık, darbe girişimi gecesi çağrıya uyarak sokağa çıkan, alana inenlere teşekkür etti.

- "Türk demokrasi tarihinde bir milat..."

Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis'in o gün bombaların altında çalışmak zorunda kaldığını vurgulayan Bakan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İhanetin büyüklüğünün aslında en önemli göstergesi ve bunların ne kadar büyük bir ihanet içinde olduklarının en önemli göstergesi, o akşam milletin iradesinin tecelligahı olan, kayıtsız, şartsız hakimiyetin milletin olduğu ifadesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne attıkları bombalardır, yaptıkları haince saldırılardır. Bundan dolayı bütün milletvekillerimize gösterdikleri asil duruş ve kararlılık dolayısıyla teşekkür ediyorum. Meclisimiz, 'Gazi Meclis'tir ama 1961 yılında hizmete açılan bu binamızda artık gazidir.

Bize düşen görev asla 15 Temmuz darbe girişimini unutturmamaktır. Meclisimizin bu noktada çok özel tedbirler alacağına yürekten inanıyorum. İnanıyorum ki 15 Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir milat, dönüm noktası olacaktır.

Artık birbirimize daha toleransla, hoşgörüyle yaklaşacağız. Artık meselelerimizi daha yakın bir diyalog ortamında çözeceğiz. 15 Temmuz gecesi başlayan süreçten sonra özellikle parti genel başkanlarının ortaya koyduğu tavır, bizim geleceğe çok daha ümitle bakmamızın önemli bir göstergesi. Bu noktada emek veren, gayret gösteren tüm Genel Başkanlara da teşekkür ediyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi bozmasın. Hepimiz siyaset yapıyoruz. Elbette olaylara farklı cephelerden her zaman bakacağız ama mevzubahis vatansa, geride teferruat kalacak. Bu anlayışla yolumuza devam edeceğimize inanıyorum ve bu dönemin Meclisi'nin Türkiye'de bundan sonrası için son derece güzel örnekler ortaya koymaya başladığına da inanıyorum."

Fikri Işık, Başbakanlık Tezkeresi'nin konusunu oluşturan misyonlardan ilkinin BM Güvenlik Konseyi'nin 25 Nisan 2013 tarihli kararı ile Mali'de icra edilmeye başlanan Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) olduğunu kaydetti.

Işık, MINUSMA misyonunun, Mali'de güvenlik durumunun 2013 yılında kötüleşmesi sonucu, ülkedeki siyasi süreci desteklemek ve güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla oluştuğunu hatırlatarak, 52 ülkeden yaklaşık 12 bin personelin katılımıyla icra edilmekte olan harekata, Türkiye tarafından 2 polis ile katkı sağlandığını söyledi.

Bakan Işık, tezkerenin konusunu oluşturan ikinci misyonun ise BM Güvenlik Konseyi'nin 10 Haziran 2014 tarihinde aldığı kararı ile Orta Afrika Cumhuriyeti'nde kurulan Orta Afrika Cumhuriyeti Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSCA) olduğunu belirtti.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "BM sisteminde görünürlüğün en önde gelen göstergelerinden biri, uluslararası barışa ve istikrara katkıdır. Barışı destekleme ve koruma operasyonlarına katılımımız, uluslararası politikadaki etkinliğimizin artmasına da yardımcı olmaktadır." dedi.

Işık, "Birleşmiş Milletler'in Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği hareket ve misyonlar kapsamında hudut, şumul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tespit edilmek üzere ,Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışına gönderilmesi ve hükümet tarafından verilecek izinle belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca hükümete, bir yıl süreyle izin verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi" görüşmelerinde hükümet adına söz aldı.

Halihazırda 49 ülkeden yaklaşık 12 bin 500 personelin katılımıyla icra edilmekte olan söz konusu harekata Türkiye'nin bir polis ile katkı sağladığına işaret eden Işık, BM tarafından Türkiye'ye bu misyonlara katılım davetinde bulunulduğunu bildirdi.

Ayrıca BM'nin 70. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında düzenlenen "Barışı Koruma Zirvesi"nde BM misyonları için Türkiye'den katkı sağlanmasının istendiğini işaret eden Işık, şöyle devam etti:

"Ülkemiz BM'nin barışı korumasından kalkınmaya, iklim değişikliğinden BM Güvenlik Konseyi reform çalışmalarına kadar her faaliyete etkin katkısını artırarak sürdürmeye devam etmektedir. Ülkemiz gerek tek başına bir güç olarak, gerekse BM dahil üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla geniş bir yelpazede barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası izlemekte ve barış operasyonlarına katkı sağlayan ülkeler arasında yer almaktadır. Güvenlik politikasının temellerini işbirliği ve ortaklık politikası üzerine inşa etmiş olan Türkiye, bu minvalde bir yandan uluslararası barış ve istikrarın korunması için ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması, kollektif savunma ve kriz yönetimi operasyonlarına katkıda bulunulması, barışı koruma, insani yardım ve polis görevleri gibi katkıda bulunulması, kitle imha silahlarının ve bunların fırlatma vasıtalarının yayılmasının önlenmesi ve silahsızlanmanın teşvik edilmesi gibi hususlara önem vermeye devam ederken, diğer yandan istikrara katkı amacıyla uluslararası işbirliğinin küresel ölçekte artırılması ile ortaklığa, diyaloğa ve yumuşak güce dayalı güvenlik anlayışını da giderek ön plana çıkarmaktadır."

-"Barış misyonlarına 135 personel ile katkıda bulunuyoruz"

Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada sahip olduğu etkinliği artırmanın dış politikanın amaçlarından biri olduğuna değinen Işık, "BM sisteminde görünürlüğün en önde gelen göstergelerinden biri, uluslararası barışa ve istikrara katkıdır. Barışı destekleme ve koruma operasyonlarına katılımımız, uluslararası politikadaki etkinliğimizin artmasına da yardımcı olmaktadır." diye konuştu.

Işık, Türkiye'nin, dünyanın çeşitli yerlerindeki 10 BM barış misyonuna, 30 Haziran 2016 itibariyle 41 askeri personel, 93 polis ve iki uzman olmak üzere toplam 136 personel ile katkıda bulunduğuna dikkati çekti.

Bakan Işık, Türkiye'nin BM'nin doğrudan gerçekleştirdiği operasyonlar dışında, dünyanın çeşitli yerlerindeki NATO ve AB barış operasyonlarına da katkı verdiğini söyledi.

Afrika'da barış ve refaha katkı sağlama odaklı politikaları hakkında da bilgi veren Işık,Türkiye'nin, Afrika politikası kapsımında, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin sağlanması, ulusal uzlaşma çabalarının başarıyla sonuçlanması, demokratik düzene dönüş ve siyasi istikrar ile sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması yönünde bir politika takip ettiğini ifade etti.

Işık, harekat ve misyonlara katkının, bahse konu ülke hükümetlerinin terör örgütlerine karşı güçlendirilmesine destek vereceğini ve terörün her türlüsü ile mücadeleye olumlu yansıyacağını kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber