Adli duruşma oda sayıları arttırılacak

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "2012-2014 yılları arasında yürütülen Çocuklar İçin Adalet Projesi kapsamında yargı reform stratejisi ve stratejik plan hedeflerimizle birlikte 23 il 26 adliyede toplam 30 adli duruşma odası kurulmuştur. 10 Ekim tarihine kadar yaklaşık 6 aylık sürede bu odalarda 792 işlem gerçekleştirilmiştir. Bu görüşme odalarının arttırılmasına yönelik çalışmalarımız devam etmekte" dedi

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 23 Kasım 2017 12:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Adli duruşma oda sayıları arttırılacak

Pelin Üzek Kılıç

- Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "2012-2014 yılları arasında yürütülen Çocuklar İçin Adalet Projesi kapsamında yargı reform stratejisi ve stratejik plan hedeflerimizle birlikte 23 il 26 adliyede toplam 30 adli duruşma odası kurulmuştur. 10 Ekim tarihine kadar yaklaşık 6 aylık sürede bu odalarda 792 işlem gerçekleştirilmiştir. Bu görüşme odalarının arttırılmasına yönelik çalışmalarımız devam etmekte" dedi.

Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanlığınca düzenlenen "Çocuk Adaletinde Yeni Arayışlar: Etkin Politika Geliştirme Çalıştayı"nın açılışı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın katılımıyla Holiday Inn Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Adalet Bakanı Gül, "Bizim millet olarak inanç ve kültürümüzde yaratılmışların en şereflisinin insan olduğu inancı vardır. İnsanların da en masumu ve günahsızı çocuklardır. Dili ve rengi ne olursa olsun tüm dünya çocukları bizim çocuklarımızdır, kendi evlatlarımızdır. Bu düşünceyle onlara değer veren bir anlayışa sahibiz. Dünyanın herhangi bir yerinde bir insana, hele bir çocuğa yapılan zulüm insanı kalbinden yaralıyor. Dünyada bir şeyleri düzeltmek sanıyorum ilk önce çocukların maruz kaldığı kötülükleri, şiddeti, zulmü ve diğer olumsuzlukları ortadan kaldırmaktan geçiyor. O yüzden geleceğimizi çocuklarımızla inşa ediyorsak çocuklarımız barış, huzur, güvenlik ve adalet içerisinde büyümelidirler. Suriye'de savaşın ruhlarını paramparça ettiği çocukları nasıl unutabiliriz. Umran bebeğin bütün insanlığa 'yok mu bu dünyada adalet' diye bakışını nasıl unutabiliriz. Aylan bebeğin sahile vuran cesedini nasıl unutabiliriz. Aslında orada sahile vuran insanlığın kaybedilmiş ruhudur. Bütün insanlığın aradığı o ruhu hep birlikte ve bir an evvel o adaleti ortak bir şekilde dünya insanları, insanlık alemi olarak bulmak, korumak zorundayız" diye konuştu.

"Adalet kavramının zihinlere nakşedildiği en önemli kurum da ana kucağı, baba ocağı, aile kurumudur"

Afrika'da her gün kıtlık ve açlıktan çocukların hayatını kaybettiğini kaydeden Gül, "Onlara daha fazla el uzatılmıyorsa dünyadaki sözde barış, adalet anlamında savunuculuk yapan kurumlar, devletlerin bu konuda ne kadar çifte standartlı, ikiyüzlü olduğunu ya da bu konuda hiçbir gayretin olmadığını bütün dünyanın gözleri önüne serdiği bir gerçektir. Bugün Türkiye olarak 3 milyonun üzerinde Suriyeli mülteciyi misafir etmekteyiz. Yaklaşık 610 bin mülteci hem barınma, hem eğitim hem de sosyal ortam bulmaktadır. Bunları biz külfet olarak görmüyoruz. Ama bu konuda dünyadaki adaleti, demokrasiyi, çocuk haklarını savunduğunu iddia edenlerin de bu konuda duyarlı olmasını istemek en doğal hakkımız. Asıl olan savaş şartlarının bir an önce bitirilmesi, bu insanların, çocukların yurtlarına, evlerine dönmeleri daha büyük önem taşımaktadır. Biz burada hangi imkanı verirsek verelim insanın kendi vatanı, kendi aile yuvası gibi yok. Bu konuda da dua ediyoruz, umuyoruz ki bir an önce herkes kendi vatanlarına, yurtlarına salimen dönerler" ifadelerini kullandı.

"Adalet kavramının zihinlere nakşedildiği en önemli kurum da ana kucağı, baba ocağı, aile kurumudur" diyen Bakan Gül, "Şefkati, merhameti, adaleti, hakka riayeti anadan babadan öğrenen çocuk için alınacak basit tedbirler bile güzel bir sonuç verebilir. Eğitim aileden başlar. Aile kurumunun güçlenmesi çocukların suça itilmesine, çocukların mağdur edilmemesine yönelik en önemli tedbirlerden biridir ve hükümetimiz de bunu 15 yıldır geliştirerek sürdürmek için her türlü çabayı göstermektedir" dedi.

"Konu icra mahkemelerinin değil, aile mahkemelerinin konusu olacak şekilde bir düzenleme hususunda çalışmalarımız tamamlanma aşamasındadır"

Bakan Gül, konuşmasına şöyle devam etti:

"Günümüz ceza hukuku sisteminde cezalandırıcı adalet anlayışından onarıcı adalet anlayışına geçiş sağlamış ve bu doğrultuda da mağdurun maddi ve manevi zararının telafi edilmesi anlayışı ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda mağdur hakları alanında gerekli çalışmaların yapılması amacıyla Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz bünyesinde de Mağdur Hakları Daire Başkanlığı ihdas edilmiştir. Bu dairenin temel amacı da mağdur hakları kanunu hazırlanmasına katkı sunmak, bu kanunun uygulanmasını etkin bir şekilde takip ederek mağdurların adalette gelişimini güçlendirmektir. Bu konuda Mağdur Hakları Kanun Tasarısı üzerinde çalışmalar tamamlanmış ve ilgili kurullardan da görüş almak üzere görüşe sunulmuştur. Bu kanun tasarısıyla mağdurlara yönelik yepyeni bir anlayış benimsenmiştir. Sanık haklarına zarar vermeden mağdura tanınan hakları güçlendirmek, sanık mağdur dengesini kurmak ve onarıcı adalet uygulamalarını geliştirmek amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda yine mağdurlara yönelik psikososyal destek, maddi yardım, istihdam ve tedavi gibi temel hizmetlerin verilmesine ilişkin düzenlemeler de yer almaktadır. Boşanma dava süreci ve sonrasında ebeveynler ve özellikle çocuklar açısından zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkan çocukla görüşmeye dair kararların yerine getirilmesi konusunda yeni düzenlemeler içermektedir. Böylelikle çocuklar bir meta gibi icraya konu olmayacaktır. Tamamen yeni bir model gibi psikolog ve pedagoglar gibi uzmanlar aracılığıyla yıpratılmadan ve yara almadan ebeveynleriyle görüşmesi sağlanacaktır. Sisteme insani bir dokunuş yapıyoruz. Konu icra mahkemelerinin değil, aile mahkemelerinin konusu olacak şekilde bir düzenleme hususunda çalışmalarımız tamamlanma aşamasındadır."

"Ülkemiz genelinde 85 ağır ceza mahkemesi merkezinde toplam 261 aile mahkemesi de faal olarak çalışmaya devam etmektedir"

Türkiye'de Çocuk Koruma Kanunu'nun 2005 yılında yürürlüğe girdiğini söyleyen Gül, "Bu kanun suça sürüklenen ve korunma ihtiyacı olan çocuklara yönelik her türlü tedbirin alınmasına dair hükümler içermekte, ayrıca çocuk mahkemelerinin kuruluş yetkilerini düzenlemektedir. Onarıcı adalet anlayışı doğrultusunda yapılan reformlarla ceza hukukun sosyal boyutuna el atılmış, çocuklara özgü yargılama sistemi ve adli sürece ilişkin destek modeli geliştirilmiştir. Bu kapsamda 32 ağır ceza merkezinde toplam 66 çocuk mahkemesi, 6 ağır ceza mahkemesinde toplam 8 ağır ceza mahkemesi faaliyet göstermektedir. Bunun yanında ülkemiz genelinde 85 ağır ceza mahkemesi merkezinde toplam 261 aile mahkemesi de faal olarak çalışmaya devam etmektedir. Bu mahkemelerde psikolog pedagog ve sosyal çalışmacı unvanlarıyla 656 uzmanda görev yapmaktadır. Çocuk mahkemelerinde aile mahkemelerinde fedakarca görev yapan hakim, yargı mensubu ve pedagog, psikolog adliye çalışanı fedakar cefakar tüm çalışanları emeği geçenlere de şükranlarımı sunuyorum. Çocuklara yapılan her türlü hizmet gerçekten adalet sistemini ayakta tutan en temel işlerden biridir" değerlendirmesinde bulundu.

"10 Ekim tarihine kadar yaklaşık 6 aylık sürede bu odalarda 792 işlem gerçekleştirilmiştir"

Bakan Gül, konuşmasına şöyle devam etti:

"2012-2014 yılları arasında yürütülen Çocuklar İçin Adalet Projesi kapsamında yargı reform stratejisi ve stratejik plan hedeflerimizle birlikte 23 il 26 adliyede toplam 30 adli duruşma odası kurulmuştur. 24 Şubat 2017 tarihinde bu yönetmelik de çıkartılarak, UYAP ekranlarına da açılmıştır. Fiilen de 3 Nisan tarihinde yürürlüğe girmiştir. 10 Ekim tarihine kadar yaklaşık 6 aylık sürede bu odalarda 792 işlem gerçekleştirilmiştir. Bu görüşme odalarının arttırılmasına yönelik çalışmalarımız devam etmekte. 31 adliyede yeni adli görüşme odası kurulmasına yönelik faaliyetlerimiz devam etmektedir. 2015-2019 yıllarını kapsayan iki önemli çalışmalarda devam etmektedir. Birincisi Bakanlar Kurulu yargı reform stratejisi, ikincisi de bakanlığımızın stratejik planı. Bu ikinci çalışmada çocukların adalete erişimini kolaylaştırıcı bir takım düzenlemeler ve reformlar yer almaktadır. Çocuklar, kadınlar, engelliler gibi dezavantajlı gruplara yönelik uygulamaları geliştirmek ve çocuk adalet sisteminin de güçlendirilmesi temel hedeflerimiz arasındadır. Bu hedefler kapsamında yapılan tüm çalışmaların ve uluslararası uygulamaların bu çalıştayda da bütüncül bir şekilde ele alınarak değerlendirileceği ve bu sayede ülkemizin çocuk adaletine yönelik etkin ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesine vesile olmasını diliyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber