Akademik kadrolara atamalarda Başbakanlık izni getirilmesi tartışmalarıda beraberinde getirdi

Haber Giriş : 11 Haziran 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğretim elemanlarının atamalarında Başbakan izni zorunluluğu getirildi. Doçent ve Profesörler dışındaki öğretim elemanlarının atama işlemleri de Başbakanlık`tan izinle yapılacak. Açıktan yapılacak her türlü atamada, Devlet Personel Başkanlığı ile Başbakanlık`tan izin alınacak. Profesör ve doçentler dışındaki öğretim elemanlarının, kurum içi başka bir kadroya veya başka bir kamu kurum ve kuruluşuna atanma işlemleri için de Başbakanlık`tan izin istenecek.

Açıktan ve naklen atamaları düzenleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı genelge, Resmi Gazete`nin bugünkü sayısında yayımlandı. Genelgenin, açıktan atamalar bölümünde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu`nun 59. ve 92. maddelerine göre yapılacak açıktan atamalar ile özel kanunlarla kurulmuş kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak her türlü açıktan atamalar için Devlet Personel Başkanlığı ile Başbakanlık`tan izin alınacağı belirtildi.

POFESÖR VE DOÇENTLER HARİÇ
Genelgenin, naklen atamalar bölümünde ise 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu`na tabi profesör ve doçentler dışındaki öğretim elemanlarının, kurum içi bir kadroya veya başka bir kamu kurum ve kuruluşuna naklen atama işlemleri için Başbakanlık`tan izin isteneceği kaydedildi.

Bu öğretim elemanlarının aynı kanunun, ``öğretim elamanları`` başlığı altında sayılan diğer kadrolara kurum içinde veya diğer üniversitelere nakil yoluyla atanmalarında ise izin alınmasına gerek olmadığı ifade edilen genelgede, şunlar kaydedildi: "Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar, mahalli idareler ile kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan bir personelin kurul, üst kurul, kurum, enstitü ve sair adlarla, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak özel kanunlarla kurulmuş olan kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmasında, personelin çalıştığı kuruluş tarafından devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı`ndan izin alınmasını müteakip muvafakat işleminin tamamlanması için Başbakanlık`tan izin alınacaktır"

YÖK`ÜN İNTİKAMI
Hükümetin üniversitelere yönelik kuşatmasının devam ettiğini belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, hükümetin öğretim elemanları için çıkardığı atama yönetmeliğiyle, YÖK düzenlemesinin intikamını almaya çalıştığını söyledi. Üniversitelerde kadro sorunu yaşandığını, çok öğretim görevlisi açığı olduğunu vurgulayan Dinçer, bu kadroların serbest bırakılmadığını, ancak bu genelgeyle yeni kadrolara hükümetin `istediğini` atama yolunun açıldığını, yani `havuç - sopa` görüntüsü verildiğini söyledi.

Dinçer, şöyle konuştu: "Akademisyenlerin yükselmesinin önünde büyük engeller var. `Bizim belirleyeceğimiz kişiler için kadro açacağız` anlayışı oturtulmaya çalışıyor. 2004 atamalarını Başbakanlık`a bağlayarak kendi adamlarını istedikleri yerlere atayacaklar" Üniversitelere ayrılan ödeneklerin de tasarruf önlemleri adı altında Maliye Bakanlığı tarafından kullandırılmadığını dile getiren Dinçer, 300 milyarlık ödenekten sadece 30 milyarının kullanımına izin verildiğini, geri kalana el konulduğunu söyledi. Ayrıca üniversitelerce kullandırılacak bursların da Başbakanlık tarafından belirlendiğini anımsatan Dinçer, bu atama genelgesiyle de hem kadrolaşma konusunda gerçek niyetin ortaya çıktığını, hem de YÖK Yasası`nın intikamının alındığını belirtti. Dinçer, hükümetin son genelgeyle `taciz atışları`nı artırdığını söyledi.

REKTÖR: `AVRUPAYA TAŞIRIZ
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü Ural Akbulut, bu genelgenin geleceğin tüm akademik kadrolarının siyasi seçilmesinin yolunu açacağını vurguladı. Akbulut, hükümetle üniversiteler arasında bugüne kadar süren sıkıntıların Avrupa`ya taşınmadığını belirtirken, "Ancak artık bu uygulamayı Avrupa Üniversiteler Birliği Genel Kurulu`na taşırız" dedi.

Akbulut, son iki yıldır üniversitelerde kadro açılmadığını ve 10 bin araştırma görevlisi, yardımcı doçent kadrolarında sıkıntı yaşandığını vurguladı. Bu genelgenin hükümetin açılacak kadrolara siyasi atama yapmaya çalıştığının bir göstergesi olduğunu vurgulayan Akbulut, geleceğin bilim adamlarının, öğretim üyelerinin siyasileştirilmeye çalışıldığını söyledi. Akbulut, ``Bu genelge uygulanırsa ve hükümet vazgeçmezse devlet üniversiteleri tamamen siyasileştirilmiş olacaktır`` dedi.
Akbulut, AKP`nin hükümete geldiği ilk günlerde de böyle bir genelge yayınladığını, ancak daha sonra yardımcı doçent ve araştırma görevlilerini genelge dışına çıkarıldığını anımsatan Akbulut, ``Ancak şimdi yeniden bu uygulamayı getiriyorlar. Özellikle yardımcı doçentler bizim için geleceğin öğretim üyeleridir. Çok önemlidir. bu kadroları siyasi kullanmalarına sessiz kalmayız. bu konuyu Avrupa Üniversiteler Birliği Genel Kurul`una götürürüz`` dedi.

Akbulut, halen üniversitelerin akademik olarak yetiştirmek üzere bursla yurtdışına gönderecekleri araştırma görevlilerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçildiğini de anımsatarak, ``Geleceğin öğretim görevlileri siyasi kadrolaşmayla yetiştiriliyor. Bu açıkça görülüyor. YÖK`ün de bir anlamda intikamı alınmaya çalışılıyor. Umarım uygulamadan vazgeçerler`` diye konuştu.

haber7

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber