Takipsizlik kararına rağmen, Genel Müdür yardımcısı görevine dönemedi

Genel Müdür Yardımcısının hakkında Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen fiiller dolayısıyla görevinden alınarak naklen başka bir göreve atanması hukuka uygun mudur?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 10 Nisan 2018 11:44, Son Güncelleme : 09 Nisan 2018 17:47
Takipsizlik kararına rağmen, Genel Müdür yardımcısı görevine dönemedi

Danıştay, Görevini kötüye kullandığından bahisle hakkında açılan ceza soruşturması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesi ve disiplin soruşturması sonucunda da yalnızca uyarma cezası verilen personel hakkında tesis edilen naklen atama işleminin, soruşturma konusu fiiller sebebiyle idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edilmesi dolayısıyla iptal davasını reddetmiştir.

Kararın karşı oyunda ise; soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, disiplin soruşturması sonucunda ise yalnızca uyarma cezası ile tecziye edilmesi ve uyarma cezasının davacının görevinden alınmasını gerektirecek nitelikte ve ağırlıkta olmaması, uyarma cezası dışında davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin somut bilgi ve belgenin davalı idarece sunulmaması karşısında, naklen atama işleminin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2015/5796

Karar No : 2017/7711

Karar Tarihi: 07.12.2017

İsteğin Özeti : ....... Kurumu'nda Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan davacının, Bakanlık Müşavirliğine atanmasına ilişkin 09/06/2014 günlü, 2014/525 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen 10/04/2015 günlü, E:2014/1557, K:2015/504 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Davalı İdarelerin

Cevaplarının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Kezban Gül Ersan

Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce, 2577 sayılı Kanun'un 17/2. maddesi uyarınca, davacının temyiz aşamasında duruşma yapılması yolundaki istemi yerinde görülmeyerek işin gereği düşünüldü:

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. İdare Mahkemesince verilen 10/04/2015 günlü, E:2014/1557, K:2015/504 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, tebliğ tarihini izleyen (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07/12/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava, ...... Kurumu'nda Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan davacının Bakanlık Müşavirliğine atanmasına ilişkin 09/06/2014 günlü, 2014/525 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde, kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri öngörülmüştür.

Anılan maddeyle idarelere kamu görevlilerinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olup, bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Dosyanın incelenmesinden, ...... Kurumu'nda Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan davacının, Bakanlık Müşavirliğine atanması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı açılmıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda; ithal edilen 70 baş kesimlik sığırın, ihale sözleşme ve teknik şartnamesine uygun olmayan büyük çoğunluğu besilik karakterde 113 baş sığırla değiştirilmesi olayını bilmesine rağmen yasal işlem yapmayarak görevini kötüye kullandığından bahisle verilen soruşturma izninin kesinleşmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında yapılan soruşturma neticesinde, .... Kurumu adına ithal edilen canlı hayvanların Türkiye'ye giriş ve kabul işlemlerinde görevli olan .......... Müdür Yardımcısı İ.K.'nın 21/05/2012 tarihinde şüpheli (davacı) ile yapmış olduğu telefon konuşmasının ...... Müdür yardımcısı İ.K.'nın canlı hayvan giriş ve kabul işlemlerinde yapmış olduğu usulsüzlükleri bildiğini gösterecek nitelikte ve yeterlilikte olmadığı, şüpheli ile İ.K. arasındaki telefon görüşmesinde geçen hayvan sayısının usulsüzlüğe konu hayvan sayısı ile örtüşmediği, mevcut delil durumuna göre şüphelinin ........ Müdür Yardımcısı İ.K.'nın görevlendirildiği canlı hayvanların yurt içine giriş ve kabul işlemlerinde yapmış olduğu usulsüzlükleri bildiği ve onayladığına dair kamu davası açmaya yeterli, somut ve yeterli delil bulunmadığından, şüpheli hakkında atılı görevi kötüye kullanma suçundan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin 01/11/2013 günlü ve K:2013/61724 sayılı kararın verildiği, öte yandan söz konusu fiiller nedeniyle açılan disiplin soruşturması sonucunda, sorumluluğunda yürütülen bir kısım ihalelerde 'kurum menfaati doğrultusunda işlem tesis etmesi yönünde gereken hassasiyeti ve gayreti göstermediği' fiili sübut bulduğu belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin A/(a) bendi uyarınca uyarma cezası verilmesinin teklif edildiği, idari yönden ise bir teklif getirilmediği, disiplin cezası verilmesi yönündeki teklif uygun görülerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin A/(a) fıkrası uyarınca 10/10/2013 günlü, 231 sayılı Olur'la uyarma cezası ile tecziye edildiği görülmüştür.

Bu durumda, davacıya isnat olunan fiillerle ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, disiplin soruşturması sonucunda ise yalnızca uyarma cezası ile tecziye edilmesi ve uyarma cezasının davacının görevinden alınmasını gerektirecek nitelikte ve ağırlıkta olmaması, uyarma cezası dışında davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin somut bilgi ve belgenin davalı idarece sunulmaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının görevinden alınarak Bakanlık Müşavirliğine atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.

Öte yandan, davalı idarece Bölge İdare Mahkemesi'ne hitaben verilen itiraz dilekçesinde, davacının Müşavirlik görevine atanmak istediğine ilişkin dilekçesi bulunduğu belirtilmekte ise de; davacının, idarenin isteği üzerine söz konusu dilekçeyi verdiğini beyan etmesi, dilekçede davacı tarafından atılmış bir tarihin bulunmaması, ayrıca Müşavirlik görevine atanması üzerine bu atama işlemine dava açması karşısında, söz konusu dilekçenin davacının gerçek iradesini yansıtmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davacının isteği üzerine Müşavirlik görevine atandığına ilişkin iddia da yerinde görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber