Bileziğini sattı,arı aldı, şimdi paraya para demiyor

İstanbul'da 35 yıl boyunca çeşitli mesleklerde çalışan girişimci kadın, Kastamonu'daki köyüne dönerek kolundaki tek bileziğini sattı ve bir kovan arı aldı. Her geçen yıl işlerini ilerleten girişimci kadın, 10 yıl sonra 200 kovan arıya ulaşırken şimdi paraya da para demiyor.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 13 Temmuz 2019 17:58, Son Güncelleme : 13 Temmuz 2019 18:54
Bileziğini sattı,arı aldı, şimdi paraya para demiyor

İstanbul'da 35 yıl boyunca çeşitli mesleklerde çalışan girişimci kadın, Kastamonu'daki köyüne dönerek kolundaki tek bileziğini sattı ve bir kovan arı aldı. Her geçen yıl işlerini ilerleten girişimci kadın, 10 yıl sonra 200 kovan arıya ulaşırken şimdi paraya da para demiyor.

"Bu arıcılığı çevremde akrabalarımın yapmış olduğunu gördüm, bende heveslendim ablamı aradım, abla dedim benim arı alacak durumum yok sende varsa bana gönder. O da bana dedi ki bileziğim var satarım sana gönderirim dedi bana gönderdi. Bende onunla bir arı aldım. O sene güzel bal aldık, yarısını ablama gönderdim. Ondan sonra ertesi sene arımı çoğalttım. Sonra baktım ki güzel oluyor verimi var arımı çoğalttım. 2 sene bunu devam ettirdim ablamla ortak şekilde. Ablamın var 70 arısı var, benim 200 arım var, ablamda devam ediyor bu işe bende devam ediyorum. O da alıştı, o bana yardım ediyor ben ona yardım ediyorum" dedi.

"İstanbul'da konfeksiyondaki işimi bıraktım, köyde arıcılığa başladım"

"Doğanyurt'ta düzenlenen Kestane Balı Festivalinde gelip kovanlarımdan numune aldılar. Bizlerden birer kavanoz bal aldılar. Bir hafta sonra bizleri festivale çağırdılar ve orada bizlere plaket verdiler. Ben, önce inanmadım şoka girdim. Orada plaket alınca sevinçten oynadım, inanamadım. Sanki kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Asla ben olurum dememiştim. Bana vermezler diye düşünüyordum. Çünkü benden daha fazla orada büyük arıcılar vardı. İkinci oldum, buna çok sevindim. O heyecanımı hiç unutamam"

"Arıcılığı kızlarıma dahil tavsiye ediyorum"

Gözalan köyünde 70 arısı bulunan Kezban Çalışkan ise, şunları kaydetti: "Abla gel bana bir arı al dedi bende aldım o da aldı, bir arı ben aldım bir arı da o aldı. Ertesi yıl da 4 arı daha aldık. Ondan sonra arılarımız kendileri çoğaldı. Biz daha sonra arıcılığı devam ettirdik, seven insan gelsin bir arıdan başlasın devam ettikte artık ayrılamaz, balından şifasından her şeyinden"

"Arıcılığı sadece erkekler yapabilir kanısı yanlıştır"

Geçimlerini arıcılıktan sağladıklarını belirten Nevin Yılmaz da, şunları söyledi: "Hem vakit geçiriyoruz hem de tabiat güzel. O yüzden arıcılık yapıyoruz. Biraz zor oluyor ama arıcılığı erkek işi diye genel bir düşünce var. Baktık ki bu, bizim yapabileceğimiz bir iş. Şimdi arıcılığı bizler yapıyoruz. Sabah gidiyoruz akşam geliyoruz. Biraz zorlukları var ama tatlı zorluklar yani. Doğamız güzel bizim, burası hep kestane ağaçları, arılarımız da kestanelerden ballarını alıyorlar. Günümüz arılarla geçiyor, çocuklarımız kadar seviyoruz. Çocuklar artık arka planda kaldı. Burası Doğanyurt'un Gözalan köyü, biz burada üç kardeş arıcı olarak çalışıyoruz. Geçimimizi de arıcılıktan sağlıyoruz. Ballarımız da kestane balıdır"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber