Üniversitelerde, kim ne kadar alıyor?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Aralık 2007 00:20, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

ÜNİVERSİTELERDE ÜCRET SORUNU VE YÖK'ÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç.Dr.M.Hanefi Bostan yaptığı açıklamada "Bugün üniversitelerimizde yaşanan en büyük sorun akademik ve idari personelin ücret sorunu ile YÖK'ün yeniden yapılandırılması konusunda ifade edilen anti-demokratik söylemlerdir." dedi.

Hiç kimsenin, bir öğretim elemanının önce bir bilim adamı ve sonra da bir öğretici ve eğitimci olarak, tam bir başarı ile hizmet verebilmesi için, geçim sıkıntısı gibi bir dert içinde bulunmaması gerektiğine itiraz etmesi mümkün olmadığını belirten Bostan " Yine hiç kimsenin, öğretim elemanlığı gibi üstün vasıf gerektiren bir mesleğe girenlerin, bu mesleği bir ticaret kapısı gibi görüp zenginlik peşinde olduğunu düşünmesi de mümkün değildir. Ancak bunun yanında, yine hiç kimsenin, ülkemizin geri kalmışlık çemberinin kırılmasında ve geleceğin mutlu, güçlü ve müreffeh, daha saygın Türkiyesinin inşa edilmesinde bir numaralı belirleyici faktör olan bilim yuvalarının ve mütevazı bilim insanlarının, nasıl geçineceklerini düşünmeyi ön plana çıkarmak zorunda bırakılmaları durumunda ülkemiz ve milletimiz adına beklenenlerin tam olarak karşılanacaklarını düşünmeleri de mümkün değildir. İşte şimdi akademik personelin durumu tamı tamına bu vazıyettedir: Mesleği bilim üretmek ve bilim öğretmek olan, ülkemizin en iyi yetişmiş beyinleri, sürekli olarak düşük tutulan ücretleriyle mahkûm edildikleri geçim sıkıntıları dolayısıyla mutlu değillerdir. Bu da onların hem bilim üretmelerinde ve hem de gençlerimizi yetiştirmelerinde tam verimli olmalarını çok ciddî surette engellemektedir ki; bunun sonucunda kaybeden sadece ve sadece Türkiye olmaktadır. Bu durumun böyle sürmesi halinde Türkiye ve Türk milleti daha fazlasını kaybetmeye devam edecektir." dedi.

Akademik personele âdeta kasıtlı olarak düşük ücret politikası uygulayan iktidarın, kıdemli profesörler (görev tazminatı ile birlikteki maaşları) dışındaki bütün öğretim elemanlarını yoksulluk sınırının altında, idari personelin % 99'unu da açlık sınırının altındaki ücretlere mahkûm etmiş bulunduğunu vurgulayan Bostan "5 yıldan beri geçen sürede hâkimlere, savcılara, askerlere ve emniyet mensuplarına birkaç defa ilâve zam verildiği halde ve hatta bugün emniyet mensuplarına tekrar bir maaş zammının düşünüldüğü bir zamanda; üniversite mensuplarına hiçbir şey verilmemiş ve verilmesinin dahi düşünülmemesi vazıyetin hangi boyutta olduğunu göstermesi açısından önemlidir." dedi.

2007 Ekim ayı sonu itibariyle ülkemizde 4 kişilik bir ailenin Yoksulluk Sınırı (Asgari Geçim Haddi) 2325 YTL, tek kişinin açlık sınırı da 885 YTL olduğu bilgisini veren Bostan, buna karşılık üniversite çalışanlarının aldığı maaşları kalem kalem şu şekilde sıraladı:

5/2'deki Araştırma Görevlisi 1084 YTL
5/4'deki Araştırma Görevlisi 1116 YTL
1/2'deki Öğretim Görevlisi ( evli, 1 çocuklu) 1191 YTL
1/4 'deki Öğretim Görevlisi ( 25 yıldan fazla hizmeti var) 1255 YTL
3/8'deki Yardımcı Doçent ( 3/8'den ileriye gidemiyor) 1307 YTL
2/3'deki Doçent 1443 YTL
1/4'deki Doçent ( 380 YTL' lik görev tazminatı ile birlikte) 1866 YTL
1/4'deki Profesör ( 556 YTL' lik görev tazminatı ile birlikte) 2299 YTL
1/4'deki kıdemli Profesör( 720 YTL' lik görev tazminatı ile birlikte) 2731 YTL
4/3'deki 15 yıllık Memur (bekâr) 687 YTL
8/1'deki 15 yıllık Kaloriferci ( aile ve çocuk yardımı ile birlikte) 740 YTL
1/1'deki 22 yıllık Memur 875 YTL
6/1'deki Hizmetli ( aile ve çocuk yardımı ile birlikte ) 771 YTL
4/3'deki Teknisyen ( çocuk yardımıyla birlikte) 871 YTL.

Yine yıllardır bazı üniversitelerde kadrolaşmayı tamamlamak için idari personelin görevde yükselme sınavının yapılmadığının altını çizen Bostan "Birçok devlet kurumu banka promosyonlarını hak sahiplerine ödediği halde, iki üniversite dışında hiçbir üniversite buna yanaşmamakta ve çalışanların hakkı olan banka promosyonlarını gasp etmeye devam etmektedir ve YÖK'de buna seyirci kalmaktadır." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber