20 hukuk fakültesi dekanından ortak açıklama

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Aralık 2007 22:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Hukuk fakültelerinin dekanları, "hakim ve savcı adaylarının belirlenmesinde sınav sisteminden kaynaklanan her türlü soru işaretinin ortadan kaldırılmasının bir zorunluluk olduğunu ve bu nedenle, sınavın ikinci aşamasını oluşturan mülakatın ağırlıklı olarak Adalet Bakanlığı mensupları tarafından yapılmasını öngören kanuni düzenlemenin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini" bildirdi.

20 hukuk fakültesinin dekanı, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda değişiklik yapan 5720 sayılı kanunla ilgili bir duyuru yayınladı.

Duyuruda, "idari yargı hakim adayları için hukuk fakültesi dışındaki fakültelerden mezun olanların sayısını sınırlayan ve böylece, idari yargıda bugün yaşanan hukukçu hakim sayısının çok düşük olması sorununu zaman içerisinde azaltmayı hedefleyen düzenlemenin yerinde olduğu" belirtildi.

Yazılı sınavı geçerek mülakata çağırılan aday adaylarının başarı durumları belirlenirken, yazılı sınav notunun yüzde 70, mülakat notunun yüzde 30 olarak dikkate alınmasını öngören düzenlemenin de "adayların objektif ölçütler çerçevesinde tesbitine katkı sağlamak açısından yerinde olduğu" vurgulanan duyuruda, şöyle denildi:

"Hakim ve savcılar, bilgi seviyeleriyle, kişilikleriyle ve siyasi otorite ile taraflara karşı eşit mesafedeki duruşlarıyla yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığın güvencesidirler. Yargı organı mensuplarının haksız ithamlardan korunmaları ve kamuoyunun yargı sistemine hak ettiği saygıyı göstermesinin sağlanması için, hakim ve savcı adaylarının belirlenmesinde sınav sisteminden kaynaklanan her türlü soru işaretini ortadan kaldırmak zorunludur. Bu nedenle, sınavın ikinci aşamasını oluşturan mülakatı yapacak kurulun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenmesi ve mülakat kurulunda belirli sayıda hukukçu öğretim üyesinin görevlendirilmesi son derece önemlidir. Mülakatın ağırlıklı olarak Adalet Bakanlığı mensupları tarafından yapılmasını öngören kanuni düzenleme, yargı bağımsızlığı açısından sistemsel bir sorun yaratmaktadır ve mutlaka değiştirilmesi gereklidir."

TBMM Adalet Komisyonunun kabul ettiği metinde yer alan, "çağdaş yaşam anlayışının mülakatta puanlanması"na dair düzenlemenin, kanunda "çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığın mülakatta puanlanması" şeklinde yer almasının, "çağdaş dünya görüşüne sahip kişilerin hakim ve savcı adaylığına kabulünü destekleyici olmadığı" görüşü de dile getiren duyuruda şu hususlara yer verildi:

"TBMM Adalet Komisyonunun bu konuda önerdiği metin ile kanun metni arasındaki tek benzerlik 'çağdaş' kelimesiyle sınırlı olup, kanunun getirdiği düzenlemenin, Komisyon'un önerdiği düzenlemeyle bir ilgisi yoktur. Bu iki yaklaşımı birleştirici bir şekilde, 'çağdaş yaşam anlayışının, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığın' mülakatta değerlendirilmesinin sağlanmasına yönelik bir hükmün kabulü yerinde olacaktır.

Önemli olan, boş kadroları bir an önce doldurmak değildir. Cumhuriyetimiz için ve hukuk devleti için hayati önem taşıyan husus, yargı erkini, kişilik değerleri yüksek, Cumhuriyet'in temel ilkelerini benimsemiş, Atatürk devrimlerine sahip çıkan hakim ve savcılara emanet etmek ve yargı üzerindeki sistemden kaynaklanan soru işaretlerini elbirliğiyle ortadan kaldırmaktır"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber