Tüberküloz insanlık tarihi kadar eski

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 03 Ocak 2008 22:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma Fişekçi Evyapan, tüberkülözün insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olduğunu, dünyada her yıl 1.5-2 milyon insanın bu hastalıktan hayatını kaybettiğini söyledi.

PAÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma Fişekçi Evyapan, yaptığı açıklamada, halk arasında 'verem' ve 'ince hastalık' olarak da bilinen tüberkülozün, tüberküloz mikrobunun yol açtığı bir hastalık olduğunu belirterek, "Eski Mısır'a ait mumyaların incelenmesinde tüberküloza ait hasarların görülmesi, hastalığın insanlık tarihi kadar eski olduğunu göstermektedir. Günümüzde dünyada yaklaşık 2 milyar kişi bu basille karşılaşmış, bu mikrobu bünyesinde taşımakta ve her yıl 1.5-2 milyon kişi

de tüberküloz hastalığından ölmektedir" diye konuştu. Temel bulaşmanın hava yolu ile olduğunu belirten Prof. Dr. Evyapan, "Ama tüberküloz hastalığına yakalanmış ineklerin sütlerinin içilmesi ile ağız yolu ya da tüberkülozlu dokuların ellenmesiyle deri yolu ile de bulaşma olmakla birlikte, bu durum solunum yolu bulaşmasına göre önemsizdir. Hasta kişilerin çatal, bıçak, tabak ya da giyecekleri ile bulaşma olmaz. Hasta kişilerin yakın çevresinde bulunanlar, yani aynı evde, yatakhanelerde, kışlalarda ya da

ortak işyelerinde çalışanlar bu hastalığın bulaşma olasılığı yüksek olan kişilerdir. Bu nedenle hasta kişinin tanısı konulduktan sonra Verem Savaş Dispanserleri tarafından ev halkı taranır" dedi.

Tüberküloz mikrobunu alan her kişinin tüberküloz hastalığına yakalanmadığını, bununla birlikte vücudunda bu canlı basilleri bulunduran kişilerin ömür boyu hastalığa yakalanma tehlikesini taşıdığını belirten Evyapan, "Vücut direncinin düştüğü durumlarda, örneğin şeker hastalığı, böbrek yetersizliği, çeşitli ilaçların kullanıldığı koşullarda verem mikrobu, dalmış olduğu uykusundan uyanarak hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Hastalık geçiren kişilerde ise daha sonra vücutta uyur halde kalan verem

mikrobu sayısı daha fazla olduğu için, bu gibi kişilerde özellikle ilk hastalık geçirildikten itibaren 5 yıl içerisinde yeniden hastalık gelişmesi riski daha fazladır. Hemen hemen her organda görülmekle birlikte, tüberküloz mikrobu oksijenli ortamları sevdiği ve buralarda daha kolay çoğaldığı için akciğer tüberkülozu daha sık görülür. Ayrıca çevreye hastalığı bulaşması açısından da en riskli hastalık akciğer tüberkülozudur. Bunun dışında lenf bezleri tüberkülozu, akciğer zarı tüberkülozu, böbrek

tüberkülozu, üreme sistemi tüberkülozu ve çok tehlikeli sonuçlara yol açabilen beyin zarı ve beyin tüberkülozu önemli hastalıklardır" ifadelerini kullandı.

Tüberkülöz'ün antibiyotiklerle tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Fişekçi Evyapan, "Onlardan farklı olarak, çok sayıda antibiyotik bir arada kullanılarak 6-12 ay gibi uzun sürede tedavi edilebilir. Uzun süreli tedavi, hastaların tedaviye uyum sağlamasını engelleyen en önemli faktördür. Bu nedenle son yıllarda ülkemizde de uygulanan Doğrudan Gözetim Altında Tedavi stratejileri ile, ilaç bir sağlık personelinin gözetiminde hastalara verilmekte, hastaların ilacı yuttuğundan

kesin olarak emin olunmaktadır. Bu yöntemle yapılan tedavi, başarıyı önemli ölçüde arttırmaktadır" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber