'Yüksek kira uygulamasını yapanlara bunun hesabını soracağız!'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yüksek kira uygulamasını yapanlara bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız. Bunların üzerine gideceğiz."

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2023 23:50, Son Güncelleme : 06 Nisan 2023 00:38
'Yüksek kira uygulamasını yapanlara bunun hesabını soracağız!'

Seçimlere 40 günden az bir süre kalırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli soruları yanıtladı.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇALIŞMALAR

Deprem bölgelerindeki köy evlerinin yapımının Ramazan Bayramı'na yetiştirileceğini açıklayan Başkan Erdoğan, "Öncelikle tabi bu mübarek Ramazan gecesinde sizlerle böyle bir programı üstelik de deprem bölgesine giderek başlatmak hakikaten bizi duygusallıktan öte bir sorumluluk altına da götürüyor. Çok ciddi ölüm vakaları oldu. 50 bini aşkın vefat var. Bunun yanında çok ciddi yaralılarımız var. Öncelikle vefatlara malum bizim dinimizde şehadet var. Şehadet makamında sevgililer sevgilisi Peygamberimizin şefaati var. Bütün bunlarla beraber özellikle attığımız adımlar, verdiğimiz sözler var. Süratle enkazların kaldırılması dedik bunu da büyük oranda başardık, başarıyoruz. Bütün Belediye Başkanlarımız, Valilerimiz kamu kurumlarımız çok yoğun bir çalışma içerisindeler. 7/24 diyebilirim yani böyle bir çalışma." dedi.

"YÜZDE 50'NİN ÜZERİNDE ENKAZLAR KALDIRILDI"

Deprem bölgelerindeki enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin konuşan Başkan Erdoğan, "Yüzde 50'nin üzerinde enkazlar kaldırıldı. Bununla birlikte zemin etütleri de bir yandan yapılıyor. Bunun da ötesinde yeni bir adım atıldı. İnşallah bakanımın da verdiği söze dayanarak söylüyorum. Bu köy evleri dediğimiz evlerin bir kısmını Bayrama yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Tabi bu köy evlerinin özelliği tek kat, bunun dışında bazı yerlerde tek katın altında ahırı ki burada sütünü, peynirini yapsın." ifadelerini kullandı.

"YENİ ŞEHİRLER OLUŞTURULDU"

"Bunun dışında da bana bir yıl müsaade edin dediğim kalıcı konutlar var. Biz burada çok ilginç bir plan yaptık. Burada ilk etapta adımımız çadırlardı. Çadırlarla işe girdik. AFAD başta olmak üzere bu çadırlarla bütün depremzedelerimize ulaştık. Dedik ki, "Bu yetmez bunun ikinci etabı olmalı." Bu kez de konteyner kentler kurduk. Bununla da yetinmedik. Prefabrik konutlar yaptık. Gerçekten ben de attıkları adımlar sebebiyle tebrik ediyorum. Oradaki müteahhit firmalar çok güzel prefabrik konutlar yaptı ki adeta yeni şehirler oluşturuldu. Kuaföründen tutun alışveriş yerlerine kadar hepsi var. Orada ferah bir hava oluşturuyorlar. Bu köy evleriyle de diğer adımlar atıldı."


"NATO ÇADIRLARINDAN ÜRETMEK İSTİYORUZ"

NATO'dan ve İsveç'ten gönderilen çadırların Türkiye'de üretileceğini açıklayan Başkan Erdoğan, NATO'nun gönderdiği çadırlar çok çok farklılık arz ediyor. Bunlar hakikaten alışılmış çadırlardan değil. İçindeki bütün klimatik sistemlere varıncaya kadar var. Bunlardan 5 adet bize gönderin dedik. Benzer bir çadır İsveç'te de var onlar da bize gönderdiler. İnşallah seçimden sonra özellikle gerek Kızılay gerek AFAD bu modelleri alıp ülkemizde üretelim istiyorum. Konteynerlerde, prefabriklerde nasıl bunu başardıysak bunu da başarmak istiyorum. İnsanlarımızın temel ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılamamız gerekiyor. Bunun içinde barınma önemli bir yer temin ediyor, beslenme önemli bir yer teşkil ediyor." dedi.

"YÜKSEK KİRALARIN HESABINI SORACAĞIZ"

Yaptığımız iftarlarda bakıyorum depremzedelerimizin bazılarının gözleri yaşlı ama bakıyoruz yine "Biz memleketimize gidelim." diyorlar. Bazı şikayetleri de var. Kiralar oralarda çok yüksek olduğundan şikayet ediyorlar. Biz de diyoruz ki bunların üzerine üzerine gideceğiz, yüksek kiraların üzerine de yargıyla gidip hesabını soracağız. Şu an yurtlarda kalanlar çok çok memnunlar. "Devletimiz bizi açıkta bırakmadı." diyorlar.

"YURTLARIMIZ HEPSİ İÇİN MİSAFİRHANE"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın deprem bölgelerindeki riskli yapılara girilmemesi konusundaki uyarılarına değinen Başkan Erdoğan, depremzedelerin evlerinde kalan eşyalarının temin edileceğini açıkladı.

Başkan Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız "Bu binaya girilmez." diyor. Ben de vatandaşıma diyorum ki, "Benim Bakanlığım böyle dediyse buralara girmeyin. "Eşyalarımı alacağım" sakın ha! Burası şu anda orta veya az hasarlı... Buraya girilmez. Allah göstermesin girdin, çöktü. Biz bunun hesabını nasıl vereceğiz, veremeyiz. Senin orada 3-5 parça bir şeyin kalmış olabilir, bunları biz size taahhüt ediyoruz. Bizim için önemli olan can. Hangi ile isterseniz o ildeki yurtlarımız sizler için misafirhanedir. Her şey var orada. Bunlar evinde mi kaldı, kalsın. Biz her şeyinizi temin ederiz. Yeter ki bizi düşünce riskine sokmayın."


"SİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ"

Kentsel dönüşümle ilgili vatandaşlara verilen sözleri hatırlatan Başkan Erdoğan,

"Kentsel dönüşümle ilgili de sözümüz var. Sizi tekrar yerlerinize alacağız. Ama bizi ne olur böyle bir riskin içerisine atmayın. Daha önce de anlattım. Özellikle kendi oturduğum bölgede, Üsküdar'da vatandaşlar toplandı. Dedim ki "Benim bir ricam var. Gelin kentsel dönüşümde bize yardımcı olun. Evlerinizi boşaltın, kiraya çıkın. Kiranızı biz ödeyeceğiz. Biz bu binaları bir an önce yıkalım ve yerine çok daha güzelini yapıp sizi bunlara yerleştirelim Kabul edenler oldu, etmeyenler oldu. Kabul edenlerin binasını yıktık, yenisini yaptık. Hatta Çamlıca Camii'nin hemen alt kesimindeki bölgede başladık.

RANTSAL DÖNÜŞÜM DİYORLAR AMA...

Geçenlerde önümü kestiler. Dediler ki "Başkanım biz yanlış yaptık evimizin yıkılmasına fırsat vermedik. Ama şimdi gördük ki buralar bambaşka oldu. Fiyatlar 1'e 5 - 10 arttı. Ne olur bizimkileri de yıkın." Dedim ben talimatı vereceğim ama tekrar yanlış yapmayalım. Biz bu işin önüne geçeceğiz ve size her türlü desteği vereceğiz. Söz. Baktım ki vinçler gelmiş, orada da bu işe başlamışlar. Fakat gerçekten Çamlıca'nın altı şu anda yoğun inşaat çalışması halinde. Ama yepyeni, çok farklı bir semt meydana geldi. Bizde devlet- millet kaynaşması olduktan sonra buralar kentsel dönüşümde gerçekten farklı bir dönüşüm yapıyorlar. Hani muhalefet CHP olsun diğer yandaşları olsun onlar da buna rantsal dönüşüm diyorlar. Doğru, biz yapıyoruz benim vatandaşım bundan rant elde edecekse etsin." ifadelerini kullandı.

"MİMAR VE MÜHENDİSLER ODASI YETKİLERİNİ OLUMSUZ KULLANDI"

Kentsel dönüşüm faaliyetlerinin deprem bölgelerindeki belediyelerin birinci derece sorumluluğu olduğunu belirten Başkan Erdoğan, "Şimdi bu, o bölgelerdeki belediyelerin birinci derecede sorumluluğu. Allah nasip ederse bu seçimi atlatalım, bundan sonraki dönemde Çevre Şehircilik Bakanlığımızla burada yeni yasal düzenlemelerle, yerel yönetimlerle merkezi yönetimin bir görev dağılımına gitmesi şart. Çünkü bu görev dağılımına gitmediği sürece yerel yönetimlerde farklı yaklaşımlar meydana geliyor. Bir de bu Mimar ve Mühendisler Odası'yla ilgili bizim atacağımız bir adım vardı. Ellerinde bulunan yetkiler maalesef bir çok yerde olumsuz şekilde kullanıldı. Ona da fırsat vermek istemiyoruz. İstiyoruz ki belediye, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yük paylaşımı yapsın. Bu tür yanlışlıklara fırsat vermesin." dedi.

TOKİ inşaatlarında zemin etütlerine önem verildiğini belirten Başkan Erdoğan, sulak zeminlerde inşaata müsaade edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Deprem bölgelerinde inşa edilecek konutların maksimum 5 kat yükseklikte ve fay hattından gerekli uzaklıkta inşa edileceğini açıklayan Başkan Erdoğan, "TOKİ inşaatlarında dikkat çeken özellikle zemin etütleridir. Bu çalışmalar bitmeden hiçbir proje başlayamaz. Burada şimdi öyle şeyler var ki sulak zeminlerde inşaata müsaade ediyor belediye. Olmaz böyle bir şey. Hatay'da bunu görüyoruz. Meşhur Amik Ovası'nın yumuşak zemini fay hattıyla da bütünleşiyorsa oralarda bütün evler ne oldu, yıkıldı. Ama şimdi burada özellikle birinci derecede sağlam zeminler, fay hattına uzaklık ve uygun kat yüksekliğiyle birlikte inşa edilmeli. Her zaman söylüyorum, zemin + 3, 4 bilemedin 5 kat. Ama böyle 20-25 kata fırsat veremeyiz, vermemeliyiz, Olmamalı." ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU'NA SECCADE TEPKİSİ: "BU BİR ADAP MESELESİDİR"

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seccadeye ayakkabılarla basmasına tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Bu bir bilgi işi, ilim işi, irfan işi, hikmet işi. Bu bir adap meselesidir." ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şeyden önce bunların hepsi aynı yerden besleniyor. Yani seccadenin üzerine ayakkabı ile basılır mı, basılmaz mı bu bir bilgi işi, ilim işi, irfan işi, hikmet işi. Bu bir adap meselesidir. Tabi bunun farkında olmuş, olmamış bu bizi çok da ilgilendirmiyor. O kendi edebi, adabıdır. Ama benim halkım buna çok önem ve değer verir. Bizim medeniyetimizde, kültürümüzde olan seccadeye "bir halı parçası", başörtüsüne "bez parçası" diyor. Bu bir değerdir. Sen kalkıp da eğer başörtüsüne bir bez parçası diye yaklaşırsan, bunu diyen bunu kim 'Bay Bay Kemal'... Bizim değerler silsilesi içerisinde başörtüsünün yeri bir değer ifadesiyle bir kutsalımızdır. Mahremiyetin ifadesidir. Bu mahremiyetin ifadesini sen kalkıp da bir bez parçası diye kullanamazsın. Aynı şekilde bakıyorsunuz ki yani bunu bu şekilde diyen Kuran -ı Kerim için de "kağıt parçası" der. Bunlar der mi bunu, der. Çünkü yaklaşım tarzları bu. Cami taş ve tuğla parçası, ekmek hamur parçası değildir. Her şeyin ötesinde bizim için bunların ayrı ayrı anlamının, değerinin olduğuna baktığımız zaman en önemli değer burada nedir, insandır."

"MANEVİ DEĞERLERE HASSASİYETİ OLMAYANIN SECCADEDE DE GÖZÜ OLMAZ"

Kılıçdaroğlu'nun "Cennet annelerin ayakları altındadır." hadisini yanlış okumasına da değinen Başkan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun seccade pozunun CHP zihniyetini net ortaya koyan bir fotoğraf olduğunu söyledi.

Başkan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Mesela diyor ki, "Cennet kadınların ayakları altındadır." Bay Kemal bak hadisi bile yanlış söylüyorsun. Bunları sana kim öğrettiyse doğru öğretsin. 'Cennet annelerin ayakları altındadır' burada böyle bir fark var. Ondan sonra bir de bakıyorsunuz Erbakan Hocamızın özellikle yani ayetle ilgili yaptığı açıklamaları da kalkıyor o iftar sofrasında yine değişik bir şekilde anlatıyor.

Diyor ki "Erbakan Hocamız devamlı şunu söylerdi." Bu, Erbakan Hocamız'a ait bir söz değil. Bu bir ayet. Ayet mi, hadis mi bunları da sana kim akıl hocalığı yapıyorsa yanlış yapmışlar bunu da bilmiyorlar. Bunların hepsini yerli yerine oturtmak gerekiyor. Eğer bunu oturtmazsak Erbakan Hocamız'a da ayete de saygısızlık yapmış olursunuz. Bunlar büyük önem arz ediyor. Onun için manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede de gözü olmaz.

Üstad Necip Fazıl ne kadar zarif anlatır seccadeyi 'Yalnız seccademin yününde şefkat, beni kimsecikler okşamaz madem, öp beni alnımdan sen öp seccadem'. Bu özellikle Zindandan Mehmed'e Mektup'un içerisindeki mısralardır. Bizi tabi en çok duygulandıran mısralardır. Bunun için diyorum ki "Vatandaşlarım bu fotoğrafları iyice belleğine kazısın." Bunlar CHP zihniyetini net ortaya koyan bir fotoğraf. İnanıyorum ki bunların yayınlanmasından sonra seccadenin de kıymeti artmaya başlayacaktır."


KILIÇDAROĞLU'NA DEMİRTAŞ TEPKİSİ

Kılıçdaroğlu'nun terörden tutuklu HDP'li Demirtaş'a özgürlük vaadi hakkında konuşan Başkan Erdoğan, "Şu anda tabii ki bu kadar cesurca bu ifadeleri kullananların bekledikleri şey, bu seçimi kazanacaklarını düşünüyorlar. Seçimi kazandıktan sonra da yargıda kendilerine göre reformlar yapacaklarını söylüyorlar. Bu ülkenin bir hukuk devleti olduğunu hiç kabullenmiyorlar. "Biz öyle bir güçle geleceğiz ki anayasayı da değiştirebilecek güce sahip olacağız ve Anayasayı da değiştirecek güce sahip olduğumuza göre biz daha önce Öcalan ile ilgili alınmış kararları da bir kenara koyarız diyorlar. Öbür tarafta Edirne'dekinin aldığı cezayı da bir kenara koyarız ve bunun dışında ne kadar terörist varsa hepsini rahatlıkla cezaevlerinden çıkartır ondan sonra da biz size verdiğimiz o yalan yanlış sözleri de yerine getirmiş oluruz diyorlar. Çünkü bu ülke bir hukuk devleti değil onlara göre." dedi.

HDP'li Demirtaş'ın aldığı cezaya ilişkin konuşan Başkan Erdoğan, Kılıçdaorğlu'nun Demirtaş'a olan özgürlük vaadine tepki gösterdi.

Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Selo'nun Diyarbakır'da attığı adımda oradaki 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olması benim Kürt kardeşlerimin gözünden kaçıyor. Orada öldürülenler Kürt'tü. Onların içerisindeki Yasin Börü yavrumuz Kürt'tü. Bunları sürükleyerek öldürdüler. Daha sonra ne oldu? Selo içeriye girdi, aldığı ceza ortada. Şu anda tutukluluk sürecini yaşıyor o ayrı mesele ama nereden bakarsan bak yaklaşık 5 yıla mahkum oldu. Ama bakın ne kadar cesurane Bay Bay Kemal bunları çıkartacağız. Ne yaptı diyor. Daha ne yapacak yahu. Bu ülkenin yargısı onunla ilgili böyle bir cezayı verdi. Apo ile ilgili verilmiş ceza var. Bunları biz vermedik yargı verdi. Ki bizim de böyle bir yetkimiz yok. Bu cezaya rağmen Sayın Kılıçdaroğlu hangi cesaretle bunları konuşabiliyor. Sen nasıl olur da bir yargı devletinde böyle konuşabilirsin. Bütün bunlar ortada iken şimdi bizim kalkıp bu tartışmaları yapmamıza gerek var mıydı, yoktu."

"14 MAYIS'TA BEKLEDİKLERİNİ BULAMAYACAKLAR"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yargıyı hiçe sayarak Demirtaş'a, KHK'lılara ve Kavala'ya verilen cezalarla ilgili konuştuğunu söyleyen Başkan Erdoğan, "14 Mayıs'ta beklediklerini bulamayacaklar." dedi.

Başkan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ama şimdi yargıyı hiçe sayıp verilmiş olan cezalarla ilgili bunları konuşuyor. Ama 14 Mayıs'ta bunlar tabi beklediklerini bulamayacaklar. 14 Mayıs'ta benim milletim gerçek yargıdır. Gerçek yargı olarak milletim kararlar yazılırken hep yargıda ne denir son söz milletindir. Benim milletim de son sözü söyleyecek, gereken kararı verecek ve ondan sonraki süreçte de inşallah adalet tecelli ederek yolumuza devam edeceğiz."

Bugüne kadar hiçbir CHP'li yöneticinin PKK'yı, YPG'yi ve HDP'yi eleştirmediğine dikkat çeken Başkan Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Bugüne kadar çünkü hiçbir CHP yöneticisinin çıkıp da PKK'yı YPG'yi HDP'yi eleştirdiğini gördünüz mü? Hayır. Ya da bunların bölücü emelleri veya insanlarımız arasına düşmanlık sokmaya çalışan zehirli dili konusunda eleştirdiklerini gördünüz mü? Hayır. HDP'liler çıkıp bunlara ağır hakaretler ettiklerinde, "Koltuklarınızda bizim sayemizde oturuyorsunuz" diyerek aşağıladıklarında bunlara karşı seslerinin çıktığını duydunuz mu? Hayır. Aynı durum FETÖ için de geçerli. Niye bunların hepsinin ipi aynı? Hadi FETÖ ile PKK'nın aynı projenin farklı yüzleri olduğunu biliyoruz. CHP'nin bir süredir yaşadığı dönüşümle bu projeye gönüllü yazıldığını da anlıyoruz. Peki o masanın etrafında oturanların diğerleri nasıl böyle bir tabloyu içlerine sindiriyor işte onu anlamakta zorlanıyorum. Ülkemiz ve milletimiz adına daha doğrusu üzülüyoruz. Bay Bay Kemal'in HDP'den alacağı destek karşılığında yapacağı iş bu ülkeyi ve milleti terör örgütünün ve onun siyasi uzantılarının ajandasının rotasına sokmaktır. "

"KAPALI KAPILAR ARKASINDA NE KONUŞULDUĞU ÇOK ÖNEMLİ"

Kılıçdaroğlu'nun HDP'yi ziyaret etmeyerek TBMM'deki odada, kapalı kapılar ardında konuştuğunu vurgulayan Başkan Erdoğan, "Bakın partisine gidip ziyaret edemedi Bay Bay Kemal. Meclis'teki odalarında ziyaret etti ve burada, kapalı kapılar arkasında ne konuşulduğu çok önemli. Sakık da bunu soruyor. Maalesef Demirtaş aslında yüküm giymesi gerekenden daha henüz hükmü almadı. Şu anda tutuklu olarak buna ağır tutuklu diyebiliriz. İşte 4 yıl 8 ay gibi bir süreci yaşıyor. Şimdi asıl hüküm giydiğinde bunları konuşamayacaklar. O süreç de çalışıyor. O çalıştığı anda Yasin'imizle alakalı o hükmü giydiğinde bunlar bu kadar rahat hareket edemeyecekler. Şu anda bunun da ayrıca takipçisiyiz." dedi.

Terör örgütü PKK'nın kendi kanalı üzerinden insanları yanlış istikamete yönlendirdiğine dikkat çeken Başkan Erdoğan, "Bunların bu kadar rahat konuşabiliyor olmasının sebebi bundan kaynaklanıyor. Dağdakiler açıklamalar yapıyor. Dağdakiler bu açıklamaları hangi rehavet içerisinde yapıyor. Bu da düşündürücü. Kendi kanalları var. Buralardan sürekli toplumu bu şekilde bilgilendiriyorlar. Bunlar dağdaki teröristler. Dağdaki teröristlerin beyanlarıyla toplum adeta bilgilendiriliyor, adeta farklı bir şekilde bilgilendirilmek suretiyle yanlış istikamete yönlendiriliyor." ifadelerini kullandı.

.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber