Yeşil ve kırmızı reçete ile satılabilen ilaçları zimmetine geçiren doktor memuriyetten atılabilir mi?

Danıştay 12. Dairesi, tüketimi kontrole tabi tutulan, yeşil ve kırmızı reçete ile satılabilen uyuşturucu ve psikotrop ilaçları hileli davranışlar ile zimmetine geçirdiğinin sübuta erdiğinden bahisle davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması işlemini hukuka aykırı buldu

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 11 Mart 2024 00:10, Son Güncelleme : 04 Mart 2024 10:32
Yeşil ve kırmızı reçete ile satılabilen ilaçları zimmetine geçiren doktor memuriyetten  atılabilir mi?

İlk derece: Zamanaşımı vardır ceza iptal edilmelidir
Davacıya isnad edilen 10/09/2013 tarihinde istemde bulunulan ve ... tarih ... sayılı TİF ile adına çıkışı yapılan 25 adet ... acil servise teslim etmediği, kendisi, (01/11/2013 tarihli 2 adet morfin ve 21/11/2013 tarihli 2 adet ... haricindeki) annesi, babası ve anneannesi adlarına usulsüz kayıt açtırarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların suistimaline sebebiyet verdiğine dair fiillerin üzerinden 2 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra dava konusu işlemin tesis edildiği görüldüğünden ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahisle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstinaf: Devlet memuriyetinden çıkarılması doğrudur
Hakkında açılan ceza davasında görevi kötüye kullanmak suçundan hüküm giydiği de dikkate alındığında, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (g) alt bendinde yer alan "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilini işlediği sonucuna varıldığından, belirtilen fiilinin karşılığı olarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, bulunmamaktadır.

Danıştay: Bu fiil atılmayı gerektirmez
Takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunmalı ve bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların gözönüne alınması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava ve soruşturma dosyasının birlikte incelenmesinden; davacının üzerine atılı soruşturmaya konu eylemlerinin, verilen disiplin cezası ile örtüşmediği, fiil ile ceza arasında orantılılık bulunmadığı görülmekte olup; davacının söz konusu eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/1183
Karar No: 2023/1910

İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Isparta İli, Sütçüler İlçe Devlet Hastanesi eski Başhekimi olan ve Gelendost İlçe Devlet Hastanesi'nde doktor olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararla; davacı hakkında narkotik ilaçların teslim alınması, teslim edilmesi, kullanımı, sarfiyatı ile kayıtların düzenli olarak tutulması ve bildirilmesi hususlarında yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun hareket etmeyerek, narkotik ilaçların suistimaline sebebiyet verdiği iddiasıyla hakkında açılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda; tüketimi kontrole tabi tutulan, yeşil ve kırmızı reçete ile satılabilen uyuşturucu ve psikotrop ilaçları hileli davranışlar ile zimmetine geçirdiğinin sübuta erdiğinden bahisle davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edilmesi üzerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (g) alt bendi uyarınca "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı işleminin tesis edildiği, mevzuat hükümlerine göre disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı, davacıya isnad edilen 10/09/2013 tarihinde istemde bulunulan ve ... tarih ... sayılı TİF ile adına çıkışı yapılan 25 adet ... acil servise teslim etmediği, kendisi, (01/11/2013 tarihli 2 adet morfin ve 21/11/2013 tarihli 2 adet ... haricindeki) annesi, babası ve anneannesi adlarına usulsüz kayıt açtırarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların suistimaline sebebiyet verdiğine dair fiillerin üzerinden 2 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra dava konusu işlemin tesis edildiği görüldüğünden ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahisle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 28/05/2019 tarih ve E:2018/804, K:2019/4048 sayılı bozma kararına uyularak; uyuşmazlık konusu olayda; davacının Sütçüler ilçe Devlet Hastanesi Başhekimi olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların kullanımında suistimal olduğu yönündeki şikayet üzerine yapılan soruşturmada alınan ifadeler ve hastane kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda; davacının, 01... tarih ... sayılı taşınır işlem fişi ile adına çıkışı yapılan 25 adet ... adlı uyuşturucu ilacı acil servise teslim etmediği, kendisi için Dr. G.Ö. tarafından uygulandığı kayıt altına alınan 30/12/2013 tarihli 3 adet ... adlı uyuşturucu ve Dr. K.T. tarafından uygulandığı kayıt altına alınan 05/08/2013 tarihli 3 adet ... adlı uyuşturucu ile 23/08/2013 tarihli 2 adet ... adlı uyuşturucu ve 1 adet ... adlı uyuşturucuya ilişkin olarak ilgilinin bu ilaçları aldığı ve adı geçen doktorların bahsi geçen ilaçların uygulamasını davacıya yapmadıklarının tesbiti ve davacının babası adına 28/09/2013 tarihinde baş ağrısı tanısıyla 4 adet ... uyuşturucu ampul, annesi adına 28/09/2013 tarihinde baş ağrısı tanısıyla 3 adet aldolan uyuşturucu ampul ile anneannesine 13/10/2013 tarihinde bacak ağrısı tanısıyla 5 adet morfin ampul çıkışı olduğu, bu kayıtlara ait doktor hanesinde davacının adının yer aldığı hususunun poliklinik defteri, otomasyon sistemi ve acil serviste tutulan tutanaklardan anlaşıldığı, kendisi, annesi, babası ve anneannesi adlarına usulsüz kayıt açtırarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların suistimaline sebebiyet verdiğinin tespit edildiği, davacının muhtelif tarihlerde annesi, babası, anneannesi adına, onlar hastaneye gelmeden sadece adlarına kayıt açtırarak muhtelif ilaçları reçete ettiğini ifadesinde de kabul ettiği, soruşturma konusu edilen fiillerden birinin de "davacının annesi D.D.'ye reçete ettiği ancak hastane kayıtlarında uygulama listesinde bulunmayan bir adet Aldolanı hastaya uygulamayarak, 28/12/2013 tarihinde zimmetine geçirmek" olduğu soruşturma raporu ve bunun eki olan belgelerden anlaşıldığı, bu fiili açısından zamanaşımı süresi dolmadan dava konusu işlemin tesis edildiği açık olduğundan, dava konusu işlemde zamanaşımı süresinin dolmadığı görülmekle, davanın esas yönüyle incelenmesinde; davacı hakkında zimmet suçundan dolayı ... Ağır Ceza Mahkemesinin E:... sayılı dava dosyasındaki yargılama sonucunda verilen ... tarih ve K:... sayılı karar ile yüklenen suçun davacı tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle atılı suçtan beraatine karar verildiği, karara yapılan itiraz sonucu ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı karar ile ilaçların davacı adına uygulandığı yönünde kayıtlar bulunmasına rağmen kayıtlardaki hekimlerin ifadeleri kapsamında ilaçların sanığa uygulanmadığı yönünde kanaat oluştuğu, bu hekimlerin haricinde kalan kayıtlarda da ilacı uygulayan hekim olarak davacının isminin acil serviste bulunan narkotik ilaçlardan kendisine uyguladığı/uygulattığı, bu ilaçları alıp üst katta bulunan başhekimlik odasına götürdüğü yönünde beyanlarının olduğunun görüldüğü, davacının aldığı ilaç miktarını belirterek adına kayıt açılması talimatını verdiği, kayıtlar için doktor hanesine kendisinin isminin yazılmasını istediği gibi diğer hekimlerin adlarını yazmalarını da söylediğinin anlaşıldığı, bilirkişi heyet raporuna göre sanığın eylemleri sonucunda 114,71-TL kamu zararı oluştuğunun tespit edildiği, sanığın açıklandığı şekilde gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle hakkında her ne kadar zimmet suçundan kamu davası açılmış ise de, bu şekilde kabul edilen eylemlerin TCK'nun 257/1 maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığı belirtilerek davacının 6 ay, 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sonuç olarak da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacının farklı tarihlerde çıkışı yapılan, tüketimi kontrole tabi tutulan yeşil ve kırmızı reçete ile alınabilir uyuşturucu ve psikotrop "... " isimli ilacı hastane acil servisine teslim etmeyerek zimmetine geçirdiği, hakkında açılan ceza davasında görevi kötüye kullanmak suçundan hüküm giydiği de dikkate alındığında, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (g) alt bendinde yer alan "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilini işlediği sonucuna varıldığından, belirtilen fiilinin karşılığı olarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, Mahkeme kararında mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bu durumun devlet memurluğuna engel olmadığı, adli tıp raporu ile madde bağımlısı olmadığının ortaya konulduğu, isnat edilen fiillerin sübuta ermediği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Dava konusu işlemin ve Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:

Isparta İli, Sütçüler İlçe Devlet Hastanesi eski Başhekimi olan ve Gelendost İlçe Devlet Hastanesi'nde doktor olarak görev yapan davacı hakkında, Sütçüler İlçe Devlet Hastanesi Başhekimi olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların kullanımında suistimal olduğu yönündeki 14/11/2014 tarihli şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma sonucu düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Disiplin Soruşturması Raporunda; "davacının 10/09/2013 tarihinde istemde bulunulan ve ... tarih ... sayılı taşınır işlem fişi ile adına çıkışı yapılan 25 adet aldolan adlı uyuşturucu ilacı acil servise teslim etmediği, kendisi, annesi, babası ve anneannesi adlarına usulsüz kayıt açtırarak uyuşturucu ve psikotrop ilaçların suistimaline sebebiyet verdiği, bu kapsamda tüketimi kontrole tabi tutulan, yeşil ve kırmızı reçete ile satılan uyuşturucu ve psikotrop ilaçları hileli davranışlar ile zimmetine geçirdiğinin tespit edildiği", sübut bulduğu iddia edilen bu eylemi nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının E bendinin (g) alt bendi uyarınca "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasının teklifi doğrultusunda Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu'nun 23/12/2015 tarih ve 2015/III-1 sayılı kararı ile dava konusu işlemin tesisi üzerine iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak," fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge "ölçülülük ilkesi" olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
Kamu görevlisinin işlediği disiplin suçunun niteliği göz önünde bulundurulduğunda, o fiil için öngörülen cezadan daha ağır bir disiplin cezası ile cezalandırılması durumunda, "eylemin ağırlığına göre cezalandırma" diğer bir deyişle "orantılılık" ilkesi ihlal edilmiş olacaktır.
Takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunmalı ve bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların gözönüne alınması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava ve soruşturma dosyasının birlikte incelenmesinden; davacının üzerine atılı soruşturmaya konu eylemlerinin, verilen disiplin cezası ile örtüşmediği, fiil ile ceza arasında orantılılık bulunmadığı görülmekte olup; davacının söz konusu eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının eylemi ile verilen disiplin cezasının örtüşmediği, fiil ile ceza arasında orantılık bulunmadığı anlaşıldığından, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yönündeki Isparta 1. İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 10/04/2023 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber