Türkiye Uluslararası Tarım Kuruluşlarından Yeterince Yararlanıyor mu?

Ülkemiz uluslararası tarım kuruluşlarında ne kadar etkin? En çok bilinen uluslararası tarım kuruluşları olan FAO, ICARDA ve CIMMYT tarımımızın neresinde? Uluslararası tarım kuruluşlarının ülkemizdeki tercihlerini ve iş birliğini belirleme yöntemleri ne kadar tutarlı? Ayrılan kaynakların daha etkin ve faydalı kullanılmasının yolu nedir?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 10 Kasım 2025 14:28, Son Güncelleme : 10 Kasım 2025 14:30
Türkiye Uluslararası Tarım Kuruluşlarından Yeterince Yararlanıyor mu?

Aslında bu soruyu dünya Uluslararası Tarım Kuruluşlarından yeterince yararlanıyor mu? Diye sormak belki daha doğru olur. Zira bu kuruluşlar her ne kadar gıda, tarım, beslenme, çevre alanında ülke ülke etkinlik ve fayda sağlama görevini üstlenmiş olsalar da bunun ötesinde dünya çapındaki görevlerini yerine getirmedeki aksiyonları cılız kalmaktadır! Buna paralel olarak üye ülkelerin ve hassaten Türkiye'nin böyle önemli kuruluşlardaki etkinliği de öncelikli düşünme ve değerlendirme konusu yapmalıdır.

Milyon Dolarlarla Destek Sağladığımız FAO'nun Kazandırdığı Bir şeyler Olmalı!

Uluslararası tarım kuruluşlarının en bilinenlerinden biri FAO (Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü)'dür. Türkiye'nin 1948 yılından beri üye olduğu FAO'nun kuruluşunun asıl amacı dünyadaki açlığı yenmektir. Ancak sosyal ve siyasal etkenlerden dolayı bunu başarmadan uzak olduğu için amacını genel olarak dünyadaki gıda ve tarımla ilgili çalışmaları organize edip geliştirerek gıda güvenliğini sağlama şeklinde tarif etmektedir.

Bu amaca istinaden ülkemizdeki çalışmalarında dikkat çeken yöntem ise, FAO'nun dünyanın birçok ülkesinde daha çok tarımsal açıdan sorunlu, geri kalmış bölgelerini ve çiftçilerini geliştirme politikası izlerken ülkemizde yapılan projeler için seçilen bölgenin, çiftçilerin ve iş birliği yapılan kuruluşların genelde başarıyı garanti eden konumda olmaları dikkat çekmektedir. Genelde sorunsuz, aslında FAO'nun desteğine ihtiyacı olmayan bölgeler, çiftçiler ve kuruluşların tercih edilmesi ülke tarımına katkı değil sunum ve görüntüye katkı olarak yorumlanabilir.

Tarımda iyi olan bölgeler, iyi olan çiftçiler ve iş birliği açısından tarımda iyi olan kuruluşlarla yapılan çalışmalar, geliştirme bakımından FAO'nun amacıyla çelişmektedir. Çünkü bunlar zaten gelişmiştir. Buna karar verenler ülkemizde FAO adına çalışmalar yürütenlerle Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileridir. Belki spesifik konularda gelişmiş ortamları tercih etmek uygun olabilir ancak bu alanda kullanılan kaynakların tarımsal açıdan geliştirilmeye ihtiyaç duyulan alanlarda değerlendirilmesi daha doğru bir tercih olacaktır.

Dünyada Kuraklığa Çözüm Bulmak İçin Kurulan ICARDA Ülkemizde Ne Kadar Var?

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarımsal üretimde kuraklık ciddi bir sorundur. Bu sorun on yıllar öncesinde görülmüş ve 1975 yılında Uluslararası Kurak Alanlarda Tarımsal Araştırma Merkezi ( ICARDA ) kurulmuştur. Ülkemizde de ofis açmış ve çalışmalar yürütmektedir. Ancak "kurak alanlardaki topluluklar için araştırma kurumları, STK'lar, hükümetler ve özel sektörle iş birliği içinde çalışmalar yürüterek yenilikçi, bilime dayalı çözümler sunuyoruz, bilimsel bilgiyi ilerletiyor, uygulamaları şekillendiriyor ve politikalara bilgi sağlıyoruz" dese de ülkemizdeki çalışmaları açısından bunun karşılığı çok yetersiz kalmaktadır.

Ülkemizde, özellikle İç Anadolu bölgesi başta olmak üzere kurak alanların gittikçe artması ve bu alanlarda böyle bir kuruluşla iş birliğinin güçlü olması gerekirken yeterli düzeyde bir iş birliği sağlanamamış olması sorgulanması gereken bir konudur. Böyle bir kuruluşa yer temini, iş birliği ve kaynak temini tam sağlanırken sadece varlığından haberdar olunacak kadar iş üretmesi bu kuruluşların yerli ofislerinin yetenekleri ile sınırlı kabul edilip atıllığı ile avunulmaması gerekir.

Buğday ve Mısır Yeteri Düzeyde Üretilmezse Açlığın Önüne Geçmek Mümkün Olmayacaktır!

Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yardımcı olmak için Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT) resmi olarak 1971 yılında kurulmuştur. CIMMYT, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmeyi, iklim değişikliğini ve çevresel tahribatı azaltmayı hedeflediği, mısır ve buğday yetiştiren ülkelerde yeni nesil ulusal tarımsal araştırma ve yayım hizmetlerinin oluşturulmasına ve güçlendirilmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Bu vasfını dünya çapında ne derece yerine getirdiği ayrıca değerlendirilebilir. Ancak ülkemizde diğer uluslararası tarımsal kuruluşlar gibi varlıklarından haberdar olunan ancak varlıklarının sahaya ne kadar yansıdığının değerlendirilmesi gerektiği kanısındayız. Bu değerlendirmeyi yaparken buğday ağırlıklı tarımsal üretimimizde kullanılan kaynakların ne kadarının CIMMYT'i kaynaklı ve destekli olduğundan başlamamız daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Ülkemizde üretimi yapılan buğdayların büyük çoğunluğunun kendi araştırma enstitülerimizin ıslah ettiği buğday çeşitleri olduğunu söylersek konunun büyük kısmını açıklamış oluruz kanısındayım. Kurağa ve hastalığa dayanıklı, verim ve kalitesi yüksek buğday çeşitleri geliştirmede ortak projelerin vasatı aşamaması, kaynak desteğinde kaliteden çok sayısal fazlalığın gündem olması iş birliğinin düzeyini belirlemede yeterli olur sanırım.

Tarımda Uluslararası Kuruluşlarla İş birliği Sistemsel ve Kurumsal Olmalıdır!

Özellikle uluslararası tarımsal kuruluşlarda yeterince sistemli bir iş birliği yönteminin oluşmamış olması, iş birliği konusunda görevlendirilen yetkililerin nevi şahsına münhasır yöntemlerin iş birliğinde belirleyici olması kuruluşlardan ülkemiz tarımının yeterince faydalandırılmasının önünde engeldir.

Ülkemiz bu kuruluşlara ayni ve nakdi ciddi kaynaklar aktarmaktadır. Bu kaynakların kendi ülkemize katkısının sorgulanması ve değerlendirmesinin doğru yapılması gerekir.

Tarım ve Orman Bakanlığı bu uluslararası kuruluşlara görevli atamada referans kuruluştur. Bu sorumluluğunu yerine getirirken bu kuruluşların tarıma katkısını ve takibini de yapmalıdır. Bazı uluslararası kuruluşlarda görevlendirilmiş ve öylece unutulmuş görevlilerin mevcudiyeti, takip konusunda eksik kalındığı izlenimi vermektedir. Bu uluslararası görevlere atanan elemanlar bu görevleri iyi bir gelir kaynağı veya Cv güçlendirme gibi düşünebilirler, kendi çıkarlarını ve görevlendirildikleri uluslararası kuruluşun çıkarlarını önceleyebilirler, ancak Tarım ve Orman Bakanlığı bunun takibini doğru yaparak ülke tarımına ve çiftçisine katkısını değerlendirmelidir. Aradaki bağ görevlendirilen görevlilerin sunumuyla sınırlı kalmamalıdır, daha kurumsal bir yapıya kavuşturulmalıdır.

M. Ali GÜVEN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber