Konserin +18'i olur mu?
Manifest Grubu'nun Küçükçiftlik Park'taki +18 konseptli konseri, çocuk hayranlarını olumsuz etkilediği gerekçesiyle eleştirildi. Toplumun farklı kesimlerinden sanatçılar, kadın bedeninin metalaştırılması ve gençlerin bu tür içeriklerden nasıl korunacağı konusunda açıklamalarda bulundu. Savcılığın başlattığı soruşturma ise olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Küçükçiftlik Park'ta +18 konseptli konser veren Manifest Grubu, yaptıkları şov ve giydikleri kıyafetlerle tartışılıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haklarında 'Hayasızca hareketler' ve 'Teşhircilik' suçlarından re'sen soruşturma da başlatıldı. Savcılık açıklamasında konser hakkında, " toplumun iffet, ar ve haya duyguları, edep törelerine saldırı niteliği taşıyan, çocukların ve gençlerin bu duygularına zarar verip olumsuz etkileyici nitelikte" ifadelerini kullandı.
Kız müzik grubu Manifest, Hypers New Media ajansının bu yılki Big5 Türkiye adlı yetenek yarışmasında ünlü oldu. Henüz bir yılını tamamlamış grubun çocuk hayranları, yetişkinlerden daha fazla. Gerçekleştirdikleri +18 konserinin internete düşen görüntüleri, kendilerini takip eden çocukları olumsuz etkilemesi açısından da eleştirildi.
Biz de +18 konserin olup olmayacağını ve kadın bedeninin bu şekilde metalaştırıldığı konserleri müzik camiasından isimlerle konuştuk.
TAKLİTTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
Bu konuyla ilgili 60 yıldır mücadele verdiğini belirten Duayen Sanatçı Özdemir Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye NATO'ya girdikten sonra maalesef kültürel kabiliyetlerini muhafaza ve müdafaa edemedi ve bütün iletişim organları emperyalizmin etkisine girdi. Sanatımız da emperyalist odakların kontrolü altında. Çocuklarımız da küçük yaştan itibaren bunların etkisinde kalıyor. O yüzden Türkiye'deki sanatçılar yaratıcı kabiliyetlerini kaybetti. Tamamen Avrupa ve Amerikalıların taklidi yapılıyor. Güya şarkı söylüyor, ama etini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Jennifer Lopez geldi, onun ortaya koyduğu şovla Manifest Grubu'ndaki kızların bir farkı yok. 1950 ve 70'li yıllarda Amerikalıların o hayran olduğumuz güzel müzikleri yerine, ticari olarak işin içerisine erotik içerikler girdi. Bunları çocuklarımız seyrediyor. Öte yandan yerli sanatçılarımız görmezden geliniyor, mobbing uygulanıyor."
BU MÜZİK NEYE HİZMET EDİYOR
Türk Halk Müziği Sanatçısı Züleyha Ortak, bu müziğin neye hizmet ettiğini sorgulayarak şunları aktardı:
"Öncelikle şunun altını çizmek durumundayım, sanata sansürün her türlüsüne hayır! Ve fakat peki ya dejenerasyon, kültürel deformasyon, yozlaşma, sosyal çürüme, ahlaki çöküş ne olacak? Devletin bir işi de daha güzel bir gelecek, daha doğru yetiştirilmiş nesiller için buralara müdahale etmek değil midir? Bana kalırsa önce yapılan şeyin sanatsal niteliğine ve özellikle de çok çabuk etkilenmeye müsait genç dimağlara ne gösterdiğine bakmak lazım. Sanat muhakkak toplum için, topluma hizmet için olmak durumundadır. Tam da burada şunu sormak lazım. Bahse konu bu arkadaşların ortaya koyduğu müzik ve sanat, neye hizmet etmektedir? Bence asıl soru ve sorun da işte budur."
SİVRİLMEK İSTEYEN MÜSTEHCEN KLİP ÇEKTİ
Herhangi birinin veya grubun +18 söz yazmasını veya konser yapmasını tasvip etmediğini söyleyen Rap müziği sanatçısı Resul Aydemir ise, şöyle konuştu:
"Ben Müslüman ve Türküm. Bu benim ne geleneğime ne göreneğime ne dinime, kısacası taşıdığım hiçbir sıfata uymayan bir şey. İnsani olarak da kadın vücudunu metalaştıran bir şey bu. Bu her zaman böyleydi, pop veya rap fark etmeksizin, sivrilmek isteyen müstehcen klipler çekti veya müstehcen sözler yazdı. Dünyası tam oturmamış, vizyonunu tam oluşturamamış gençler de bundan kolayca etkilenebiliyor. Allah yardımcımız olsun, böyle konularda ülkemizin gençlerini, evlatlarımızı muhafaza edebilmeyi, hem sahnede hem sanatta hem medyada alternatif üretip, onların bu tuzaklarına düşmeyecek şekilde gençlerimizi yetiştirebilmeyi bizlere nasip etsin."