Baykal: Yolsuzluklar mahkemeye gitmeli

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Eylül 2008 13:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Şaban Dişli'nin partideki görevlerinden istifasına ilişkin, "Başbakan 'ben uygun gördüm' diyor. Sen kimsin de ne hakla onu uygun görüyorsun? Sen af merci misin? Sen Türkiye'nin hukuk sistemi nasıl işleyecek ona karar verme noktasında mısın? Varsa ortada yolsuzluk mahkemeye gider" dedi.

Baykal, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı.

Şaban Dişli'nin partideki görevlerinden istifasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Baykal, "çok açık biçimde, belgeli, somut, kanıtlı, imzalı, şartları ortaya koyulmuş bir yolsuzluk olayının ortaya çıktığını" savundu.

"Cumhuriyet tarihinde bu kadar açık, net bir yolsuzluk olayının ortaya konulamadığını" ileri süren Baykal, şunları söyledi:

"Dişli'nin genel başkan yardımcılığı görevinden istifa etmesinin nedeni, yolsuzluk olduğu içindir. Yolsuzluk varsa bunun gereği genel başkan yardımcılığından uzaklaştırmak mıdır? Vatandaş yolsuzluk yaptığı zaman mahkemeye gidiyor, cezaevine giriyor. Genel başkan yardımcısı yolsuzluk yaptığı zaman görevinden istifa edip durumu halletmeye çalışıyor. Türkiye bunu kabul edebilir mi? Başbakan 'Ben uygun gördüm' diyor. Sen kimsin de ne hakla onu uygun görüyorsun? Sen af merci misin? Sen Türkiye'nin hukuk sistemi nasıl işleyecek ona karar verme noktasında mısın? Varsa ortada yolsuzluk mahkemeye gider. Dokunulmazlığını kaldırıp yargının önüne çıkmasının yolunu açacak mısınız? (canım uzatmayın bunu böyle bağlayalım) Uzatacağız. Şaban Dişli'nin dokunulmazlığı niye kalkmıyor biliyor musunuz? Çünkü onun arkasından Başbakan'ın dokunulmazlığı kalkar."

-"Deniz Feneri davası"

Baykal, Almanya'da devam eden "Deniz Feneri Davası" ile ilgili bir soru üzerine ise Alman savcının iddianamesinin elinde olduğunu, iddianamede, "Türk hükümeti tarafından, devam eden tutukluluğa mani olunması için baskı yapıldığının" yer aldığını belirtti.

"Anlaşılıyor ki Türk hükümeti bu işle çok yakından ilgili" diyen Baykal, "Ortada bir yolsuzluk var, bırakın incelesinler. Sana ne? Sen niye telaş içindesin? 'Aman aman' diye niye müdahale ediyorsun? Bu müdahalenin altında ne yatıyor? Bir siyasi dayanışma, ortaklık mı söz konusu?" görüşünü dile getirdi.

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Alman savcısının iddianamesinde, tutuklu olan iki kişiden birisi diyor ki ifadesinde 'ben Türkiye Başbakanı'na verilmek üzere belli bir meblağı Mehmet Gürhan adındaki kişiye verdim'. Mehmet Gürhan da bunu aldığını tasdik ediyor. Bu, çok önemli dayanak noktasıdır. Bizim yargı makamlarının bu dosyayı derhal ele alıp kendi içimizde araştırmamız gerekir. Mehmet Gürhan verdi mi vermedi mi bilemem. Başbakan'a bu paralar intikal etmiş midir etmemiş midir? Vermiş de olabilir vermemiş de olabilir ama vermiş olsa da vermemiş olsa da Başbakan'ın çevresindeki bir takım insanların Başbakan'a vermek üzere orada para toplandığını kabul etmiş olması olağanüstü önemlidir. Bu toplanan paraların bu amaçlara harcanmış olması, yani bir televizyon kurulmasına ya da başka yolsuzluklara bunun akmış olması, Başbakan'ın 'beni ilgilendirmez' diyemeyeceği bir konudur. Fevkalade önemli bir konudur. Derhal aydınlığa kavuşturulması lazımdır."

Baykal, bir soru üzerine de yeni dönemde "Deniz Feneri davasını" TBMM gündemine getireceklerini söyledi.

Anayasa değişikliği

Baykal, Anayasa değişikliği ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davayı anımsattı.

Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinden 10'unun "AKP, laikliğe karşı faaliyetlerin odak noktasında duruyor" dediğini belirten Baykal, "Anayasa suçlu ilan etmiş. Anayasa suçluluğu damgasını yemiş olan bir kadronun Anayasa'yı değiştirmesine göz yummak bir tutarsızlıktır" diye konuştu.

Başbakan'ın "laikliğin güvencesi benim", kendisinin de bunun üzerine "Ciğeri kediye emanet ederim ama laikliği etmem" dediğini anımsatan Baykal, "Bu, ortaya çıktı. Anayasa'yı AKP'ye uydurma projesinden herkes vazgeçmelidir" diye konuştu.

Baykal, İzmir'deki su sorunuyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ın, "Devlet Su İşleri (DSİ) baraj yapsın, İzmir Belediyesi de fiyaka yapsın" dediğini belirterek, bunun "Başbakan Erdoğan'ın zihniyetini göstermesi bakımınından önemli, vahim bir iktidar ve devlet yönetme anlayışını yansıtan bir değerlendirme" olduğunu söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber