Babacan: 'Belediyelerin borcu silinmeyecek'

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 27 Mart 2010 17:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de demokrasi zemini ne kadar güçlendirilirse, uzun vadeli ekonomik istikrarını da o kadar güçlü bir şekilde garanti altına alınacağını vurgulayarak, "Bizim son haftalarda yoğunlayan Anayasa reformumuzun da en önemli hedeflerinden birisi budur. Türkiye'yi siyasi açıdan daha öngörülebilir bir ülke haline getirmek, Türkiye'yi daha açık bir demokrasi haline getirmek, Türkiye'de halkın egemenliğini gerçek bir şekilde işlemesini sağlamak, Türkiye'yi çok daha istikrarlı bir ülke haline getirecektir" dedi.

AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından düzenlenen Yerel Yönetimler Sempozyumu, AK Parti Genel Merkezi'nde başladı. 3 gün sürecek olan Yerel Yönetimler Sempozyumu'nun açılışına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, milletvekilleri ve AK Partili belediye başkanları ile belediye meclis üyeleri katıldı.

Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, yaşanan ekonomik krizle ilgili genel değerlendirmelerde bulunarak, krizden en az etkilenen ülkelerden birinin, aldıkları tedbirler sayesinde Türkiye olduğunu belirtti. Bir çok ülkede büyük bankaların, devlet desteğiyle ayakta tutulduklarına işaret eden Babacan, "Bu devletler yarın desteklerini çektiklerini söylese, bu bankalardan yüzlercesi, binlercesi Pazartesi günü kepenklerini açamazlar" diye konuştu. AB ülkelerinde durumun, dünya geneline göre çok daha vahim olduğuna dikkat çeken Babacan, borçların nasıl ödeneceği, açıkların nasıl kapatılacağı sorularının hala cevabını bulamadığını söyledi. Önümüzdeki dönemde özellikle gelişmiş ülkelerde işlerin çok zor olacağını vurgulayan Babacan, böylesine zor bir ekonomik ortamda Türkiye'nin ekonomisinde, AB'ye yapılan ihracatın zarar görmesi ve tüketici eğilimlerinin zayıflaması nedeniyle bir daralma yaşandığını kaydetti. Hükümetin zamanında aldığı tedbirlerle Türk ekonomisinin toparlanma sürecine girdiğini hatırlatan Babacan, ekonomik canlanmanın Ocak, Şubat ve Mart aylarında da devam ettiğini ifade etti. Babacan, OECD ülkeleri içinde ekonomik kriz nedeniyle bankacılık sektörüne tek bir kuruş kamu kaynağı aktarmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu, bu dönemde Türkiye'den başka kredi notu 2 derece birden artırılan ülkenin de bulunmadığını belirtti.

"Eğer bu ülkeye sermaye girecekse, yatırım yapılacaksa, yerli yabancı ayırt etmeden Türkiye yatırımlar için cazip bir ülke olacaksa o zaman Türkiye'nin uzun vadeli istikrarını da garanti altına alacak tedbirleri bizim bugünden almamız gerekir" diye konuşan Babacan, bu tedbirleri iki ayrı başlıkta değerlendirmek gerektiğini ifade etti. Birinci başlığın, Türkiye'nin yapmak zorunda olduğu siyasi reformlar olduğunu kaydeden Babacan şöyle konuştu: "Türkiye'de biz demokrasi zeminini ne kadar güçlendirirsek, Türkiye'nin uzun vadeli ekonomik istikrarını da o kadar güçlü bir şekilde garanti altına almış oluruz. Siz bir binayı ne kadar sağlam yaparsanız yapın eğer zemin çürükse depremlerde o binanın ayakta kalması mümkün değildir. Demokrasi de binanın zemini gibidir. Bizim son haftalarda yoğunlayan Anayasa reformumuzun da en önemli hedeflerinden birisi budur. Türkiye'yi siyasi açıdan daha öngörülebilir bir ülke haline getirmek, Türkiye'yi daha açık bir demokrasi haline getirmek, Türkiye'de halkın egemenliğini gerçek bir şekilde işlemesini sağlamak, Türkiye'yi çok daha istikrarlı bir ülke haline getirecektir. Çünkü açık demokrasilerde keyfilik olmaz. Herşeyin serbestçe tartışıldığı, televizyon kanallarında her türlü fikrin korkmadan, çekinmeden ortaya konulduğu bir ülkede ortak akıl ürünü doğru politikalar ortaya çıkar. O ülkenin geleceği daha garanti altına alınmış demektir. Dolayısıyla biz bu dönemde siyasi reformlarımızı yürüterek, demokratik zeminimizi kuvvetlendirerek ilerideki ekonomik istikrarımızı da bir bakıma garanti altına almış oluyoruz."

Uzun vadeli ekonomi politikaları da önemli olduğuna dikkat çeken Babacan, uzun vadeli tedbirlerin ikinci ayağını Mali Kural uygulamasının oluşturduğunu açıkladı. Babacan, Mali Kural uygulaması ile Türkiye'nin uzun vadeli ekonomik hedefler ortaya koymasının ve o hedefe nasıl ulaşacağı ile ilgili mekanizmalar oluşturulmasının amaçlandığını dile getirdi. Babacan, Mali Kural Yasası'nı Meclis tatile girmeden önce Meclis'ten geçirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Babacan, konuşmasında belediye başkanlarına da tavsiyelerde bulundu. Belediye başkanlarının istihdama katkı sağlamak için eleman alma yolunu seçmelerinin doğru olmayacağını vurgulayan Babacan, "İstihdam sağlamak istiyorsanız hizmet verdiğiniz ile yatırımcı çekmeye çalışacaksınız. Girişimciyi destekleyen bir iş ortamı, bölgenizin kalkınması için çok temel bir konu. Bugün en iyi şirketler, yatırım yapacağı zaman sosyal çevreye ve imkanlara da bakıyor" değerlendirmesini yaptı. Babacan, yatırımcının önünü açmanın önemli olduğuna vurgu yaparak, "Sermayedara yardımcı olacaksınız ki onlar istihdam oluştursun" dedi.

Babacan, aldıkları tedbirlerle, ekonomik krizin etkilerinin belediyelere yansımasını engellediklerini söyledi. Belediyelerin bazı mali sıkıntılarla karşı karşıya olduklarına işaret eden Babacan, belediyelerin alacaklarıyla ilgili getirdikleri düzenlemelerin geçen hafta Bakanlar Kurulu'nun gündemine geldiğini hatırlattı. Babacan, belediyelerin özel kişilerden alacakları borçların faiz ve cezalarının silineceğini ve ana paraya sadece enflasyonun ekleneceğini, kamudan alacaklarıyla ilgisi ise mahsuplaşma imkanı getirileceğini ifade etti. Ne alacağın, ne de borcun üzerinin silinmesinin sözkonusu olmadığını belirten Babacan, "Bir tahkim, bir borç-alacak silmesi kesinlikle yok. Bir kolaylaştırma, yeniden yapılandırma, mahsuplaşarak bir bilanço temizliği var" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber