Yarbayın ihbar mektubundan Kıvrıkoğlu suikasti çıktı

Haber Giriş : 26 Temmuz 2005 14:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

28 Şubat sürecinde, Köşk'teki mektup trafiğinin Genelkurmay tarafından sıkıca izlendiği, Demirel'e yazılan bir mektubun da, okunup, Demirel'e verilmeden Genelkurmay'a gönderildiği ortaya çıktı.

28 Şubat sürecinde, Köşk'teki mektup trafiğinin Genelkurmay tarafından sıkıca izlendiği, Demirel'e yazılan bir mektubun da, okunup, Demirel'e verilmeden Genelkurmay'a gönderildiği ortaya çıktı.

28 Şubat'ın hemen ardından, mart ayında bir kurmay yarbay, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e "kişiye özel ve gizli" bir mektup yazdı. Yarbay, mektubunda, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ürkütücü boyutta Alevi kadrolaşmanın bulunduğu, bu konunun kendisine intikal ettiğini ve bir vatandaş olarak devletin başı olması hasebiyle bilgi arzetmeyi amaçladığını" belirtti.

Orduda Alevi kadrolaşma

Mektupta, GATA, Okullar Dairesi Başkanlığı, Tayin Daireleri Başkanlığı gibi yerlerdeki Alevi kadrolaşmanın incelenmesi istendi. Mektupta, "Hatta Cumhurbaşkanı yaveri Albay Reha da Alevidir" ifadesi yer aldı.

Mektup, "Güzel Türkiyemizin Suriye olmamasını temenni ediyorum" ifadeleriyle bitiyor.

Kıvrıkoğlu'nun kurtulması

Mektupta, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na, Kıbrıs'ta düzenlenen suikastın "Allah'ın bir lütfu ile atlatıldığı" yazarken, Orgeneral Çevik Bir'in Genelkurmay Başkanı olması için ya Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun ortadan kaldırılacağı ya da Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin bir yıl uzatılacağı öne sürüldü. Mektupta, "millet olarak duamız her iki teşebbüsün de başarısızlıkla sonuçlanması olduğudur" denildi.

Mektupta, ikinci teşebbüsün Cumhurbaşkanı'nın katkısını gerektirdiği belirtilerek, bu senaryonun engellenmesi istendi.

Mektup Özkasnak'a verildi

Mektup, Cumhurbaşkanlığı'na gelir gelmez, dönemin Cumhurbaşkanı Genel Sekreter Yardımcısı tarafından Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak'a haber verildi ve mektup faksla gönderildi. Mektubun aslı daha sonra Genelkurmay Başkanlığı'na gönderildi.

Cumhurbaşkanı Demirel, kendisine gönderilen bu mektubu bir türlü göremedi. Mektupla ilgili bilgi isteyen Demirel'e, sadece Genelkurmay tarafından şifahi bilgi verildi.

Kurmay subaya dava açıldı

Demirel'den, yıllarca gizlenen mektup nedeniyle, Kurmay Yarbay Y.Y. hakkında, Askeri Ceza Yasası'nın "Astlık üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir veya tezyif edici fiil ve harekette bulunanların cezalandırılmasını" öngören 95/4'üncü maddesi uyarınca dava açıldı.

Yargılama sonucu, Kurmay Yarbay Y.Y, mahkum oldu. Y.Y'nin kararı temyiz etmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi, mahkumiyet kararını esastan bozdu. Bu kez de Askeri Yargıtay Başsavcılığı, karara itiraz etti. Bunun üzerine dosya Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'na taşındı.

Karar: Mektup açılmamalıydı

Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, Kurmay Yarbay Y.Y hakkındaki mahkumiyet kararını bozarken, "kişiye özel" mektubun Cumhurbaşkanı'na gönderilmeden açılıp okunmasını eleştirdi.

Kararda şöyle denildi: "Dosyada yer alan mektup ve zarfının incelenmesinden sanığın bu mektubu Cumhurbaşkanlığı makamına değil, bizzat Cumhurbaşkanı'nın şahsına gönderdiği açıkça belirlenmektedir. Makama gönderilen mektupların yetkililer tarafından açılarak işlem göreceği konusunda ise şüphe bulunmadığı, ancak Cumhurbaşkanı'nın adı ve soyadı açıkça yazılmak suretiyle gönderilen mektubun tamamen kendisinin ıttılanına hitap ettiği kuşkusuz olduğu, keza Cumhurbaşkanı'nın adına gelen özel mektupları bizzat kendisinin açacağını, görevliler tarafından açılmamasını talep etmesinin açıklayacağı iradesine bağlı olduğu da açıktır.


Böyle bir ihtimal olarak yasal işlem yaptırması da Cumhurbaşkanı'nın iradesi sonucu gerçekleşmesi gereken sonuçlar olması gerekmektedir.
Oysa Genel Sekreterlik görevlileri tarafından açılmış, önceden Cumhurbaşkanı'na bilgi verilmeden aslı Genelkurmay'a gönderilmek suretiyle gizlilik ilkesi ihlal edilmiş bulunmaktadır."

Yenişafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber