'8 bin yıl önce insanlar diş hastalıklarından ölüyordu'

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Akçalar beldesindeki kazılarda ortaya çıkan 8 bin yıllık iskelet ve objeleri bölgede kuracağı müzede sergileyecek. Aktoprak Arkeoparkı'nda 8 bin yıl önce ilk defa inşa edilen kare planlı ve kerpiç tuğlalı evler de yeniden yapıldı.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 28 Ağustos 2012 14:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, şehirlerin kültürlerin ve medeniyetlerin yatağı olduğuna dikkat çekerek, "Bursa birçok kültüre ve medeniyete yataklık yapıyor. Bursa'nın tüm dönemlerinin ortaya çıkarılması, izlerinin bulunması ve canlandırılmasına yönelik çalışmaları değerlendiriliyoruz. 60-70 yıllık Cumhuriyet dönemi yapılarından 500-600 yıllık Osmanlı dönemi yapılarından, Selçuklu, Doğu Roma, Bizans ve Bitinya dönemine kadar bütün dönemdeki yapılar ve izler 8-10 yıllık dönemde ayağa kaldırıldı. Bursa tarihinin 3 bin-3 bin 500 yıllık tarihi varken, bugün Akçalar'daki Aktoprak bölgesinde 7 bin ve 8 bin yıllık bulgular ortaya çıkıyor. Bursa'da hayat 8 bin 500 yıl öncesine kadar gidiyor. Neolotik ve kalkalatik döneme dair arkeolojik çalışmaları da yoğun bir şekilde sürdürüyoruz" dedi.

Arkolojiyi toplumla buluşturacak olan güzel bir projeyi, Arkeopark çalışmasını başlattıklarını anlatan Başkan Altepe, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aktoprak Arkeoparkı, ilk defa belediyenin çalışmasına müsaade edilen bir kazı çalışması oluyor. Burada her bulunan parça ile değişik dönemlerde yaşayan insanların bıraktıkları izler ortaya çıkıyor. Burada öğretim üyelerimizin yaptığı çalışmalar ile arkeoloji ilminden de haberdar oluyoruz. Çalışmalardan sonra proje çerçevesinde düzenlemeler de var. 25 adet 8 bin yıl öncesi planlarına uygun kare yapılı binalar canlandırılacak. Ayrıca hemen yanında 200-300 yıllık bir türk köyü orijinal ahşap evleri ile yeniden yapıldı. Bu kazıda ortaya çıkan, ilk çiftçi toplumlarının yaşadıkları hayat tarzını, 7 bin 500 ile 8 bin yıl öncesi hayat tarzını bu yapılarda günümüz insanlarına anlatacağız. Bu yıl da birçok eser binlerce parça ortaya çıkarıldı. Bu eserler bölgede kurulacak bir müze de vatandaşlarımızın izlenimine sunulacak. Bu bölgede kültür tarihi ve arkeoloji müzesi olarak düşünülen bir binanın da inşasına yakında başlıyoruz."

İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necmi Karul da Aktoprak'taki kazı çalışmasının bu yıl çok verimli geçtiğine işaret ederek, "Burada bulunan malzemelerle, sadece Bursa'nın değil, Anadolu'nun tarihini, hatta Anadolu'nun evrensel kültür tarihi içindeki yerini anlamamızı sağlayacak bilgilere ulaştık. İnsanların hayvanlarını evcilleştirdikleri, tarıma geçtikleri bir yerleşim yaşamını anlatıyor. Bugünkü toplum düzeninin ilk temellerinin atıldığı süreci gösteriyor. Bu sürecin Anadolu'daki izlerini takip ettiğimizde, yerleşik düzenin nasıl başladığını, kare yapıların inşa edilmeye başlandığını görüyoruz. Bugünkü toplum düzeninin izlerini bu alanda görüyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz Aktoprak Arkeopark uygulaması ülkemiz için ilk bir çalışma olacak. Zaman tüneli kavramı içerisinde, bölgedeki önemli kırılma dönemlerindeki gelişmeleri arkeolojik bir dil ile anlatmak için proje geliştiriyoruz. Bu yıl günümüzden 7 bin 500 yıl öncesine ait yerleşim düzenine ulaştık. Oldukça katı kurallara sahip, sınırları bir hendekle önceden belirlenmiş, yapıları önceden tasarlanmış bir alan bulduk. Hiyerarşik düzenin içerisinde bir insan ilişkileri var. Oturmuş vaziyette gömülmüş cesetlere rastladık. Bunlar kurban edilmiş olabilirler. Arkeopark düzenlemesi sadece bir oyun alanı değil, bilimsel sonuçların paylaşıldığı bir alan olacak. 5 iskeletin yüzünde etlendirme çalışması yapacağız. Sergi bölümü oluşturulduğunda kurban edilmiş 5 iskeletin etlendirilmiş halini de sergileyeceğiz" diye konuştu.

Aktoprak Arkeopark'ında 25 tane yapı, 8 bin yıl önceki tarzda yapılacak. Her evin ayrı iç dizaynı ve bir hendeğinin olması dikkati çekiyor. Fırınların evin içerisinde olması, zeminlerin kireç tabakasından elde edilen kalsit ile kaplı olması hijyen bakımından önem arz ediyor. Üst kısımları, çatıları sazlardan yapılmış evler ağaç payandalarla desteklenmiş olarak dikkat çekiyor. Eşyalarda boğa figürleri bulunuyor. Mermerden yuvarlak bilezikler, topraktan 200 metre mesafeye kadar etkili, deri sapanlarla atılan konik tarzda taşlar o günün silah unsurları olarak ön plana çıkıyor. Bu toprak parçaların deri sapanlarla fırlatıldığı ve avlanma silahı olarak kullanıldığı düşünülüyor. Kalkerden ve mermerden yapılan çok orijinal takılar da 8 bin yıl önce insanların süslenmeye de önem verdiklerini gösteriyor. Aktoprak'a özel tasarımlı takıların ve toprak kapların benzerleri yapılarak bölgeyi ziyarete gelenlere satılması planlanıyor.

Bölgedeki kazı çalışmalarına başkanlık eden Doç. Dr. Necmi Karul, 8 bin yıl önce insanların 25-30 yaşlarında hayatını kaybettiklerine dikkat çekerek, "O dönemde hastalıklardan ölüyorlardı. Ancak tahıl ürünlerini sert bir şekilde dişleri ile öğüttükleri için diş hastalıkları en önemli ölüm sebebiydi. O zamanlar ilaç kullanımına pek rastlanmıyor. Ancak tedavi yeterli olmadığından en uzun yaşayanlar 40 yaşında olanlar olarak dikkat çekiyor. Bu arada insan boylarının bugünkü ortalama boylardan 10 ile 15 santim daha kısa olması da dikkat çekiyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber