Molasız seyahat etmek bel fıtığını tetikliyor

Sıklıkla bel ağrısını takiben kalçadan bacağa yayılan ağrı şikayeti olan bel fıtığını, uzun süre aralıksız seyahat etmek ve araç kullanmak tetikliyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Ekim 2012 12:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uzmanlar, bel fıtığının (Lomber diskopati) bacaklarda karıncalanma, kasılma, güçsüzlük ve yorgunluk hissi yanı sıra bacaklarda ani salınım ve boşalma hissi, idrar yapamama veya tutamama şikayetleri ile kendini gösterebildiğine dikkat çekiyor.

Kurban Bayramı'nın yaklaştığı şu günlerde vatandaşlar, uzak yerlerdeki akrabalarını ziyaret etmeye hazırlanırken, uzmanlar, uzun yolculuk yapanlara muhakkak dinlenme tavsiye ediyor. Bursa Özel Bahar Hastanesi'nden Beyin ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Dr. Sani Sarıgül, bel fıtığına her yaşta rastlamanın mümkün olduğunu; ancak orta yaş grubunda daha sıklıkla görüldüğünü söyledi. Dr. Sarıgül'e göre; hareketsiz bir iş ve yaşam tarzı daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş bozukluğu, uzun süre aralıksız seyahat etme, araç kullanma, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak, bel fıtığı için önemli risk faktörleri. Dr. Sarıgül, hastanın şikayetleri dinlendikten sonra yapılan muayene sonucunda novolojik defisit (bacaklarda his, refleks ve kuvvet kaybı) olması durumunda yapılan MR tetkiki sonucunda, kolaylıkla bel fıtığı tanısı koyulabileceğini kaydetti. Dr. Sarıgül, bilgisayarlı tomografi ve myelografi tetkikleri ile de bel fıtığı tanısı konulabileceğini, ancak yüksek görüntü kalitesi, değişik planlarda görüntü alınabilmesi ve girişimsel bir yöntem olması sebebiyle MR'ın tanısal üstünlüğünün çok daha belirgin olduğunu dile getirdi.

"TEDAVİ EDİLEN BEL FITIKLARI TEKRAR EDEBİLİR"

Başlangıç aşamasındaki tedavinin bel fıtığında ağrıların yoğun olduğu ilk aşamada ilaç ve fizik tedavi uygulamasının yanı sıra istirahat uygulanması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Sani Sarıgül, şöyle devam etti: ?Ağrılar geriledikten sonra koruyucu tedbirler ön plana geçmektedir. Bu tedbirler; omurgayı gereğinden fazla fazla zorlayacak yüklenmelerden kaçınmak omurgayı destekleyen bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizler yapmak, kilo almaktan kaçınmak ya da fazla kilolardan kurtulmak, kemik erimesinin (asteoperoz) önüne geçmek amacıyla dengeli beslenmek ve kalsiyum desteği almaktır. Cerrahi ya da ameliyat dışı yöntemlerde tedavi edilen bel fıtıkları tekrarlayabilir. Cerrahi tedaviden sonra yüzde 5 oranda başarısız bel cerrahisi denilen ve hastanın ameliyat öncesi mevcut olan şikayetlerinin geçmemesi ile karakterize bir klinik tablo ile karşı karşıya kalınabilir. Buna neden olan olayın hastadan hastaya değişen doku iyileşme özelliğinin önemli bir faktör olduğunu düşünülmektedir. Yetersiz cerrahide bir başka neden olarak sayılabilir.?

HAMİLELİKTE BELFITIĞI

Hamile bir kadında ilerleyen aylarda karın içinde büyüyen ceninin normalde bele ilave bir yük oluşturduğunu belirten Sarıgül, ?Bu, belin biyomekaniğini etkiler. Fakat cenin yavaş büyüdüğünden dolayı bel ve sırt adaleleri ile destek dokular bu gelişmeye uyum gösterirler ve ön kısımda yer alan ağırlığı dengelerler. Bu sebeple gebeliğin ilk aylarında büyük avantajlar sağlar. Ancak hamilelikle birlikte bel fıtığı da mevcutsa doktor ve hastanın işi bir hayli zordur. Çünkü zorluk daha teşhis döneminde başlamaktadır. Net bir teşhis için gerekli röntgen filmi çekilmeleri ve bilgisayarlı tomografi tetkiki bebeğe zararlı olabilecek x ışınları nedeniyle yaptırılmamaktadır. (Mutlak suretle gerekli ise manyetik rezonans ile görüntüleme düşünülebilir.) Özellikle ilk üç ayda hastaya ilaç da verilmemektedir. Bu dönemde şiddetli bel ve bacak ağrısı bulunan bir hastayla karşı karşıya kalan doktor gerçekten büyük sıkıntı çekmektedir. Ancak bu durumda bile yapılacak bir takım şeyler vardır. Bel fıtığı bulunan ağrılı bir hamile hasta öncelikle mutlak yatak istirahatına alınmalıdır.? dedi.

İlaç ve fizik tedavisine cevap vermeyen sosyal yaşamı ileri düzeyde etkileyen ağrı olduğunda ameliyat gerektiğine işaret eden Uzm. Dr. Sarıgül, ayaklarda güç kaybı, idrar kaçırma ya da yapmama durumlarında, bacaklarda incelme olduğunda, yol yürümede güçlük olması durumunda cerrahi tedavinin kaçınılmaz hale geldiğini kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber