Danıştay'ın disiplin suçu görmediği ihaleye fezleke

Konya'da Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik tehditle alınan ifadeyle açılan davada yeni hukuk ihlalleri ortaya çıktı. Danıştay'ın 'disiplin cezası'na bile gerek görmediği 2006'daki bir ihale, 'fesat karıştırıldı' suçlamasıyla dava konusu yapıldı.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 04 Şubat 2013 09:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Danıştay'ın disiplin suçu görmediği ihaleye fezleke

Soruşturmadaki hukuksuzluk, bununla da sınırlı kalmadı. Grubun Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun'un, kendi müdürü Hüseyin Taşdöğen'le 11 Aralık 2006'da yaptığı bir telefon görüşmesi, Konya Numune Hastanesi'nin 3 ayrı tarihte yaptığı yemek, güvenlik ve temizlik ihalelerine 'fesat iddiası'na delil olarak gösterildi.

Soruşturma ve dava sürecinde birçok hukuksuzluğun yaşandığı Okyanus şirketlerine yönelik operasyonla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Bunların başında Danıştay'ın 'disiplin cezası bile oluşmadı' dediği ihale için sanıkların özel yetkili mahkemede 'ihaleye fesat'tan yargılanması geliyor. Selçuk Üniversitesinin 20 Kasım 2006'da yaptığı temizlik ihalesine fesat karıştırıldığı iddiası ile dava açılmasına rağmen, Danıştay 1. Dairesi'nin 2009'da verdiği kararında, 'Şüphelilerin atılı suçu işlediklerini doğrulayacak ve haklarında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli kanıt bulunmadığı' ifadelerine yer verildi. Ancak Konya Emniyeti'nde düzenlenen fezleke ve savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, ihale komisyonu üyeleri de dahil olmak üzere ihale yetkilisi ve üç firma yetkilisi olmak üzere toplam 13 kişi hakkında ihaleye fesat karıştırma suçlaması ile dava açıldı.

BİR GÖRÜŞME ÜÇ UYDURMA DELİL

Okyanus Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun'un şirket Müdürü Hüseyin Taşdöğen ile yaptığı ve herhangi bir suç unsuru taşımayan telefon görüşmeleri, 11 Aralık 2006'da yapılan Konya Numune Hastanesi yemek ihalesine, 12 Aralık 2006'daki hastanenin özel güvenlik ihalesine ve 25 Nisan 2007 tarihinde yapılan temizlik ihalesine delil olarak gösterildi. İhale sonuçlandıktan 1 buçuk yıl sonraki telefon konuşmaları da, bu üç ihaleye delil olarak konuldu. Nusret Argun'un şirket avukatı İlker Turdan ve Hüseyin Taşdöğen'in 2007 ve 2008 yıllarında yaptıkları suç unsuru taşımayan muhtelif görüşmeleri, bu görüşmelerden 1 buçuk yıl önce yapılan, sözleşmeye bağlanan ve edim sürecine giren yemek, özel güvenlik ve temizlik ihalesine delil olarak konuldu.

YAPILMAYAN İHALE İÇİN SUÇLAMA

23 Kasım 2007'de ilan edilen Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü'nün temizlik ihalesi, 20 Kasım 2007'de ihale komisyonunca iptal edilmesine ve ihale hiç yapılmamasına rağmen, iddianamede yapılmayan ihaleye fesat karıştırıldığı iddia edildi. Hiç yapılmayan, teklif dahi alınmayan, dolaysıyla ortada olmayan bir ihaleye fesat karıştırılma eylemi de olmayacağından bu iddia da dikkat çekiyor. İddianamedeki bir diğer çarpıklık ise dosya dahi alınmayan ihaleye fesat karıştırıldığının ileri sürülmüş olması. Okyanus Grubu'nun şartname almadığı, teklif vermediği ve hiçbir suretle ilgilenmediği ihale için, sırf Siemens firmasının Türkiye distribütörü olması sebebiyle ihaleye katılan firmaya MR cihazı sattı diye Okyanus firması sahipleri sanık yapıldı.

TELEFON KRİTİĞİ FESAT OLDU

Bunların yanı sıra, kahvaltı ve yemek olarak teklif verilen ihalede, şirket yetkililerinin iki ayrı fiyat vermeye yönelik müzakereleri de 'iki ayrı firma ile teklif verilme' şeklinde iddia edildi. Karaman 82. Yıl Devlet Hastanesi'nin 3 Aralık 2007'deki yemek ihalesine, Okyanus firması kahvaltı için 1,60, yemek için 2,80 TL vererek ihaleyi kazandı. İhale öncesi firma yetkilileri kahvaltı ve yemek için vermeyi düşündükleri ayrı ayrı tekliflerin telefonda kritiğini yaptı. Firmanın avukatı İlker Turdan ile İhale Sorumlusu Hayri Yıldıray Kocamaz arasında, önceki yıl verilen fiyat da dikkate alınarak yapılan kritik, iddianameye, başka bir firmanın da vereceği teklifin ayarlandığı şeklinde yorumlanarak girdi. Halbuki ihaleye iki ayrı fiyat değil, kahvaltı için ayrı, yemek için ayrı fiyat sunuldu.

Dosyada bilirkişi oyunu

Okyanus çalışanlarının, hastane cihazları ihaleleriyle ilgili yaptığı rutin görüşmelerin tamamı suç unsuru olarak değerlendirildi. Sipariş edilecek cihazların fiyatlarıyla ilgili ifadeler 'ihaleye fesat karıştırma' suçu kapsamında iddianameye girdi. Tehditle alınan ifadeyle Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada hakimin sanıkların lehine olan delilleri değerlendirmemesi ise hukuk skandallarına yenilerini ekledi. Mahkeme başkanı, dosyanın bilirkişiye gönderilmesi talebini kabul etti. Ancak heyete sanıkların lehine delillerin de bulunduğu dosyanın tamamını değil, sadece iddianameyi gönderdi. Heyet, değiştirilen dinleme kayıtları, tehditle alınan ifadeler ile Argun'la husumeti olduğu halde tanık gösterilen eski ortağının anlatımlarıyla dosyayı değerlendirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber