Kalkınmaya Google modeli

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Büyüyen ekonomiye ikinci sıçramayı yaptıracak yeni vizyonu anlattı: Bakanlık bünyesinde dahi fikirlerin peşine düşecek birimler oluşturulacak. Proje riskli de olsa özel kredilerle desteklenecek. Google gibi projeler atölyelerde geliştiriliyor. Bizim de yapmamız lazım. Kalkınma ajansları, KOSGEB, TÜBİTAK, devrede olacak. Bankaları yönlendireceğiz.

Haber Giriş : 03 Mart 2013 20:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CAHİT SARAÇOĞLU

Bakan Yılmaz, Afrika ülkelerinde beşeri sermayeyi güçlendirmeye çalıştıklarını ifade etti. Türkiye'nin eski sömürgeci güç olarak Afrika'da yer almadığını söyleyen Yılmaz, 'Avrupa bundan çok rahatsız, çünkü onların götürdüğünün dışında bir yöntemle Türkiye hizmet götürüyor' dedi. Bakan Yılmaz, Afrika ülkelerinde beşeri sermayeyi güçlendirmeye çalıştıklarını ifade etti. Türkiye'nin eski sömürgeci güç olarak Afrika'da yer almadığını söyleyen Yılmaz, 'Avrupa bundan çok rahatsız, çünkü onların götürdüğünün dışında bir yöntemle Türkiye hizmet götürüyor' dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Yeni Şafak Gazetesi'nin Ankara Temsilciliği'ni ziyaretinde bakanlık çalışmaları ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin 5 yıllık 10'uncu Kalkınma Planlaması üzerinde 2 yıldır çalıştıklarını anlatan Bakan Cevdet Yılmaz, '66 tane özel ihtisas komisyonu ve çalışma grubu kurduk. Girişimcilikten, büyüme stratejisine, tarımdan, bölgesel gelişmeye, dış yardımların yeniden yaptırılmasına kadar raporlar hazırladılar. Kalkınma ajanslarının çalışmaları ile yereldeki akil insanların fikirlerini alarak 10'ncu kalkınma planlarındaki konuları masaya yatırdık. AB ülkeleri büyükelçilerini çağırdık. Dünyanın gidişatını bir de onlardan dinledik. Değişik kesimlerden akil adamları tartıştırdık. Kalkınma ajansları kanalıyla yerelden binlerce insandan fikir aldık. Böylece her bölgenin önceliklerini gördük bu vesileyle. Daha gelişmiş bölgeler 'yenilikçilik' derken başka bölge 'daha fazla insan kaynağına yatırım yapın' diyor. Hepsini yeniden yoğurarak yeni satıh içinde şekillendiriyoruz planımızı. Bunun özünü de insan oluşturuyor. İnsan odaklı bir plan yapıyoruz' ifadelerini kullandı.

BÜYÜME İÇİN RİSK ALACAĞIZ

Kalkınma Bakanlığı, önümüzdeki dönemde bakanlık bünyesinde oluşturacak özel birimler üzerinden 'Ülkenin kalkınmasını ileriye taşıyacak; dahiyane fikri, projeyi getir krediyi kap' uygulamasını başlatacak. Türkiye'nin büyümesinde önemli katkı sağlayacak projelere özel krediler verilecek. Bakan Yılmaz, AK Parti iktidarının ilk 10 yıllık dönemini 1. sıçrama dönemi olarak adlandırırken, '2. sıçrama döneminde hedefler 2023 hedeflerini tutturma yönünde olacak. Bu dönemde Türkiye'nin sıçramasına önemli katkılar sağlayacak dahiyane projelerinde önü açılacak' dedi. Bakan Yılmaz, 2. sıçrama döneminde sadece işletmeleri büyütecek projelere değil, Türkiye'nin sıçramasını sağlayacak risk içeren projelere de kredi kapısının açılacağını söyledi. Bakanlık olarak dahi fikirlerin peşinde olacaklarını belirten Bakan Yılmaz, 'Proje hedefine ulaşamayabilir. Ama olsun, bu tür dahi fikirler tabii ki başarılı olamama riskine hep sahiptir. Ama biz bu riski alacağız. Çünkü hedeflerimiz büyük' diye konuştu. Bakan Yılmaz, dahi projeler için bakanlık bünyesinde özel kredi veren bir birimin oluşturulması için çalışma başlattıklarını belirtti.

KRİZSİZ DEĞİŞİM YAPMALIYIZ

Bakan Yılmaz, ekonomik durumunu üst seviyelere taşımak isteyen ülkeler için krizlerin birer fırsat olduğunu, yapılamayan reformların kriz vesilesiyle yapıldığını belirtti. Yılmaz, 'Önümüzdeki 10 yılda ikinci bir sıçrama yapmamız lazım. Buradaki temel kriterimiz ise hiç bir kriz yaşamadan değişim irademizi bir kez daha göstermek olacak. Hep kriz yaşayan ülkeler reform yapıyor. Krizlerin en büyük faydası yapamadığınız reformları kriz nedeniyle yapıyorsunuz. Biz kriz yaşamadan bu reformları yapmalıyız. Son 10 yılda, istikrarlı şekilde kriz yaşamadan değişim iradesi ortaya koyduk. Bu çok önemli. Önümüzdeki dönem bu irademizi devam etmemiz lazım. İkinci sıçrama için reformları ortaya koyup, uygulamaya almamız lazım. İleri teknoloji, ileri demokrasi, sosyal politikalarda sosyal adaleti tam tesis etme, ekonomide çok daha katma değeri yüksek rekabetçi bir ekonomik yapı. Türkiye bunları hedeflemek durumda. Perspektif insan odaklı yenilikçiliği ve insanı esas alan reformları yapmalıyız' diye konuştu.

Nitelikli sermaye lazım

Kalkınmanın nitelikli insan ve nitelikli sermaye ile olacağını kaydeden Bakan Yılmaz, 'Nitelikli sermaye ve insan bir yöreye veya bir ülkeye gidiyorsa, o kalkınmış bir ülke olur. Onları çekemiyorsanız kalkınmış ülke olamazsınız. Nitelikli insan ve sermayeyi yetiştireceksiniz, koruyacaksınız ve çekeceksiniz ülkenize. Geçmişte, Osmanlı öyle bir ortam oluşturdu ki her taraftan oraya kaliteli ilim adamları, sanatçılar, entelektüel aktı. Onu bir arada toparlayan ülkeler güçlenebiliyorlar. Yöre için de ülke için de bu böyle' ifadesini kullandı.

Kurslarda halıcılığı aşıp yatırıma geçtik

Disiplinli çalışma, projecilik kültürünü yaygınlaştırdıklarını kaydeden Yılmaz, 20 bin proje geldiğini ve 4 bin projeyi desteklediklerini anlattı. Desteklenmeyen projelerin de birer kazanç olduğunu vurgulayan Yılmaz, 'Halk Eğitim Merkezleri'ndeki halıcılık kursları sürecini aştık artık. Fikrini iyi şekilde geliştirip getirmesini sağlıyoruz. Daha disiplinli düşünmeye organizasyonlar geliştirmeye teşvik ediyoruz. Bir kez yapınca özgüven oluşuyor' dedi.

İnsan odaklı SODES 34 ilde başlayacak

Güneydoğu'da 9 ilde başlatılan Sosyal Destek Programı'nın (SODES) bu yıl 34 ile çıkarılacağını anlatan Yılmaz, 'İnsan odaklı bir program. SODES'in esas vurgusu sosyal boyutu geliştirmek ve dışlanmışlıkla mücadele etmektir. Hiç kimse kendisini kıyıda köşede hissetmesin, yoksul kesimleri, engellileri, çocukları, kadınları, gençleri bu süreçlere katma anlayışındayız. Kapsayıcı kalkınma anlayışını geliştiriyoruz' şeklinde konuştu.

Afrika'ya ilgimiz Avrupa'yı rahatsız etti

Kalkınma Bakanı Yılmaz, ekonomik sorunları olan Somali, Sudan, Tunus, Yemen gibi ülkelerde de beşeri sermayeyi güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Türkiye'nin eski sömürgeci güç olarak orada yer almadığını söyleyen Yılmaz, 'Avrupa bundan çok rahatsız, çünkü onların götürdüğünün dışında bir yöntemle Türkiye hizmet götürüyor' dedi. Türkiye'nin Kuzey Afrika ülkelerinde 'balık tutmayı' öğrettiğini vurgulayan Yılmaz, 'Batılıların harcadığının 10'da 1'i ile biz Somali'ye daha fazla değer katıyoruz. Somali insanlarında özgüven oluşuyor. Türkiye dünyaya yardımın nasıl yapılacağını öğretiyor. Çünkü yardım yaptığımız ülkelerde insanı esas alıyoruz. Sağlık ve eğitim ağırlıklı yatırımları insana yönelik olarak geliştiriyoruz, böylece beşeri sermayeyi geliştiriyoruz' diye konuştu.

HER ALANDA EĞİTİM

Sudan'da sürülebilir arazi büyüklüğünün çok fazla olduğunu hatırlatan Yılmaz, 'GAP bölgesinden büyük sulanabilir arazi var. Sudanlı yetkililer 'gelin bu alanı geliştirelim' diyor. TİKA orada hayvanların kalitesini geliştirecek suni döllenme merkezi açıyor. Türk özel sektörünün 1 milyar dolarlık yatırımı var. Mesleki eğitim merkezi kurulmuş sanayi merkezinin yanına. Çankırı Üniversitesi'ne gelmişler eğitim görmüş Sudanlılar. Yine polislere vücut izi merkezi kurduk. Yetimhane kuruldu, okulu ve camisi olan' dedi. Tunus'a yönelik 20'nin üzerinde eğitim programı yapıldığını belirten Yılmaz, 'Cezayir ve Libya gibi parası yok Tunus'un. Ama kurumları çok iyi ve yetişmiş insan unsuru çok iyi durumda. Tunus'un turizm ve hizmet potansiyeli yüksek. Belli alanlarda geliştirilebilecek sanayi sektörü de var. Onlarla Türkiye'nin kalkınma tecrübelerini paylaşıyoruz. Bürokrasi, kamu mali yönetimi, maliye ve bölgesel konulara kadar eğitim veriyoruz' dedi.

SÖYLEM DEĞİŞMELİ

Afrika'ya ilgide çok geç kalındığını dile getiren Yılmaz, Afrika ve Afrikalılarla ilgili söylemimizin de değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yılmaz, 'Örneğin, 'Uganda gibi mi olacağız' şeklindeki aşağılama amaçlı söylemi terk etmeliyiz. Bunlardan kaçınmalıyız. Çünkü oralara gidince Türkiye'nin kültürel tarihi, beşeri sermayesi ve bugüne geldiği gücünü daha iyi görüyorsunuz. Orada devlet, iş dünyası ve sivil toplum ortak çalışıyor' diye konuştu.

Bizim atölyeden de Google çıksın

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, dünya çapında markalar ve ürünler için dahi fikirlere açık olduklarını ifade etti. 'Batıda bir atölyede bir şey geliştirliyor, Google gibi' diyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 'Bizim de artık bunlara gözümüzü dikmemiz lazım. Kalkınma ajansları KOSGEB, TÜBİTAK devrede olacak. Bankacılık sistemini bu yöne doğru yönlendireceğiz' diye konuştu. Türkiye'nin son 10 yılda 3 bin 500 dolar kişi başına gelirden 10 bin 500 dolar mertebesine ulaştığını anlatan Bakan Yılmaz, 'Dünya Bankasının gelir endeksinde Türkiye 10 yılda düşük orta gelirli ülkeden yüksek orta gelirli ülke grubuna yükseldi. Burada 13 bin dolar kritik eşik. Bu rakama ulaştığımızda yüksek gelir grubuna adım atmış olacağız. Ondan sonra da 2023 vizyonu ile 25 bin dolarla gideceğiz. Türkiye birkaç yıl içinde bunu yakalayacak' dedi.

Devletle büyüyen sermaye dönemi kapandı

Geçmişte kalkınmanın dar bir kesim üzerinden yürütüldüğüne işaret eden Yılmaz, 'Kalkınmaya daha fazla insanı ve yöreyi dahil etme anlayışındayız' ifadelerini kullandı. Batı'da girişim sermayesi fonlarını özel sektörün sağladığına dikkat çeken Yılmaz, 'Batı'da büyük sermayedarlar sağlıyor. Bizde maalesef. Büyük sermaye gruplarına zaman zaman söyledim. Kolay yoldan para kazanmayı bırakmaları lazım. Artık arsa alayım, bina alayım 2 yıl sonra rant yapsın mantığından çıkmaları lazım. Ar-ge'ye ve girişime büyük sermayenin mutlaka para ayırması lazım. Bunu yapmazlarsa vebal altında kalırlar' dedi. Yılmaz, klasik sermayenin geçmişte devletle ilişki içinde büyüdüğünü büyük denilen sermaye gruplarının yeni bir teknoloji keşfetmesi ya da yeni bir organizasyon yapısı kurduğu için büyümediğini dile getirdi. Türkiye'nin rekabetçi bir ülke haline geldiğine işaret eden Yılmaz, 'Devlet üzerinden büyüme dönem bitti. Üretimle, bilgiyle teknolojiyle büyüme dönemindeyiz. Buna ayak uyduran sermayeler büyüyecek' tespitini yaptı.

Türkiye'nin ayak bağı çözülüyor

Bakan Cevdet Yılmaz, gündeme ilişkin konuları da değerlendirdi. Terör örgütü PKK'ya silah bıraktırma amacıyla MİT koordinesinde başlatılan süreç hakkında konuşan Bakan Yılmaz, terör meselesinin Türkiye'nin ayak bağı olmasının yanı sıra kalkınmayı ve demokratikleşmeyi aşağı çeken, nüfusun daha nitelikli hale gelmesine zarar veren bir unsur olduğunu dile getirdi. Bakan Yılmaz, 'Can ve mal kaybı gibi doğrudan maliyetinin ötesinde dolaylı maliyeti daha fazla. Terör olduğu için yatırım yapmayan özel sektör yatırımları, nitelikli insanı bölgeleye nitelikli sermayeyi götürememe, kaliteli doktor, öğretmen, mühendisin gitmemesi, imaj bozduğu için turizme zarar vermesi gibi dolaylı ve yüksek maliyetleri daha fazla' dedi. Teröre rağmen, GAP'tan ihracatın 10 öncesine göre 12 kat arttırıldığını, son 5 yılda her yıl 100 bin kişiye istihdam olanağı sağlandığını ifade eden Yılmaz, 'Terör bittiğinde GAP sıçrama yapacak. Göç veren değil, göç alan bölge olacak. Sosyal hayat, şehirleşme farklılaşacak' değerlendirmesini yaptı.

Her ilde yatırımcıya rehber yetiştirdik

Bakanlık olarak kurulan 26 kalkınma ajansı ile bölgelerde nitelikli insanlarla akıl oluşturmayı hedeflediklerini anlatan Yılmaz, 'Şu anda Hakkari'ye bile gitseniz dil bilen bölgeyi yöreyi bilen yatırımcı geldiğinde ona hitap edecek bir insan kaynağı oluştu. 81 ilde yatırım destek ofisi kurduk. Her ajans kendi içinde bulunduğu yörenin ihtiyaçlarını belirleyip, üzerinde organize olup çalışıyor. Yerel aktörlerle, yerel dinamiklerle bunu yapıyoruz. Yerinden yerelden akıl devreye giriyor. Elimizde bilgi olsun yatırımcı geldiğinde önüne çıkarabilelim istedik. Yöreyi ne kadar iyi tanırsanız, o kadar sağlıklı kararlar verirsiniz. 2012 analiz yılı ilan ettim. Sınır ticaretinden hayvancılığına turizm potansiyelinden, sanayisinin potansiyeline kadar raporlar hazırlandı. Bir hafıza oluştu. 3-5 yıl sonra birikim etkisini daha iyi göreceğiz. 2013'ün ana temasını ise beşeri sermaye olarak ilan ettik. Daha fazla insana nasıl yatırım yapabiliriz, her ajans kendi bölgesinde bunun hesaplarını yapacak' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber