İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Denge Sözleşmesi İmzalayan Belediyecileri Sıkıntılı Günler Bekliyor

"Yerel yönetim hizmetleri" kolunda yer alan sendikaların belediye temsilcileri ile sosyal denge sözleşmesi imzalayarak, memurlara ek ödeme sağladığına ilişkin haberler sitemizde de yer almıştır. Son olarak, Danıştay 1. Dairesinin sosyal denge sözleşmesi imzalayan belediye yetkililerinin bu işlemlerinin suç teşkil eder bir yanının bulunmadığına karar vermişti. Ancak Sayıştay bu konuda çok önemli ve Danıştay'dan farklı bir karar vermiştir. Sayıştay, sosyal denge sözleşmesi imzalayan belediye yetkililerine zimmet çıkarmıştır. Detaylar için başlığa tıklayın.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 04 Mayıs 2006 10:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

17.05.2005 tarihli ve tutanak no 27918 de yer alan Temyiz Kurulu Kararı

SAYIŞTAY TEMYİZ KURULUNUN KARARI

KONU: Memur statüsünde çalışan belediye personeline sosyal denge zammı, doğum yardımı, vb. adlar altında ek ödemede bulunulamayacağı.

1378 sayılı ilâmın 7'nci maddesinde, Kağıthane Belediyesi ile Bem-Bir-Sen adlı memur sendikası arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesine istinaden memur statüsünde çalışan personele belediye bütçesinden sosyal denge zammı, doğum yardımı v.b. adlar altında ek ödemede bulunulduğu gerekçesiyle ?????..-lirasına tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçiler dilekçesinde, sosyal yardım, ölüm yardımı, emekli ikramiyesi, evlenme yardımı, doğum yardımı Belediyemizle memurların üye olduğu Bem-Bir-Sen Sendikası arasında imzalanan Sosyal Denge Sözleşmesine istinaden yapılmıştır.

Bilindiği gibi: memur statüsünde belediye çalışanlarına yapılan, sosyal yardıma Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesince hukuka uygun sayıldığından, ayrıca 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun Geçici 4'üncü maddesinde de bu ödemeler için mali takibat yapılmayacağı hükmü getirildiğinden kişi borcunun kaldırılması gerekmektedir, demektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mali hükümlerin kapsamını belirleyen 146'ncı maddesinde aynen; ?Bu Kanunun birinci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurlar aylık, ücret, ödenek, hizmetle ilgili her çeşit ödeme ve bunların şekil ve şartları bakımından bu Kanundaki hükümlere, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamına giren memurlar özel kanunlardaki hükümlere tabidir.
Memurlara kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemez, hiçbir yarar sağlanamaz. (Gençlik ve Spor hizmetleri uygulamasında fiilen görevlendirilecekler hariç).
? hükmü bulunmaktadır.

Anayasanın ?Toplu İş Sözleşmesi Hakkı? başlıklı 53'üncü maddesinde (Değişik: 23.7.1995-4121) ?İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. 128'inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54'üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri adına yargı mercilerine başvurabilir ve idareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat
metni, uygun idari veya kanuni düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir.
Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.? denilmektedir.

Görüldüğü üzere, Anayasamızda toplu sözleşmesi hakkı, sadece işçiler için tanınmış olup, memurlara ise sadece toplu görüşme hakkı tanınmıştır.

Anayasanın bu hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla 25.06.2001 tarih ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu yürürlüğe konulmuştur.

Söz konusu Kanunun 29'uncu maddesinde ?Toplu görüşmenin tarafları, kamu işverenleri adına Kamu İşveren Kurulu, kamu görevlileri adına her hizmet kolunda kurulu yetkili kamu görevlileri sendikaları ile bunların bağlı bulundukları konfederasyonlardır. Kamu İşveren Kurulu, Başbakan tarafından görevlendirilen bir Devlet Bakanının başkanlığında a) Başbakanlık Müsteşarı b) Maliye Bakanlığı Müsteşarı c) Hazine Müsteşarı .....gibi Kanunda yazılı kamu görevlilerinden oluşur? denilmektedir. Yine söz konusu Kanunun 30'uncu maddesiyle toplu görüşme yapma yetkisi de her hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika ile bunların bağlı bulunduğu konfederasyonlara tanınmıştır. Aynı kanunun 34'üncü maddesinde; Toplu görüşmenin sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenen mutabakat metni uygun idarî icraî ve yasal düzenlemeleri yapabilmesi için Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulu üç ay içinde mutabakat metni ile ilgili uygun idarî ve icraî düzenlemeleri gerçekleştirir ve kanun tasarılarını Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar denilmektedir.

Görüldüğü üzere Kanunda toplu sözleşme hakkı tanınmamış sadece toplu görüşme hakkı tanınmıştır. Yine toplu görüşme yapma yetkisi kamu işverenleri adına Kanunda sayılan kamu görevlilerinden oluşan Kamu İşveren Kurulu'na ait olup Belediye Başkanının toplu görüşme yapma yetkisi de bulunmamaktadır. Ayrıca toplu görüşme sonunda hazırlanan mutabakat metni memurlar üzerinde doğrudan uygulama imkânı olan bir metin olmayıp ancak Bakanlar Kurulunun idari ve icraî düzenlemeleri ile ve kanunla uygulanabilir hale gelmektedir.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun Geçici 4'üncü maddesinde; ?...Bu Kanunun yayımı tarihine kadar, memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmeleri akdetmeleri nedeniyle kamu görevlileri haklarında idari, mali veya adlî takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır.? denilmektedir. Buradaki idari, malî veya adlî takibat yapılamaz hükmü memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdetme nedenine bağlanmıştır. Yani memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdetme nedeniyle kamu görevlilerinin haklarında yetkiyi aşma ve görevi kötüye kullanma sebepleriyle açılan idari soruşturma ve davaları kapsamakta olup kanuni dayanağı olmayan ve sonradan yürürlüğe konulan 4688 sayılı Yasaya da aykırı olan geçmişe ait toplu iş sözleşmelerinin hükümlerinin geçerli kabul edileceği anlamına gelmemektedir. Ayrıca Sayıştay, Anayasa, 832 sayılı Sayıştay Kanunu, 1050 sayılı Muhasebe-î Umumiye Kanunu ve diğer kanunlarla kendisine verilen görevleri yürürlükteki yasalar çerçevesinde yerine getirmekte, yapılan ödemelerin mevzuata uygunluğunu inceleyip, hükme bağlamaktadır. Bu nedenle dilekçi tarafından ileri sürülen yasa hükmünün Sayıştay tarafından yasalara aykırı olarak ödendiği belirlenip hükme bağlanan tazmin hükümleri ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Esasen takibat ifadesi kovuştur anlamında kullanılan bir tabir olup Sayıştay'ın görev ve yetkilerinin belirlendiği Anayasa, yasa ve diğer düzenlemelerde de takibat tabiri kullanılmamaktadır. Dolayısıyla Sayıştay kendisine verilen inceleme, denetleme ve kesin hükme bağlama işlevlerini yürütmekte olup yaptığı görev idari, mali veya adli takibat kapsamında bulunmamaktadır.

Mevzuatımızda yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece, mevcut hükümlerin tespit ettiği memur statüsünün, akdi düzenlemelerle değiştirilmesi ve dolayısıyla belediyelerin, toplu iş sözleşmeleri akdetmek suretiyle veya başka birtakım tasarruflarla memurlar için yasalarda öngörülen hak ve statülerin dışına çıkılmasına yol açacak bir uygulamaya gitmeleri mümkün bulunmamaktadır.

Yukarıda ifade edilen sebeplerle, 1378 sayılı ilâmın 7'nci maddesiyle verilen ??????.-liraya ilişkin tazmin hükmünün tasdikine, karar verildi.

...................

DANIŞTAY BİRİNCİ DAİRESİNİN KARARI

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası ile sözleşme yaparak memur statüsünde çalışan personele 657 sayılı Kanuna aykırı olarak sosyal paket, bayram, yılbaşı, öğrenim, giyecek ve yakacak yardımları gibi adlar altında ödemeler yapılmasının Uluslar arası Çalışma Teşkilatı (ILO)nun ülkemizce onaylanan 87, 98, 151 sayılı sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı hükümlerinin Anayasanın 53 ve 90 ıncı maddeleri uyarınca değerlendirilmesi sonucu suç teşkil eder bir yanının bulunmadığı hakkında.

Danıştay 1. Dairesinin E:2005/1067, K:2005/1363 nolu Kararında;

Hakkında Soruşturma İzni İstenenler :
... - ... İli, ... Belediyesi Başkanı
2-... " Saymanı

İtiraz Edilen Karar : Hakkında soruşturma izni istenenler için kısmen soruşturma izni verilmesine kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanının 19.7.2005 günlü, 2005/2426 sayılı kararı.

Karara İtiraz Edenler : Hakkında soruşturma izni verilenler

Soruşturulacak Eylem : Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası ile sözleşme yaparak memur statüsünde çalışan personele 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aykırı olarak sosyal paket, bayram, yılbaşı, öğrenim, giyecek ve yakacak yardımları gibi adlar altında ödemeler yapmak

Eylem Tarihi : 2004- 2005 Yılları

İçişleri Bakanlığının 12.10.2005 günlü 6275 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 19.7.2005 günlü, 2005/2426 sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Sebahattin Ünal'ın açıklamaları dinlendikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü:

Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) nun Ülkemizce onaylanan 87, 98, 151 sayılı sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı hükümlerinin Anayasanın 53 ve 90 ıncı maddeleri uyarınca değerlendirilmesi sonucu Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası ile Belediye arasında varılan mutabakat uygulamasının suç teşkil eder bir yanının bulunmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, itirazların kabulüyle İçişleri Bakanının 19.7.2005 günlü, 2005/2426 sayılı kararının soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 17.11.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

A Y R I Ş I K O Y

Anayasanın 128 inci maddesinde "memurlar ve diğer kamu görevlilerinin.........aylık ve ödenekleri....nin kanunla düzenleneceği öngörülmektedir.
25.6.2001 günlü, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 19 uncu maddesinde de sendika ve konferansların bu Kanun çerçevesinde üyeleri adına toplu görüşmeye katılmaya, toplu görüşmeyi sonuçlandırmaya ve taraf olmaya yetkili oldukları vurgulanmış, bulunabilecekleri faaliyetleri de;
-Kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu görüşme sonucunda anlaşmaya varılan mutabakat metinlerinin uygulanmasını izlemek üzere idari kurullara üyeleri arasında temsilciler göndermek,
-Devlet personel mevzuatında kamu görevlilerinin temsilini öngören çeşitli kurullara temsilci göndermek,
-Verimlilik araştırmaları yapmak, sonuçlarla ilgili raporlar düzenlemek, önerilerde bulunmak ve işverenlerle bu konularda ortak çalışmalar yapmak,
-Üyelerin mesleki yeterliliklerinin artırılması ve sorunlarının çözülmesi ile sendikal faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik kurs, seminer ve sosyal amaçlı toplantılar düzenlemek, bilimsel çalışmalar yapmak ve yayınlarda bulunmak,
-Üyelerin ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatleri ile personel hukukunu ilgilendiren konularda ilgili kurumlara ve yetkili makamlara sunulmak üzere çalışmalar yapmak ve öneriler getirmek,
Üyeleri ile idare arasında doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak,
-Üyeleri ve ailelerinin yararlanmaları için hizmet amacıyla, eğitim ve sağlık tesisleri, dinlenme yerleri, spor alanları ve benzeri yerler ile kitaplık, kreş, yuva ve huzur evleri, yardımlaşma sandıkları kurmak ve yönetmek ile herhangi bir bağışta bulunmamak kaydı ile üyeleri için kooperatifler kurulmasına yardım etmek ve nakit mevcudunun yüzde onundan fazla olmamak kaydıyla bu kooperatiflere kredi vermek,
-Yangın, su baskını, deprem gibi tabii afetlerin vukuunda, gerektiğinde üyelik şartı aranmaksızın nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla afete uğrayan bölgelerde konut, sağlık ve eğitim tesisleri yapmak ve bu amaçla kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdi yardımda bulunmak,.
olarak sayılmıştır.
Görüldüğü gibi, maddede "toplu görüşme" den söz edildiği halde, "toplu sözleşme"ye değinilmemiş, ayrıca, Kanunda sendikalarla idareler arasında sözleşme yapılarak memurlara 657 sayılı Kanunun 146 ncı maddesinde öngörülen haklar dışında yeni haklar sağlanmasını öngören bir hükme de yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146 ncı maddesinde, memurlara kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemeyeceği, hiçbir yarar sağlanamayacağı hükme bağlanmış, Sayıştay Genel Kurulu da 657 sayılı Kanunun 146 ncı maddesi dışında memurlara ödeme yapılamayacağına karar verilmiştir.
Bu durumda, gerek Anayasa gerekse anılan kanunlarda gerekli değişiklik yapılmadan Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası ile ... Belediyesi arasında sözleşme yapılarak 657 sayılı Kanunda öngörülen haklar dışında iyileştirme, sosyal paket, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim yardımı ile bayram, yılbaşı, giyecek, yakacak yardımı adı altında parasal ödemelerde bulunulmasının yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturduğu, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından yetkili merci kararının soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmına yapılan itirazın reddi gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

Cumhurbaşkanınca iade edilen 5215 sayılı Kanunun geçici 4'üncü maddesinde; ?Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihine kadar, memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri haklarında idarî, adlî veya malî yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır.? hükmüne yer verilmişti.

Ancak, bu Kanun Cumhurbaşkanınca iade edilince daha sonra kabul edilen Belediye Kanunundan yukarıda yer verilen hüküm çıkarılmıştır.

1982 Anayasasının 160'ıncı maddesinde; ?Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz. Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.? hükmü yer almaktadır.

Sonuç olarak; Danıştay 1.Dairesinin vermiş olduğu karar; Anayasanın 160'ıncı maddesinde yer alan; ?Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.? hükmü kapsamında değerlendirilemez. Çünkü, konu soruşturma izni verilip verilmemesine ilişkindir. Bu çerçevede, Sendikalarla toplu iş sözleşmesi yapan Belediye Başkanlarını çok ciddi bir sıkıntı beklemektedir. Nihayetinde ilgililer hakkında soruşturma izni verilmemiş olması konunun tamamen hallolduğu anlamına gelmemektedir.

Zaten böyle bir sıkıntının olacağı tahminiyle 5215 sayılı Kanuna da bu konuda hüküm konulmuştu. Ancak, bu Kanunu Cumhurbaşkanı onaylamadığı için daha sonraki düzenlemelerde ilgili metinler kanundan çıkarılmıştır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber