Diyanet-Sen'in toplu görüşme talepleri...

Haber Giriş : 11 Ağustos 2006 10:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öncelikli Talebimiz :

Diyanet-Sen'in öncelikli talebi, ülkemizin kalkınması ve ilerlemesi, sosyal barışın ve adaletin sağlanması, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşip işlemesi, milletimizin huzuru refahı ve mutluluğu din hizmetinin veriminin ve etkinliğinin artmasıdır. Bunun için DİYANET-SEN olarak üzerimize düşeni bir ibadet aşkı ile yerine getirmeye ve gereken fedakarlıkları yapmaya her zaman hazırız.

Bu öncelikli talebimizin yanı sıra yıllardır ihmal edilen ve memur olup olmadığı bile yıllarca tartışılan din görevlilerine diğer memurlara tanınan hakların hukukun temel ilkesi olan ve Anayasa da ifadesini bulduğu şekilde eşit olarak tanınmasını istiyoruz.

Ahmet YILDIZ

Genel Başkan

1-DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT YASASI ÇIKARILMALI

Bilindiği gibi 1979 yılında Anayasa Mahkemesince 633 s. Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasasının bir çok maddesi iptal edilmiş, ancak bu iptaller yeni düzenleme yapılabilmesi için bir yıl sonra yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır. Aradan geçen uzun yıllara rağmen bu gerçekleşmemiştir ve Başkanlık 1979 yılından itibaren yasasız talimat ve yönergelerle idare edilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Başbakanlığa sunulan Teşkilat Yasa Taslağı sendika ve siyaset yasağı gibi antidemokratik maddelerden arındırılarak çıkartılmalı, DİB Özerk bir yapıya kavuşturulmalı ve D.İ.Başkanı seçimle işbaşına gelmeli. Kısaca; ?Özerk Diyanet, Seçilmiş Başkan, Etkin Din Görevlisi? istiyoruz.

2-CAMİLERDE BOŞ KADROLAR DOLDURULMALI

En son rakamlara göre altı bin cami kadrosu boş, 10 bin cami ise kadrosuz olmak üzere 16 bin din görevlisi açığı vardır. Bu durum en başta din hizmetinin ihmalidir. Diğer yandan bu camileri yaptıran halkımıza karşı yapılmış bir haksızlıktır. Ayrıca, kaynak israfıdır ve misyonerlik çalışmalarına dolaylı destektir. Din hizmetlerinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi, toplumun dini konularda daha iyi aydınlatılması ve doğru bilgileri objektif ve bilimsel ölçüler içerisinde vermek ve bu açığı kapatmakla mümkündür. Yakın geçmişte yaşanmış sıkıntıların yaşanmaması için 16.000 boş kadro Ramazan ayı öncesi doldurulmalı ve kadrosuz camilere kadro verilmelidir. Çünkü; Din hizmetlerinde tasarruf olmaz. Bu tasarruf edebileceğimiz bir alan değil. Kadrosuz camilere atama yapılmadığı takdirde bunun sıkıntılarını bir nesil, iki nesil sonra daha fazla çekilir. Çünkü; din hizmetinin alternatifi yoktur.

3- DİYANET RADYO VE TV KURULMALI

Toplumu din konusunda aydınlatmak görevi olan diyanet özellikle basın yayın yolu ile hizmette maalesef halkın beklentilerine cevap verememektedir ve toplumun gerisinde kalmaktadır. Nitekim Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV)'in anketine göre DİB'nın medya yolu ile toplumu aydınlatma durumu sorusuna DİB nın bunu yapamadığını söyleyenlerin oranı % 73 lere varmaktadır. Bunun yanında misyonerler radyo ve TV kanalları ile Hıristiyanlık propagandasını en etkili ve yaygın bir biçimde yaptığı bilinmektedir. DİB' nın ise hala kuruluş yıllarındaki zihniyette hizmete devam etmeye çalışması, teknolojiden kitle iletişim araçlarından mahrum bırakılması bu topluma yapılacak en büyük kötülüktür.

4- DİYANET AKADEMİSİ AÇILMALI

Diyanet İşleri Başkanlığında her yıl emeklilik, ölüm, kurum değiştirme vb nedenlerle yaklaşık 2000 din görevlisi açığı oluşmaktadır. Yeni yapılan camilerle bu açık 3000- 4000 leri bulmaktadır. Başkanlık önü kapalı İmam Hatiplerden ve öğrencisiz bırakılan ilahiyatlardan ihtiyacı olan ve hizmette yeterli olan görevliyi bulmakta zorluk çekmektedir. Giderek daha kötüye giden bu durumun önüne geçilmesi ve istenen nitelikli görevlinin yeterli sayıda sağlanması için Diyanet Akademisi kurulmalıdır.

5- DİN GÖREVLİLERİNE RESMİ TATİLLERDE MESAİ ÜCRETİ ÖDENMELİ

2006 yılında toplam 135 gün tatil olmasına rağmen din görevlilerinin tatil hakkı yok denecek kadar kısıtlıdır. Oysa, tatil bir insan olarak din görevlisinin, eşinin ve çocuklarının da hakkıdır. Mevcut uygulama ile hem din görevlilerine ve hem de eş ve çocuklarına haksızlık yapılmaktadır. Bu haksızlığın giderilmesi için; Tatilde görev yapan din görevlilerine mevzuat gereği mesai ücreti verilmelidir.

6-KÖYDE GÖREV YAPANLARIN ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ İÇİN YURT VE BURS DESTEĞİ

Köyde görev yapan kamu görevlilerinin çocuklarının ilköğretim ve lise seviyesinde eğitimleri çok zor hatta imkansız. Köyde görev yapan din görevlisi ve diğer kamu görevlilerinin çocukların eğitimi ya sağlanamıyor ya da bunun için şehir merkezinde ev tutuyor ve aile bölünüyor. Bu durumun bir çok yönden maddi ve manevi sıkıntılar doğurduğu aşikardır. Köyde görev yapanların çocuklarına yurt ve burs temini suretiyle hem çocukların eğitimi sağlanmalı hem de ailenin bölünmesinin önüne geçilmelidir.

7- KUR'AN KURSU ÖĞRETİCİLERİNE EĞİTİM YARDIMI YAPILMALI

Anayasanın 10. maddesinde ifadesini bulan eşitlik gereği Milli Eğitimde çalışan eğitimcilere her yıl verilen eğitim yardımı Kur' an Kursu Öğreticilerine de verilmeli.

8-EK GÖSTERGELER YÜKSELTİLMELİ

Hizmet sınıflarının ek göstergeleri 18 05 1994 t. Ve 527 s KHK' nin 3. maddesi ile 657 s yasanı ek 1 sayılı cetveli ile belirlenen kıstasa göre; Genel İdare hizmetleri 8000, Teknik Hizmetler 3600, Sağlık hizmetleri 3600, Eğitim Öğretim hizmetleri 3000, Avukatlık hizmetleri 3000, Emniyet Hizmetleri 7000, Mülki İdare Amirliği 7600, Din Hizmetleri 2200. Din görevlilerinin aleyhine olan bu durumun düzeltilmeli ve din görevlilerinin ek göstergelerinin Eğitim öğretim hizmetleri gibi 3000 olması sağlanmalı.

9- HASTANELERE DİN HİZMETİ SUNULMALI

Avrupa'da 20. yy. başından itibaren hastanelerde yatarak tedavi gören hastalara dini ihtiyaçlarını karşılamak, onlara moral vermek, ibadetlerini imkanlar ölçüsünde yerine getirmelerine yardımcı olmak ve yaşama dirençlerini desteklemek amacıyla din hizmeti sunulmaktadır. AB sürecinde her alanda olduğu gibi bu alanda da AB'ye uyum sağlanmalı ve hasta hanelere yatan hastalara din hizmeti verilmelidir. Çünkü; Hastanede yatan hastalar yakın ilgiye ve manevi desteğe her zamankinden ve herkesten daha fazla muhtaçtırlar.

10- ORDUYA 'DİN SUBAYI' ALINMALI

Askerlerin iyi bir eğitim ve gelişmiş teçhizatın yanında manevi motivasyona da ihtiyacı var. Tarihte nice kalabalık ve mücehhez orduların, küçük ama moral ve motivasyonu iyi ordular tarafından darmadağın edildiklerini biliyoruz. Ölmeyi emretmek zor iş. Dini ve milli duygular takviye edilmeden bu başarılamaz. Şehadet hem dini hem de askeri bir rütbedir. Muharip askerlere bu rütbenin şerefi ve ahirette kazanacakları anlatılmazsa, inandırılmazsa orduların harp gücü kesinlikle zayıflar. AB sürecinde her alanda olduğu gibi bu alanda da AB'ye uyum sağlanmalı ve ordumuza din subayı olmalı. Avrupa başta olmak üzere 47 ülkenin ordusunun incelendiği rapora göre, sadece bir kaç komünist ülke ve Türkiye'de din subaylığı birimi bulunmuyor. Oysa Avrupa ülkelerinin tamamı ve ABD'de ise Müslüman askerler için bile Müslüman subay bulunuyor.

11- 12 YAŞINDAN KÜÇÜKLERE UYGULANAN KU'AN YASAĞI KALDIRILMALI

Bilindiği gibi ülkemizde dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şekilde çocuklara 12 yaşından önce Kur'an öğrenme yasağı getirilmiştir. Küresel güçler Türkiye'de Hıristiyanlığı yayma eğilimindeki misyonerlik faaliyetlerini maddi olarak desteklerken bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimizi en başta Kutsal Kitabımızı çocuklarımıza yasaklamak bu güçlerin ekmeğine yağ sürmektir. Bu yasak başta BM İnsan Hakları Beyannamesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, Helsinki Nihai Senedinin, Paris Şartının ve daha bir çok uluslar arası sözleşmelerin din vicdan hürriyeti ile ilgili alakalı maddeleri ile Anayasamızın 24. maddesine aykırıdır. Anayasa ve yasalarla teminat altına alın ebeveynin çocuğuna din eğitimi verme hakkının kullanılmasından kimseye zarar gelmez. Devletin desteği ile devletin gözetimi altında alınan din eğitiminin en sağlıklı din eğitimi olacaktır. Hiç kimse bundan korkmamalı ve çocuklara doğu din eğitimi vermenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

12- İL ?İLÇE İDARİ KURULLARINDA TÜM DAİRE AMİRLERİ YER ALMALI

1946 yıllarında çıkan İl idari Kurul yasasından kaynaklanan bir eşitsizlik söz konusudur. O zamanki yapıya göre çıkan yasada daha sonra oluşan idareler yer almıyor. Bu da il ve ilçelerde sıkıntıya yol açıyor. Gerekli yasal düzenleme ile bütün kurumların daire amirlerinin il ve ilçe idari kurullarında yer alması sağlanmalı.

13- MURAKIPLAR İL MÜFETTİŞİ OLMALI

İl düzeyinde denetim ve soruşturma görevi yapan murakıpların Müftülük Müfettişi unvanı verilmeli ve İl Düzeyinde denetim görevi yapan görevlilerle aynı sınıfa dahil edilmeli ve yararlandığı hak ve tazminatlardan yararlanmalı

14- VAKIF ÇALIŞANLARI EŞİT İMKANLARA KAVUŞTURULMALI

Vakıf çalışanlarının bir kısmına yeni Vakıflar Yasası ile getirilen iyileştirme ayrım yapılmadan tüm personele sağlanmalıdır.

15-VEKİLLİKTE GEÇEN SÜRELER HİZMETTE SAYILMALI

Önce vekil olarak görev yapıp sonra dan kadroya geçenlerin vekillikte geçen sürelerinin hizmetten sayılması sağlanmalıdır.

16- KİK KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI SAĞLANMALI

4688 s. KGSK 22. maddesi ?Kurum düzeyinde kamu görevlerinin çalışma koşulları ve kanunların kamu görevlilerine eşit uygulanması konularında görüş bildirmek üzere (?) kurum idari kurulları oluşturulur.? hükmü , ?Kurum düzeyinde kamu görevlilerinin çalışma koşulları ve kanunların kamu görevlilerine eşit uygulanması konularında karar almak için kurum idari kurulları oluşturulur.? şeklinde değiştirilmeli.

17- HİZMETLİLERİN ÜCRETİ İYİLEŞTİRİLMELİ

Kurumlarda yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların ücretlerinde iyileştirme yapılarak mağduriyetleri giderilmeli.

DİYANET-SEN GENEL MERKEZİ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber