Memurun evi otomobili, maaşı

Haber Giriş : 09 Eylül 2006 13:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ŞÜKRÜ KIZILOT/HÜRRİYETP>

2006 yılı için hedeflenen yüzde 5'lik enflasyon hedefi tutturulamayınca, bundan en fazla zarar gören kesim, dar ve sabit gelirliler oldu.

Bu kesimde yer alan ücretliler ve emekliler, haklı olarak "enflasyon farkını" almak istiyorlar.

Farkı alamazlarsa, çalışanların ücretleri reel anlamda, 1998 yılı gelirlerinin altına düşmüş olacak.

Memurlara yapılacak zammın oranı ile ilgili görüşmeler sırasında, memurların çoğunun evi ve otomobili olduğu gibi talihsiz açıklamalar, tartışmaların yönünü de değiştirdi.

MEMURLAR VE AB

Memurlar, arka arkaya gelen ve 2006 yılı enflasyon hedefinin de üzerinde olan zamlardan ciddi anlamda etkilenip, bunun telafisini beklerken, "çoğunun evi ve otomobili var, memurların sorunu yok" gibi açıklamalar, fıkralara da konu oldu.

İşte bunlardan biri...

"AB ülkelerinden bir bakan, Türkiye'ye gelmiş. Meslektaşı Türk bakana sormuş;

- Sayın Bakan, sizin maaşınız herhalde 20-25 bin Euro'dur. Benden çok kazanıyorsunuz ne mutlu...

- Nereden bu hükme vardınız?

- Ülkenizdeki doğalgaz, elektrik, telefon, internet, otomobil, taşıt vergisi ve benzin fiyatlarını inceledim. Dünyanın en pahalısı... Benim maaşım 14 bin Euro. Ben bunları karşılayamam doğrusu... Siz karşılayabildiğinize göre, maaşınız mutlaka 20-25 bin Euro'dur.

- Hayır, sadece 4 bin Euro karşılığı maaşım var.

- İnanmam. Peki, bu maaşla nasıl geçiniyorsunuz?

- Memurlarımızın ortalama maaşı da 400 Euro. Onlar da çok rahatlar. Yarısının evi var. Otomobili var. Neredeyse tamamının cep telefonu var, televizyonu var...

-Olamaz, mümkün değil.

- Mümkün, Sayın Bakan. İnanmazsanız uzman gönderin.

- Hayır. Uzman değil ekonomi profesörlerini, bürokratları göndereceğim. Siz AB'ye gireceğinize, biz sizin sisteme girip, bunları nasıl yaptığınızı öğrenip, zengin olalım, daha iyi..."

IMF NE DER?

Birçok olayda olduğu gibi, memurlara yapılacak zammın oranı konusunda da "IMF ne der?" gerekçesi öne sürülüyor.

Hemen belirtelim, IMF ile yapılan stand-by anlaşmasına göre verilen son niyet mektubunda, ücret artışları ile ilgili açık bir sınırlama yok.

Ancak merkezi yönetime, kamu sektörü genel dengesine ve sosyal güvenlik kuruluşlarına getirilen "performans kriteri" niteliğinde olan, faiz dışı harcama sınırları, olayın yumuşak karnı...

IMF, "Bu performans kriterleri ile getirilen sınırlara uy, istediğini yap" diyor.

İşte bu aşamada, IMF sınırlarının aşılması endişesi ortaya çıkıyor. Faiz dışı fazla rakamının "yüzde 6.5 artı" oranına çıkarılması da bu endişeyi artırıyor. Şu aşamada Hükümetin, memurlarla ilgili haksızlığı giderme yerine, IMF ile ilişkileri ön planda tutmak istediği anlaşılıyor.

ÇÖZÜM MÜMKÜNDÜ

İşin doğrusu, memur maaşlarına, enflasyon farkını karşılayacak bir zam mümkündü. Bununla ilgili kaynakda vardı. Ancak, hükümet tercihini memur ve emeklilerden yana değil şirketlerden yana kullandı!..

Daha önce yazdık. Kurumlar Vergisi oranı, 21 Haziran 2006'da Resmi Gazete'de yayınlanan bir yasa ile geriye dönük olarak 1 Ocak 2006'dan itibaren yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirildi.

Şirketlere, geriye dönük getirilen bu vergi indirimi sadece ilk 6 ay için, 2 milyar YTL bir gelir azalmasına neden oldu.

Kaynağına gelince; Uzan'lara ait Telsim'in satışından sağlanan 4,5 milyar doların büyük bir kısmı, Hazine'ye aktarılma yerine, 2006'da çıkan bir yasaya dayandırılarak, TMSF tarafından "istemeye istemeye" Maliye'ye aktarıldı. Vergi geliri gözüken bu para da şirketlerin vergi indiriminden kaynaklanan 3 milyar YTL'lik vergi kaybının telafisinde kullanıldı.

Bu fon, 2006'da şirketlere (özellikle ilk 20 şirkete) kaydırılmayıp, memurlara ve emeklilere yapılacak zamma kaydırılsaydı, sorun önemli ölçüde çözümlenirdi.

Nedense, şirketler memur ve emeklilere tercih edildi!..

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber