Hakim ve savcıların sicillerini İdare mahkemeleri inceleyebilecek

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 13 Ekim 2006 11:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mahkeme kararlarınızı bize gönderin, yayınlayalım

T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2004/5761 Karar No : 2006/1400

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): Mehmet Kayhan - Aşağı Öveçler Man., 8. Cad.,

82. Sk., No:7/3 - Dikmen/ANKARA

Karsı Taraf___________ : Danıştay Başkanlığı - ANKARA

İsteğin Özeti____________ : Hakim olan davacının Danıştay Tetkik Hakimi iken 1998 yılı terfisi için doldurulan sicil raporunun iptali istemiyle açtığı davanın "kesin ve yürütülmesi zorunlu" bir işlem niteliği taşımaması sebebiyle idari dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin Sivas İdare Mahkemesi'nin 21.6.1999 günlü, E:1998/634, K:1999/434 sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onikinci Dairesi'nin 28.2.2002 günlü, E:1999/4960, K:2002/710 saytiı kararına uyulmak suretiyle davanın reddi yolunda Sivas İdare Mahkemesi'nce verilen 8.5.2003 günlü, E:2002/1195, K:2003/417 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti__________ : Temyizi istenen kararın yöntem ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır,

Danıştay Tetkik Hakimi : Vahit Kınalıtaş

Düşüncesi____________ : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı_______ : Efser Koçakoğlu

Düşüncesi____________ : Davacının 1998 yılı sicilinin iptali istemiyle açılan davayı incelenmeksizin reddeden mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Memur hukukunda olumsuz sicillerin hukuken geçerli objektif bilgi ve belgelere dayanılarak doldurulması gereklidir.

Dosyanın incelenmesinden davacı hakkında düzenlenen olumsuz sicilin dayanak aldığı bilgi ve belgelerin ara kararı ile istenilmiş olmasına rağmen dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından, objektif bilgi ve belgeye göre düzenlenmiş olduğu kanıtlanamayan davaya konu sicilde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda belirtilen hususlar gözetilerek karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyizen incelenen kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Dava; Hakim olan davacının Danıştay Tetkik Hakimi iken 1998 yılı terfisi için doldurulan sicil raporunun iptali istemiyle açılmıştır.

Sivas İdare Mahkemesi'nin.8.5.2003 günlü, E:2002/1195, K:2003/417 sayılı kararıyla; 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 21. maddesinde, "Hakimlik ve savcılık mesleğinde bulunanların derece yükselmelerinin yapılabilmesi için; a) Derecesi içinde iki yıl bulunmuş ve bu derecenin ikinci kademe aylığını fiilen bir yıl almış olmaları, b)Yükselmeye engel mahkeme hükmü veya disiplin cezalarının bulunmaması, c)Ahlaki gidişleri, mesleki bilgi ve anlayışları, gayret ve çalışkanlıkları, gördükleri işlerde birikime sebep olup olmadıkları, çıkardıkları işlerin miktar ve mahiyetleri, göreve bağlılıkları ve devamları, üst merciler ve müfettişlerce haklarında düzenlenen hal kağıtları ve sicil fişleri, Yargıtay ve Danıştay'ca verilen notları, örnek karar ve mütalaaları, mesleki eser ve yazılan göz önünde tutularak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca ilan edilen derece yükselme ilkelerinde aranan koşullan taşımaları gerekir."; 26. maddesinde, "Yargıtay ve Danıştay'da hizmet görenler hakkındaki siciller, ilgisine göre Yargıtay 1. Başkanı, Danıştay Başkanı, daire veya kurul başkanları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Danıştay Başsavcısı tarafından düzenlenir."; 61. maddesinde, "Hakimlik ve savcılık mesleğinde bulunanlara sicil vermeye yetkili olanlar ile bu konuda uygulanacak ilkeler ve sicil fişlerinin şekli bu Kanun hükümlerine göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca düzenlenecek yönetmelikte belirlenir." hükümlerinin yeraldığı; 61. madde uyarınca hazırlanan -sicil fişleri hakkındaki- yönetmeliğin 5. maddesinde ise, sicil fişlerinin ilgililerin kademe ilerlemesi, derece yükselmesi ve 1. sınıfa ayrılma incelemeleri sürelerinden bir ay önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sunulmak üzere gizli işareti taşıyan kapalı zarf içinde Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'ne gönderileceğinin belirtildiği; dosyanın incelenmesinden; davacının 1998 yılı terfiisine ilişkin sicil raporu ile dayanağı olabilecek bilgi belgelerin Danıştay'dan ve Adalet Bakanlığı'ndan istendiği; Danıştay'ca gönderilen 1.4.2003 tarihli, 403 sayılı yazıda, konuyla ilgili tüm bilgi-belgelerin Adalet Bakanlığı'na gönderildiğinin ve Başkanlıkta herhangi bir belgenin bulunmadığının bildirildiği; öte yandan, Adalet Bakanlığı'nca gönderilen cevaplarda da istenen bilgi-belgelerin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca gönderilmesine karar verildiğinin belirtildiğinin görüldüğü (Kurul'un 13.5.1999 tarihli, 314 sayılı ve 12.7.2002 tarihli, 392 sayılı kararları); dosyada mevcut belgelerden, dava konusu sicilin olumlu veya olumsuz düzenlendiğinin tespit edilemediği; öte yandan; Anayasa'nın 159. maddesi ile, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca alınan kararların yargı denetimi dışında bırakılmış olması hali, anılan düzenlemenin yine Anayasa'da ifadesini bulan ve Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan "hukuk devleti" ilkesi ile ve tarafı olduğumuz İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkı ile bağdaşabilirliği hususunun tartışılması gerekmekle birlikte kurulca gönderilmemesine karar verilen dava konusu sicilin ve dayanağı bilgi-belgelerin temini imkanını ortadan kaldırmakta olduğu; ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/3-son maddesindeki "verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilmeyeceği" şeklindeki hükmün, asli nitelikteki idari işlemin kendisi açısından uygulanabilir olmadığı; yargı yerinin işlemin hukuki niteliğini tahmin ederek karar veremeyeceğinin açık olduğu; dolayısıyla, mevcut hukuk sistemimize göre, idari, davaya konu bir idari işlemin yargısal denetiminin, belgenin kendisi temin edilmeksizin; ve içeriği tespit edilmeksizin yapılması mümkün olmayacağından, Mahkemelerince işin esasının incelenme olanağı da bu aşamada mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16 ncı maddesinin 5 inci fıkrasının ihlal edildiğini; Öte yandan, bu hususun "Hukuk Devleti" ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesine aykırılık teşkil ettiğini öne sürerek, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 21. maddesinin {c) bendinde, derece yükselmesi yapacak hakimlerin ahlaki gidişleri, mesleki bilgi ve anlayışları, gayret ve çalışkanlıkları, gördükleri işlerde birikime sebep olup olmadıkları, çıkardıkları işlerin miktar ve mahiyetleri, göreve bağlılıkları ve devamları, üst merciler ve müfettişlerce haklarında düzenlenen hal kağıtları ve sicil fişleri, Yargıtay ve Danıştay'ca verilen notları, örnek karar ve mütalaaları, mesleki eser ve yazıları göz önünde tutularak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca ilan edilen derece yükselme ilkelerinde aranan koşulları taşımalarının gerektiği hükme bağlanmış; aynı Kanunun 61 ve 121 inci maddeleri uyarınca Hakimlik ve Savcılık Mesleğinde Bulunanlara Uygulanacak Sicil Fişleri Hakkındaki Yönetmeliğin sicillerin doldurulması şeklini düzenleyen 3 üncü maddesinin (B) bendinin olay tarihinde bulunan hükmünde, sicil amirlerince, derece yükselmelerinde yükselmeye layık görülenler hakkında, "yükselebilir", "tercihan yükselebilir", "mümtazen yükselebilir" ibarelerinin sicil fişlerine açıkça yazılacağı belirtilmiştir.

İdari yargıda, 2802 sayılı Yasanın anılan 21/c maddesinde sayılan, müfettişlerce düzenlenen hal kağıtları, Danıştay'ca verilen notlar gibi hususlar Danıştay Tetkik Hakimleri için söz konusu olmayıp, bunlar bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde görevli hakimler için, sicil fişleri yanında göz önünde bulundurulacak hususlardır.

Danıştay tetkik hakimleri için ise, haklarında düzenlenen ve soruşturma geçirip geçirmediği, kendisine verilen ve çıkardığı işlerin miktarı, görevdeki yeteneği, mesleki bilgi ve anlayışı, ahlaki durumları, giyinişi, memurlar, meslektaşları ve üstleri ile geçimi, ilişkileri gibi sorulara verilen cevapları içeren ve üst dereceye layık olup olmadığı, layık ise yükselme şekli (yükselebilir, tercihan yükselebilir, mümtazen yükselebilir) açıkça belirtilmek suretiyle tekemmül ettirilen sicil fişlerinin derece yükselmelerinde esas unsur olduğu muhakkaktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği hususu esas olmakla birlikte; 16 ncı maddesinin 4001 sayılı Kanunla değişik 5 inci fıkrasında da, davalara ilişkin işlem dosyalarının aslı veya onaylı örneğinin idarenin savunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderileceği kurala bağlanmıştır.

Uyuşmazlık, Hakim olan davacının Danıştay Tetkik Hakimi iken 1998 yılı terfisi için doldurulan sicil raporunun "yükselmeye" layık olup olmadığından kaynaklanmakta olup; her şeyden önce bu husus, adı geçenin terfi edemeyeceği yolundaki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararının yargılanmasının yapıldığı anlamına gelmemekte; öte yandan, yükselmeye layık olmadığı şeklinde düzenlendiği iddia edilen sicilin yapılacak yargılama sonucunda iptali halinde dahi, terfiyi görüşecek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun adı geçenin terfi edip edemeyeceği konusunda takdir yetkisi de bulunmaktadır.

Bu durumda, yapılacak yargılamanın özünü Danıştay Daire Başkanlığınca düzenlenen sicilin oluşturması ve olayda adı geçenin terfi edemediği yolundaki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararının dava konusu edilmemesi bir yana, yapılacak yargılamada terfi ettirilmeme işleminin de herhangi bir incelemeye tabi kılınmayacağı nedeniyle, dosya içeriğinden Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı'nda olduğu anlaşılan dava konusu sicilin gönderilmemesi gibi bir durum mümkün bulunmamakta olup, doğrudan adı geçen Kurul'a ara kararı yapılarak getirtilme imkanı bulunan dava konusu sicil ile dayanağı bilgi ve belgeler görülmeden işin esası hakkında verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Sivas İdare Mahkemesi'nce verilen 8.5.2003 günlü, E:2002/1195, K:2003/417 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 24.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Mahkeme kararlarınızı bize gönderin, yayınlayalım

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber