Ödeme emrine itiraz edilmesi 7 günlük dava açma süresini durdurur mu?

6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emrine itiraz edilmesi 7 günlük dava açma süresini durdurur mu?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 10 Nisan 2018 10:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Ödeme emrine itiraz edilmesi 7 günlük dava açma süresini durdurur mu?

p>

Danıştay, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca gönderilen ödeme emrine 7 gün içerisinde dava açılabileceği gibi; 7 gün içerisinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesine uygun olarak idari mercilere itiraz edilebileceğe ve bu itirazın da dava açma süresini durduracağına karar verdi.

Kararda Danıştay, 2577 sayılı Kanun'un "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesin 4. fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz" hükmünün, 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığını ve bununla güdülen amacın, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşanlara, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvuru yolunu açmak, bu başvuru ile dava açma süresini durdurmak ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğunu belirterek; ödeme emirlerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre, ödeme emirlerinin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, belirtilen koşullara uygun olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlere karşı ise, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde öngörülen esaslara uyulmak şartıyla, idari yargı mercilerine müracaat edilebileceğine karar vermiştir.

D A N I Ş T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

E:2012/1248

K:2018/41

T: 04.01.2018

İstemin Özeti : İdare Mahkemesi'nin 22.11.2011 tarih ve E:2011/1970, K:2011/2110 sayılı kararının; Danıştay 13. Dairesi 2008/10554 esas sayılı dosyasıyla iptal davası açıldığı ve derdest olduğu için idari para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ömer ÖZDEMİR'in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen 50.000-TL miktarlı 17.02.2009 tarih ve ..... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi'nce; Dairemizin 08.07.2011 tarih ve E:2010/1746 K:2011/3377 sayılı bozma kararına uyularak, davacı şirkete 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 29.05.2008 tarih ve 1628/31 sayılı kararıyla idari para cezası verildiği, bu idari para cezasının tahsili amacıyla 17.02.2009 tarih ve ..... takip numaralı ödeme emri düzenlenerek 02.03.2009 tarihinde şirket ortağı T.K.'a tebliğ edildiği, bu ödeme emrine karşı 04.03.2009 tarihinde ..... Vergi Dairesi nezdinde itiraz edildiği ve 18.03.2009 tarihinde bakılan davanın açıldığı, 02.03.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı davalı vergi dairesine yapılan itirazın dava açma süresini durdurmayacağı veya kesmeyeceği, en geç 09.03.2009 tarihi mesai bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 18.03.2009 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise ödeme emrine karşı böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun'un "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı belirtilmiş, aynı maddenin 4. fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz" hükmü, 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

4001 sayılı Kanun'un 6. maddesinin gerekçesinde, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.

Buna göre, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı diğer idari işlemlerde olduğu gibi tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşanlara, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvuru yolunu açmak, bu başvuru ile dava açma süresini durdurmak ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır.

Bu hukuki durum karşısında; ödeme emirlerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre, ödeme emirlerinin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, belirtilen koşullara uygun olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlere karşı ise, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde öngörülen esaslara uyulmak şartıyla, idari yargı mercilerine müracaat edilebileceği tabiidir.

Olayda, ödeme emrine karşı 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında idari başvuru yapılmasına yasal bir engel bulunmamakla birlikte, dava açma süresi (yedi gün) içinde işlemi tesis eden makama ikinci günde yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin tebliğinden itibaren veya zımnen ret halinde zımni ret tarihinden itibaren yedi günlük dava açma süresinden kalan beş gün içinde dava açılabilecekken, daha itirazın reddine ilişkin işlem tebliğ edilmeden ve zımni ret süresi dolmadan 18.03.2009 tarihinde açılan dava süresi içerisinde açılmış olduğundan İdare Mahkemesince verilen davanın süre aşımı yönünden reddi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca İdare Mahkemesi'nin 22.11.2011 tarih ve E:2011/1970, K:2011/2110 sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber