İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Hatay, ilklerin ve barışın şehri

Furkan Kumkaya memurlar.net için yazdı...

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 15 Haziran 2018 00:10, Son Güncelleme : 14 Haziran 2018 17:32
Hatay, ilklerin ve barışın şehri

Hatay; diğer adıyla Antakya bir çok kişinin tatile veya gezmek için aklına bile gelmeyen bir yer. Gezdiğim yerler arasında en çok sevdiğim ilk 5'te mutlaka yer alır. Hatay'ı bu kadar güzel yapan şey ise, tarihin başlangıcından bu yana bir "barış şehri" olmuş olmasıdır. Antakya'da doğal güzelliklerinden önce tarih geliyor. Dünyanın ilk kilisesi burada, Anadolunun ilk camisi burada, ilk aydınlatılan sokak burada, pizzanın atası burada, dünyanın en büyük mozaikleri burada. Bir de bunlar yetmezmiş gibi dünyanın en güzel yemekleri de burada.

Adana, Urfa, Gaziantep'e de gittim ama Hatay her alanda en iyisi diyebilirim. Şehir neden mi barış şehri? Şehirde Türkler, Kürtler, Araplar, Yahudiler, Ezidiler, Ermeniler ve her dinden insan tam bir saygı ve hoşgörü ile yaşıyor. Her çocuk birlikte büyüyor, birlikte oynuyor. Birbirlerinin bayramında herkes bayramlaşıyor. Burada sonsuz bir saygı var. Akdenizin bir köşesi, tarihin hayat bulduğu Antakya'da nereleri görebilirsiniz bir de onları anlatalım.

ANTAKYA'NIN GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLERİ

Musa ağacı

Hz.Hızır ile Hz.Musa ağacın bulunduğu yerde buluştuklarında bir su molası verir. Hz.Musa suyunu içerken asasını yere saplar. Su içtikten sonra dönünce asanın yeşerdiğini görür. Bu olay üzerine yeşeren ağacı yerinden sökmek istemez. Rivayete göre bu ağaç o ağaçtır. Ağaç Samandağ'ın Hıdırbey köyünde bulunur. Bir ara ağacın içine berber dükkanı açmışlar. Tabi bir süre sonra belediye burayı koruma alanı ilan edip berberi kaldırmış. Ağacın ne kadar büyük olduğunu tahmin ediyorsunuzdur. Ağacın hemen çevresindeki kanalın kenarında kahvaltı yapıp, biberli ekmek yiyebilirsiniz. Biberli ekmeğin ne olduğundan yemek kısmında bahsedeceğim.

Vakıflı Köyü

Eski bir Ermeni köyü olan Vakıflı köyü, kendine özgü mimarisini hala sürdürmekte. Hala kullanılan önemli bir kiliseleri de mevcut. Her pazar ayinlerine kalabalık olarak devam etmekte. Musa ağacına yakın bir bölgede.

Dor Mabedi

Dor mabedi eski bir Roma kalıntısı. Musa ağacı civarından sonra, Titus tünellerine giden yol üstünde. Mükemmel bir Samandağ sahili manzarası var. Samandağ sahili ayrıca dünyanın en uzun 2. Sahili.

Titus Tüneli

Titus tüneli, bölgede Romalılar yaşarken yapılmış. Doğal bir oluşum değil. Tünelin yapılış amacı bölgede bastıran şiddetli yağışlar sonucunda sahilin başladığı yerde bulunan limana su basması. Tünel dediğime bakmayın, aslında kanyon tipi yarılmış bir dağ var. Suyun dağdan inişini hesaplayıp başka bir yerden güvenli şekilde denize dökülmesini amaçlamışlar. İnsanüstü bir çaba ile çalışarak, yapımını 12 senede bitirmişler. Dönemin kralının oğlu Titus'un tüneli bitirmesi sebebiyle onun adı verilmiş. İnanılmaz bir yapı gerçekten.

Beşikli Mağara

Beşikli Mağara Titus Tüneli'nin hemen yakınında bulunuyor. Aynı tarihi alanın içinde bulunuyorlar. Müthiş bir kaya mezarı örneği olan mağara tünel gibi elle oyularak yapılmış. Kayaya verilen harika motifler ve ilginç mezar düzeni ise insanın ağzınızı açık bırakıyor. Belediye çevre düzenlemesini de çok güzel yapmış. Yol boyunca sizi karşılayan teyzelerden yerel ürünler alabilir, çay ve gözleme molası da verebilirsiniz.

St.Simon Manastırı

Şehrin en yüksek tepelerinden birine manastır kurmak kimin aklına gelmiş dedim. Cevap ise ilginç : "Stilitler Tarikatı". Kim bu arkadaşlar derseniz, Hristiyanlığı benimsemiş ve Aziz Simon'un öncülüğündeki bir grup ibadet etmek için burayı kurmuşlar. Antakya merkeze 16 km kadar uzakta olan manastır rüzgar türbinlerinin arasında bulunuyor. Bu muazzam yapı merkezden uzak olduğu için daha az ziyaretçiye sahip. Ama Hatay'ın ayakta kalan en önemli yapılarından biri. Mutlaka, burası için yolunuzu değiştirin.

Harbiye Şelaleleri

Ah nerede o eski şelale dedim. Eskiden gürül gürül akan şelale bu yıl kışın kısa sürmesi ve yağmur azlığı sebebiyle çok az akıyor. Yine şelale var ama eski mükemmelliği gibi değil. Merkeze yakın olan Harbiye Şelaleleri. Şehre oranla daha serin olan bu bölgeyi de listenize mutlaka ekleyin derim. Şelale çıkışında ise birbirinden güzel hediyelik eşyalar mevcut.

Tarihi Sokaklar ve Kurtuluş Caddesi

Mardin sokaklarında nasıl kaybolarak gezmek gerekiyorsa, Antakya'da da öyle gezmelisiniz. Sokak hayatının güzelliği ve eski evler sizi farklı bir dünyaya sürüklüyor. Mutlaka yürüyerek merkezde kaybolun.

Kurtuluş caddesi ise tarihin ilk aydınlatılan sokağı. Zamanında burada ticaret o kadar canlıymış ki işler bitmiyor, geceleri satışlar oluyormuş. Aynı zamanda dünyanın en eski ve en uzun caddelerinden biri olan Kurtuluş caddesi yapıların duvarlarına meşaleler asılarak aydınlatılmış. Buraya gelen tüccarlar gittikleri diğer ülkelerde de bunu anlatmış ve Hatay'dan sonra dünyanın bir çok yerinde sokaklar aydınlatılmış.

Habibi Neccar Camii

Anadolu'da yapılan ilk cami olduğu düşünülen cami birçok din tarafından kutsal sayılan Habibi Neccar adına yapılmış. Bu cami Hz. İsa'nın peygamberliği döneminde halkı putperest olan Antakya'nın tevhid dinini tebliğ için vazifelendirilen elçileri Yahya, Yunus ve Şem-un Sefa'nın kabirleri bulunduğu için de Hristiyanlar tarafından önemseniyor. Farklı dinlerin, dillerin, ırkların, mezheplerin kardeş olduğu bu şehirde Habib-i Neccar Camii adeta bir merkez.

St.Pierre Kilisesi

Burası tarihin ilk kaya kilisesi. İsa'nın 12 havarisinden biri olan St.Pierre; Antakya'ya M.S. 29-40 tarihleri arasında gelmiş ve Hıristiyanlığı yaymaya çalışmıştır. İlk dini toplantının yapıldığı bu kilisede cemaat ilk kez Hıristiyan adını almış. Bu yüzden St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir. Mağaranın oyularak yapıldığı bu kilise aynı zamanda bir çok olaya da tanıklık etmiş. Kilisenin içine Hristiyanları öldürmek isteyenlerden kurtulmak için kaçış tünelleri kazılmış. Büyük bir kısmı deprem sonucunda kapanan bu tünellerin günümüz Suriyesine kadar gittiği söyleniyor. Giriş ücreti ise en son 15 liraydı. Müzekartınız var ise direkt girebiliyorsunuz.

Hatay Mozaik Müzesi

Gaziantep Zeugma ile birlikte Türkiye'de en çok merak ettiğim müze burasıydı. Burası tam bir mozaik şehri. Şehirde nereyi kazarsanız kazın ya bir yapı ya bir mozaik çıkıyor. Bu müzede de Hatay'dan çıkarılan en muhteşem eserlerle dolu. Harika bir düzen var müzede. Gezmesi 1 saatten biraz daha fazla sürüyor.

Antakya merkezinde, yakın zamanda otel yapımı için kazılan zeminde inanılmaz büyüklükte bir mozaik yapı bulundu. Bu sebeple inşaat bir süre durdurulduktan sonra alt taraf müze olarak kullanılmasına kararlaştırılarak otel yapımına izin verildi. Müze-otel gibi bir konsept ürettiler.

Cam Müzesi

Pek uğrayanı yok burasının diye kapıdaki numarayı arayıp açmaya gelmelerini istiyorsunuz. Burası Antakya'nın en eski cam ustasının eserlerini sergiliyor. Cam müzesi özel olarak aslında bir dişçi olan Şadi Asfuroğlu tarafından idare edilmekte.

Bu sanatın devamı için gerekli desteği bir türlü bulamamakta. Onunla tanışmayı istediğimiz için işinden sonra bizim için buraya tekrar geldi, bize buranın tarihini, önemini, burası için yaptıklarını anlattı. Kadınların kocaları savaştayken gözyaşlarını döktükleri, göz yaşı şişesinden yaptı. Kendisi çocuklara belirli zamanlarda buranın sanatını göstermek için de çalışmalar yapıyor. Antakya'ya geldiğinizde mutlaka ziyaret ediniz. Çok şey öğreneceksiniz.

Şehir içinde görmeniz gereken diğer yerler ise Kapalı Çarşı, şehir merkezindeki kiliseler,camiler ve tarihi büyük hamam ve Asi nehri.

HATAY'DA KONAKLAMA

Hatay merkezinde pansiyondan en lüks otellere kadar geniş bir yelpaze mevcut. Şehir merkezindeki otel fiyatları ise 100-500 lira arasında gecelik ücret istiyorlar. Şehirde bir çok otel mevcut ama diğerlerinden farklı olan bir tane var: "Savon Otel" . Eğer Türkiye'nin en güzel şehirlerinde biri olan Antakya'yı görmeye gelecekseniz adresinizin burası olmasını öneririm.

HATAY YEMEKLERİ

İşte Hatay'ın o efsanevi tarihinin en güzel yanına geldik. Mükemmel bir tarih birikimi ve ticaret hayatı yemek kültürünü de geliştirmiş. Her milletten insanın bir tat kattığı muhteşem bir sofra burası. Sadece yemeklerini tatmak için öğünlerinizi ayırsanız 7-8 gün Antakya'dan gidemezsiniz. Öyle zengin tatlar var. Hemen anlatalım;

Kağıt Kebabı (Vitamin Kasap'ta yenir)

Şato Köftesi (Sadece Anadolu Restaurant'ta var)

Harbiye dürüm (Harbiye Dürüm'de yenir)

Biberli Ekmek ( Cuma'nın Yeri Kahvaltı - Musa Ağacı'nın arkasında, pizzanın tarihteki ilk hali ve tadı harika)

Humus, Abuganuş, Alinazik, Süzme Yoğurt (zeytinyağlı, tuzlu, biberli), Mütebbel, Zeytin Salatası favori mezeler. Meze konusunda genel olarak her yer başarılı.

Antakya Simidi (yanında tuz, kimyon veriliyor, bandırarak yiyorsunuz, tadı müthiş.)

Künefe ( Anadolu Restaurant, Meclis, Pöç Kasabı, Petek Pastahanesi, Çınaraltı, Kapalı çarşı içinden kuru künefe alıp evinize götürüp evde yapabilirsiniz )

Haytalı (Bici bici değildir ve Affan Kahvesi'nde yenir, yemeden dönmeyin)

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMLAR VE İMKANLAR

Hatay şehir içinde başarılı bir dolmuş hattı mevcut. Bölgeler arası gidişler içinde dolmuş hatları var. İlçeler arası otoban ve geniş çevre yolu bağlantıları var. Şehir içinde trafik sadece pazar günleri Samandağ sahili çevresinde olabiliyor.

Hatay, büyükşehir statüsünde olup şehirde her ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz yerler de mevcut. Gidipte dönmek istemeyeceksiniz.

HATAY'A NASIL GİDİLİR ?

Kara Yolu;

İstanbul'dan, Ankara'dan Hatay'a kadar otoban mevcut. Şehre doğudan gelecekler için de otoban Urfa'dan itibaren otoban mevcut. Ana bağlantı yolları ise gayet başarılı. Kara yoluyla geliş hakkında ise güvenlik sorunu yok. Zaten o bölgede TV'lerdeki gibi şeyler hiç yaşanmıyor.

Hava Yolu;

Hatay Havalimanı şehir merkezine 25 km mesafede bulunuyor. Havaş servislerinin İskenderun'a 18 TL, Antakya'ya 13 lira ücreti bulunmakta. Servisler uçak inişinden yarım saat sonra kalkıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber