Memurlar, direkt olarak Bakan yardımcısına şikayette bulunabilir mi?

Bir devlet memurunun, Şikayet ve Müracaatlar Hakkında Yönetmelikte yer alan hükme aykırı olarak direkt olarak bakan yardımcısına müracaat veya şikayette bulunması disiplin cezası gerektiren bir davranıştır. Memurların bu nedenle, müracaat ve şikayetlerini en yakın amirden başlayarak ve şikayet edilen makam atlanarak yapması gerekmektedir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 15 Ekim 2019 10:04, Son Güncelleme : 14 Ekim 2019 16:32
Memurlar, direkt olarak Bakan yardımcısına şikayette bulunabilir mi?

SORU: Bir devlet memuru, BAKANA, BAKAN YARDIMCILARINA vb. herhangi bir konuda elektronik ileti gönderdiğinde disiplin cezası alır mı?

CEVAP : 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Müracaat, şikayet ve dava açma" başlıklı 21inci maddesinde şu hüküm yer almaktadır:
"Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava açma hakkına sahiptirler.
Müracaat ve şikayetler söz veya yazı ile en yakın amirden başlayarak silsile yolu ile şikayet edilen amirler atlanarak yapılır.
Müracaat ve şikayetler incelenerek en kısa zamanda ilgiliye bildirilir. Müracaat ve şikayetlerle ilgili esas ve usuller Cumhurbaşkanınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir."

Mezkur Kanunun 125 inci maddesinde ise, "Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak", Uyarma cezasını gerektiren bir fiil olarak belirlenmiştir.

Resmi İş: Kişinin görev yaptığı kurumun görev alanına ve bulunduğu kadroya müteallik her türlü iş olarak tanımlanabilir.

Şahsi İş: Personelin kendini ilgilendiren mali, sosyal ve özlük haklarına ilişkin işler olarak tanımlanabilir. Örneğin; üst öğrenimi bitiren bir personelin intibakının yapılması için başvurması "şahsi iştir".

"Müracaat, şikayet ve dava açma" memurlara verilen bir hak olmakla birlikte bu hakkın kullanılmasında belirli usul ve esaslar belirlenmiştir.

Peki usulüne uygun müracaat/şikayet nedir?

28/11/1982 tarihli ve 8/5743 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren "Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik"te düzenlenmiştir.

Devlet Memurları amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet hakkına sahiptirler.
Şikayetler söz veya yazı ile en yakın amirden başlanarak silsile yolu ile ve şikayet edilen amirler atlanarak yapılır.
Yazılı şikayetler maksadı en iyi ifade edecek şekilde ve mevzuat hükümlerine uygun olarak yazılan bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede tespit edilen eksiklikler ile suç teşkil etmeyen usulsüzlüklerin giderilmesi şikayeti kabul eden amirlerce sağlanır.
Sözlü şikayetlerde de bu esaslara uyulur.
Sözlü olarak yapılan şikayetler, şikayeti yapanın istemi halinde yapıldıkları anda şikayetçi ile şikayeti kabul eden amir tarafından birlikte imzalanan bir tutanakla tespit olunur ve iki tarafa verilir.
Amir de şikayetin tutanağa geçirilmesini isteyebilir. Şikayetçi tutanak düzenlenmesinden kaçınırsa şikayet yapılmamış sayılır.
Bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılan şikayetler karar vermeye yetkili amirlerce incelenir ve karara bağlanır. Kararlar şikayet sahiplerine ve lüzum görülürse şikayet edilene yazı ile bildirilir.

Şikayet haklarını kullanan Devlet Memurlarına şikayetlerinden dolayı bir ceza verilemez.

Ancak, şikayet haklarını, Yönetmelikte tespit edilen usul ve esaslara aykırı surette kullananların veya her ne surette olursa olsun bu haklarını kullanırken bir suç işleyenlerin sorumlulukları saklıdır.

Devlet memurları, kurumları ile ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat hakkına sahiptirler. Ayrıca Devlet memurları, görevleri sırasında haberdar oldukları konusu suç teşkil eden durumları yetkili makamlara bildirmekle yükümlüdürler.

Müracaatlar hakkında karar verme yetkisi, kurumların çalışma usul ve esaslarını belirleyen Kanun, Tüzük ve Yönetmelikler ile müracaat konusunu çözümlemeye yetkili kılınan mercilere aittir.

Müracaatı kabul eden ancak sorunu çözümleme yetkisi bulunmayan amirler bunları silsile yolu ile birinci fıkrada belirtilen mercilere 3 gün içinde intikal ettirilir.

Müracaatlarda yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılması gerekmektedir.

Anayasaya aykırı olup olmadığı hususu?

Bu konuya ilişkin olarak da Anayasa Mahkemesince verilen bir kararda yol gösterici açıklamalar bulunmaktadır.

Başvurucunun çalıştığı sağlık kurumunda idarecilerin meşguliyetlerini söz konusu şikayetlerle artırdığı yadsınamaz bir gerçektir. Üstelik muhakkik raporunda yer alan tespite göre -ki başvurucunun bu tespite itiraz ettiği bildirilmemiştir- şikayet dilekçelerinin on beş tanesi ne kendisiyle ne de mesleğiyle ilgilidir. Başvurucunun bir sendika üyesi ya da bir sendikanın o kurumdaki temsilcisi olması kendisine her konuda kurumsal işleyişe ilişkin şikayetlerde bulunma hakkını otomatik olarak sağlamaz. Sendikaların örgütlendikleri işyerlerinde mal ve hizmetlerin üretimine ilişkin süreçlere inkar edilemez katkılarının bulunduğu kabul edilmelidir. Yine de bu sendikaların ve dolayısıyla sendika üyelerinin birincil görevlerinin işyerlerindeki mal ve hizmet kalitesinin yükseltilmesinin sağlanması değildir. Sendikaların öncelikli ve esas olarak bir işyerinde sendika üyelerinin ekonomik hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla örgütlendikleri unutulmamalıdır.

İkinci olarak topluluk halinde yaşamanın doğal bir sonucu olarak insanlar sürekli olarak bir başkasını şikayet eden ve kendilerini de şikayet etme potansiyeli bulunan kişilerin varlığından rahatsız olurlar. Bu kişilerin herhangi bir hatalı davranışı nedeniyle değil sonucundan bağımsız olarak her idari veya adli soruşturmanın kişiler hakkında rahatsız edici bazı soruşturma işlemlerini gerektirmesi nedeniyle böyledir. Soruşturmalar kişileri rahatsız eder; işyerlerinde gerilimlere, çatışmalara ve bölünmelere neden olur ve toplam mutluluğu azaltır. Tam da soruşturmaların bu etkileri nedeniyle kötü niyetli kişilerce başkalarına zarar vermek, onları huzursuz etmek veya başka saiklerle bir silah gibi kullanılması riski bulunmaktadır.

Şikayet hakkı Anayasa'daki başta ifade özgürlüğü olmak üzere çok sayıda hak ve özgürlükle bağlantılıdır, bu nedenle somut başvuruya benzer olaylarda kamu gücünü kullanan organların ve derece mahkemelerin dikkatli bir ayırıma gitmeleri gerekir. Somut başvuruya konu olayda başvurucunun çalıştığı kurumdaki diğer mesai arkadaşları ve yöneticilerle yaşadığı gerilimleri devam ettirmek ve çatışma ortamını canlı tutmak amacı taşıdığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla somut başvuruda başvurucunun ödev ve sorumluluklarına uygun hareket ettiği söylenemez. Bu nedenle söz konusu müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı sonucuna varılmıştır.

Demokratik toplumda gerekli olan bir müdahalenin aynı zamanda ulaşılmak istenen amaçla da orantılı olması gereklidir. Somut olayda başvurucu, uyarma cezası ile cezalandırılmıştır. Verilen disiplin cezasının kamu düzeninin ve disiplinin sağlanması amacını gerçekleştirmek için başvurulan araçlardan en hafifi olduğu anlaşılmış olup başvurucuya memurun görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile kendisine bildirilmesi şeklinde tanımlanan uyarma cezası verilmesinin orantısız bir müdahale olduğu söylenemez (Anayasa Mahkemesi, Başvuru No:2015/3522, T:20/092018).

Kurum içinde kullanılan e-mail sistemi, kurum içi/dışı iş ve işlemlerin daha hızlı yürütülmesi açısından önemi bir araçtır. E-mail grubuna kayıtlı personel (en tepeden an alta) birbirine mail gönderip alabilir. Ancak Anayasa Mahkemesi kararından yola çıkarak, tüm personelin üst amirlerine sürekli e-mail göndermeleri hem yöneticiyi meşgul edecek hem de kamu personel yönetim sisteminin temellerinden biri olan "hiyerarşiyi" zedeleyecektir.

Dilekçenizde yer alan hususlar bir üst amiri ilgilendiriyorsa ona gönderilmesi gerekir ki eğer son çözüm mercii bakan/bakan yardımcısı ise ulaştırılması gerekmektedir. Burada ise memurun bir güvencesi bulunmakta olup, "şikayet ve müracaat hakkını engelleyen, gereğini yapmayan amir" cezalandırılmaktadır.

DEĞERLENDİRME

Bakan ve Bakan Yardımcılarına göndermiş olduğunuz e-mail, kurumun iş ve işlemlerine ilişkin ise yukarıda belirtilen usule, şahsınızın mali, sosyal ve özlük haklarına ilişkinse yine yukarıda yer verilen usule uygun olması gerekmektedir. Şiakyet ve müracaatta usul yönetmelikte belirtilmiştir. Buna göre şikayetin veya müracatın, en yakın amirden başlanarak ve şikayet edilen amir atlanarak yapılması gerekmektedir. Dilekçenin içeriğinde suç unsurunun olmaması bunu değiştirmez. Şahsınızın amirlerinizce sözlü olarak uyarılması ise kamuda az rastlanan bir uygulamadır. Uyarma cezasını gerektiren durumlarda personelin bir kere bile uyarılmadan direkt disiplin sürecinin başlatılması maalesef yaygındır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber