Öğretmen açığı ne kadar?

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 14 Eylül 2007 06:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Abbas Güçlü'nün yazısı

Milli Eğitim Bakanı Çelik'in öğretmen açığına yönelik açıklamaları kafa karıştırdı.

Bakan Bey, geçen hafta yaptığı açıklamada toplam öğretmen açığının 25 bin olduğunu söyledi. Oysa işsiz öğretmenler ve sendikalar bu rakamın 150 ile 200 bin arasında olduğunu iddia ediyorlardı.

Peki hangi rakam doğru? 25 bin mi yoksa 150, 165, 200 bin mi?

Bu konuda verilen rakamların hemen hepsi de doğru. Çünkü öğretmen ihtiyacı, konuya nereden baktığınıza göre değişebiliyor. Örneğin binlerce okulda birleştirilmiş sınıflarda öğrenim yapılıyor. Eğer olaya beş sınıfa bir öğretmen gözüyle bakarsanız ihtiyaç az olur. Yok eğer her sınıfa bir öğretmen olarak bakarsanız rakamlar bir anda patlayabilir. Tıpkı sınıf mevcutlarında olduğu gibi.

Birçok yerde, özellikle büyük kentlerde sınıf mevcutları 50-60'ın üzerinde. Siz eğer sınıf mevcudunu 50 olarak düşünür ve buna göre hesap yaparsanız öğretmen ihtiyacınız düşer, 30 olarak düşünürseniz yükselir. Bakanlık ile diğer kurumlar arasındaki rakam farklılığı biraz da bu yüzden. Dahası var: Siz sözleşmeli ve ücretli öğretmenleri kadrolu öğretmen gibi görürseniz sayı azalır, kadrolu öğretmen gibi görmezseniz çoğalır...

Ama bu konuda en çarpıcı örnek, Bakan Çelik'in kendi söylemleri arasındaki büyük farklılıklar.

Çelik, 2005'in sonunda CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu'nun soru önergesi üzerine verdiği cevapta, öğretmen açığının 165 bin 826 olduğunu söylüyor ve aradan daha 20 ay geçmeden ihtiyacın 25 bine indiğini vurguluyor. Peki aradaki bu fark nereden kaynaklanıyor? Bakanlık son iki yılda 100 binin üzerinde öğretmen mi aldı? Hayır. Peki ya emekli olanlar?..

Bakan Çelik, umarız bugün düzenleyeceği basın toplantısında şu konulara da açıklık getirir:

2005'te 20 bin 309, 2006'da 37 bin, 2007'de de şu ana kadar 30 bin öğretmen atandı. 10 bin de ekim ayında atanacaktır. Yani 2005 başından 2007 sonuna kadar 87 bin 309 öğretmen atanmış olacak. Fakat gerçek sayı bu değil. Çünkü sözleşmeli atanan bir öğretmen, bir sonraki atama döneminde puanı yeterli geliyorsa kadrolu olarak atanıyor. Pek çok sözleşmeli öğretmen de puanı yeterli geldiği için bir sonraki atama döneminde kadrolu oldu. Yani aynı kişi, iki defa sayılmakta, bu da 2005'ten 2007 sonuna kadar 87 bin 309'dan az öğretmenin işe başladığını göstermektedir.

2005'te 17 bin 150, 2006'da 15 bin ve 2007'de yaklaşık 16 bin öğretmen emekli oldu. Bu üç yılda emekli olan toplam öğretmen sayısı 48 bin 750'dir.

2005 yılında CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu'nun soru önergesine verilen cevapta "Anadolu ve Fen liseleri dahil Türkiye'de 165 bin 826 öğretmene ihtiyaç bulunduğu" belirtilmiştir. 165 bin 826'dan 87 bin 309'u çıkardığımızda 78 bin 517 açık kalmaktadır. Üstelik, yukarıda da bahsedildiği gibi, "sözleşmeli öğretmenin iki defa sayılması"na rağmen.

2005 ve sonrasında emekli olan 48 bin 750 öğretmen sayısını da "açık" olarak eklediğimizde, asgari öğretmen açığın 2007 yılı sonunda 127 bin 267 olması gerekir. Ancak Bakan Çelik, ekimde yapılacak 10 bin sözleşmeli atamasından sonra sadece 15 bin öğretmen açığı kalacağını söylüyor. 2005'ten bu yana açılan yeni okullar, mevcudu 30'lara düşürülen sınıflar, okulöncesi eğitim ve eğitim sistemine dahil olan yeni öğrenciler de tabloya eklendiğinde açığın ne kadar arttığı ortadadır.

Sayın Bakan, kadro yetersizliğinden dolayı atanamayan işsiz öğretmenleri, saati 5 YTL'den aylık ortalama 300 YTL'ye çalıştırmakta, 10-15 günlük sigorta primini yatırmaktadır. Her il veya ilçede en az 100 ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Eğer öğretmen açığı yoksa neden işsiz öğretmenlere bu şekilde "kölelik" yaptırılıyor ve bu şartlarda çalıştırılan öğretmenlerden ne gibi bir verim bekleniyor?

Özeti özeti: Yeni öğretim yılı sancılı başlayacağa benziyor. Baksanıza, daha rakamlarda bile ortak nokta bulunamıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber