İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

MEB'in COVİD-19 ve Yüz Yüze Eğitim Sınavı

Milli Eğitim Bakanlığının COVİD-19 ve Yüz Yüze Eğitim Sınavı

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Eylül 2020 15:10, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59
MEB'in COVİD-19 ve Yüz Yüze Eğitim Sınavı

MEB; 31 Ağustos'ta başlatmayı düşündüğü yüz yüze eğitimi 21 Eylül'e ertelemişti. 21 Eylül yaklaştıkça yapılan açıklama ile de 21 Eylül'de okul öncesi ve ilkokul 1.sınıfların yüz yüze eğitime başlayacağını açıkladı. İlk hafta uyum haftası olacak ve çocuklar bir gün okula gelecekler, sonraki haftalarda ise 2gün okula gelecekler. Sınıflar bölünecek ve az sayıda öğrenci ile eğitim yapılacak. Yani 20 kişilik bir sınıf söz konusu ise iki gün 10 kişilik bir grup iki gün ise diğer grup okula gelecek. Bazı illerde sınıf mevcudu fazlalığına göre üçe bölündüğü de görülmektedir. Okul öncesinde 50 dakika olan etkinlik saati ile ilkokulda 40 dakika olan ders saati de 30 dakikaya düşürüldü. Bir günde 5 etkinlik ya da ders yapılacak. Amaç az öğrenci ile sosyal mesafeyi sağlamak ve az süre okulda kalarak COVİD'e karşı daha tedbirli olup yüz yüze eğitimi bir şekilde başlatmak. Birinci sınıftan başlatılması ise onların uzaktan öğretim yöntemiyle okuma yazma öğrenmelerine imkan bulunmaması ve eğitimlerine bir şekilde başlamaları.

Zorunlu olmayan okul öncesinin başlatılması ise ayrı bir tartışma konusu. Yine akla özel okul baskısı gelse de MEB bunu bugüne kadar izah etmiş değil. Gerçi okul öncesi yaz aylarında, yaz okulu adı altında az sayıda da olsa devam etmişti.

Evet 31 Ağustos'ta yüz yüze eğitim başlamadı fakat resmi anlamda ders yılı başladı. 31 Ağustos'ta aylar sonra okul kapıları öğrencilere açıldı ve 8. Sınıf ile 12. Sınıflara yönelik destekleme kursları başlatıldı.

Destekleme kursları sınava hazırlanacak öğrenciler düşünülerek 8. ve 12. sınıf olarak planlanmışken aslında bir bakıma COVİD-19 ortamında yüz yüze eğitimin sınavı niteliğinde idi.

Destekleme Kursları ve Uzaktan Öğretim

Son sınıflarda kurslar 31 Ağustos'ta başlamışken diğer sınıflarda da uzaktan öğretim yapılması kararlaştırıldı. Üstelik sadece EBA kullanılmayacak başkaca uzaktan eğitim araçları da kullanılacaktı. MEB önceden yapması gereken açıklamayı ilk haftanın bittiği 4 Eylül'de yaptı ve 21 Eylül'e kadar yapılacak uzaktan öğretim faaliyetlerinin mevzuattaki ders yılı içinde yapılan telafi eğitim kapsamında olduğunu, uzaktan yapılacak çalışmaların da ders olarak değerlendirileceğini açıkladı. Bunun izahı şuydu.

Öğretmenler her türlü riski göze alıp Destekleme Kurslarına yüz yüze devam etseler de uzaktan yani online öğretim araçları kullansalar da aynı mevzuata tabi olacaklar, telafi eğitimi yapacaklar, ücretlerini de ders yılı başlamış gibi toplu sözleşme haklarından yararlanarak değil yaptıkları çalışmaya göre alacaklar. Yani bir öğretmenin 14 saat yüz yüze kurs görevi varsa bunu maaşı karşılığı yapmış sayılması yönünde açıklama yapıldı.

MEB'in kurslara başvurular başlamadan yapılması gereken resmi açıklamanın kursların 5.gününde yapılması adeta maç başladıktan sonra kural belirlenmesi şeklinde oldu. MEB açıklamayı ders yılı başladı tüm öğretmenlerin okular açılmış gibi ders programları mevcut ve buna göre hakları hesaplanacak diyerek kazanılmış hakları koruyabilecekken, tamamen duygusal bir yaklaşımla ders yılı başladı 21 Eylül'e kadar telafi eğitimi yapacağız demesiyle haklar da buna göre hesaplanır oldu.

Uzaktan Öğretimde Sorunlar ve Öneriler:

Uzaktan öğretim EBA'dan yapılabileceği gibi zoom gibi başka yollarla da yapılabileceği açıklandı. MEB'in genel sorunu olan uygulama birliğinin sağlanamaması bir kez daha görüldü.

EBA tüm öğrenci ve öğretmenlerin girişini kaldırabilecek kapasiteye sahip değil. Bu nedenle bazı dersler EBA'da tanımlanmadı, EBA'ya tanımlanan derslerin saatleri(haftalık 6 saat ise 3'e düşmesi gibi) düşürüldü, dersin verileceği saatler 30 dakikaya indirildi, akşam ile hafta sonu dahi dersler konuldu, sınıflar birleştirildi(7A-7B-7C bir arada gibi). Tüm bu tedbirler EBA kapasitesinden kaynaklı idi. Program öğretmenlere dağıtıldı öğretmenler bilgisayar başına geçtiler ama karşılarında öğrenci bulamadılar. En büyük sebebi çocukların sisteme girecek bilgisayarları, internet alt yapıları olmaması idi. EBA'dan eksik kalan dersleri öğrencilerin mağdur olmaması için başka bilişim araçlarından yapmaya çalışan öğretmenlere verilen programlar akla ziyan hal almaya başladı. Seçilen saatler ve eşitlik sağlanamaması, öğrenci/öğretmen/okul koordinasyonundaki eksiklikler sorun olmaya devam etti.

Bazı okul idareleri EBA dışı faaliyetlerin ispatlanması için videoların kaydedilmesi gibi taleplerde bulundukları gibi ders tanımlamaları için öğretmenlerin kişisel şifrelerini talep edenler de oldu.

Bakan Selçuk uzaktan öğretim ile ilgili koca koca istatistikler açıklarken tabii ki elindeki verileri söylüyordu ama söylenmeyenler de vardı. Bakan Selçuk "EBA canlı sınıflar için günlük canlı ders kapasitemiz şu an için 900 bin sınıf. Bu demek oluyor ki 900 bin sanal sınıfta öğretmenler öğrencileriyle buluşuyor, eğitim devam ediyor" derken tabii ki doğruluk payı vardı ama EBA'da tanımlanmayan sınıfları da düştüğümüzde bugün okul açılmış olsa ders yapılacak şube sayısı bırakın 900 bini yarısını ancak bulacaktı. Tabii bir sınıf günde 6 saat ders yapıyor deyip çarpma yaparsak sayı milyonlara ulaşacaktı. Elbet ki yapılan işi küçümsemiyoruz ama bakanın 900 bin sınıf istatistiğinin içini; ulaşılması gereken (EBA'da ders açılmayan sınıfları düştüğümüzde) yaklaşık 15 milyon öğrencinin kaçına ulaşılabildiğini de söyleyerek doldurması gerekir.

Uzaktan öğretimdeki bu sorunların yanı sıra en önemli sorun öğrencilerimizde hatta öğretmenlerimizde yeterli donanım bulunmamasıdır. Bilgisayar ve internet desteği tüm öğretmen ve öğrencilere sağlanmadan sürecin sağlıklı yürütülmesine imkan yok.

Uzaktan Öğretim İçin Öneriler:

Bunun için hükümetin(Cumhurbaşkanının) konuya el atması gerekiyor.

- EBA alt yapısı güçlendirilmeli,

- EBA dışı araçların kullanımını zorunlu olması durumunda bakanlık yönlendirici, teşvik edici olmalı servis sağlayıcılarla protokol yaparak güvenlik tereddütlerini giderilmelidir,

- Öğrencilere ve öğretmenlere ücretsiz bilgisayar/tablet dağıtılmalı

- Öğrenci ve öğretmenlerin alacakları bilgisayarlarda vergiler sıfırlanarak imkanı olanların alım yapabilmesi kolaylaştırılmalı,

- Öğrenci ve öğretmenlere internet kullanımı sınırsız ve ücretsiz olmalı,

- Ders programı dağıtımında bakanlık yönlendirici olmalı, okul idarelerinin keyfi uygulamalarını minimize etmeli,

- Amaç maksimum öğretmen ile maksimum öğrenciye ulaşım ve verim olmalıdır.

- Uzaktan öğretime devam edilecek süreçte öğretmenlerin kazanılmış hakları gasp edilmemeli, okulların açık olacağı duruma göre ders programları dağıtılarak tüm hakları korunmalıdır.

...

Yüz Yüze Eğitim Sorunlar ve Öneriler

Covid-19 ortamında yüz yüze eğitim denemeleri Destekleme ve Yetiştirme Kursları ile 31 Ağustos'ta başladı.

Bakan Selçuk tüm öğrencilere maske ve okullara dezenfektan dağıtılacağını açıklamıştı.

Bir okul müdürünün sözleri ile özetleyelim:

İlçe Milli Eğitimden haber geldi. Okul müdürleri dezenfektan ve maske almak üzere A okulunda gelsinler denildi. Bir arkadaşımın kamyonet tipi aracını istedim yanıma da personel olmadığından iki müdür yardımcısını aldım ve söylenen okula vardık. Müdürlerin olduğu sıraya girdim. Sıram geldiğinde bana bir bidon (2 litre) dezenfektan, bir paket de maske verdiler. Evet sadece birinci sınıf öğrenci sayısı kadar hatta öğretmen sayımız kadar olmayan maske ve bir gün yetmeyecek dezenfektan verildi.

Destekleme ve Yetiştirme Kurslarına gelen öğrenciler 8. ve 12. sınıf olduğu halde maske kullanımında, sosyal mesafede sorunlar yaşandı.

- Öğrencilere ya da öğretmenlere maske dağıtılmadı.

- Öğrenciler maske ile geldiler ama yere düşürdüklerini yeniden takmak zorunda kaldılar,

- Maskeleri standarda uygun değildi,

- Dezenfektan ya hiç yoktu ya da sınırlı sayıdaydı,

İşte bu şartlar altında yüz yüze eğitim yapılmaya çalışıldı. Ve devam ediyor. Her gün okullardan karantina haberleri geliyor. Ziyarete gittiğim bir ilde öğretmenlerle otururken birkaç saat içerisinde 5-6 okulda vaka görüldüğü gerekçesiyle karantina uygulandığını öğrendim.

Karantinada da birlik yok. Yani okulda bir vaka tespit edildiğinde tüm okulu kapatanlar da var, bir sınıfı kapatanlar da sadece vaka görülen öğretmen ya da öğrenciye yönelik uygulama yapanlar da.

Yüz Yüze Eğitim İçin Öneriler:

- Dezenfektan temin edilerek yeterli miktarda okullara ulaştırılmalıdır,

- Yeterli personel istihdam edilmelidir,

- Öğrencilerin sürekli aynı sırada oturmaları sağlanırken, aynı sırayı başka bir günde ya da başka bir devrede başka bir öğrencinin kullanması önlenmelidir, (okullarımız boş olacağına ve sadece 1. Sınıflar geleceğine göre bu süreçte sağlamak mümkündür.)

- Bu şartlarda tüm risklere rağmen okulda yüz yüze eğitim verecek öğretmenlerin ek ders ücretleri yüzde yüz arttırımlı ödenmelidir,

- Yüz yüze eğitim yapılan okullarda nöbetçi öğretmenlik görevlerinin sadece birine değil tüm görevlere ücret ödenmelidir,

- Vaka rastlanması durumundaki uygulamalarda birlik sağlanmalı ve amaç öğrenci ve öğretmen sağlığının riske atılmaması olmalıdır,

- Vaka tespiti halinde okula devam edilememesi durumunda öğretmenlerin hakları korunmalıdır,

- Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında da ders saatleri öğretmenlerin maske ile ders anlatımlarının zorluğu düşünülerek 30 dakikaya düşürülmelidir.

...

Sonuç olarak;

Kervan yolda dizilir anlayışına son verilmeli, planlı, programlı, ülke genelinde birlik sağlanarak, tüm öğrencilere maksimum dokunma ve öğretim hedefine yönelik adımlar atılmalıdır.

Mevzuat boşluklarından yararlanmak değil, bu süreçte mevzuatı öğrenci ve öğretmenlerin lehine kullanma yolu seçilmelidir.

21 Eylül'de yüz yüze eğitim sürecine başlanacağı halde yüz yüze ya da uzaktan eğitim-öğretim sürecini yönetecek öğretmen ve yöneticilerle ilgili açıklama yapılmamış olup halen keyfi uygulamalar söz konusudur. Açıklamaların süreç başladıktan sonra yapılması güveni zedelediği gibi özveriyi de baltalamaktadır.

Maksut BALMUK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber