TBMM'de 'Alaattin Çakıcı-Mahir Çayan' tartışması

Genel Kurulda MHP ile CHP arasında "Alaattin Çakıcı-Mahir Çayan" tartışması, MHP ile HDP arasında da "Çakıcı-Demirtaş" tartışması yaşandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Aralık 2020 22:27, Son Güncelleme : 09 Aralık 2020 22:29
TBMM'de 'Alaattin Çakıcı-Mahir Çayan' tartışması

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, yargı reformuna ilişkin tüm tartışmaların vicdan süzgecinden geçirilerek dile getirilmesi gerektiğini söyleyerek, "İdeolojik bir pencereden, yargının tek sorunu Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala'nın tutukluluğuymuş gibi yapılacak hiçbir münakaşa, hiçbir münazara ve hiçbir teklifin, Türk milletinin kahir ekseriyeti karşısında anlamı yok." dedi.

MHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığının 2021 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.

MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, yargı sisteminin vatandaşların hiç tereddüt etmeden güvenebileceği, adalet duygusunun zihinlerde ve kalplerde yer edeceği bir yapıya kavuşması gerektiğini belirtti.

Ayrıcalıklı bir kimse veya organın yargı denetimi dışında bırakılmamasıyla ancak gerçek adaletin sağlanacağına işaret eden Öztürk, "Adalet sistemimiz asla ve kata yeni paralel yapılara, bir gruba veya zümreye teslim edilmemeli, her daim hukukun üstünlüğü hedeflenmelidir." diye konuştu.

Özellikle sosyal medya mecralarında yapılan yanlı ve yanlış haberlerin vatandaşın yargıya güvenini sarstığını, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge düşmesine neden olduğunu belirten Öztürk, "Görülmekte olan bir dava veya devam eden bir soruşturma hakkında asılsız haberler ve adil yargılamayı etkileme amacı taşıyan yayınlar ve sosyal medya paylaşımları hakkında gerekli tedbirler alınarak adaletin tecellisi sağlanmalıdır. Suçlu olduğuna dair kesin hüküm bulunmayan kişilerin beyan, yayın ve diğer yollarla suçlu gösterilmesinin ya da mahkemelerce suçluluğu sabit görülenlerin masum ilan edilmesinin önlenmesini, bu açıdan önemli görmekteyiz." ifadelerini kullandı.

Yüksek mahkemelerin bazı yasal düzenlemelere ihtiyacı olduğunu dile getiren Öztürk, Yargıtay'da istikrar ve içtihat birliğine dikkati çekerek, Yargıtay üyelerinin süre sınırının kaldırılması hususunda gerekli çalışmanın yapılmasını istedi.

Öztürk, yargıda reform paketine ilişkin düzenlemelerde kadın ve çocuğa şiddet ve istismarda indirim halinin kaldırılması, ayrılmış olsa dahi eski eşe karşı işlenen suçların cezalarının artırılması, İdari Yargılama Usul Kanunu başta olmak üzere gecikmiş diğer mevzuat çalışmalarının yer alması gerektiğini belirtti.

- "Cumhur İttifakı'nı sabah akşam itham etme gayretleri nafiledir"

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, Meclis çatısı altında sürekli yargıya güvenin günden güne azaldığına ilişkin tespitlerin yapıldığını, bu tartışmaların sürekli kürsüye taşınmasının vatandaşlarda yargıya olan güveni düşüreceğini söyledi.

"Israrla ve inatla Cumhur İttifakı'nı, İnfaz Yasası'ndan yararlanarak çıkan ve uzun yıllar, ömrünün neredeyse yarısını cezaevinde geçiren bir şahıs üzerinden yaralama gayreti görüyoruz." diyen Bulut, Alaattin Çakıcı'yı sürekli siyaset malzemesi haline getirmenin oldukça çirkin bir durum olduğunu ifade etti.

Yücel Bulut, "Zamanında Ahmet Necdet Sezer bizzat şahsi yetkisini kullanmak suretiyle DHKP-C militanlarını serbest bırakırken suskun kalanların, bugün bir İnfaz Yasası'ndan yararlanan binlerce insanın içinden bir örnek seçmek suretiyle Cumhur İttifakı'nı sabah akşam itham etme gayretleri nafiledir." dedi.

CHP tarafından 2 Nisan 2012'de verilen bir kanun teklifine dikkati çeken Bulut, şöyle devam etti:

"Bu kanun teklifi, bizleri mafya organizasyonlarıyla yan yana göstermeye çalışanların gerçek yüzünü ortaya koyan bir kanun teklifi. Kanun teklifinin metninde, Mahir Çayan isminin bazı örgüt yöneticileri de dahil olmak üzere kamusal hizmette kullanılan binalara, köprülere, aklınıza neresi gelirse verilmesi teklif ediliyor. Peki, kim Mahir Çayan? Mahir Çayan DHKP-C örgütünün kurucusudur, ideoloğudur, aynı zamanda eylemcisidir. Mahir Çayan politikleşmiş askeri savaş stratejisinin ideoloğudur. Nedir politikleşmiş askeri savaş stratejisi? Silahlı propaganda demektir. Silahlı propaganda nedir? Halkı silahlandırmak, gerilla savaşıyla birbirine kırdırmak, öldürerek otorite olmak demektir."

Bulut, bu kanun teklifini verenlerin, kendilerine "temiz siyaset" dersi vermeye hadlerinin olmadığını belirtti.

Bulut, "Ülkücüden mafya, mafyadan ülkücü olmaz. Ama Mahir Çayan'dan terörist olur, 'Mahir Çayan'ın mirasını 40 yıl taşıdım.' diyen Abdullah Öcalan'dan terörist olur, Abdullah Öcalan'ı kastederek 'Başkan Apo'nun heykelini her yere dikeceğiz.' diyen Selahattin Demirtaş'tan teröristin ağababası olur." diye konuştu.

Yargı reformuna ilişkin tüm tartışmaların vicdan süzgecinden geçirilerek dile getirilmesi gerektiğini belirten Bulut, reformun yapıcı, kalıcı ve samimi olmasını da istedi.

Bulut, "İdeolojik bir pencereden, yargının tek sorunu Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala'nın tutukluluğuymuş gibi, tüm tartışmaları bu alana sıkıştırmak suretiyle yapılacak hiçbir münakaşa, hiçbir münazara ve hiçbir teklifin, Türk milletinin kahir ekseriyeti karşısında anlamı yok. Dolayısıyla, vatandaşın gerçek sorunlarına döneceğimiz, vatandaşın yargıdan gerçek beklentilerine döneceğimiz, akla yatkın çözüm önerilerini bu parlamentonun üretmesi gerekiyor." diye konuştu.

- MHP ile CHP arasında "Çakıcı ve Çayan" tartışması

Bulut'un konuşması üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, "bu konuşmanın, "12 Eylül öncesi evlatlarını birbirine kırdıran konuşmanın temeli olduğunu" söyledi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da Mahir Çayan ile ilgili kanun teklifi vermenin "12 Eylül öncesi silahlı terör örgütlerinin mücadelesini günümüze taşımak" anlamına geldiğini ifade etti. Akçay, "Bir hakikat vardır, Alaattin Çakıcı terörist değildir. Fazlasıyla, 20 yıl cezaevinde kalmak suretiyle çekmiştir cezasını ne suç işlemişse. Hala bunun, sanki nefes aldırmayacak, su içirmeyecek halde birtakım aleyhine propagandalarla tahriklerini yapan da CHP oldu. Alaattin Çakıcı terörist değildir ama Mahir Çayan teröristtir. Şimdi, ben 'Öcalan teröristtir.' deyince HDP sıralarından tepki geliyor, onlar da terörist Öcalan'ın destekçileridir." sözlerini sarf etti.

- "Dünya ekonomisinin daraldığı bir dönemden geçmekteyiz"

MHP Konya Milletvekili Esin Kara, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgınının birçok alanda olduğu gibi küresel ekonomide de yakın tarihin en büyük tahribatını yaptığını dile getirdi.

Belirsizliğin üst seviyede olduğu, üretim ve tüketimin eş zamanlı düştüğü, milyonlarca insanın işsiz kaldığı, turizmden ulaştırmaya, hizmetten tedarike birçok sektörün ağır darbe aldığı, dünya ekonomisinin daraldığı bir dönemden geçildiğini anlatan Kara, sağlık harcamaları ve mali destek paketleri nedeniyle bütçe açığının arttığını kaydetti.

Kara, salgın sürecinin ekonomi üzerindeki etkisi kalkıncaya kadar vatandaşlara yönelik desteklerin devam etmesi gerektiğini de söyledi.

Dolaysız vergilerin tabana yayılması, döviz bağımlılığını azaltıcı önlemlerin alınması, sermaye piyasalarında derinlik oluşturma ve halka açılmanın kolaylaştırılmasının bütçeye yeni kaynaklar sağlayabileceğini belirten Kara, verimsiz kamu harcamalarının tasfiye edilmesi, kaynakların etkin kullanılması gerektiğini vurguladı. Esin Kara, kamu harcamalarında tasarruf sağlamak üzere kamu ihale ve sözleşme süreçleri iyileştirilerek, rekabetin artırılmasının önemine değindi.

- "Türkiye'nin, bölgesindeki gelişmelerden kendini soyutlaması mümkün değil"

MHP Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, küresel anlamda güvenliğin teminatı olması gereken BM, NATO ve AGİT gibi kuruluşların, bölgesel ve küresel barışın sağlanması ve anlaşmazlıkların çözümünde sınıfta kaldığını, kendilerine olan güveni büyük ölçüde yitirdikleri için tartışılır hale geldiğini ifade etti.

Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan gelişmelere dikkati çeken Vahapoğlu, "Bunlar olurken Türkiye ise PKK/KCK gibi sözde etnik motifli, FETÖ gibi istismarcı-istihbaratçı, DAEŞ ve El Kaide gibi İslami motifli, DHKP-C gibi sözde sol ideolojideki örgütlerle meşgul edilmektedir." dedi.

Dünyadaki 15 çatışma ve potansiyel risk alanının yarısının ya Türkiye'nin komşusu ya da tarihi ve kültürel ilgi alanı bulunan ülkeler olduğuna işaret eden Vahapoğlu, Türkiye'nin, bu bölge ve ülkelerle olan gelişmelerden kendini soyutlamasının mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki paylaşmaya seyirci kalmaması, Adalar denizindeki gelişmelere müdahalesi, Libya'da uluslararası kabul görmüş olan Libya Ulusal Mutabakat Hükümetiyle olan ilişkileri ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinden rahatsız olan çevrelerin Türkiye'ye karşı takındıkları tavrın ortada olduğunu dile getiren Vahapoğlu, "Akdeniz'de tatbikat adı altında deniz haydutluğu yapılmaktadır. Son iki ay içerisinde Türkiye'den kalkan ya da Türkiye'yle ilişkisi olan üç gemiye müdahalede bulunulmuştur. Bu olayların öncesinde ve sonrasındaki sanal alemdeki yayınlardan, ihbar mektuplarından, 'MİT tırları' olarak bilinen FETÖ operasyonundaki benzer bir kumpasın hedeflendiği görülmektedir." diye konuştu.

- MHP ile HDP arasında "Çakıcı ve Demirtaş" tartışması

MHP milletvekillerinin konuşmalarının ardından HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye'de kimin terörist olup olmadığına kişilerin değil hukukun karar verdiğini kaydetti. Selahattin Demirtaş ile Alaattin Çakıcı'nın aynı cümle içinde bile anılamayacağını ifade eden Beştaş, bunu kabul etmediklerini söyledi.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, kendilerinin de Demirtaş ile Çakıcı'yı asla mukayese etmeyeceklerini belirterek, "Çakıcı düşmanlığınız, işlediği suçlar nedeniyle değil; verdiği mücadele nedeniyledir. Demirtaş dediğiniz kişi, 'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz.' diyen kişidir. 'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz.' diyen kişi, teröristtir. Yine o Demirtaş diyor ki 'HDP, Öcalan'ın 20 yılını harcadığı bir projedir.' HDP, PKK'nın uzantısı bir partidir. Milletvekilleriniz, yöneticileriniz dahi ya Kandil'den ya İmralı'dan belirleniyor, sizin hiçbir iradeniz yok." karşılığını verdi.

Akçay'ın sözleri üzerine yeniden kürsüye gelen Beştaş, "Biz Çakıcı'ya düşman falan değiliz. Türkiye'de yaşayan hiç kimseye düşman değiliz. Biz suç işleyip işlemediğine göre, bu halka zarar verip vermediğine göre ve mahkeme kararlarına bakarız. Burada kimsenin bize konuşmalarımızı dikte etme hakkı ve haddi yoktur. Siz söylediniz diye bir yerleri kınamayacağız da desteklemeyeceğiz de hiçbir şey yapmayacağız." dedi.

Beştaş'ın, "Mahir Çayan da bu halkın evladı ve bir devrimcidir." demesi üzerine yeniden söz alan Akçay, "Mahir Çayan gibi bir teröriste burada övgüler düzmek terörist yanlısı olmaktır." ifadesini kullandı.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ise Akçay'a, "Çetelerin ve mafyaların istihdam sorununu çözdünüz. Milyonlarca işsizin istihdam sorununu nasıl çözeceksiniz? Katar'a, yüzölçümü kadar arazi satıldı, milliyetçi olarak buna söyleyeceğiniz laf yok. Onun için Mahir Çayan'a kadar gittiniz." diye seslendi.

MHP Grup Başkanvekili Akçay, partisinin bütün görüşlerini milletiyle paylaştığını vurgulayarak, "Diyorum 'Mahir Çayan terörist.', siz diyorsunuz 'kahraman.' Siz terörist destekçisisiniz." diye konuştu.

Akçay, bebek katili terör örgütü lideri Öcalan'a ilişkin sözlerine de Oluç'un cevap veremediğini belirtti.

Söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Turan da Oluç'un Katar'a toprak satışı konusundaki sözlerinin gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber