Kredi çekebilmek için bordroda oynama yapan memura hangi ceza verilir?

Danıştay Onikinci Dairesi, borçlarından dolayı kurumundan aldığı bordro üzerinde değişiklik yaparak kredi çekmeye çalışan memur hakkında verilen kamu görevinden çıkarma cezasının işlenen eylemin niteliğinden ağır olduğu gerekçesiyle iptal etti!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Mayıs 2021 14:01, Son Güncelleme : 21 Nisan 2021 17:48
Kredi çekebilmek için bordroda oynama yapan memura hangi ceza verilir?

Dava konusu olayda, veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan kişi daha önce yapmış olduğu kredi başvurularının maaşında icra olması nedeniyle gayriresmi yollarla komisyoncular üzerinden kredi çekmek için bordrosuna ilgililere teslim etmiştir. Komisyoncularla birlikte yeniden yaptığı kredi başvurusunda bordrosunda yer alan icra bilgileri silinerek maaşının yüksek gösterilmesi üzerine bu durum bankaca tespiti sonrası kurumuna yapılan bildirimle birlikte hakkında soruşturma başlatılmıştır.

Yürütülen idari soruşturma sonucunda, 657 sayılı Kanunun 125/E-(g) maddesinde yer alan, ''Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak'' eylemini işlediği gerekçesiyle hakkında Kamu Görevinden Çıkarma Cezası verilmiştir.

İlk derece ve Bölge İdare Mahkemesi, eylemin sabit olduğu gerekçesiyle idarenin işlemini hukuka uygun bulmuştur. Temyiz sonrası Danıştay Onikinci Dairesince bakılan davada; disiplin işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması ile ilgili önemli bir karar vermiştir.

Kararda özetle; disiplin suçuna konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi ve eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken bu adil dengenin "ölçülülük", "elverişlilik", "zorunluluk" ve "orantılılık" ilkelerine uygun olarak belirlenmesi gerektiği, bu çerçevede incelendiğinde, kişinin eyleminin disiplin yaptırımını gerektirdiği hususunda şüphe bulunmamakla birlikte davacının fiili ile verilen ceza arasında orantılılık bulunmadığı ve davacının kusurlu eyleminin karşılığı olan cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmış olduğu sonucuna varılarak işlemi bozmuştur.

T.C.

DANIŞTAY

12. DAİRE

Esas No: 2017/3137

Karar No: 2020/681

İSTEMİN KONUSU : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 14/06/2017 tarih ve E:2017/1865, K:2017/4075 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: .............. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E- (g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 19/01/2016 tarih ve 2016/5 Sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ............ İdare Mahkemesi'nin 22/11/2016 tarih ve E:2016/194, K:2016/760 Sayılı kararı ile; davacının, üzerinde gerçeğe aykırı olarak değişiklik yapılmış maaş bordrosunu kullanmak suretiyle bankadan kredi çekmeye çalıştığı yönündeki eyleminin, yapılan disiplin soruşturması ile sübüta erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, maaş bordrosu üzerindeki değişikliği kendisinin yapmadığı, bu değişikliğin kendisinin haberi olmaksızın komisyoncular tarafından yapıldığı, üzerinde gerçeğe aykırı olarak değişiklik yapılmış maaş bordrosunu kullanmak suretiyle bankadan kredi çekmeye çalışmak gibi bir eylemde bulunma yönünde kastının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, maaş bordrosu üzerinde komisyoncular tarafından değişiklik yapıldığından haberdar olduğunu, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde itiraf eden davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

..........Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacı, daha önce yapmış olduğu kredi başvurularının, maaşı üzerinde icra kesintisi olduğu için reddedildiği ancak acilen paraya ihtiyacı olduğundan bahisle, bu konuda kendisine yardımcı olacağını söyleyen ve gayrıresmi yollarla bankalardan kredi alınmasına aracılık eden komisyonculara başvurmuş ve kendisinden istenilen (2015 yılının Haziran ayına ait) maaş bordrosunu komisyonculara teslim etmiştir.

Komisyoncularla birlikte Ziraat Bankasının Ankara İlinde yer alan Bakanlıklar Şubesine kredi başvurusu yapan davacının, başvuru sırasında verdiği bordroyu teyit etmek isteyen banka görevlilerince, davacının görev yaptığı kurumdan maaş bordrosunun tekrar istenilmesi üzerine, bankaya teslim edilen maaş bordrosunda yer alan nafaka ve icra kesintileri ile diğer yasal kesintilerin silinmesi suretiyle maaş miktarının yüksek gösterildiği tespit edilmiştir.

Banka görevlilerince durumun, davacının kurumuna bildirilmesi üzerine de davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmış ve üzerinde gerçeğe aykırı olarak değişiklik yapılmış maaş bordrosunu kullanmak suretiyle bankadan kredi çekmeye çalıştığı yönündeki eyleminin sübut bulduğu sonucuna varılarak davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bakılan dava, bu işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E- (g) maddesinde, ''Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak'' fiilinin, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Kanun koyucu, kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla, bu hizmeti sunan kamu görevlileri için bazı kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disiplin suçuna konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge "ölçülülük ilkesi" olarak da adlandırılmakta ve ölçülülüğün alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.

"Elverişlilik ilkesi", öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, "zorunluluk ilkesi" öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını, "orantılılık ilkesi" ise, öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.

Dava konusu olayda, ekonomik sıkıntı içerisinde olması nedeniyle çeşitli bankalara yapmış olduğu kredi başvuruları, maaşı üzerinde icra kesintisi bulunduğu için reddedilen davacının, bu konuda kendisine yardımcı olacağını söyleyen ve gayrıresmi yollarla bankalardan kredi alınmasına aracılık eden komisyonculara başvurmasının ve bu kişilerce üzerinde gerçeğe aykırı olarak değişiklik yapıldığını iddia ettiği maaş bordrosunu kendisi yahut bu kimseler aracılığıyla kredi başvurusunda kullanmasının, disiplin yaptırımını gerektirdiği hususunda şüphe bulunmamakla birlikte davacının fiili ile verilen ceza arasında orantılılık bulunmadığı ve davacının kusurlu eyleminin karşılığı olan cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmış olduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 14/06/2017 tarih ve E:2017/1865, K:2017/4075 Sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, ( karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere ) 28.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber