Danıştay İDDK, memurlar açısından kritik bir karara imza attı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun vermiş olduğu karardaki yüz kızartıcı ve utanç verici hareket tanımının memurlar açısından hangi sonuçları doğuracağını izah etmeye çalışalım.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Ağustos 2021 13:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Danıştay İDDK, memurlar açısından kritik bir karara imza attı

Memurları yakından ilgilendiren kararda neler yer alıyor?

İdari Dava Daireleri Kurulu'nun memurları yakından ilgilendiren Esas No: 2020/951, Karar No:2021/369 No.'lu kararının uygulamada oluşturduğu sıkıntılar açıkça görülmektedir. Konunun İdari Dava Daireleri Kurulu'na kadar çıkması yargı mercileri arasındaki görüş ayrılığını da göstermektedir.

İlk derece mahkemesince, uyuşmazlıkta, davacı hakkındaki isnatlar, disiplin soruşturması dosyası ve adli yargıda görülen dava sonucunda almış olduğu mahkumiyet hükmü de dikkate alındığında, rüşvet alma suçunu işlediği hususu yargı kararıyla da sabit olan davacının, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın temyizinde Danıştay Beşinci Dairesi'nin 04/07/2017 tarihli ve E:2016/17488, K:2017/19757 sayılı kararında yer alan; Anayasa'nın 76. maddesinin 2. fıkrası ve 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 11/g-1 ve Kanun maddeleri uyarınca rüşvet suçunun yüz kızartıcı suçlar arasında sayıldığı, ancak, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde adli yargı yerince davacının fiilinin rüşvet suçunu oluşturmadığının tespit edildiği, bu nedenle fiilinin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) bendinde sayılan yüz kızartıcı suç olarak nitelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Diğer yandan, ceza mahkemesi kararlarıyla davacının, sübuta eren eyleminin yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle 10 ay hapis ve 4 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırıldığı ve soruşturma raporu ile dava dosyasındaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacıya isnat edilen işlem ve eylemlerin Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin D fıkrasının (c) bendinde düzenlenen "görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak" fiili kapsamında olduğu anlaşılmakla, davacının, anılan bent uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması gerekirken, davalı idarece suçun nitelendirilmesinde hata yapılarak devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesine yönelik işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu ret kararı bozulmuştur. Ancak, İdare Mahkemesi kararında ısrar ettiği için konu İdari Dava Daireleri Kurulu'na gitmiştir.

İdari Dava Daireleri Kurulu İdare Mahkemesi kararını uygun bulmuştur

Antalya ili, ... ilçesi Adliyesi'nde hizmetli olarak görev yapmakta olan davacı hakkında, yetkili olmadığı işleri yapma vaadiyle menfaat temin ettiği, rüşvet aldığı ve ehliyetsiz araç kullanmaktan hakkında savcılık tarafından idari yaptırım kararı uygulanan kişilerden Maliye'ye yatırmak üzere teslim aldığı paraları Maliye'ye yatırmayarak uhdesine geçirdiği iddialarıyla disiplin soruşturmasına başlanılmıştır.

Yürütülen disiplin soruşturması sonucunda, isnat edilen fiilleri işlediği sabit görülerek devlet memurluğundan çıkarma cezası teklifi ile davacının dosyası Adalet Bakanlığı'na gönderilmiş, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararı ile de getirilen teklif doğrultusunda fiilleri, memuriyet sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici olarak nitelendirilerek davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) bendi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, ayrıca disiplin soruşturmasına konu fiilleri kapsamında aynı zamanda Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca davacı hakkında kamu davası açılmıştır.

Ceza yargılaması sürecinde ilk olarak; ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacının, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan 10 ay hapis ve 4 gün adli para cezası, üç ayrı görevi kötüye kullanma suçundan üç ayrı 5 ay hapis ve yine ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, rüşvet suçundan ise 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, verilen kararın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısımlarının kesinleştiği, rüşvet suçuna ilişkin kısmının ise temyiz edildiği;

Davacının temyiz istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 77. ve 94. maddelerinin değerlendirilmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın mahkemeye iade edildiği, mahkemece usuli işlemler yerine getirildikten sonra yapılan yargılama sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacının rüşvet suçundan yine 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, kararın temyizi üzerine bu kez Yargıtay ... Ceza Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, davacının eyleminin rüşvet olmayıp, 6352 sayılı Kanun'la değiştirilmeden önceki haliyle Türk Ceza Kanunu'nun 255/1. maddesinde düzenlenen yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, nihayetinde, bozma kararı üzerine ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...,K:... sayılı kararıyla; davacının, sübuta eren eyleminin yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle 10 ay hapis ve 4 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek hüküm kesinleşmiştir.

Dava dosyasında mevcut soruşturma raporu ile tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, yetkili olmadığı işleri yapma vaadiyle menfaat temin ettiği, rüşvet aldığı ve ehliyetsiz araç kullanmaktan hakkında savcılık tarafından idari yaptırım kararı uygulanan kişilerden Maliye'ye yatırmak üzere teslim aldığı paraları Maliye'ye yatırmayarak uhdesine geçirdiği hususlarında sübuta eren fiillerinin, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket kapsamında değerlendirilerek devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçu memuriyetten çıkarma sebebi

Öte yandan, disiplin soruşturmasına konu aynı fiiller ile ilgili yürütülen ceza yargılaması sonucunda da davacının fiilleri sabit görülerek, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan 10 ay hapis ve 4 gün adli para cezası, üç ayrı görevi kötüye kullanma suçundan üç ayrı 5 ay hapis ve yine ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar da kesinleşmiştir.

Bu durumda, her ne kadar davacı fillerinin rüşvet suçunu oluşturmadığı Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla ortaya konulmuş ise de; yetkili olmadığı işleri yapma vaadiyle menfaat temin etme ve görevi kötüye kullanma fillerinin dava dosyasında yer alan rapor ve tanık ifadeleri ile sübuta erdiği ve ceza yargılamasında yer alan bilgi-belgeler de dikkate alındığında, söz konusu eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde belirtilen "memuriyetle bağdaşmayacak şekilde yüz kızartıcı ve utanç verici hareket" kapsamına girdiği sonucuna varıldığından, davacının, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

Görüleceği üzere, eğer disiplin cezası zamanaşımına uğramış olsaydı bu kişinin memuriyeti devam edecekti. Bu nedenle bu gibi durumlarla karşı karşıya kalınmaması için konunun mevzuat değişikliği ile kesin çözüme kavuşturulması gerekmektedir. İlgilenenler için konunun nasıl çözüleceğini 15.02.2021 tarihli yazımızda detaylı bir şekilde açıklamıştık.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber