Bilinenin aksine bir Türk ile evlenen her yabancı vatandaşlık alabilir mi?

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Şubat 2024 00:10, Son Güncelleme : 22 Şubat 2024 09:23
Bilinenin aksine bir Türk ile evlenen her yabancı vatandaşlık alabilir mi?

Olay
İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurunun 5901 sayılı Kanunu uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmişti.
Davacının başvurusu üzerine idarece yapılan tahkikat ve inceleme sonucunda davacının evlendikten sonraki hayatı ile ilgili olarak aile birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartları konusunda olumsuz bir durum tespit edilemediği gibi 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığını kazanmak için gerekli şartları da sağladığının anlaşılmıştır.
Uyarınca işleme dayanak alınan MİT Müsteşarlığı yazısının içeriğini ve dayanağını inceleyip değerlendirdikten ve davacı hakkındaki iddiaları somutlaştırdıktan sonra bir işlem yapılması gerekmekte iken takdir yetkisini bağlı yetki biçiminde kullanarak tesis olunan işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Danıştay 10. Daire: İdarenin takdir hakkı vardır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca başvuruda bulunan yabancıya yönelik olarak mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda Devletin geniş bir takdir hakkı bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir.

İDDK: İdarenin takdir hakkı vardır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle başvuruda bulunan yabancının, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına yönelik inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlığa alınmanın hükümranlık hakları kapsamında olması nedeniyle istemin kabul edilip edilmeyeceği hususunda Devletin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda bulunulması üzerine hakkında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, MİT Müsteşarlığınca Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirilmesi karşısında, davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/2372
Karar No: 2023/1014

İSTEMİN KONUSU:
. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:.., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı sayılı kararıyla;
Davacının başvurusu üzerine idarece yapılan tahkikat ve inceleme sonucunda davacının evlendikten sonraki hayatı ile ilgili olarak aile birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama şartları konusunda olumsuz bir durum tespit edilemediği gibi 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığını kazanmak için gerekli şartları da sağladığının anlaşıldığı, T.C. Anayasası'nın 41. maddesinin "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" başlıklı 1. fıkrasının "Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır" hükmü ve Kanun'un 1. fıkrasının "Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatları kurar." hükmü uyarınca, ailenin korunması konusunda Devlete düşen yükümlülükler göz önünde bulundurulduğunda, idarece olayda 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca işleme dayanak alınan MİT Müsteşarlığı yazısının içeriğini ve dayanağını inceleyip değerlendirdikten ve davacı hakkındaki iddiaları somutlaştırdıktan sonra bir işlem yapılması gerekmekte iken takdir yetkisini bağlı yetki biçiminde kullanarak tesis olunan işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2014/5245, K:2019/10158 sayılı kararıyla;
Türk vatandaşlarından, kanunların öngördüğü koşulları taşıyan herkesin evlenebileceği, bir Türk vatandaşının bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumuna ilişkin olarak, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin asgari koşullarının belirlendiği,
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca başvuruda bulunan yabancıya yönelik olarak mevzuatta aranan asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda Devletin geniş bir takdir hakkı bulunduğunun tartışmasız olduğu,
Uyuşmazlıkta, davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu başvurunun belirtilen şekilde incelenmesi sonucunda MİT Müsteşarlığınca Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirildiği dikkate alındığında; davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık; dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle .İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğu, yapılan inceleme sonucunda, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığınca davacının Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağı değerlendirildiğinden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ .'ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen İran uyruklu davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan 10/01/2011 tarihli başvurunun, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işlemi ile, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ''Yetkili Makam Kararı İle Türk Vatandaşlığının Kazanılması'' başlıklı 10. maddesinde, "Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.''; "Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler." hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümlerinden, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıyan yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı anlaşılmaktadır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle başvuruda bulunan yabancının, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına yönelik inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlığa alınmanın hükümranlık hakları kapsamında olması nedeniyle istemin kabul edilip edilmeyeceği hususunda Devletin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda bulunulması üzerine hakkında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, MİT Müsteşarlığınca Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirilmesi karşısında, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşımadığı anlaşılan davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin. İdare Mahkemesinin temyize konu. tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; . İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber