Bilinenin aksine bir Türk ile evlenen her yabancı vatandaşlık alabilir mi?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti.

Olay
İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının,
evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış olduğu başvurunun
5901 sayılı Kanunu uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmişti.
Davacının başvurusu üzerine idarece yapılan tahkikat ve inceleme sonucunda davacının
evlendikten sonraki hayatı ile ilgili olarak aile birliği ile bağdaşmayacak
bir faaliyette bulunmama şartları konusunda olumsuz bir durum tespit edilemediği
gibi 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığını
kazanmak için gerekli şartları da sağladığının anlaşılmıştır.
Uyarınca işleme dayanak alınan MİT Müsteşarlığı yazısının içeriğini ve dayanağını
inceleyip değerlendirdikten ve davacı hakkındaki iddiaları somutlaştırdıktan
sonra bir işlem yapılması gerekmekte iken takdir yetkisini bağlı yetki biçiminde
kullanarak tesis olunan işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Danıştay 10. Daire: İdarenin takdir hakkı vardır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 5901 sayılı Kanun'un 16.
maddesi uyarınca başvuruda bulunan yabancıya yönelik olarak mevzuatta aranan
asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme
ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği
hususunda Devletin geniş bir takdir hakkı bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararında ısrar etmiştir.
İDDK: İdarenin takdir hakkı vardır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle başvuruda bulunan yabancının,
5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına yönelik
inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlığa alınmanın hükümranlık
hakları kapsamında olması nedeniyle istemin kabul edilip edilmeyeceği hususunda
Devletin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda
bulunulması üzerine hakkında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, MİT Müsteşarlığınca
Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirilmesi karşısında,
davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka
aykırılık görülmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/2372
Karar No: 2023/1014
İSTEMİN KONUSU:
. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:.., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek
bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İran vatandaşı olan ve 01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşıyla
evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yapmış
olduğu başvurunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinin 1.
fıkrasının (c) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin iptali
istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı sayılı kararıyla;
Davacının başvurusu üzerine idarece yapılan tahkikat ve inceleme sonucunda davacının
evlendikten sonraki hayatı ile ilgili olarak aile birliği ile bağdaşmayacak
bir faaliyette bulunmama şartları konusunda olumsuz bir durum tespit edilemediği
gibi 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığını
kazanmak için gerekli şartları da sağladığının anlaşıldığı, T.C. Anayasası'nın
41. maddesinin "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" başlıklı 1. fıkrasının
"Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır"
hükmü ve Kanun'un 1. fıkrasının "Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle
ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını
sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatları kurar." hükmü uyarınca,
ailenin korunması konusunda Devlete düşen yükümlülükler göz önünde bulundurulduğunda,
idarece olayda 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca
işleme dayanak alınan MİT Müsteşarlığı yazısının içeriğini ve dayanağını inceleyip
değerlendirdikten ve davacı hakkındaki iddiaları somutlaştırdıktan sonra bir
işlem yapılması gerekmekte iken takdir yetkisini bağlı yetki biçiminde kullanarak
tesis olunan işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline
karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2014/5245, K:2019/10158 sayılı
kararıyla;
Türk vatandaşlarından, kanunların öngördüğü koşulları taşıyan herkesin evlenebileceği,
bir Türk vatandaşının bir yabancı ile evlenmesi halinde, yabancı olan eşin evlilik
yolu ile vatandaşlık talebinde bulunması durumuna ilişkin olarak, 5901 sayılı
Kanun'un 16. maddesi ile yabancının, Türk vatandaşlığını kazanmak için başvurabilmesinin
asgari koşullarının belirlendiği,
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle 5901 sayılı Kanun'un 16.
maddesi uyarınca başvuruda bulunan yabancıya yönelik olarak mevzuatta aranan
asgari şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin davalı idarece gerekli inceleme
ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlık isteminin kabul edilip edilmeyeceği
hususunda Devletin geniş bir takdir hakkı bulunduğunun tartışmasız olduğu,
Uyuşmazlıkta, davacının Türk vatandaşlığına alınması talebiyle yapmış olduğu
başvurunun belirtilen şekilde incelenmesi sonucunda MİT Müsteşarlığınca Türk
vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirildiği dikkate alındığında;
davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık;
dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği
gerekçesiyle .İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına
karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve
E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda
ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğu, yapılan inceleme
sonucunda, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığınca davacının Türk vatandaşlığına
alınmasının uygun olmayacağı değerlendirildiğinden tesis edilen dava konusu
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK H KİMİ .'ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
01/11/2007 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen İran uyruklu davacı tarafından,
evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan 10/01/2011 tarihli
başvurunun, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün
. tarih ve . sayılı işlemi ile, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının
(c) bendi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ''Yetkili Makam Kararı İle Türk Vatandaşlığının
Kazanılması'' başlıklı 10. maddesinde, "Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen
bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı
ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın
kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.''; "Türk Vatandaşlığının
Evlenme Yoluyla Kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı
ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı
ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını
kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi
halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına
karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza
ederler." hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümlerinden, 5901 sayılı Kanun'un 16.
maddesindeki şartları taşıyan yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere
başvuruda bulunabilecekleri, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk
vatandaşlığını kazandırmayacağı anlaşılmaktadır.
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle başvuruda bulunan yabancının,
5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına yönelik
inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, vatandaşlığa alınmanın hükümranlık
hakları kapsamında olması nedeniyle istemin kabul edilip edilmeyeceği hususunda
Devletin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda
bulunulması üzerine hakkında yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, MİT Müsteşarlığınca
Türk vatandaşlığına alınmasının uygun olmayacağının değerlendirilmesi karşısında,
5901 sayılı Kanun'un 16. maddesindeki şartları taşımadığı anlaşılan davacının
başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık
görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında
hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin. İdare
Mahkemesinin temyize konu. tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde
karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar
verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; . İdare Mahkemesince
verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen
temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından,
davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:.,
K:. sayılı ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.