Oğuztan: Ali Kalkancı'yı, Turgut Büyükdağ'ın yanında tanıdım

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 24 Aralık 2008 08:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ergenekon terör örgütü tutuklu sanıklarından gazeteci Ümit Oğuztan, 28 Şubat sürecinin önemli aktörlerinden Ali Kalkancı ile o dönemde patronu olan Turgut Büyükdağ kanalıyla tanıştığını anlattı.

Kalkancı'nın, 'Nefes' dergisinin sahibi Büyükdağ'ın yanına sık sık gelip gittiğini anlatan Oğuztan, "Kendisiyle bu dönemde tanıştık. '28 Şubat sürecinin başlangıcı olarak kabul edilen' Ali Kalkancı haberini yaptım." diye konuştu. Oğuztan ayrıca, Tuncay Güney'le gözaltına alındığı 2001 yılında Adil Serdar Saçan'ın başında olduğu Organize Suçlar Şubesi'nde 9 gün işkence gördüğünü anlattı.

Ergenekon terör örgütü davasının dünkü duruşmasının öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanıklardan gazeteci Ümit Oğuztan savunmasını yaptı. 1997 yılında 'Nefes' isimli dergide Ali Kalkancı ile ilgili ilk haberi yaptığını söyledi. Kalkancı'nın, un fabrikasını satın almak için patronu Turgut Büyükdağ'a gelip gittiğini, sakallı ve irticai görünümlü olduğunu ve bu şekilde bu şahısla tanıştığını aktardı. Kalkancı'nın muska yaparak genç kızları mağdur ettiğini söyledi.

Yaptığı haberle Türkiye'de pek çok insanın rahatsız olduğunu ve ardından da uzun süre işsiz kaldığını ifade etti. Kalkancı haberinin bedelini çok ağır ödediğini, malum basında ne eşcinselliğinin ne de homoseksüelliğinin bırakıldığını ifade etti. Bu sırada Büyükdağ'a ait TGS isimli firmadan da ayrıldığı ancak bir süre sonra patronu Büyükdağ'ın kendisini arayarak hata yaptığını söyleyerek kuracağı yeni derginin başına geçmesini istediğini anlattı. Strateji Dergisi'ni kurduktan sonra Akşam Gazetesi'ndeki arkadaşı Alev Çukurkavaklı'nın önerisi üzerine Tuncay Güney'le iş görüşmesi yaptığını anlattı. Güney'le yaptığı iş sözleşmesini mahkeme heyetine sundu. Güney'i 'son derece terbiyeli, cuma namazlarını kılan, boş vakitlerinde Kur'an okuyan benim gibi yetim birisi' şeklinde tanımladı. Veli Küçük de dahil olmak üzere herkesle görüşebildiği için işe aldığını, bunu da suç olarak görmediğini söyledi. "Veli Küçük, TSK'nın şerefli, haysiyetli bir generalidir." dedi. Savunmasının ilerleyen bölümlerinde ise Tuncay Güney'i yerden yere vurdu. Güney'in ifadesinde yer alan "Kuzey Irak'a silah götürdüm." beyanının gerçek dışı olduğunu öne sürdü: "Çünkü Güney, 'önemli adamlarla görüştüğü izlenimi vermekten hoşlanan, yüzsüz, geveze, sırnaşık' biriydi. Hasta mıdır, deli midir, birilerinin piyonu mudur?"

Adil Serdar Saçan işkence yaptı

2001'de Tuncay Güney'le birlikte kendisine polis süsü vererek sahte plakayla araba satmak suçundan yine Güney'in beyanları nedeniyle gözaltına alındığını ve İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ne götürüldüğünü söyledi: "Organize şubede çırılçıplak sonup, bir odaya konup gözümü bağladılar. 'Kimsin, nesin, anlat' dediler. En son doğma büyüme İstanbullu olduğumu öğrenince 'Ha sen Türk oğlu Türk'sün' deyip 'yıkın' deyip bana cereyan verdiler. Ben 2001'de yaşadığımı anlatırken utanıyorum. Bana 9 gün işkence yaptılar. Aylarca psikologda tedavi gördüm." Tuncay Güney de 2001 senesinde gözaltına alındığında emniyette işkence gördüğünü söylemişti. Oğuztan ayrıca, şehit Albay Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden'i Güney'in o sırada program yaptıkları Flash TV'ye getirdiğini, kendisiyle stüdyoda görüştüklerini ancak iddialarını haber değeri görülmediği için yayınlanmadığını ifade etti. Susurluk Komisyonu'na sunduğu 'Ergenekon raporlarının' dikkate alınmadığını ileri sürdü.

Ümit Oğuztan; 28 Şubat'ın psikolojik mimarı

Gazeteci-yazar. Kaleme aldığı müstehcen kitaplarla da tanınıyor. 28 Şubat sürecinde, Turgut Büyükdağ'ın sahibi olduğu Strateji Dergisi'nin genel yayın yönetmeniydi. Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ve Ali-Emire Kalkancı haberleriyle 28 Şubat sürecinin psikolojik altyapısının oluşturulmasında önemli rol oynadı. Tuncay Güney de Strateji Dergisi'nde yazı işleri müdürü olarak çalışmıştı. '28 Şubat'ın gizli kahramanıyım' diyen 'Sisi' lakaplı Seyhan Soylu ise JİTEM'in yayın organı olduğunu iddia ettiği dergi bünyesinde, 28 Şubat sürecinde 8 ay boyunca istihbarat çalışmaları yaparak, cemaatlere sızdığını anlatmıştı.

Büşra Erdal, Erkan Acar

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber