Batık bankacılara yirmi çeşit ödeme planı guzelde, kredi alana 'haciz' reva mı?

Haber Giriş : 01 Şubat 2005 16:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ben 2002 yılında ünversiteden mezun olan ve asgari ücretle çalışan bir kişiyim. Bu ay diğer binlerce kişi gibi öğrenim kresdisi ödenmelerim başlıyor. Dört yıl boyunca aldığımız para topu topu 900 milyon olamasına rağmen 2 milyarın üzerinde para ödememiz isteniyor. Aldığımız paranın geri ödemesini beyaz eşyaya endekslemişler. Öğrenim kredisini alırken imzaladığımız evrakta bu vardı, doğru. Fakat üniversiteye başladığımızda öğrenimimizi tamamlamak için bu parayı almak zorundaydık. Nasıl olsa mezun olunca işe girer öderiz diye düşündük. Fakat bitirdiğim bölümle alakasız bir işte asgari ücretle kıt kanaat geçiniyorum.

2002 yılına kadarki kriz döneminde beyaz eşya fiyatları sürekli ve azami olarak arttı ve bizim borç ödememizde bu artışlardan sonra kesildi. Son 1.5 yıldır beyaz eşya fiyatları düşmesine rağmen bizim ödeyeceğimiz taksitler 1.5 yıl önceki yüksek fiyatlar üzerinden hesaplandı.

Bizler borcumuzu ödemeyeceğiz diye bir şey söylemiyoruz. Fakat bu yüksek tutarı yine yüksek taksitler halinde ödememiz mümkün değil. Kendi mesleklerinde çalışan arkadaşlar neyse ama bizler gibi işsiz veya asgari ücretle çalışan bir insanın üç ayda 400 milyonluk taksitleri ödemesi imkansız. Asgari ücretle ay sonunu zor getirirken üç ayda 400 milyon arttırmamızı nasıl bekliyorlar? Üniversite okuduk ta suç mu işledik. Eğitimli bir insan olıp ülkemize hizmet etmek için bu paraları aldık. Bu işsizlik ortamında işsiz kalıp zaten cezalandırılmışken bir de böyle mi cezalandırılmamız gerekiyor? Ödemelerimizi yapmazsak hacizle karşı karşıya kalacağımızı söylüyorlar. Daha alcakları ne kaldıysa...

Cem Uzan ve diğer hortumcu ve devleti soyanların borçlarını ödemeleri için yirmi defa ödeme planı yapılırken onlara, "ödeyin de ne zaman ödeyin " denirken, yirmi otuz yıl vade verilirken, bizlere illaki 2 yıl içinde ödeyeceksiniz "ödemezseniz haciz gelir" denmesinin insani ve adaletli bir tarafı varmıdır?

Avrupa Birliğine girecek olan Türkiye'nin eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiği sürekli tekrarlanırken, bu yapılan uygulama eğitime vurulan bir darbe değil midir? Bu ülkede üniversite mezunu insana ve eğitime verilen değer bu kadar mıdır? Bu süreçte eğitime daha çok önem verilmesi gerekirken, eğitim için daha çok pay ayrılması gerekirken, eğitimli insanlara ihtiyaç duyulurken, bu yapılanlar Avrupa Birliği projesine ters düşmüyor mu?

Devlet dün bizlere el verirken şimdi kafamızı kesmek istiyor. Bizler ne hortumcuyuz ne de devleti soymaya çalışıyoruz. İsteğimiz borçlarımızın şimdiki düşük beyaz eşya endeksi üzerinden hesaplanması ve makul taksitlerle ödemenin bölünmesidir.

Şu anda Kredi yurtlar kurumu parasını tahsil edemediğini söylüyor. Bu imkansızlıklar içinde 400 milyonu kimse ödeyemez tabii ki. Üç ayda bir, yüz milyonluk taksitler halinde borcumuzu makul taksitlere bölseler hiç bir tahsilat sıkıntısıda yaşamazlar. Bizler de zor duruma düşmeyiz.

Bu memelekette derdimizi dinleyen kimseyi bulamıyoruz.
SAYGILARIMLA

Haber Gönder yoluyla yorumda bulunan: aliozturk29

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber