Anadolu Lisesi Sınavındaki çarpıklıklar

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Ocak 2010 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanlığı 19.09.2009 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar Ve Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi Ve Atamalarına Dair Yönetmeliği yayımlamıştır.

Bu yönetmelik yayımlanmadan önceki duruma bir bakacak olursak;

Bakanlık öncelikle 2005 yılında 2005/73 nolu genelge ile Anadolu Liselerine sınavsız öğretmen ataması yapmıştır.

Yargı bu atamaları hukuka aykırı bulduğu halde bakanlık atamaları geri almamıştır. Daha sonra sınavsız yapılan atamaların geri alınmasına yönelik mahkeme kararı çıkmış ve bakanlık atamaları geri almak zorunda kalmıştır.

İnsanlar 2005 ten beri çalıştıkları kurumlarından bakanlığın keyfi uygulamaları sonucu 2008 yılında ayrılmak zorunda kalmışlardır.

2005 yılında yönetmelikte hüküm bulunmamasına rağmen sınavsız atama yapan bakanlık 2008 yılında kazandığı tecrübe ile bu kez yönetmeliğe sınavsız atama yapılabileceği hükmünü koymuştur.

Bu da yargıya taşınmış ve yargı sınavsız atamayı iptal etmiştir. Bunun üzerine yine 2009 yılında yönetmelik hazırlığına girişen bakanlık öncelikle uygulama sınavı adında bir sınavı içeren taslağı sendikalara göndermiş ve görüş sormuştur.

Sorulan görüş üzerine fikirlerini beyan eden sendikalardan özellikle Eğitim-Sen sınavsız yapılacak atamaların yine yargıdan döneceğini bu taslağı kabul edemeyeceklerini açıkça vurgulamıştır.

Biz de konuyu Anadolu liselerine atamada sınavsız döneme doğru!... başlığıyla ele almıştık.

Oradaki cümleler:

?Eğer atamaları sınavla gerçekleştirmek mümkün ise uygulama bu yönde olmalıdır. Bunun dışında çözüm aramak Anadolu Liseleri üzerinde oyun oynamak anlamı taşıyacaktır. Bu oyundan kaybeden ise bin bir güçlükle sınavlara hazırlanarak bu okullara girmeye hak kazanan öğrenciler olacaktır. Burada akla gelen en önemli husus ?sınav kazanmak çok iyi öğretmen olmak mı demektir?? sorusunun cevabıdır ki; bu sorunun cevabına tam anlamıyla evet demek mümkün değilse de, ülkemiz şartlarında hile karışmadan yapılacak olan sınav en objektif, en mantıklı ve en uygulanabilir yöntemdir.

Çünkü sınav;

  • Öğretmenler arasında kayırmacılığın olmamasının,
  • Yargı kararları ile iptallerle karşılaşılmamasının,
  • Alan bilgisinin ölçülebilmesinin,

her yönden en geçerli ve kabul edilebilir yöntemidir.?

Şeklinde idi.

Tüm bu gelişmelere rağmen bakanlık sınavsız yönetmelikte ısrar etmiştir?

Evet, sınavsız yönetmelik diyorum. Çünkü sınavsız atama taraftarı olan bakanlık sendikaların tepkilerini bertaraf etmek, belki yargıdan dönüşü önlemek için yönetmeliğe sınav maddesini koymuştur, fakat sınavı kazanma puanının 40'a çekmiştir.

Bir öğrencinin (ilköğretim, Lise) bir dersi geçebilmesi için ortalaması en az 45 olması gerekirken, Anadolu Lisesi öğrencisinin sınıfı direkt geçebilmesi için ortalaması en az 3,00 yani puansal karşılığı 55 olması gerekirken bu okullara atanacak bir öğretmenin başarılı olabilmesi için 40 puanı uygun görmek hangi mantığa sığdırılabilir.

Bu puan sistemi en çok da öğretmenlerin tepkisini çekmiştir.

Bu yönetmelik sınavsız yönetmeliktir nedenini daha da açalım.

Bakanlık bu yönetmeliğe göre sınav açmıştır. Sınav sonuçlanmıştır.

Sınava 48.366 aday katılmıştır.

Bunlardan 40 barajını aşarak başarılı olan sayısı: 47.794'tür

Yani başarısız olan sayısı sadece: 572'dir.

Yani başarı yaklaşık %99...

Şimdi bu duruma göre bu yönetmeliğin sınava dayalı olduğunu söylemek mümkün müdür?

Peki, eski uygulama olan sınavı kazanma puanının 60 olduğu durumda bu tablo nasıl olmaktadır?

Sınava katılan aday sayısının 48.366 olduğunu tekrar hatırlattıktan sonra,

60 ve üzeri puan alan aday sayısı: 33.706

Yani başarı yaklaşık %70.

Şimdi bu istatistiğe siz bakın ve durum değerlendirmesi yapın. Bu yönetmelik sınava dayalı bir yönetmelik midir?

Sakın ola ki sınavdan yüksek alan atanacak kandırmacasına girmeyelim çünkü sınav puanının yanı sıra Ek?2 Değerlendirme formu atamalarda esas alınacaktır.

Anadolu Lisesine İlk Defa atanacaklardan mail bombardımanı?

Yukarıda açıkladığımız hususlara göre atama bekleyen ve 8 Şubat 2010 da başvuruları yapılacak atamalarda il dışı isteklerin açılmasını talep etmektedirler.

Hakları da yok değil çünkü sınav yapmışsanız ve sınav ile değerlendirme kriterlerine güveniyorsanız atanma puanı en yüksek olan kişilerin istedikleri, başarılı olacaklarına inandıkları kurumlarda çalışmalarına engel olmamalısınız.

Örneğin Sınavdan 93 ile en yüksek puanı alan;

Adana, Bitlis, Nevşehir, Trabzon illerinde çalışan öğretmenlerimizi bu illerde Anadolu, Fen lisesi sayısı az ise ya da kadrolar dolu ise atanamamakla karşı karşıya bırakmamalısınız.

Eğer yaptığınız yönetmelik ya da işe güvenmiyorsanız o zaman bir diyeceğim yoktur.

Bir şeyi gerçekten merak ettiğimden soruyorum. Sayın bakanımız Nimet ÇUBUKÇU Şubat atamasın kaldırmıştır eğitim öğretim aksamasın diye. Peki, Anadolu, Fen Liselerine öğretmen atama takvimi 08?19 Şubat olarak belirlenirken eğitim öğretimin aksayıp aksamayacağını hiç düşünemediniz mi?

Yoksa Anadolu, Fen Lisesi öğrencileri zekidir bir süre öğretmensiz yapabilirler diye mi düşündünüz?

Bence yeniden gözden geçirin ve yarıyıl tatilinde bu işi tamamlayınız? Bunu yapmak çok zor değil.

Aslında asıl tartışılması gereken okulların gerçekten Anadolu gibi sıfatlarla ayrılması gerekir mi? Ya da öğretmenlerde de bu ayrıma gitmek ne kadar doğrudur? Konularıdır. Bu cümleyi düşünenlerin bakanlığın tüm okulları Anadolu lisesi yapmaya çalıştığını hatta ve hatta ilk etapta il milli eğitim müdürlerine 2010-2011 öğretim yılına girerken Anadolu Lisesi sayısının düz lise sayısından fazla olması hedefini koyduğunu hatırlatmak isterim.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber