Kadına şiddette imamlar devreye giriyor: Yüz bin imam eğitilecek/ Video

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 30 Aralık 2010 13:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bakan Kavaf NTV'de açıkladı: Kadına şiddeti bitirmek için 40 bin polis, 59 bin sağlık çalışanı, 326 hakime eğitim verdik, dört yıl içinde 100 bin imama eğitim verilecek. TOKİ kadınlara ev yapacak.

- Ayşe Paşalı'nın Ankara'da eski eşi tarafından sokak ortasında öldürülmesi Başkent'i sarstı. Hükümet kadına yönelik şiddetin durdurulması için harekete geçti, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf yeni düzenlemenin ayrıntılarını NTV yayınında açıkladı.

Kavaf, NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı:

Nilgün Balkaç: Ayşe Paşalı cinayeti gibi örnekleri çin nasıl bir düzenleme yapılacak. Yasal düzenleme olduğu anda tüm bunlar bitecek mi?

Bakan Kavaf: Ayşe Paşalı'nın yürek burkan, insanın içini acıtan görüntüsü gazetelerde ve televizyonlarda yer aldı. Bu aynı zamanda kadına yönelik şiddetin utanç vesikasıdır, şiddetin her türlüsünü reddediyoruz. Bu bir insanlık suçudur, tasvip edilecek mazeretlerle esnetilecek bir tarafı olamaz.

2005 yılında öncelikle Türk Ceza Kanunu değiştirildi. Daha önce töre ve namus cinayetinde tahrik sebebiyle suçu işleyene hafifletici sebeplerden indirim yapılıyordu. Yapılan düzenlemelerle bu ortadan kaldırıldı, idamdan sonraki en ağır ceza, müebbet getirildi.

2007'de kanuna ek yapıldı, artık mağdurun şikayeti gerekmiyor, dışardan üçüncü şahısların şikayeti üzerine de savcılık soruşturma açabiliyor. Dayakçı kocaya evden uzaklaştırma cezası verilebiliyor, psikolojik tedavi öneriliyor ve reddediyorsa hapis cezası takdir edilebiliyor.

Aralarında hukuki evlilik bağı sona ermiş kişiler aile tanımının dışında olduğu için, ölüm tehlikesi altında bulunan ve mahkemeye başvuran kadınla ilgili koruma kararı verilmemiş olabilir. Aile mefhumu dışında da herhangi bir kişi hayati tehlike olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunursa savcılık koruma kararı alabilir. Ama biz yine de boşluk olabilir diyerek çalıştık, hukuki evlilik bağı sonlandırılmış olan eşler için de koruma kararının alabilmesini kolaylaştıracak yeni bir düzenlemeyi gerçekleştirdik. En kısa sürede Meclis gündemine getireceğiz.

100 BİN İMAMA EĞİTİM VERİLECEK

Nilgün Balkaç: Cezalar mı artırılıyor?

Bakan Kavaf: İki yöntem var. Doğrudan kadın savcılığa başvurarak koruma talep edebilir ya da 7/24 hizmet veren alo 183 hattımız var, bizi ararsa emniyetten bir görevli ile kadını bulunduğu yerden alıyoruz. Konukevlerimizde barındırıp bu arada savcılıktan kadınla ilgili koruma kararı çıkarabiliyoruz, bu zaten var.

Artık kendi evinde ya da kocası ile paylaştığı evinde kalması mümkün olmayan kadınların barındığı konukevleri var. Buralarda kadınlarımızı çocukları ile birlikte barındırıyoruz.

Bir kısım değişimler ancak süreç içinde zihinsel olarak yaşandıkça gerçekleşiyor. Yasayı bugün çıkardınız ertesi gün hemen içselleştirmesi mümkün değil. Türkiye beş yıl önceki Türkiye değil, zihinsel dönüşümün gerçekleşmesi eğitimle mümkün. Bunun için de Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Diyanet ile yaptığmız protokoller var.

Şiddete uğrayan kadına ilk müdahele edecek kolluk kuvvetleridir. Polisin duyarlılığını artırmak için düzenlediğimiz eğitim programlarına 40 bin 500 polis katıldı. 59 binden fazla sağlık personelini eğittik. 326 aile mahkemesi hakimine eğitim verdik.

Diyanet'le protokol yaptık, 2015'e kadar 100 bin din görevlisini eğitmeyi planlıyoruz. Taşrada din görevlileri kanaat önderidir, bu konuda halkı ve insanları etkileme potansiyeli yüksek insanlardır. Eğitime yapılan yatırım uzun vadelidir. İnsanı şekillendirmek, yönlendirmek kısa vadede yapılan bir şey değil.

Cezaları artırmaya yönelik bir düzenleme yok önümüzde. Ama 2005 yılından itibaren TCK'da yapılan düzenlemelerde cezai yapıtrımlar zaten verilebilecek en ağır cezalara dönüştürülmüş durumda.

SONUCA MÜDAHALE EDEBİLİYORUZ

Nilgün Balkaç: Siz Devlet Bakanı olarak çok fazla tepki alabiliyorsunuz. Siz Selma Aliye Kavaf olarak ne hissediyorsunuz?

Bakan Kavaf: İnsan hayatı çok değerli, hiçbir insanın saçının teline dokunulmamasını, zarar görmemesini arzu ederim. Elbette üzülüyoruz ama yeterli değil.

Ama tabii eleştirilerin de biraz insaflı olması gerekir. Ben Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), kadının statüsü, aile ve özürlüler idaresi ile ilgilinen devlet bakanıyım.

Ayşe Paşalı gibi kadınlar zarar görüyor, biz sonuca müdahale ediyoruz, çocuklarını koruma altına alıyoruz. Tedavi ettiriyoruz, psikolojik destek veriyoruz. Yine özürlülere bakamayan vatandaşın özürlüsüne bakması için ücret veriyoruz, yine alıp ömrünün sonuna kadar bakılmasını sağlıyoruz. Biz sonuçlara müdahil olan bir bakanlığız.

Bunlar yeterli mi? Daha fazlası olabilir elbette, bunun için de çalışıyoruz ama sonuçta politika oluşturan ve bunların hayata geçirilmesini koordineli olarak ilgili bakanlıklarla sağlayan bir bakanlığız. Koordineli çalıştığımız bakanlıklar İçişleri, Adalet, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Beş bakanlık koordineli çalışıyoruz ama burada asla yanlış anlaşılmasın, bütün bakanlıklarımız ellerinden geleni yapıyorlar. Ama eğer bir ihmal, boşluk varsa hepsinin faturası bize çıkıyor.

ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM BİR ANDA SÖYLEDİM...

Nilgün Balkaç: Eteğimden aşağı çekiliyorum dediniz...

Bakan Kavaf: Çok üzüldüğüm, duygularımı kontrol edemediğim bir anda söyledim. Eleştiriler tek bir noktada, biraz da insaf sınIrlarını zorlayarak yoğunlaşınca insan onu da düşünebiliyor.

Nilgün Balkaç: Kadın olmanın verdiği zorluklar oluyor mu?

Bakan Kavaf: Bakanlık bakanlıktır, ayrılmak istemem. Sonuçta bakanlık bir sorumluluktur. Kadın da yapar erkek de ancak tabi şöyle bir algı olabilir: Kadınların bu alanda sayısı az olduğu için kadını yıpratmak daha kolay gibi algılanabilir.

Nilgün Balkaç: Torba yasa neler getirecek?

Bakan Kavaf: Anayasa değişikliğiyle 10. maddeye ek yapıldı. Kadınlar, çocuklar, şehitlerin dul ve yetimleri ile engellilerle ilgili pozitif ayrımcılık yapılmasının önü açıldı. Yeni getirilecek düzenlemeler anayasanın eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacak.

Özürlüsüne evden bakana asgari ücret ödüyoruz, evde birden fazla özürlü olabilir, ailenin geliri olabilir. Biz bunlara da ödüyoruz özürlü bakım ücreti ancak şartı var. Asgari ücretin üçte ikisinden az olması gerekir. Bu yapılmamıştı. Özürlülük sosyal statüsü ne olursa olsun yaşanması zor bir durum. Genellikle alt gelir grubunda özürlülük daha yaygın, aileye getirdiği ekstra yük var. Biraz daha ratlatmak için asgari ücretin üçte ikisinden az olması şartı değil de eğer gelir varsa dahi bir asgari ücret kadar olması uygun olur diye düşündük. Böyle bir düzenlememiz var.

Sıfırdan her yaş grubundaki insanların hayatta kimsesi kalmamış olsa bile ömrünün sonuna kadar bakımının yapılacağı, aynı zamanda kendisi ile ilgili bir takım işlerin de üstlenileceği bir düzenlemeyi gerçekleştiriyoruz.

Yine 0-18 yaş çocukları için çocuk evlerimiz var, bunu hayata geçirmiş durumdayız.

PERSONEL İHTİYACIMIZ VAR

Nilgün Balkaç: Gazetelerde 'YİBO'larda aç çocuklar' haberleri yer aldı...

Bakan Kavaf: YİBO'lar SHÇEK diye de yazmış, Meclis araştırma komisyonunu raporunu zaten almıştık. YİBO'lar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Bakanlığımız oradaki çocuklarımızın en iyi şartlarda eğitim için gerekeni yapıyor.

Evet personel sıkıntımız var, söylüyoruz bunu. Gidermek için de imkanlar ölçüsünde yeni personel alıyoruz. Ancak iki yıl öncesi ile karşılaştırırsak 40 veya 30 çocuğa bir bakım elemanı düşerken bugün 13 çocuğa bir bakım elemanı düşüyor şimdi. Yaklaşık 6 özürlüye de 2 eleman düşüyor. Biz yine de uzman eleman, psikolog ve sosyolog alımını sürdürüyoruz.

Ev başka bir şey, toplu olarak yaşanan mekanlar başka. Evde herşey elinizin altındadır, ulaşırsınız. Ama bu yurt tarzı yaşanılan yerlerde ev düzeni yok. Yani mutlaka orada mutfak var, yiyecek var. Bu çocuklara aylık harçlık da veriliyor. Ama büyüme çağındaki çocuklar, yani yetmiyor da olabilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber