Patron'un (Başbakan Erdoğan) Çin seddi: Danışmanlar

Haber Giriş : 01 Nisan 2005 10:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Can DÜNDAR/Milliyet

Ama her 'patron' gibi onun da ekibi var. Egemen Bağış, her an yanı başındaki isim. Ömer Çelik, 'Çin Seddi'nin mimarı olarak gösteriliyor. Davutoğlu ve Avcı, Erdoğan'ın stratejistleri

Erdoğan, kendisine "çetin ceviz" diyenlere sert kabuğunun altında tatlı sert bir yemiş olduğunu gösterdi dün...
Rabat'taki basın toplantısında üslubu yumuşak ama mesajları sertti ve satır aralarında pek çok çevreye mesaj vardı:
Giden AKP'lilere: "Beni çok ararsınız."
ABD'ye: "BM ve NATO çerçevesi dışında İncirlik'i kullanamazsınız."
Genelkurmay'a: "Irak politikasında ortak olduğumuzu açıklamakta geç kaldınız."
İşadamlarına: "Beni iş bağlayan adam durumuna düşürmeyin."
Milletvekillerine: Yatmayın, çalışın. Meclis'e devamlılık isterim."
Derin devlete: "Sizin düğmeniz varsa, benim de var."
Basına: "Bana ulaşamadıklarını söyleyenlerin kendileri ulaşılmaz."

Tekel sevmem
Son sözlerin muhatabının, "Erdoğan ulaşılmaz oldu" diye yazan Nazlı Ilıcak olduğu belliydi.
Erdoğan'ın yakın çevresi, bu tepkinin asıl nedeninin gazetecilik görüntüsü altında özel iş takip eden medya patronları olduğunu fısıldadı. Sinirlenmeden "Kimse bana duvar örmüyor. Tekelciliği sevmem. Kolektif aklı kullanırım" dedi. Sonra "1. tekil şahsı" bırakıp yeniden kendinden "1. çoğul şahıs"la bahseden üslubuna geçti:
"Biz dayatmacı olmadık, olmaya da niyetimiz yok. İstişareye, müzakereye inanırız. Arkadaşların kanaati oluşmadan kanaat oluşturmayız" dedi. Bu sözler gözleri hepten "kendisine Çin Seddi ördüğü" söylenen yakın çevresine çevirdi.

'Patron'un adamları
Kendisi aksini savunsa da Başbakan Erdoğan, tarz olarak bir "tek adam" görüntüsü veriyor.
Yakınları ondan söz ederken "Patron" diyor.

Ama her "patron" gibi onun da "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını söylediği bir ekibi var. Yurtdışı gezilerde bu ekibin rol dağılımı daha net gözleniyor.
Başbakan'ın gezilerine genelde ilgili bakanlar katılıyor.

Mağrip gezisinde Sanayi Bakanı Ali Coşkun ve Tarım Bakanı Sami Güçlü vardı.
Gezideki bakanlar değişebiliyor; ancak "yakın kadro" pek değişmiyor.

İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, her an Başbakan'ın yanı başındaki isim, çevirmenliğini de yapıyor. Resmi görüşmelerde onun dudağıyla Başbakan'ın kulağı arasındaki mesafe hepten daralıyor. Rabat'taki basın toplantısında Erdoğan'ın kulağına "9.9" diye fısıldadıktan sonra Başbakan bu yılki büyümenin 9.9 olduğunu açıkladı.
Adana Milletvekili ve bir numaralı başdanışman Ömer Çelik, Nazlı Ilıcak'ın "Çin Seddi"nin mimarı olarak gösterdiği isim... Danışmanlar içinde en az ortada görüneni... Ama etkisiyle görünürlüğü arasında ters orantı var. Basın toplantısında Başbakan'ın önüne not yollayan iki isimden biri... Diğeri Ahmet Davutoğlu...
Davutoğlu, ekibin "sakin güç"ü... Hükümetin stratejisti... Herkesin "hoca"sı... Tunus'taki Osmanlı varlığından, müzedeki mozaiklerin nereden geldiğine kadar her bilgi "O bilir" diye ona soruluyor. "O", gerçekten de biliyor.

Mücahit Aslan, "Erdoğan'ın gizli kasası" olarak tanınıyor. Kendisi bunu yalanlıyor. Ankara İletişim mezunu... AKP kurucusu... Belediyeden beri, "iyi günde, kötü günde" Erdoğan'ın yanında... Başbakan'ın arabasına binebilen nadir isimlerden... Heyetin, varlığını hiç hissettirmeyen, etkili müdavimlerinden...
Prof. Nabi Avcı da Başbakan'ın saygı gösterdiği isimlerden... İletişim danışmanı... Medya stratejisti..

Basın Müşaviri Ahmet Tezcan, basınla Erdoğan arasındaki köprü -kimileri için de barikat... Gazetecilikten danışmanlığa geçti. Bir gün Başbakanlık'taki anılarını yazarsa Türk basınının hiç tanımadığımız yönleriyle tanışmamız muhtemeldir. Aslında koca bir bölük olan Başbakanlık korumaları, dış gezilerde bir manga ile temsil ediliyorlar. Korumaların başındaki yakın koruma Maksut Karal, Erdoğan'ın her fotoğraf karesinde hemen yanı başında görünen isim... Terörle mücadeleden gelme...

Erdoğan'ın doktoru Koray Gürsel de heyette... Başbakan sağlıklı ve dinç görünüyor. Gezilerin ağır temposuna dahi dayanıklı... Ama yakından izleyenler 2 yıl öncesine kıyasla bir parça çöktüğünü düşünüyor. Çağatay Kılıç, özel kalem müdür yardımcısı... Çok genç... Yurtdışında daima yanında... 3 dil biliyor. Yurtdışı tecrübesi var. İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli tespihiyle geziyor, ama pek ortada görünmüyor. O da belediyeden beri yanında... Konuşmalarını yazanlar arasında... Ve heyetin en ilginç isimlerinden biri: Fahrettin Özdemir... Gazeteciler arasındaki adı "Çeşnicibaşı..."
Başbakan'ın yediklerinden o sorumlu... Mönüyü denetlemek, tatmak, onaylamak onun görevi... Elinde çoğu zaman "meçhul" bir çantayla dolaşıyor. Çantada sindirim için karışımlar olduğu rivayet ediliyor. O da belediye kadrosundan...
Başbakan'ı etkileme gücü olduğu varsayılan bu çekirdek kadro, çoğu zaman Erdoğan'a ulaşmak isteyenlerin kuşatması altında yaşıyor.

Diplomatlara mesafe
Gelelim diplomatlara:
Onlar yalanlasa da ekibin siyasileriyle bürokratları arasında bir mesafe seziliyor. Toplantılarda siyasi kadro ön plandayken, bürokratlar birkaç adım geride duruyor...
Rafet Akgünay Türkiye'nin Pekin büyükelçisiydi. Döndükten sonra Başbakan başdanışmanı oldu. O da Dışişleri'ni temsilen genç bir kadro ile gezideydi. Başbakan'ın dış politikaya dair metinlerini onlar hazırlıyor. Ancak görebildiğimiz kadarıyla Başbakan o metinlere bir göz atıp, kendisi irticalen konuşmayı tercih ediyor. Başbakan'ın siyasi metinlerini yazan ayrı bir kadro var. Onlardan ikisi de gezideydi.

Fuat Tanlay Dışişleri protokol genel müdür yardımcısı... Ona bağlı Ziyaretler Şubesi, bütün yurtdışı gezilerde ya da kabullerde seferber oluyor. Güven mektubu sunuşlardan tutun da gelen yabancı konukların eşlerini ağırlamaya kadar uzanan ağır bir işi 7 kişiyle yapıyorlar. Mağrip gezisinde de kan ter içinde koştururken gördük Tanlay'ı... Tarım Bakanı'na benzerliği dolayısıyla, zirai konularda gelen sorular da cabası...

Ve metin yazarları
Yalçın Akdoğan ve Mustafa Şahin... Başbakan'ın metinlerini, onun sözcüklerini ve kavramlarını kullanarak kaleme alıyorlar. Bu metinleri ilkin Nabi Avcı gözlüklerini kaldırıp okuyor, diğer danışmanlar inceliyor, bazen Erdoğan da göz atıyor ve "Ulusa Sesleniş" gibi konuşmalarında metne sadık kalarak okuyor. Kimi zamansa metni cebine koyup istediği gibi konuşuyor.

Bu ekip Başbakan'ın yakın çalışma grubu... Bu kadroya, tercümanlar, bakanlık görevlileri, diplomatlar ve müşavirler, TOBB görevlileri, onun anlaşmalı turizm firması İstmar'ın 10 kişilik ekibi, 100 işadamı ve bu gezideki 42 basın mensubu da katılınca Erdoğan'ın heyeti, en az 300 kişilik bir orduya dönüşüyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber