Ankara Barosu'ndan başörtüsüne ilişkin tarihi yorum

Haber Giriş : 07 Mayıs 2005 01:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nde sanık olarak yargılandığı bir davaya başörtüsüyle geldiği için mahkeme salonundan atılan avukat Hatice Hasdemir hakkında Ankara Barosu Yönetim Kurulu önemli bir karar aldı.

07 Mayıs 2005 00:46

Hasdemir'in disipline sevk edilmesi için yapılan müracaatı reddeden baro, gerekçesini de açıkladı. Hasdemir'in sanık olduğu davaya başı açık katılmak zorunda olmadığı belirtilen kararda, laiklik ilkesinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda da önemli tespitler yapıldı: ?Laik devlet, kendini dinle temellendirmeyen ve vatandaşları arasında vicdanî, dinî kanaatlerine göre ayırım yapmayan, din ve dindarlar üzerinde baskı kurmayan devlettir.?

Yönetim kurulunun laikliğe son derece duyarlı olduğunun vurgulandığı kararda, konunun Türkiye'de genel olarak yanlış anlaşıldığına dikkat çekildi. Laikliğin, sadece din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve yine toplumsal ve kültürel alanın bütünüyle dinî tezahürlerden arındırılması olarak algılanmaması gerektiğine işaret edildi. Kararda daha sonra şu görüşlere yer verildi: ?Devlet bütün inançlara karşı aynı uzaklıkta durmalıdır. Sosyal yaşamın eğitim, aile, ekonomi, hukuk, görgü kuralları, kıyafet vb. yönleri din kurallarından ayrılarak, zamana, yaşamın gerçekleri ile gereklerine göre belirlenmelidir. Laik değerler sadece düzene, rejime ve sisteme ilişkin alanda biçimsel demokrasinin işlemesi ve hukukun şeklen var olması ile sınırlı değildir. Aksine laiklik, toplumsal yaşamı bir arada tutan, toplumun demokrasi, hukuk ve özgürlükler temelinde bir arada yaşamasını ve varlığını sürdürmesini sağlayan en temel ilkedir. Laik devlet, kendini dinle temellendirmeyen ve vatandaşları arasında vicdani, dinî kanaatlerine göre ayırım yapmayan, din ve dindarlar üzerinde baskı kurmayan devlet demektir.?

Hatice Hasdemir'in avukatlık mesleğinin icra edildiği alan ve mekanlar dışında türban takıyor olmasını avukatlığın gerektirdiği saygı ve güvene aykırı bir eylem olarak görmeyen baro, başörtüsü gerekçesiyle disiplin uygulamasının yanlışlığını ise şu sözlerle dile getirdi: ?Aksi bir durum, avukatın mesleği dışında özel/mahrem her alanın içinde türban takıp takmadığının takip edilmesi ve kullandığının tespit edilmesi durumunda disiplin soruşturması açılması sonucunu doğuracaktır. Özel yaşama, insanı insan yapan en temel haklardan olan seçme hakkına ve bunun yanı sıra din ve vicdan özgürlüğüne müdahale niteliğinde olan böyle bir yaklaşım benimsenemez. Bunun örneklerine ancak faşist, otoriter rejimlerde rastlanır.? Kamu hizmeti verenlerin kılık kıyafet yasağına hukuken uyması gerektiği ifade edilen gerekçeli kararda, kamu hizmeti alanların böyle bir yükümlülüğünün olmadığı, türbanlı sanığı duruşma salonundan çıkarmanın ise yargıcın kendi inisiyatifinde bulunduğu vurgulandı. Kararda ?Mahkeme başkanının görevinin bittiği bu noktadan sonra, şikayetli avukatın bağlı olduğu baronun laiklik adına, meslek kurallarına aykırı davranmak adına, avukatların kılık kıyafetine aykırılık adına disiplin kovuşturması açmaya hakkı ve yetkisi yoktur.? denildi.

Hasdemir'le ilgili Ankara Barosu'nun aldığı gerekçeli karara, 3 üye muhalefet etti. Avukat Aynur Özkan'ın karşı oy gerekçesinde, Hasdemir'in sanık sıfatıyla katıldığı duruşmada avukatlık meslek kurallarının itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorunda olduğu savunuldu. Özel hayatında da buna özen göstermesi gerektiği ileri sürüldü.

Ancak Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar ile birlikte 7 üye avukat Hatice Hasdemir lehine oy kullandı. Verilen kararda, Hasdemir'in türbanlı olarak sanık sıfatıyla duruşmaya katılmasının Avukatlık Yasası ile meslek kurallarına aykırılık kapsamında değerlendirilmesinin hukuka ve vicdana uygun olmadığı vurgulandı. Disiplin kovuşturması açılmasına gerek görülmediğinin altı çizildi.

ZAMAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber