İşte CHP'nin Görüşü: Sözlü Sınav Devam Etsin

Adalet Bakanlığındaki memur alımlarında sözlü sınavın kaldırılmasına ilişkin dün iki adet haber yayımlamıştık. Bu haberlerde, sözlü sınavın getirdiği torpil iddiaları çok açık olarak yer almaktaydı. Ancak, Meclis Genel Kurulunun dünkü birleşiminde CHP Grubu adına söz alan Sayın Halil Ünlütepe, "memur alımlarındaki sözlü ve uygulamalı sınavın ne kadar yerinde bir uygulama olduğunu" belirterek bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. "Bir ana muhalefet partisi vekilinin gündemden kopuk olması ancak bu kadar olur" şeklinde düşünmemek elde değildir. Sayın veklin dün meclis zabıtlarına da geçen konuşmasını görmek için başlığa tıklayın.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 29 Haziran 2005 12:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Meclis zabıtlarında yer alan kayıtlar aşağıda yer almaktadır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda değişiklik yapan 951 sıra sayılı kanun tasarısının 36 ncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubumuz adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu maddede, adalet komisyonlarının görevleri belirtilmektedir. Adalet Komisyonu nedir; öncelikle onu açmak istiyorum. Her yargı bölgesinde yeteri kadar adalet komisyonu kurulur ve bu da Hâkimler ve Savcılar Kanununun 113 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Adalet Komisyonu, üç üyeden oluşur; o bölgede varsa ağır ceza mahkemesi başkanı, en kıdemli yargıç ve cumhuriyet başsavcısından oluşur. Peki, bu komisyon üyelerinden ikisinin tespitini kim yapar: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapar; dolayısıyla, bu görevlendirmedeki ana etken, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun bunu tespit edebilmesidir. Adalet Komisyonunun görevlerinden en önemlisi, bu adliyelerde, her gün beraber olduğumuz, birlikte çalıştığımız, bu mesleği yürüttüğümüz dönemde, yardımcı personeli göreve almak; cezaevlerindeki, tutukevlerindeki personeli göreve almak; yani, yardımcı personelin göreve başlamasında ve alınmasında, en önemli etkenlerden birisi de -ki, 1 inci maddede de belirtildiği gibi- Adalet Komisyonu görevleri arasına girmektedir.

Uzun bir dönemdir, üç gündür -tartışmalarını yaptığımız- hâkim ve savcıların göreve başlamalarında, daha doğrusu göreve alınmalarında, mülakat sistemini tartışıyoruz. Bu yönetmeliğin 27 nci maddesine göre, gene, hâkim ve savcıların seçimi, Adalet Bakanlığının bünyesinde bulunun, genel müdür seviyesinde ve siyasî bir otoriteye bağlı kişilerce yapılmakta; ama, Adalet Komisyonu, yardımcı personeli göreve alınırken, bunun imtihanını yapan bu komisyon üyelerinin ikisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca tespit edilmektedir. Yardımcı personelde getirdiğimiz demokratik açılımı, yardımcı personelde gösterdiğimiz özeni, yargıç ve savcıların mesleğe başlamalarında gösteremiyoruz.

Şimdi, önümüzdeki günlerde, bölge mahkemelerinin göreve başlaması, çocuk mahkemelerinin göreve başlaması ve zaman içinde, aile mahkemelerinin de yaygınlaşması neticesinde, hakikaten yardımcı personele fazla ihtiyaç duyulacaktır. Zaten maddenin 1 nolu bendinde de, bu ihtiyacı karşılamada öncelikle hukuk fakültesi mezunlarına, daha sonra da adalet meslek yüksekokulu mezunlarına öncelik tanınarak bu açığın giderilmesi öngörülmektedir. Bu, Türkiye'de, artık, ihtiyacın çok çok üzerinde hukuk fakültesi açıldığını, kalitenin belirli bir baremin altına doğru düştüğünü gösteriyor. Bu gerçeği, bu tasarının görüştüğümüz 36 ncı maddesinin 1 nolu bendinde de görüyoruz. Önümüzdeki günlerde, siyasî amaçlarla üniversite açılması yönünde kanun tekliflerinin de getirileceğini görüyoruz. Yargı kararını oluşturacak personeli yetiştiren hukuk fakültelerinin sayısını çoğaltabilirsiniz; ama, onlara verilecek olan eğitimi yeterli düzeye getiremediğiniz müddetçe, oradan beklenen seviyeyi yakalayamazsınız. Yargı hatalarını çoğaltırsınız. Yargı hatalarını azaltmanın ve yargının kalitesini geliştirmenin en önemli şartı, kanunları doğru yorumlayacak ve doğru karar verecek yetenekli ve iyi eğitilmiş hukukçuları istihdam etmektir. Bu önümüzdeki günlerde yeniden üniversite açılması konusu gündeme geldiğinde, bu konunun değerli parlamenter arkadaşlarımca dikkate alınması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, yargıç açığımız var. Bunu, önümüzdeki günlerde 4 000'e yakın yargıç alarak tamamlayacağımızı belirtiyoruz. Mahkeme açığımız da var; bize sunulan genel gerekçede de belirtildiği gibi, 2003 yılı verilerine göre, ülkemizde halen 3 703 mahkeme bulunmakta; ama, 2006 yılında, bu mahkeme sayısı da hâlâ daha azaltılmış durumdadır.

Örneğin, benim kendi ilimde, 1980 sonrasında, Bayat İlçemizde, Çobanlar İlçemizde, Hocalar İlçemizde, Başmakçı İlçemizde törenlerle adliye açtık, bu sefer kapattık. Yargıda, hizmetin gereği olarak söyleniyor. Halbuki, adliyelerde, ben, şunu kabul edemem; eğitimin özel okulları vardır, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi vardır; dünyada sadece yargının özeli yoktur. Yargıda kâr amacı güdülmez. Yargıda hizmet önemlidir. Dolayısıyla, örneğin Sandıklı İlçemizde ağır ceza mahkemesi kalktı. Gerçi, bu arada Sayın Bakanıma da teşekkür etmek istiyorum; Sandıklı İlçemizde de yeni bir adliye binasının yapımı hızlı bir şekilde devam etmektedir.

Şimdi, adalet politikası olmayan bir konumdayız. Bir yerde yargıç açığını kapatmak için yeni yargıçlar alıyoruz, bir yerde adliyeler kapatıyoruz, bir yerde de Hâkimler ve Savcılar Kanununun, bugün, 2003 yılı verilerine göre 6 161 mahkeme olması lazım. Nereden tutarsanız tutun sallanan bir adliye mekanizması. Buna doğru karar vermek zorundayız; azaltma kararıysa, bunu iyi savunmalı ve sonuna kadar götürmelisiniz.

Değerli arkadaşlar, bu yasanın, demin söylediğim gibi iyi bir uygulama yöntemi var. Yardımcı personelde şunu söylüyoruz; Adalet Komisyonunun önüne gideceksiniz diyoruz. Adalet Komisyonunu kimler seçiyor; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçiyor. Orada, düzenlenecek olan sözlü sınavda başarıya ulaşacaksınız diyoruz. Yetmezse, gerektiğinde uygulamalı sınav yaptıracaksınız. Nedir; bilgisayar kullandıracaktır, nedir; daktilo kullandıracaktır. Yardımcı personel için böyle bir işlevi benimserken, yargıç alımında, demin de belirttiğim gibi, böyle bir özeni göstermiyoruz. Dilerim, o yargıç ve savcı alımında da bu yönteme gidilmelidir; yani, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun tespit edebileceği bir ortamda bu sınav yapılabilmelidir.

..

Geçen günlerde, illerimizde, açıktan atamayla personel alımı yapıldı, hemen hemen her ilde yapıldı ve orada imtihanlar yapıldı; başarılı olanlar, tahmin ediyorum, görevlerine de başlamak üzeredirler. Hiçbir sansasyon olmadı veya çok düşük seviyede kalmıştır; ki, bu doğaldır, küçük bir seviyede de olsa, bu tür bir olayın olmasını kabul etmek zorundayız.

Sevgili arkadaşlarım, üç gündür, bağımsız yargı, yargıç güvencesi, yargının siyasallaşması, bağımsız yargıyı yaratabilmek için Anayasamızda yapılması gerekli olan değişiklikleri, yeni kurulacak olan bölge adliye mahkemeleri, çocuk mahkemeleri nedeniyle yargıç açığı ve savcı açığının tespitinde yapılacak olan yöntemleri yeterince tartıştık. Görebildiğimiz kadarıyla, düşüncelerimizi paylaştık. Bunların uzun bir dönem tekrarında, bana göre, pek fazla yarar olduğu kanaatinde değilim. Bu tür bir düzenlemenin yararlı olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla, zaten, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, özünde aksayan yöntemleri de bu yasa tasarısının değişik maddelerinde belirtmiştik.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, 114 üncü maddede yapılan değişikliği benimsediğimizi, değişikliğe olumlu oy vereceğimizi belirtir, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber