'Yangınla kendi kendilerini öldürmüşler'

Coşkun Ergül - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki cezaevleri alt komisyonu, 16 Haziran 2012'te Şanlıurfa Cezaevin'de meydana gelen, 13 tutuklu ve hükümlünün hayatını kaybettiği yangınla ilgili incelemelerini raporlaştırdı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Ekim 2012 14:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Taslak rapora göre, Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, yangın öncesi C-15 koğuşunda ne yaşandığının şu aşamada tam olarak çözülemediğini, bu konuda müfettişlerin çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın ise kurtulan kişilerin yangının çıkış sebebini anlattıkları ilk ifadelerinde, "ölen kişiler arasında yer alan mahkumlardan üç veya dördünün yangın eylemi tertip edeceklerini söylediklerini, kendilerinin katılmayacaklarını beyan etmeleri üzerine tuvalete kitlendiklerini" söylediklerini kaydetti.

-"Geriye kalan 12 kişinin yerde yattığı..."-

C-15 koğuşundaki inceleme, rapora şu şekilde yansıdı:

"Koğuşta incelemelerde bulunan heyet, bu esnada yetkililerden bilgi aldı. Kapısı açıldığında yanık kokusunun hala hissedildiği koğuşta duvarların ve etraftaki eşyaların is olduğu, yerde sönmüş malzemelerin yığılı bulunduğu bir manzara ile karşılaşılmıştır. Bu tablo yatak süngerlerinin hemen kapı girişinde ateşe verildiği doğrultusundaki ifadelerle örtüşmektedir. Koğuşun üst katının dinlenme yeri, alt katının ise yaşam alanı olarak inşa edilmiş olduğu görülmüştür. Üst katta 3 tane ranza olup, koğuş toplamda 6 kişilik yatak kapasitesine sahiptir. Bu durumda geriye kalan 12 kişinin yerde yattığı ortaya çıkmaktadır."

İnfaz koruma baş memuru M.Ö, yangının 22.30 civarında gerçekleştiğini ifade ederek, yangının infaz koruma memuru tarafından fark edildiği esnada, ortamda ses veya bağrışma duyulmadığını söyledi.

Olaydan sağ kurtulan tutuklu, yangının vantilatör kavgasından çıktığı bilgisinin doğru olmadığını ifade ederek, "Tavandaki sabit vantilatörün parasını ben verip taktırdım. Aramızda ayrılık gayrılık yoktu" dedi.

-"Çarpıcı bir faaliyete imza atılmak istendi"-

Raporun sonuç bölümünde şu görüşlere yer verildi:

"-Devletin güvencesi altında bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaşamını yitirdiği esef verici olayın aydınlatılması ve buna benzer olayların tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması, üzerinde hassasiyetle durulması gereken konulardır.

-Kendi başlattıkları yangın sonrası 13 kişinin yaşamını yitirmesi, anlaşılması ve açıklanması güç bir olaydır. Olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılabilmesi için adli ve idari soruşturmaların sonucu beklenmelidir.

-Ceza infaz kurumu pratiğinde belli taleplerin karşılanmaması sonucu eylemlerin gerçekleşmesi mümkündür. Bununla birlikte somut olayda görülen ve son başvurulması beklenen koğuşun ateşe verilmesi eyleminin daha en baştan gerçekleşmesinin, hayatın olağan akışı ile bağdaştığını söylemek güçtür. Diğer taraftan eylemin tamamen kurumdaki olumsuz koşullardan kaynaklandığı varsayımı altında, kamuoyunun dikkatini çekmeyi sağlayacak çarpıcı bir "faaliyete" imza atılmak istendiği düşünülebilir.

-Yangın hangi saikle çıkartılmış olursa olsun, bu eylemin intiharı amaçlamadığı düşünülmektedir. Yangın eylemine iştirak edenlerin petrol türevinden üretilen yatak süngerlerinin kısa zamanda nefes almaya imkan vermeyecek yoğunlukta bir dumanı ortaya çıkaracağını hesap edemediklerine kanaat getirilmiştir. Tuvalete kapatılanların yangın eyleminden haberdar olmadıkları doğrultusundaki ifadeleri inandırıcı bulunmamıştır.

-Yangına müdahale esnasında kurum personelinin ihmali olduğu yönünde bir kanıya varılmamıştır.

-"Yangın vantilatör nedeniyle çıkmadı"-

-Cezaevindeki personel sayısı, bin 57 mahpusun barındırıldığı kurum için yetersizdir.

-Şanlıurfa E Tipi Ceza İnfaz Kurumu'ndaki yaşam şartlarının olumlu olduğunu söylemek güçtür.

-Cezaevinde kapasite fazlası tutuklu ve hükümlü barındırılmaktadır. Kapasitesi 600 olan cezaevinde yangın öncesi itibariyle, kapasitesinin oldukça üzerinde (1057 kişi) mahpus barındırıldığına işaret etmek gerekir.

-Olayın oluş şekli ve sağ kurtulan tutukluların beyanları ışığında, yangının, yaşamını yitiren üst kattaki mahpuslarca başlatıldığı anlaşılmaktadır. Yangının vantilatör kavgası nedeniyle çıkmamış olduğu tespit edilmiştir.

-Yangın hangi saikle çıkarılmış olursa olsun, devletin güvencesi altında bulunan 13 kişinin yaşamını yitirmesi kabul edilemez bir durumdur. Cezaevi binası modernize edilmesi gereken eski bir yapıdır. Bu çerçevede kamera ve yangın ikazı

(sensör) düzeneğinin kurulması önem arz etmektedir.

-Petrol türevinden üretilen yatak süngerlerinin kullanımının büyük bir risk olduğu bu olayda somut bir şekilde görülmüştür. Bu uygulamanın terk edilmesi tavsiye edilmektedir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber