Üst Düzey Kadrolara Atama Usulü Artık Değişmeli

Devlette her şey onaya bağlı halde ve ne yazıkki AKP bile buna ilişkin sistemi değiştirememiştir. Onaya bağlı olan en önemli konulardan birisi de Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda üst düzey kadrolara kimlerin onayı ile atama yapılacağına ilişkindir. 1981 yılında yürürlüğe giren bir kanun ile yürütülen bu türdeki atamalarda, artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayrıntılar için başlığa tıklayın.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 05 Nisan 2006 00:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BAKANLIKLAR VE BAĞLI KURULUŞLARDA ATAMA USULÜNE İLİŞKİN KANUNLA İLGİLİ AÇIKLAMALAR

2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunda; Başbakanlık ve bakanlıklarla, bunlara bağlı kuruluşlarda, teşkilat kanunu bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, atama ve nakillerin bu Kanunda belirtilen usullere göre yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yine 2451 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile, (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılacağı, bunların nakilleri ve görevden alınmalarında da aynı usule göre işlem yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu Kanunun 1 Sayılı Cetvelinde; Valiler; Büyükelçiler, Daimi Temsilciler, Daimi Delegeler; Diyanet İşleri Başkanı ve Yüksek Din Kurulu Üyeleri;Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerine, Bakanlar Kurulu Kararı ile atama yapılmaktadır.

2 Sayılı Cetvelde ise; Müsteşar ve yardımcıları (Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri ve Yardımcıları dahil);Genel Müdür ve Yardımcıları (Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Genel Sekreteri ve Yardımcısı, Hazine Genel Müdürü ve Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri ve Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma idaresi Başkanı ve Yardımcısı dahil), Devlet Planlama Teşkilatı Genel Sekreteri ve Daire Başkanları, Devlet Planlama Teşkilatı Planlama Uzmanı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurul Üyeleri ve Genel Sekreteri, Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclis Başkan ve Üyeleri, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı, Devlet Personel Başkanı, Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreteri, Bakanlıklardaki Kurul Başkanları ve Üyeleri, Bakanlık Müfettişleri (Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları ve Bankalar Yeminli Murakıpları dahil) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri, Bakanlık Müşavirleri, Birinci Hukuk Müşaviri, Bakanlık Daire Başkanları, İl İdare Şube Başkanları, Bölge Müdürleri ve Başmüdürler, Vali Muavini, Kaymakam, İl Hukuk İşleri Müdürü, Polis Akademisi Başkanı, İl Emniyet Müdürü, kadrolarına ilgili bakan, başbakan ve Cumhurbaşkanının ortak kararı ile atama yapılmaktadır.

Bu Kanunun 1 sayılı Cetvelinde yer alan görevlere Bakanlar Kurulu Kararı ile atama yapılmasını anlamak mümkündür. Çünkü, bu görevlerde bulunanların genel bir temsil yetkisinden söz edebiliriz. Örneğin Valililer hem devleti hem de hükümeti temsil ederler.

Bu Kanunun 2 sayılı cetvelinde bulunan bazı görevlere müşterek kararname ile atama yapılmasını anlamak mümkün olmakla birlikte bu cetvelde yer alan bazı görevlere niçin müşterek kararname ile atama yapıldığını anlamak mümkün değildir.
Örneğin Planlama Uzmanı kadrosuna niçin müşterek kararname ile atama yapılmaktadır veya müşterek kararnameye gerek varmıdır? Bu kadroya eş değer bir çok kadroya bakan onayı ile atama yapılmaktadır.
Yine örneğin Hazine Uzmanı, Başbakanlık Uzmanı vb. unvanlarda neden müşterek kararname ile atama yapılmamakktadır?

Yine burada yer alan birçok kadroya eş değer kadrolara bakan onayı ile atama yapılabilmektedir. Örneğin Genel Müdür Yardımcısı kadrosuyla her yönden aynı olan hatta üstün tarafları da olan Devlet Personel Başkan Yardımcısı kadrosuna, TOKİ Başkan Yardımcısı kadrosuna vb. bakan onayı ile atama yapılmaktadır. Bu kadroların Genel Müdür Yardımcısı kadrosundan daha az güvencesiz olduğunu kim nasıl iddia edebilir? Bu kadrolara müşterek kararname ile atama yapılmasının bürokrasiye arttırmaktan başka nasıl bir katkısı olabilir.

Başka bir örnek vermek gerekirse, Bakanlık Müşaviri kadrosuna müşterek kararname ile atama yapılmaktadır. Ancak, yine istisnai kadrolar arasında yer alan Başbakan Başmüşaviri kadrosuna müşterek kararname ile atama yapılmamaktadır. Bu durumu anlamak mümkün değildir. Bakanlık müşaviri ile Başbakan başmüşavirini kıyaslamak dahi mümkün değildir.

Burada belirtmek istediğimiz husus Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarının bu tür işlerle niçin meşgul edildiğidir.

Sonuç olarak 2451 sayılı Kanunun yeniden gözden geçirilmesinin son derece isabetli olacağını düşünüyoruz. Bu durum her ne kadar Cumhurbaşkanını by pass gibi düşünülse de aklın yolunun bir olduğunu düşünüyoruz. Yukarıdaki örneklerde de görüleceği üzere müşterek kararnameli bir çok görevden daha üst görevlere bakan onayı ile atama yapıldığı görülecektir. Yine bu Kanunun çok eski ve deforme bir kanun olduğu aynı zamanda da ihtilal sonrası çıkan bir kanun olduğu 1981 yılında yürürlüğe girmesinden anlaşılsa gerektir. Burada yapılması gereken sadece korkuları yenmektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber