Çölyak hastalığının belirtileri.

Çölyak bir yaşam biçimi, tek eksik farkındalık!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 09 Mayıs 2014 12:29, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Çölyak hastalığının belirtileri.

Onları misafiriniz olarak ağırlıyorsanız, yaptığınız envai çeşit pasta, börek ve keklerinizden yemesi için sakın ısrar etmeyin! Hatta, siz bir şeyler atıştırırken, yanlarında getirdikleri kendilerine özel yiyecekleri çantalarından çıkarıp yemeye başladıklarında sakın yadırgamayın. Eğer bir çölyak hastası misafiriniz varsa, ya da bir çölyaklının misafiriyseniz, hani o alışageldiğiniz ikram anlayışını onlar için ertelemek zorundasınız! Çünkü onlar hayatları boyunca buğday ve türevlerini yiyemiyor. Eğer, "bir kereden bişey olmaz!" mantığıyla aşırı ısrarcı olursanız, bir uzman hekimin ifadesiyle ona adeta "çamaşır suyu içirmiş gibi" muamele etmiş olacaksınız...

Böyle bir girişle çölyaklıları adeta bir "ucube" gibi tanıtmak niyetinde değiliz elbette. Aslında çoğu uzmana göre çölyak bir hastalıktan ziyade, bir yaşam biçimi. İçeriğindeki gluten maddesi yüzünden buğday ve türevlerini tüketmesi yasak olan çölyak hastaları, gluten içeren yiyeceklerden uzak durdukları sürece hiçbir problem yok. Zira, bir çölyak hastası gluten içeren özellikle buğday unu ve mamullerinin tozuna bile dikkat etmek zorunda. Son derece zor gibi görünse de, "ah vah" edip mazeret üretmektense bu durumu kabullenerek, evirip çevirip hayatının her anından lezzet alan çölyaklı sayısı azımsanmayacak kadar çok. Hatta bazıları işi o kadar ileriye götürmüş ki, glutensiz yiyecekler konusunda adeta sanat icra ediyor. Ülkemizde tespit edilmiş çölyak hastalarının sayısı genel nüfusa oranla çok az. Dolayısıyla, onlara özel üretilen glutensiz yiyeceklerin sayısı da aynı paralelde az ve üretim aşamasında büyük dikkat gerektirdiği için son derece pahalı. Örneğin, normal bir makarnayı marketten yaklaşık 1 TL'ye alma imkanınız varken, gluten içermeyen bir makarnayı 10-12 TL'ye alıyorsunuz! Bu nedenle, her çölyak hastası çoğunlukla kendi başının çaresine bakıyor ve bu alanda çok sayıda başarı hikayesi görmek mümkün. Kendi ekmeklerini üretiyorlar, tatlı, börek, pasta ve keklerini yapıyorlar...

Dünyada "Çölyak Günü" olarak kutlanan 9 Mayıs'ta, Kütahya DPÜ Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroentoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Süleyman Coşgun'la çölyak hastalığını konuştuk. Son zamanlarda branşında önemli başarılara imza atan Dr. Coşgun'la, yine bir çölyak hastası olan Nuray Sayıner röportaj yaptı. Dr. Coşgun çölyak hakkında gerek teknik, gerekse gündelik anlamda önemli bilgiler aktardı. Gluten maddesinin bağırsaklar vasıtasıyla vücudu zamanla dirençsiz hale getirdiğini aktararak, vücudun buna bir süre sonra direnç gösteremediği için kemik erimesi başta olmak üzere daha çok sayıda zararlara maruz kaldığını kaydeden Coşgun, önemli olan şeyin teşhis olduğunu vurguladı. Kan tahlili başta olmak üzere teşhisin değişik belirtilerle de mümkün olduğunu söyleyen Coşgun, "Ancak bazı hastalarda belirtiler tam olarak teşhis imkanı vermez. Hatta belirtileri bu yönde olmayan bazı hastalar için çölyak ihtimalini de göz önünde bulundurarak, bu konuya yoğunlaştığımız oluyor" diyor. Coşgun, çölyak hastalarının en az kendisi kadar, aile bireylerinin de gereken hassasiyeti göstermesi gerektiğine de vurgu yapıyor. Yani, bir ailede çölyaklı varsa, aile bireylerinin de bu yaşam biçimine uyum sağlaması en önemli şeylerin başında geliyor.

"Toplumda farkındalık için sivil girişimler önemli"

Göreve geldiği günden bu yana çok sayıda değişikliğe imza atarak, kısa zamanda sağlık alanında önemli projeleri hayata geçiren Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Mithat Ekici ise, bu konuda farkındalık oluşturulması gerektiği görüşünde. Devletin bu konuda bazı desteklerinin bulunduğuna işaret eden Ekici, sivil girişimlerin öneminin altını çiziyor. Dernekler vasıtasıyla yapılacak çeşitli etkinlik, proje ve girişimlerin toplumda farkındalık oluşturmak adına büyük önemi olduğunu vurgulayan Ekici, "Daha ileri düzeyde, yasama organı; yani siyasilerin de bu konuda dikkati çekilerek, çölyak hastalarına daha fazla destek alınması mümkün olabilir" diyor. Devlet, şu an çölyak raporu verilen bir hastaya aylık 70 TL civarında cüzi bir ücret ödüyor. Türkiye'de hali hazırda 700 binin üzerinde tespit edilmiş çölyak hastası bulunuyor.

Söz konusu ödeme için "Hiç yoktan iyidir" diyen Nuray Sayıner, çölyak olduğunu anlayana kadar büyük sıkıntılar çekmiş. Özellikle ailesinin büyük fedakarlıklarda bulunduğunu kaydeden Sayıner, bu duruma alıştığını belirterek, çölyak konusunda sürekli araştırma yapıyor. Kütahya'da tespit ettiği; kendi ifadesiyle "çölyakdaşlarıyla" zaman zaman bir araya gelen Sayıner, alışveriş yaptığı marketlerin raflarında glutensiz ürün çeşitliliğinin arttırılması için de market yöneticileriyle sürekli irtibat halinde. Çölyakla ilgili en büyük paylaşım mekanizmasının internet ortamı olduğunu kaydeden Sayıner, "Özellikle sosyal medyada çölyakdaşlarımla sürekli irtibat halindeyim. Birbirimize glutensiz yiyecek tarifleri veriyor, zaman zaman bir araya gelerek glutensiz marifetlerimizi paylaşıyoruz. Denizli'de eğitim gören kızımı ziyarete gittiğimde oradaki çölyakdaşlarımla bir araya gelme imkanım oldu. Hastalığım sayesinde yeni bir sosyal çevre edinmiş oldum. Yakın zamanda Kütahya'da bir dernek kurup, çölyak hastaları için mücadele etmek istiyorum. Bu konuda görüşmelerimiz oldu ve çok güzel tepkiler aldık. İlimizin çeşitli kademelerindeki yöneticilerimizin gösterdikleri hassasiyet bize büyük güç verdi" ifadesini kullanıyor.

Çölyak hakkında

Çölyak hastalığı (Gluten Enteropatisi); bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır.

Belirtileri

Küçük çocuklarda kusma, ishal, karın şişliği, iştahsızlık, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabileceği gibi daha ileri yaşlarda sadece kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinemeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösterir.

Çölyak hastası olan kişiler buğdayda, arpada, çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Çölyaklı hastalar gluten içeren yiyecekler yediklerinde, onların bağışıklık sistemleri bunu ince bağırsaklara zarar vererek yanıtlar. Özellikle çok küçük ve parmak şekline benzeyen villus olarak adlandırılan ince bağırsaktaki emilimi sağlayan yapılar kaybolur; diğer bir deyişle düzleşir ve görevini yapamaz hale gelir.

Yiyeceklerdeki besinler bu villuslardan geçerek kan dolaşımı içine emilirler. Villuslar olmadan kişi; ne kadar yiyecek yerse yesin beslenemez. Vücudun kendi bağışıklık sistemine zarar vermesinden dolayı çölyak hastalığı oto-immün sistem rahatsızlığı olarak düşünülmektedir. Bununla birlikte, yiyeceklerin emilememesinden dolayı sindirim rahatsızlığı olarak da sınıflandırılabilmektedir.

Tanı Yöntemi

Çölyak hastalığının kesin tanısı ancak deneyimli bir gastroenterolog tarafından yapılacak kan tahlilleri ve ince bağırsak biyopsisi ile tanımlanabilir. Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır, yani ailevi kalıtım söz konusudur. Bazen hastalık bir ameliyat, çocuk doğumu, hamilelik, viral enfeksiyon ya da şiddetli duygusal stresten sonra tetiklenebildiği gibi, ilk seferde de aktif olabilir. Hastalık yaşamının her hangi bölümünde ortaya çıkabilmektedir. Çölyak kimi kişilerde çocukluk, kimilerinde ergenlik, kimilerinde ise orta yaş grubunda ortaya çıkabilmektedir.

Tedavi Şekli

Tanı konulduktan sonraki aşamada uyulması gereken tek tedavi yöntemi, uzman hekim tarafından önerilen gluten içermeyen besinlerle beslenmektir. Gluten buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunduğu için bu gıdalardan ömür boyu uzak durmak gereklidir.

Çölyaklı kişiler normal ekmek, makarna, pasta, börek, bisküvi ve benzeri çok sayıda gıdayı yememek durumundadır. Mısır unu, pirinç unu, soya unu, patates unu gibi maddeler gluten içermediği için rahatça tüketilebilir. Çölyak hastaları gluten unundan yememelidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber