İşte dövizi fırlatan 2 etken
Başka ülkelerin şu günlerdeki derdi borsalardaki sarsıntı. Borsalardaki sarsıntı yavaşlayınca onlar rahat edecek. Bizde de borsa sarsıldı. Bizde borsanın sarsılmasında dünyada esen rüzgârın olumsuz etkisi var ama, bizde borsanın (göreceli olarak) başka ülkelerdekinden daha çok sallanmasının nedeni "döviz" oldu.
Başka ülkelerde olan biten nedir? Piyasalarda aşırı bir şişme
olmuştu. "Balon" diye nitelendirilen bu şişmenin inmesi bekleniyordu.
Varlık değerlerinin şişmesi, şirketleri ve insanları rahatlatıyor. Daha rahat
para harcamalarını teşvik ediyordu. Şirketler ve insanlar daha rahat para
harcayınca enflasyonist eğilimler ortaya çıktı.
Bu durumda merkez bankaları enflasyonist eğilimi frenlemek
için faiz artırımına gitti. Faiz artırımıyla hedef, talebin kısılması. Talebin
kısılması demek durgunluk demek. Durgunluk demek, şirketlerin üretiminde ve de
kârlılıklarında gerileme demek.
Durgunluk korkutuyor...
Başka ülkelerde borsalarda şirket değerlerini, dolayısıyla hisse senetlerinin
değerlerini belirleyen, şirketlerin satışlarının büyümesi ve kârlarının
büyümesidir. Satışlar ve kârlar düşerse, hisse senetlerinin değeri de düşer.
İşte bu nedenle faizlerin yükselmesi, başka ülkelerde borsaya
yatırım yapanların borsadan belli ölçüde kaçmalarına yol açıyor.
Bir ülkedeki hareket başka ülkelere de kolaylıkla sıçrıyor. Çünkü günümüzde
borsalara yönelen paralar belli merkezlerden idare ediliyor. Belli yatırım
bankaları ve fonlar, önce paraları topluyor, sonra bunları o borsadan bu borsaya
gezdirerek işletmeye çalışıyor.
Tabii ki dünya borsalarında esen rüzgâr dönüp dolaşıp (veya
anında) bizim gibi ülkelerin borsalarını da etkiliyor.
Mayıs ayı rakamlarına göre bizim borsamızda işlem gören hisse senetlerinin yüzde
65.1'i yabancıların. Bu hisse senetlerinin mayıs ayındaki değeri 29.6 milyar
dolar.
İstikrarsızlık kaçırıyor...
Yabancı yatırımcının dünyada esen rüzgârın etkisinde bu hisse senetlerinin belli bölümünü satarak borsadan çıkmayı düşünmesinden doğal bir şey olamaz.
Amma ve lakin... Bizim derdimiz borsa değil, döviz. Borsanın
düzelmeye başlamasıyla sorunlarımız bitemeyecek. Bizde yabancıları harekete
geçiren "cari açığın/döviz açığının" giderek büyümesi, ülke riskinin artması
karşısında istikrarın bozulmaya başlamasıdır.
Yabancı, Türkiye'ye getirirken 1.3 YTL'den bozdurduğu dövizi, Türkiye'den
çıkarken 1.6 YTL'den alırsa "sermayeden zarar eder". Yabancılar için döviz
fiyatının yükselmesi biz Türklerden daha tehlikeli bir gelişmedir. Böyle bir
gelişme başladığında yabancı (bugüne kadarki kazancını cebine koyarak) YTL'ye
bağladığı parasını bir an önce dövize çevirerip ülke dışına çıkarma telaşına
girer.
Bizde de olan budur. Yabancı yatırımcı döviz fiyatı daha fazla artmadan (bugüne kadar elde ettiği kazancı yeterli görüp) elindeki bonoyu ve hisse senedini ucuza satarak YTL'den dövize dönme arayışına girdi. Yabancının döviz talebi artınca döviz fiyatı yükseliyor...
Şimdi bizim sorunumuz, dünyadaki rüzgârın etkisinde kaçan yabancıyı yakalamak değil, döviz fiyatındaki yükselme eğiliminden kaçanların kaçmalarına neden olan istikrarsızlığı ve riski yok etmek... Bunun da yolu cari açığı/döviz açığını küçültmektir. Doların 1.3 YTL'den 1.6 YTL'ye çıkması, tek başına döviz açığının küçülmesini sağlayamaz.
milliyet