İşte dövizi fırlatan 2 etken

Haber Giriş : 19 Haziran 2006 10:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başka ülkelerin şu günlerdeki derdi borsalardaki sarsıntı. Borsalardaki sarsıntı yavaşlayınca onlar rahat edecek. Bizde de borsa sarsıldı. Bizde borsanın sarsılmasında dünyada esen rüzgârın olumsuz etkisi var ama, bizde borsanın (göreceli olarak) başka ülkelerdekinden daha çok sallanmasının nedeni "döviz" oldu.

Başka ülkelerde olan biten nedir? Piyasalarda aşırı bir şişme olmuştu. "Balon" diye nitelendirilen bu şişmenin inmesi bekleniyordu.
Varlık değerlerinin şişmesi, şirketleri ve insanları rahatlatıyor. Daha rahat para harcamalarını teşvik ediyordu. Şirketler ve insanlar daha rahat para harcayınca enflasyonist eğilimler ortaya çıktı.

Bu durumda merkez bankaları enflasyonist eğilimi frenlemek için faiz artırımına gitti. Faiz artırımıyla hedef, talebin kısılması. Talebin kısılması demek durgunluk demek. Durgunluk demek, şirketlerin üretiminde ve de kârlılıklarında gerileme demek.

Durgunluk korkutuyor...
Başka ülkelerde borsalarda şirket değerlerini, dolayısıyla hisse senetlerinin değerlerini belirleyen, şirketlerin satışlarının büyümesi ve kârlarının büyümesidir. Satışlar ve kârlar düşerse, hisse senetlerinin değeri de düşer.

İşte bu nedenle faizlerin yükselmesi, başka ülkelerde borsaya yatırım yapanların borsadan belli ölçüde kaçmalarına yol açıyor.
Bir ülkedeki hareket başka ülkelere de kolaylıkla sıçrıyor. Çünkü günümüzde borsalara yönelen paralar belli merkezlerden idare ediliyor. Belli yatırım bankaları ve fonlar, önce paraları topluyor, sonra bunları o borsadan bu borsaya gezdirerek işletmeye çalışıyor.

Tabii ki dünya borsalarında esen rüzgâr dönüp dolaşıp (veya anında) bizim gibi ülkelerin borsalarını da etkiliyor.
Mayıs ayı rakamlarına göre bizim borsamızda işlem gören hisse senetlerinin yüzde 65.1'i yabancıların. Bu hisse senetlerinin mayıs ayındaki değeri 29.6 milyar dolar.

İstikrarsızlık kaçırıyor...

Yabancı yatırımcının dünyada esen rüzgârın etkisinde bu hisse senetlerinin belli bölümünü satarak borsadan çıkmayı düşünmesinden doğal bir şey olamaz.

Amma ve lakin... Bizim derdimiz borsa değil, döviz. Borsanın düzelmeye başlamasıyla sorunlarımız bitemeyecek. Bizde yabancıları harekete geçiren "cari açığın/döviz açığının" giderek büyümesi, ülke riskinin artması karşısında istikrarın bozulmaya başlamasıdır.
Yabancı, Türkiye'ye getirirken 1.3 YTL'den bozdurduğu dövizi, Türkiye'den çıkarken 1.6 YTL'den alırsa "sermayeden zarar eder". Yabancılar için döviz fiyatının yükselmesi biz Türklerden daha tehlikeli bir gelişmedir. Böyle bir gelişme başladığında yabancı (bugüne kadarki kazancını cebine koyarak) YTL'ye bağladığı parasını bir an önce dövize çevirerip ülke dışına çıkarma telaşına girer.

Bizde de olan budur. Yabancı yatırımcı döviz fiyatı daha fazla artmadan (bugüne kadar elde ettiği kazancı yeterli görüp) elindeki bonoyu ve hisse senedini ucuza satarak YTL'den dövize dönme arayışına girdi. Yabancının döviz talebi artınca döviz fiyatı yükseliyor...

Şimdi bizim sorunumuz, dünyadaki rüzgârın etkisinde kaçan yabancıyı yakalamak değil, döviz fiyatındaki yükselme eğiliminden kaçanların kaçmalarına neden olan istikrarsızlığı ve riski yok etmek... Bunun da yolu cari açığı/döviz açığını küçültmektir. Doların 1.3 YTL'den 1.6 YTL'ye çıkması, tek başına döviz açığının küçülmesini sağlayamaz.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber