SPK Başkanı:Ak Parti kadrolaşmasından nasibimizi aldık

Haber Giriş : 21 Ağustos 2006 10:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

referans

SPK Başkanı Doğan Cansızlar, diğer Kurul üyeleriyle idari işleyişle ilgili sıkıntalar yaşandığını belirterek, "Ama bunlar iç işleyişle ilgili. Sektörel hiçbir konuda tek bir taviz vermem" diye konuştu.

Kasım ayında dolacak görev süresinin süresinin ardından kamuda kalmayı düşünmeyen Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, dört yıllık Ak Parti iktidarında yaşanan kadrolaşma politikasından kendi kurumunun da payını aldığını söyledi. Ak Parti iktidarının bütün kamu sektöründe yarattığı değişimi görmenin mümkün olduğunu belirten ve SPK için "Spesifik olarak şu oldu, bu oldu" açıklamalarının doğru olmayacağını düşünen Cansızlar, "Ama SPK da bundan nasibini almıştır" dedi.

Görev süresinin dolmasına iki yıl kala SPK'nın diğer üyeleriyle arasında bir yetki tartışması da doğan Cansızlar, bundan böyle kamunun herhangi bir alanında görev almayı düşünmüyor. Ancak, "Henüz kararımı kesin olarak vermiş değilim, burası Türkiye ne olacağı hiç belli olmaz" diyen Cansızlar, kamudan ayrılsa da emekli hayatı yaşamayacak. SPK gibi bir yerde 6 yıl yıllık görev süresinin mevcut koşullarda yeterli olduğunu ancak tası tarağı toplayıp bir kenara çekilmeyi düşünmediğini de ifade eden Cansızlar, "Sonuçta sokakta limon satacak değilim, 6 yıldır bu sektördeyim burada çok şey öğrendim, deneyimlerimi ileride yine bu sektöre verebilirim" açıklamasında bulundu.

Sektör konusunda taviz vermem

Bir süredir kulislerde konuşulan ve zaman zaman kamuoyuna da yansıyan SPK'nın diğer üyeleri ile arasında sıkıntılar yaşandığı yönündeki iddialara da yanıt veren Cansızlar, yaşananların iç işleyişle ilgili sorunlardan kaynaklandığını belirtti. Cansızlar, "Kurul içinde yetkilerinin dışında davranmak isteyen arkadaşlarımız nedeniyle sıkıntılar yaşandığı doğru. Ama bunlar iç işleyişle, idari konularda yaşanan sıkıntılar. Bunun dışında sektörü ilgilendiren hiçbir konuda taviz vermem" diye konuştu.

Üst kurulu sindirmek zor

Devlet Bakanı Ali Babacan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı "SPK, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Sigortacılık Genel Müdürlüğü'nü tek çatı altında toplayacağız" açıklamaları ile gündeme gelen üst kurul konusunda ise "Türkiye bunu henüz içine sindirecek durumda değil" değerlendirmesinde bulunan Cansızlar, şunları söyledi: "Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin büyük bir bölümünde mega düzenleyici ve denetleyici kurumlar oluşturmaya yönelik bir trend var. Türkiye içinse bu şablonun iyi olacağını söylemek doğru olmaz. Acaba böyle bir mega regülatörü, 550-600 milyar dolarlık hacmi denetleyen böyle bir kurulu kamuoyu, bürokratik yapı, hükümetler içlerine sindirebilirler mi. Yani bakanlar üstü bir konumdur bu. Siyasiler ve bürokratik çevre içine sindirebilir mi?" "Siz içinize sindirebilir misiniz" sorumuzu ise "Evet" sözleriyle yanıtlayan Cansızlar, bağımsız idarelerin siyasi operasyonlardan bağımsız olduğunu belirterek, "Tabii ki hükümetin politikaları ile hareket etmek zorundadırlar. Ama eğer tasarruf tedbirleri ile sıkıştırmalar, faaliyet engellemeler, ücret sınırlamaları, Kamu İhale Kanunu'nun getirdiği kısıtlamalar devam edecekse buna hiç gerek yok, anlamı da yok" diye konuştu.

Taşınma gündeme gelmedi

Babacan'ın üst kurul açıklamaları ile gündeme gelen Merkez Bankası'nı da içerecek şekilde düzenleyici ve denetleyici kurumların İstanbul'a taşınması konusunda ise "Biz de basından izliyoruz. Ama İstanbul, Türkiye'nin gözbebeği olan bir şehir, bir finans merkezi" dedi. Bugüne kadar kendilerine bu yönde bir görüş sorulmadığını ve kuruluş kanununa göre SPK'nın merkezinin Ankara olduğunu ifade eden Cansızlar, "Zaten SPK'nın İstanbul'da binası ve yüze yakın personeli bulunuyor. Dolayısıyla bir bölümünün İstanbul'a takviye edilmesinde bir sakınca yok. Hitab ettiğimiz sektör borsa, aracı kurumlar ve bunlar İstanbul'da. Dolayısıyla itiraz etmem. Fakat Akara'yı da tamamen terk etmek bana göre doğru değil" diye konuştu.

Küçük yatırımcının umudu Başbakanlık'ta

Doğan Cansızlar da eski SPK Başkanı Ali İhsan Karacan gibi, el konulan bankalar ve imtiyaz sözleşmesi iptal edilen şirketler nedeniyle mağdur olan 350 bin küçük yatırımcı için Yatırımcıları Koruma Fonu'nun devreye girebileceğine inanıyor. "El konulan bankalarda olduğu gibi küçük yatırımcıların kanunlar çerçevesinde haklarının elinden alınması sermaye piyasalarının büyük bir ayıbı. Ama bunun için kanun değişikliği gerekiyor" diyen Cansızlar, gerekli girişimlerde bulunduklarını da belirtiyor. Aracı kurumların batması riskine karşılık kurulan Yatırımcıyı Koruma Fonu'nun bir kanunla genişletilebileceğini, ve buraya Hazine ile İMKB'den kaynak sağlanabileceğini kaydeden Cansızlar, "Başbakanlık'a gönderdiğimiz kanun taslaklarında da bu var, ama bir ses çokmadı henüz. Kanun çıkmadığı sürece yatırımcılarının haklarının iade edilmesi mümkün değil" dedi.

Yüksek faiz dönemine son verilmeli

Şu anda Türkiye'de uygulanan ekonomik programın kriz döneminde hazırlandığını belirten Doğan Cansızlar'a göre, ekonomi yönetimi 2003 sonundan itibaren, dışarıdan para çekmeyi amaçlayan "yüksek reel faiz - düşük kur" politikasını yumuşak bir biçimde değiştirmeliydi. "Çünkü likidite bolluğu oluştu" diyen Cansızlar, "Şu andaki faiz maliyeti sadece vatandaşın sırtında. Kimsenin ekonominin büyümesi ve istihdamı dışlayacak bir para politikasını benimseme lüksü yok. Sadece fiyat istikrarına odaklı bir politika gelişmiş ülkelerde olur. Ama bizim gibi ülkelerde hem fiyat istikrarı, hem de reel sektör ile istihdam da gözetilmeli. Çok daha dikkatli olmamız gereken bir döneme giriyoruz, yabancıları ürkütürseniz giderler tamam ama gitmesin diye de reel faizi yüksek tutmamalısınız. Bunun maliyeti de vatandaşın ve reel sektörün sırtına olur" açıklamasında bulundu.

Stopaj politikası yanlıştı

Bu yıl başında sermaye ve para piyasalarından elde edilen kazançlardan elde edilen gelirden kesilmeye başlanan yüzde 15 stopajın daha sonra yabancı yatırımcı için sıfırlanmasını, yerli yatırımcı içinse indirilmesini doğru bulmadığını belirten Doğan Cansızlar, "Yüzde 15 stopaj gündeme geldiğinde doğru bulmadığımızı söylemiştik ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan size kızmıştı. Ama altı ay sonra kalkıp düzeltme yoluna gittiler" diye konuştu. Bunun yatırımcıların ileriye yönelik olarak güvenini sarsabileceğini ifade eden Cansızlar, "Bir şeyi bozuyorsunuz, sonra düzeltirken de bunu tam yapmayıp, yerli-yabancı ayrımı yapıyorsunuz. Ama herhangi bir ayrıma gidilmemeli" dedi. Sermaye ve para piyasalarında vergilendirmenin basit ve anlaşılabilir bil dilde olması gerektiğine de dikkat çeken Cansızlar, "Esas olan beyan usulüdür ama bunun için henüz alt yapı yeterli değil. O zaman geçici işlem vergisi benzeri bir şey olmalı. Bu da çok yüksek bir oran olmamalı ve yerli-yabancı ayrımı da yapılmamalı. Ayrımcılık doğru değil" açıklamasında bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber